Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)
Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.
Daniel Kitabı’nın 7. Bölümü’ndeki 13 ve 14. ayetleri açıklamak gayet kolaydır. Hristiyanlar’ın sözde İsa’dan bahsettiklerini iddia ettikleri bu ayetlerin neden bahsettiğini anlamak için söz konusu ayetten önceki ve sonraki ayetleri okumak yeterlidir.
Ancak, Hristiyanlar kendi dinleyicilerinin bu ayetin yer aldığı bölümlerin öncesini ve sonrasını okumayacağından o kadar emindirler ki, bu ayeti açık biçimde çarpıtmaktan çekinmezler. Örneğin, Yeşaya 53.Bölüm’ü okurlar ama 52. ve 54. bölümün neden bahsettiğinden habersizdirler. Yahudi Kutsal Kitabı’nın sadece İsa’dan bahsediyor gibi gösterebilecekleri ayetleri okurlar, Kitap’ın bütününe hakim değillerdir.
Herhangi bir kitabı açıp, kitabın ortasından okumaya başlarsanız, kitabı doğru anlamama olasılığınız artar. Daniel 7:13-14 ayetleri anlamak için de önceki on iki ayeti okumuyorsanız, bu ayeti anlama olasılığınızın düşük olacağı açıktır.
***
Daniel Kitabı’nda Daniel’in içinde birçok sembolik öğe bulunan mistik vizyonlar gördüğünü ve Daniel’in kendisinin bu vizyonları anlamada zorluk çektiğini okuruz.
Daniel, 7. Bölüm’de anlatılan vizyonunda dört yaratık görür. Bu dört yaratık, Yahudileri tutsak alan dört ulusu, Babil, Pers, Yunan ve Roma imparatorluklarını temsil eder (Daniel 7:17). Bu nedenle Pesah Sederi’nde dört kaptan içeriz (her kap, Tanrı’nın bizi bu uluslardan kurtarmak için söylediği sözü temsil eder) ve beşinci kap Mesih dönemi ile ilgilidir. Ondan henüz içmeyiz. Daniel, 13.ayette bu vizyonu anlatmaya devam eder:
Daniel 7:13 Gece görümlerimde insanoğluna / insana benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerledi, O’nun önüne getirildi.
Daniel 7:14 Ve ona egemenlik, yücelik ve krallık verdi. Bütün halklar, milletler ve diller ona hizmet edecek. Onun egemenliği ebedi bir egemenlik, kaldırılamaz ve Onun krallığı yıkılmayacak bir krallıktır.
Niçin “benzer”?
Daniel 7:13’te niçin “insanoğluna benzer” demektedir?
Hristiyan misyonerleri 13. ayette göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna / insana benzeyen birinin İsa olduğunu, gelen kişinin İlahi bir doğaya sahip olduğunu, insana benzer denmesinin nedeninin İsa’nın bir insandan fazlası olduğunu, hem yüzde yüz insan, hem de yüzde yüz Tanrı olduğunu iddia ederler.
Daniel, vizyonunda birinci yaratığa “aslana benzer”, ikinci yaratığa “ayıya benzer”, üçüncüye “leopara benzer” demektedir. Uluslar, bir yandan bu yaratıklara benzetilirken bir yandan bu yaratıkların bazı özellikleri değişir, bazı nitelikler kazanırlar veya kaybederler ve artık o yaratıklara “benzer” hale gelirler. (Daniel 7:4-8)
Örneğin, aslan’ın kanatları sökülür, aslan kalbi yerine insan kalbi verilir, insan gibi iki ayağı üzerine kaldırılır. Artık “aslana benzer” bir hale gelir.(Daniel 7:4)
Vizyonun devamında sıra “insanoğluna benzer biri”ne gelince, ona da “insanoğluna benzer” der.
Ayette “Tapındı” mı demektedir?
Hristiyan çevirilerinde 7:14 ayeti şöyle tercüme edilmektedir:
Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı.
