Lot’un kızları
Yaratılış Kitabı 19. Bölüm’de Lot ve ailesi, oturdukları Sedom kenti ve komşu kent Amora’yı imha eden melekler tarafından uyarıldıktan sonra Sedom’dan kaçar.
Melekler geri dönmemeleri için onları uyarırken, Lot’un karısı arkalarında bıraktıkları yıkıma bakmak için geri döner ve ardından bir tuz sütununa dönüşür (Yaratılış 19:26).
Şimdi sadece iki kızıyla birlikte kalan ve yaşamış olduğu deneyimden korkan Lot, kaçmış oldukları Tsoar kentinden çıkar ve iki kızı ile birlikte medeniyetten uzakta bir mağarada yaşamaya başlar.
Kızlar, gittikleri yerde başka bir insan görmedikleri için tüm dünyanın Tufan sırasında olduğu gibi harabeye döndüğünü, yaşayan son insanların kendileri olduğunu düşünürler. Sadece Sedom ve Amora’nın imha edildiğini bilmezler. Kızlar, dünyayı bütünüyle yıkımdan kurtarmak amacıyla, insanlığın kendi soyları aracılığıyla devam edebilmesi için, babalarını sarhoş edip onunla yatmaya karar verirler:
Büyük kız, gencine “Babamız yaşlanıyor ve dünyada bizimle normal bir şekilde evlenecek kimse de kalmadı” dedi. “Gel babamızı şarapla sarhoş edelim ve onunla yatalım. Böylece babamız yoluyla soyumuzu yaşatırız”. O gece babalarını şarapla sarhoş ettiler ve büyük kız gelip babasıyla yattı. [Lot kızının] Yatışını fark etmedi; ve kalkışını.
Yaratılış 19:31-33
İki kız içinde konuşan tek kız olan büyük kızın kaygıları iki yönlüdür: Babaları yaşlıdır, yakında ölebilir ve çocukları için düşünebilecekleri başka hiçbir erkek yoktur. Kızlar gerçekten son üç kişi olduklarını düşünmüş olsalar da babalarına kesinlikle bu konuda danışmazlar.
Büyük kızın babalarına şarap vermek için kullandıkları fiil (שקה), aynı zamanda “toprağı sulamak” anlamına da gelir. Bu nedenle, kızlar sadece babalarına bir bardak şarap vermeyi değil, onu tamamen sarhoş etmeyi amaçlamaktadır. Ertesi gece küçük kız aynı şey yapar:
Ertesi gün büyük kız gencine “Dün gece babamla ben yattım” dedi. “Onu bu gece de şarapla sarhoş edelim ve [bu kez] sen gel ve onunla yat. Böylece babamız yoluyla soyumuzu yaşatırız”. Babalarını o gece de şarapla sarhoş ettiler. Genç olan kız kalktı ve onunla yattı. [Lot, kızının] Yatışını fark etmedi; ve kalkışını. Lot’un iki kızı, babalarından hamile kaldılar.
Yaratılış 19:34-36
Lot göründüğünden daha az sarhoştu.
Midraş’a göre, Lot bu olayda hatasız değildir, Bereşit Rabba, ilk kızı onunla yattığı zaman Lot’un sarhoş olduğunu ancak kızın kalktığını anlayacak kadar ayık olduğunu belirtir. Bu, “kalktığında” anlamındaki ובקומה “u-ve-komah” kelimesinin üzerindeki alışılmış dışında yer alan bir noktaya dayanmaktadır. (Bereşit Rabba 51:8-9).
Bereşit Rabba, bu noktanın kelimenin kendisinde kuşku uyandırmak amacıyla olduğunu belirtir. Midraş’a göre, “kalktığında” kelimesindeki Vav harfinin üzerinde bir nokta vardır. Bunun anlamı, “yattığını bilmiyordu ama kalktığını biliyordu” demektir.
Midraş’a göre Lot, şarabı içtiğinde ne olacağını bilmiyordu, ancak en büyük kızı yatağını terk ettiği zaman neler olduğunun farkındaydı. Bu aynı zamanda ikinci gecede şarabı içmeye istekli olmasının, daha sonra küçük kızıyla olan cinsel ilişkilerinde suçlu olduğu anlamına gelir.
Lot, kızlarını arzuladı
Teoride bu, Lot’un pasifliğini yansıtıyor olabilir; kızlarının neden onları hamile bırakmalarını istediklerini anlamıştır, ancak planda aktif, akla yatkın bir rol oynayamamıştır. Bununla birlikte Bereşit Rabba 51:9, Lot’un kızlarını arzuladığını öne sürerek, konuyla ilgili çok daha olumsuz bir görüşe sahiptir.
R.Nahman bar Hanan şöyle dedi: “Zina peşinden koşan, sonunda kendi etinden beslenecektir.”
Galliah’lı R. Yudan ve R. Samuel bar Nahman, her ikisi de R. Elijah Ene adına şöyle dediler:
“Lot’un kızlarını mı yoksa kızlarının mı Lot’u arzuladığını bilmiyoruz. Aşağıdaki ayette söylenenlere dayanarak: “Umumdan kendisini ayıran arzusunu arar” (Özdeyişler 18:1), Lot’un kızlarını arzuladığı açıktır.”
