Kilise’nin Mezmurlar 22:17 (16) üzerinde yapmış olduğu oynamaların ilk bölümü için bakınız:
Mezmurlar 22:17 (16) “Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar?”
“Jews for Jesus” adlı Hristiyan misyonerlik kurumunun kurucusu olan Moshe Rosen, Mezmurlar 22:17 (16)’de כָּ֝אֲרִ֗י (kaari) kelimesinin Hristiyan çevirilerinde niçin “deliyorlar” olarak tercüme edildiğini açıklamak için yaratıcı çözümler bulmaya çalışmaktadır.
Rosen, misyoner faaliyetleri için çok sayıda dağıtılmış “Y’shua” adlı kitabında, כָּ֝אֲרִ֗י (kaari) kelimesinin “aslan gibi” anlamına geldiğini ve “deliyorlar” anlamına gelmediğini kabul etmektedir! Ancak bu durum Yahudiler’in söylediklerinin doğru olduğunu kabul etmek anlamına geldiği için, başka bir iddiada bulunmaktadır:
Hristiyanların eklemiş olduğu, “deliyorlar/deldiler” kelimesinin hiçbir İbranice Masoretik metinde bulunmamasının nedeni olarak, metini yazan Yahudi yazıcının yanlışlıkla “deliyorlar/deldiler” kelimesinin harflerinde değişiklik yaparak, “deliyorlar” kelimesini “aslan gibi” olarak değiştirmiş olabileceğini öne sürmektedir. Kitabında kendi sözleriyle şöyle demektedir:
“Konuyu en iyi şu şekilde anlayabiliriz: İbranice’de “kaaru” kelimesi “deldiler” anlamına gelir, “kaari” kelimesi ise “aslan gibi” anlamına gelir. İki kelime arasındaki tek fark, kelimenin son harfidir. “Deldiler” kelimesi İbranice “vav” harfi ile sona erer, “aslan” kelimesi ise “yod” harfi ile biter. “Vav” ve “yod” harfleri biçim olarak birbirine benzer ve yazıcı “yod” harfine dikey çizgiyi eklemeyerek, son harfi “vav” harfi yerine “yod” harfi olarak değiştirmiş olabilir.”
Kendiniz kontrol edin! KAYNAK: Rosen, Moishe. Y’shua. Chicago: Moody, 1982, 45-46. sayfalar.
Rosen’ın bu iddiası misyonerler tarafından sıkça alıntı yapılarak misyonerlik faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Ancak, İbranice bilen her kişinin – çocuklar da dahil olmak üzere – hemen fark ettiği gibi, bu iddia tümüyle gerçek dışıdır.
Neden?
Çünkü, Rosen’in iddia ettiği gibi, “Aslan gibi” anlamına gelen, kaf (כּ), alef (א), reş (ר), yod (י) harflerinden oluşan “kaari” kelimesini, kaf (כּ), alef (א), reş (ר), vav(ו) harflerinden oluşan “kaaru” (כָּאֲרוּ) kelimesine dönüştürme, “deldiler” anlamına gelen İbranice bir kelime oluşturmaz.
Neden?
Çünkü, “kaaru” kelimesinin İbranice’de hiçbir anlamı yoktur. Yani, İbranice dilinde “kaaru” diye bir kelime mevcut bile değildir!
Kendiniz kontrol edin!
“Kaaru” kelimesine benzeyen, İbranice’de var olmayan bir kelimeyi tertip edebilmek için, sadece “yod” harfini “vav” harfine çevirmekle kalmayıp, aynı zamanda kelimenin başındaki “alef” harfini de ortadan kaldırmak zorundasınızdır. Bu değişiklikleri yaparsanız, kaf, reş ve vav harflerinden oluşan üç harfli “karu” (כָּרוּ) kelimesini oluşturursunuz.
Ancak tertip edilebilecek “karu” kelimesi de “deldiler” anlamına gelmemektedir, “kazarak açmak” anlamına gelmektedir. Kutsal Kitap’ta “delmek, saplamak, batırmak” anlamları için kullanılan sözcükler, “dakar” veya “ratza” olup, “karu” kelimesi de “eti delmek” anlamına, yan anlamına, imaya, benzetme, çağrıştırmaya sahip değildir!
Kanıt:
Örneğin, Hristiyan tercümesi Kral James Versiyonu Mezmur 40: 7 (Hristiyan İncili’nde 6. ayet) “אָזְנַיִם, כָּרִיתָ לִּי ” “Ama kulaklarımı açtın” (azenayim karita li) demektedir.