“Tapındı” olarak tercüme dilen kelime Aramice “yiplehun” kelimesidir. Bu şekilde tercüme edilmesinin nedeni Hristiyanlar’ın buradaki insanoğlunun Tanrı İsa olduğuna ikna etmeye çalışmasıdır. Bu kelimenin tapmak-tapınmak anlamı ile ilgisi yoktur. Hizmet etmek anlamındadır. Tanah’ın birçok yerinde ulusların insan krallara hizmet ettiği, saygı gösterdiği yazılıdır. Örneğin, aynı tarif Yeremya 27:7’de bulunur:
“..bütün uluslar ona, oğluna, torununa hizmet edecek..”
Diğer uluslar Nebukadnezar’a, oğluna ve torununa tapındı mı? Hayır. Hizmet ettiler.
Bütün halklar, uluslar ve her dilden insanın ona hizmet etmesi demek, o günlerde tüm ulusların Yahudiler’i onurlandırmaları, Yeruşalayim’e gelerek Sukot Bayramı’nı kutlaması, korbanlar sunması anlamına gelir.
Zekeriya 14:16 Yeruşalim’e saldıran uluslardan sağ kalanların hepsi Her Şeye Egemen Rab olan Kral’a tapınmak ve Çardak Bayramı’nı kutlamak için yıldan yıla Yeruşalim’e gidecekler.
Zekeriya 14:20-21 O gün atların çıngırakları üzerine, “Rab’be adanmıştır” diye yazılacak. Rab’bin Tapınağı’ndaki kazanlar da sunağın önündeki çanaklar gibi olacak. Yeruşalim ve Yahuda’da her kazan Her Şeye Egemen Rab’be adanacak. Kurban kesmeye gelenler bu kazanları kurban etini pişirmek için kullanacaklar.
Yeşaya 56:7 Kutsal dağıma getirip dua evimde sevindireceğim. Yakmalık sunularıyla kurbanları sunağımda kabul edilecek, çünkü evime “Bütün ulusların dua evi” denecek.
Aslında bu bölüm neden bahsetmektedir?
Eskiden beri var Olan (Günlerin Kadim Olanı) Tanrı’nın Kendisi’dir. Bu görüme göre, insanoğluna benzer biri Tanrı’ya yaklaşmaktadır.
Daniel, bu vizyonları anlamakta zorlanır ve Daniel meleklerden birine yaklaşır:
Daniel 7:15-16 Ben Daniel’e gelince, ruhum üzüntüyle sarsıldı, gördüğüm görümler beni ürküttü. Orada duranlardan birine yaklaştım, bütün bunların gerçek anlamını açıklamasını istedim.
“Duran kişiler” tanımı, Zekeriya Kitabı’nda da görüldüğü gibi “melekleri” ifade eder.
Örneğin Zekeriya 4:14: Ve dedi: Bunlar mesholunmuş o ikilerdir ki, bütün dünyanın Rabbi yanında durmaktadırlar.
Melekler, insanların zıttı olarak “duranlar” olarak tanımlanırken, insanlar “gidenler, yürüyenler” olarak tanımlanır. Bunun nedeni meleklerin manevi olarak “statik” olmaları, yani; özgür iradeye sahip olmamaları, programlandıkları her ne ise sadece o işi yapmaları, manevi olarak gelişmemeleridir. Bir melek, gelişerek daha büyük bir melek olamaz. İnsanlar ise, öte yandan, özgür iradeye sahiptir ve gelişerek daha yüce insanlar olma potansiyelini taşırlar.
Daniel, meleklerden birine başvurur. Melek de Daniel’e bu vizyonun ne anlama geldiğini açıklar.
Daniel 7:16 “O da bana bunların ne anlama geldiğini açıkladı.
Bu dört yaratık, dört ulusun, Babil, Pers, Yunan ve Roma krallıklarının krallarıdır.
Daniel 7:17 Bu dört büyük yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dört kraldır.
Hristiyanlar 7: 13 ve 14 ayetinde, kendisine egemenlik, yücelik ve krallık verilenin isa olduğunu iddia etmekteyken, kendisine egemenlik, yücelik ve krallık verilenin kim olduğunu, Melek sadece dört ayet aşağıda açıklamaktadır:
Daniel 7:18 Ama Yüceler Yücesi’nin kutsalları krallığı alacak, sonsuza dek ellerinde tutacaklar. Evet, sonsuzlara dek.
Yüceler Yücesi’nin KUTSAL-LARI !
Melek, Daniel’e “ Yüceler Yücesi’nin KUTSAL -LARI” nın bir kişi değil, bir halk olduğunu açıklamaktadır.
Daniel 7:22, 7:25, 7:27 ayetlerinde de “insanoğluna benzeyen birinin” bir kişi değil, bir halk olduğu, krallık, egemenlik ve büyüklüğün bu halka verileceği açıkça yazılmıştır. 7:14 ile 7:27’i karşılaştırınız.
Daniel 7:13 Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerledi, O’nun önüne getirildi.
Daniel 7:14 Ve ona egemenlik, yücelik ve krallık verdi. Bütün halklar, milletler ve diller ona hizmet edecek. Onun egemenliği ebedi bir egemenlik, kaldırılamaz ve Onun krallığı yıkılmayacak bir krallıktır.
Daniel 7:27 Ve bütün göklerin altındaki krallıkların krallığı, egemenliği ve büyüklüğü, Yüce Olan’ın (Elyon’un) KUTSALLARININ HALKINA verilecektir. Onun krallığı ebedi bir krallıktır ve bütün egemenlikler ona hizmet edecek ve itaat edecektir.
Daniel 7:22 Eskiden beri var Olan –Yüceler Yücesi– gelip KUTSAL-LARININ lehine yargı verene dek bu böyle sürdü
Daniel 7:25 Yüceler Yücesi’ni kötüleyen sözler söyleyecek, O’nun KUTSAL-LARINA baskı yapacak.
Daniel 7:27 Ve bütün göklerin altındaki krallıkların krallığı, egemenliği ve büyüklüğü, Yüce Olan’ın (Elyon’un) KUTSALLARININ HALKINA verilecektir. Onun krallığı ebedi bir krallıktır ve bütün egemenlikler ona hizmet edecek ve itaat edecektir.
Tanrı’nın Kutsalları, Tanrı’nın Halkı kimdir?
Bu tanım Kutsal Kitap’ta çok önce yapılmıştır:
Mısır’dan Çıkış 19:6 Siz benim için koenler krallığı, kutsal ulus olacaksınız. İsrailliler’e böyle söyleyeceksin.
İsrail halkı, kendilerini tutsak etmiş, sürgün etmiş, zulmetmiş olan dört ulusa karşı Son Günler’de galip gelecek, uluslar İsrail ulusunun haklılığını ve egemenliğini kabul edecektir.
Bu tema, yani diğer ulusların o güne değin aşağıladıkları, küçümsedikleri, hor gördükleri, suçladıkları ıstırap çeken Kul olan Yahudi halkının başından beri haklı olduklarını anlayıp, büyük şaşkınlık yaşamaları ve onların bilgi yönünden üstünlüklerini kabul etmeleri konusu Yahudi Kutsal Metinleri’nde birçok yerde bulunan bir temadır.
Örneğin, Yeşaya 53.Bölüm, Istırap Çeken Kul Kimdir?
veya Zekeriya 8:23 gibi.
Zekeriya 8:23 Her Şeye Egemen Rab diyor ki, “O günlerde her dil ve ulustan on kişi bir Yahudi’nin eteğinden tutup, ‘İzin verin, sizinle gidelim. Çünkü Tanrı’nın sizinle olduğunu duyduk’ diyecekler.”
Büyük Yahudi Bilgini Raşi zt”l, Daniel 7:13’teki göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna / insana benzeyen birinin aynı zamanda Mesih’e atıf yaptığını da söyler.
Nasıl olur da Melek, Tanrı’nın Kutsallarının bir halkı temsil ettiğini söylerken Raşi “insanoğluna benzeyen birinin” Mesih’e atıf olduğunu söylebilmektedir?
Bu sorunun yanıtı, Yahudiler ve Hristiyanların Mesih/Maşiah kavramının tamamen farklı oluşudur. Hristiyanların çoğunluğuna göre Mesih, Tanrı’dır. Olağan bir insan değildir. Yahudiler’e göre Mesih, İsrail halkının kralıdır, ulusun lideridir, ulusun bir parçasıdır. Yahudi ulusu ne zaman egemenlik, yücelik ve krallığa kavuşacaktır? Bu, ancak Mesih geldiğinde gerçekleşecektir. İsrail halkı, göğün bulutlarıyla geliyor gibi, diğer ulusların üzerinde egemenlik, yücelik ve krallığa kavuştuğunda, Mesih da bu halkın bir parçası, lideri ve temsilcisi olacaktır.