İbranice כָּרִיתָ kelimesi כארו kelimesiyle aynı köke sahiptir (א alef harfi olmadan). Mezmur 40:7’de, Mezmur Yazarı, Tanrı’nın onun kulaklarını açması ile Tanrı’nın yaptıklarını ve arzulamadıklarını duyabilmektedir.
Eğer, “karah” kelimesi “delmek” anlamına gelseydi bu, Mezmur Yazarı’nın Tanrı’yı daha net duymak için (piercing anlamında) kulaklarını deldiği anlamına gelirdi!
” כרו” kelimesi “kazarak açmak” anlamına gelir, “eti delmek” ile ilgisi yoktur!
Geçtiğimiz yıllarda, Kanada’daki Trinity Western Üniversitesi’ndeki evanjelik bir profesör, ikinci yüzyıldan kalma bir el yazmasının Mezmur 22’deki kelimenin “deldiler” olarak okunması gerektiğini desteklediğini iddia etti. Yazarı olduğu kitabı “The Dead Sea Scrolls Bible (2002)”da Dr. Peter Flint, Nahal Hever Mağarası’nda bulunan parşömen parçalarının Mesihçi okumayı desteklediğini belirtti. Nahal Hever Mağarası, Kumran’ın yaklaşık 30 km. güneyinde yer almaktadır. Flint’in referansta bulunduğu belge 5/6HevPs olarak adlandırılmıştır.
Nahal Hever el yazmalarının, Ölü Deniz Yazmaları’ndan çok daha genç olduğunu unutmayın! Kumran’daki Ölü Deniz Yazmaları ilk Yahudi Savaşı’ndan (M.S. 66) önceki döneme aitken, Nahal Hever’deki el yazmaları daha sonraki bir döneme, iki Yahudi Savaşı arasındaki (MS 70 – 135) döneme aittir. Profesör Flint’in “The Dead Sea Scrolls Bible”da yaptığı iddialara rağmen, 5/6HevPs belgesi “delindi” okumasını göstermemektedir!
כארי | Kaari | “aslan gibi” | Bu kelime tüm Masoretik metinlerde geçmektedir. |
כארו | Kaaru | İbranice’de böyle bir kelime yoktur. | Hristiyanlar, İbranice’de bulunmayan bu kelimenin “deldiler” anlamına geldiğini ve Nahal Hever Mağarası’ndaki belgede bulunduğunu iddia ederler. |
כרו | Karu | “kazarak açmak” | Bu kelimenin kökü, Tanah’ta birçok yerde geçer. “Eti delmek” ile hiçbir ilgisi yoktur. |
Yukarıdaki görüntü 5/6HevPs belgesidir. Dijital olarak geliştirilmiştir. Kelimenin sonundaki harfin uzun bir י (yod) harfi mi yoksa kısaltılmış bir ו (vav) harfi mi olduğunu ayırt etmek zor olmakla birlikte, bir an için Rosen ve Flint’in iddia ettiği gibi Nahal Hever’deki bu kelimenin כארו (ka’aru) olarak yazıldığını varsayalım.
Bu durumda, ikinci yüzyılda yapılan bu yazımın yazıcının kötü el yazısı veya yazım yanlışlığının bir sonucu olduğu açıktır. Kanıt açıktır: Tartışmalı bu kelimeden sonraki bir sonraki kelime “ellerim” kelimesidir. Mezmur 22: 17’deki bu İbranice kelime ידי (yaday) kelimesidir. Ancak Nahal Hever belgesinde bu kelimeye, kelimenin sonuna “hey” harfini eklenerek bu kelime de yanlış yazılmıştır! Bu nedenle, Nahal Hever 5/6HevPs belgesinde doğru olan ידי kelimesi yerine ידיה (yadehah) kelimesi yazılmıştır. İbranice ידיה (yadehah) kelimesi “ellerim” anlamına gelmez “onun elleri” anlamına gelir.
Ayrıca, yukarıda açıklandığı gibi, İbranice’de כארו (ka’aru) kelimesi yoktur. İbranice dilinde “kazarak açmak” kelimesini oluşturmak için, א (alef) harfinin כארו kelimesinden çıkarılması gerekmektedir. Yine, כארו (ka’aru) kelimesi İbranice’de anlamsızdır.
Kendiniz bakın!
Kilise, bu tür hileleri yapmayı nasıl sürdürebilmektedir?
Çünkü; Kilise, kendi inananlarının bu konuları araştırmayacağına, her türlü iddiayı sorgusuz kabul edeceğine güvenmektedir. İbranice bilen Hristiyanlar’ın sayısının çok az olması ve Kilise’nin söylediklerine inanmaya çok hevesli kişilerin sayının fazla olması Kilise’nin işini kolaylaştırmaktadır.
Kutsal Kitabı bilin!
Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.