Mesih ancak Yahudi halkı tövbe edip, Tanrı’ya döndüğünde, Eskiden beri Var Olan’a (Günlerin Kadim Olanı) yaklaştığında gelecektir.
Niçin “göğün bulutları” ile demektedir?
Daniel 7:14’te niçin “insanoğluna benzer biri göğün bulutlarıyla” gelmektedir? Niçin bulut?
Hezekiel Kitabı 38 ve 39. bölümlerde, Zekeriya Kitabı 12,13,14.bölümlerde Gog adlı bir uluslar birliğinin son günlerde Yeruşalayim’e, Tanrı’ya inanan dindar kişilere saldıracağı anlatılır. Bir tarafta Gog adı uluslar topluluğu, diğer tarafta ise “göğün bulutlarıyla gelen” Mesih’e sadık halk vardır.
Peki, Gog ne demektir? Gog “çatı” demektir. Yani, “çatı halkı”, “bulut halkına” saldıracaktır.
Çatı, insanı “Gök”ten gelen fırtına, yağmur vb. olaylara karşı koruması umut edilen fiziksel bir yapıdır. Böylece, “Çatı halkı” fiziksel dünyaya güvenen demektir. “Gök”ten gelene karşı kendisini koruması için Tanrı yerine fiziksel, dünyevi bir korumaya güvenmeyi tercih eden kişilerdir.
Öte yandan, bir çatının aksine bir “Bulut” ise insanı “Gök”ten gelen fırtına, yağmur gibi etkilere karşı koruyamaz. “Bulut halkı” bir çatıya değil, güvenini Tanrı’ya bağlayan kişilerdir.
Bulut, Moşe Rabbenu zamanında bu dünyaya güvenenlere karşı, Kızıldeniz’i geçmeden önce Tanrı’ya güvenen İsrailoğullarını Mısırlılar’dan korumuştu.
Mısırdan Çıkış 14:14 Rab sizin için savaşacak, siz sakin olun.
Mısırdan Çıkış 14:19-20 Önlerindeki bulut sütunu da yerini değiştirip arkalarına, Mısır ve İsrail ordularının arasına geldi. Gece boyunca bulut bir yanı karartıyor, öbür yanı aydınlatıyordu. Bu yüzden, bütün gece iki taraf birbirine yaklaşamadı.
Mısırdan Çıkış 13:22 Gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu halkın önünden eksik olmadı.
Kırk yıl boyunca çölde onlara eşlik eden bulut sütunun yaptığı gibi göğün bulutlarına güvenmeyi tercih edenler ise “bulut halkıdır.”
Hezekiel 38 ve 39. bölümde anlatıldığı gibi, Tanrı yalnız Kendisi’ne güvenenlerle birlikte savaşacak, bu dünyaya güvenenler yenilecek, Tanrı, sadık kullarının yanında olacaktır.
Yeşaya 42:13 Yiğit gibi çıkagelecek Rab, savaşçı gibi gayrete gelecek. Bağırıp savaş çığlığı atacak, düşmanlarına üstünlüğünü gösterecek.
Zekeriya 14.bölüm’de, Mesih geldikten sonra, niçin uluslar Yeruşalayim’e gelip başka bir bayramı değil de Çardak (Sukot) Bayramı’nı kutlayacaktır?
Sukot’un çatısı yaprak ve dallardan oluşur. Gökten gelen fırtına ve yağmurdan koruyamaz. Yahudiler, her yıl Sukot içinde bir dönem yaşayarak fiziksel evlerine değil, Tanrı’ya, göklerin bulutlarına güvendiklerini gösterirler. Sonunda da kurtulacak olan “çatı (Gog) halkı” değil, “bulut halkı” olacaktır. Mesih, Tanrı’ya sadık, “bulut” halkına gelecektir.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.