Midraş’a göre (Tanhuma, Vayera 12), Lot’un baştan beri Sedom’da yaşamaya karar vermesinin nedeni, sakinlerinin ahlaksız davranışlarına katılmak istemesiydi. Olumsuz davranışları, kent halkının Lot’ın kapısına gelip, melekleri teslim etmesini talep ettiğinde, kendi kızlarını önermesinde ön plana çıkmaktadır. Lot, kasaba halkının kızlarını kötüye kullanmasına izin vermeye istekliydi. Buna cevap olarak Tanrı şöyle demektedir: “Kızların için yapmayı planladığın uygunsuz davranış, gerçekten de yapılacak, ama sana.” Bu midraş, bu iki bölüm arasındaki zıtlığa odaklanır. İlk olayda, Sedom’da Lot, kızlarını kendi istekleri doğrultusunda kasaba halkıyla cinsel ilişkide bulunmaya zorlamaya hazırdı. Buna karşın, Sedom’un yok edilmesinden sonra gerçekleşen ikinci bölümde, Lot’un kızları, ne yaptığının farkında olmayan babalarıyla ilişki içindedir. Sonuç olarak, bu ensest davranışlar, Lot’un çirkin davranışlarından dolayı cezalandırılmasıdır.
Başka bir midraş (Agada Bereşit [Buber basımı] 25:1), kızların eylemini babalarının rasgele cinsel ilişkide bulunmasının karşılığında bir ceza olarak görür. Lot, Sedom’da ikamet ederse, kimsenin bilgisi olmadan ahlaksız davranışlarda bulunabileceğini düşünmüştü. Buna uygun olarak da, onunla ilişkiye giren kızları tarafından cezalandırıldı. “Lot’un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar” (Yaratılış 19:36). R. Nahman şöyle ekler: “Günah işleme açlığı tarafından yönlendirilen kişi, sonunda kendi etinden beslenecektir” (Tanhuma, Vayera 12). Lot, ahlaksızlıklara katılmaya istekliydi; sonunda, kızları onunla büyük ahlaksızlık yaptı.
İsimde ne var?
Büyük kızı oğluna “babamdan” anlamına gelen Moav ismini verir ve bu uygunsuz birlikteliği açıkça itiraf eder. Küçük kız ise oğluna, “halkımın oğlu” anlamına gelen oğlu Ben-Ami ismini verir ve durumu daha örtülü bir biçimde ifade eder.
Büyük kız bir oğul doğurdu ve adını Moav koydu. [Bu çocuk,] Bugüne kadar [var olan] Moav’ın [ Moav ulusunun ] atasıdır. Genç olan kız da bir oğul doğurdu ve adını Ben-Ami koydu. [O da] Bugüne kadar [var olan] Amon oğullarının atasıdır.
Yaratılış 19:37-38
Maşiah’ın soyu
Bereşit Rabba 51:8’de R.Tanhuma, Samuel’in adına şöyle der:
“ ‘Böylece babamızdan soyumuzu yaşatırız’ diye yazılmamıştır. ‘Böylece babamız yoluyla soyumuzu yaşatırız’ diye yazılmıştır. Bu, başka bir kaynaktan gelecek olan Kral Maşiah demektir.”
Burada vurgulanan, kızların oğulları değil, bu oğulların Lot’un soyunu devam ettirecek olmasıdır, çünkü; Kral David, Lot’un soyundan gelecektir. Buna göre, kızlar dünyadaki tek ailenin bir parçası olduklarına inanmasalar bile, Kral Maşiah bu soydan geleceği için, Lot’un soyunun devam etmesinin zorunlu olduğunu sezdiler.
Amon ve Moav milletlerinin kökeni bu ilişkiye dayanmaktadır. Bütün uluslar içinden Moav’ın, David Evi’ni ve sonunda David oğlu Maşiah’ı yaratmada çok büyük bir rol oynadığı görülmektedir. Peki, Tanrı neden İsrael’in krallarının görünüşte bu saf olmayan köklerden gelmesini istemiştir?
Şelomo’nun eşlerinden biri olan Amon’lu Naama ve oğlu Rehoboam’ın üzerinden krallık devam etmiştir (Bakınız 1.Krallar 14:21). Böylece hem Moav hem de Amon, kraliyet soyunun oluşumunda rol oynamıştır. Tekrar soralım, Tanrı neden bunu istemiştir?
Lot’un kızlarının öyküsünü dikkatlice okuduğumuzda, Lot’un kızlarının basitçe iffetsiz ve şehvet düşkünü olmadıklarını görürüz. Bilginlerimize göre, dünyanın sona erdiğine içtenlikle inanıyorlardı (Bereşit Rabba 51:8). Sedom kentinin tamamı tahrip edilmişti ve dünyanın geri kalanının hala var olduğunu bilmenin bir yolu yoktu. (Açıklamalara göre, ilk kaçtıkları yer olan yakındaki Tsoar şehri ardından imha edilmişti.) Büyük kız, küçük olana şöyle demişti: “Babamız yaşlanıyor ve dünyada bizimle normal bir şekilde evlenecek kimse de kalmadı” (Yaratılış 19:31). Görüldüğü gibi, dünyayı yeniden doldurmanın kendilerine kalmış olduğuna dürüstçe inanıyorlardı ve bunu yapmaları için tek yol buydu.
Bu nedenle, Lot’un kızlarının niyeti kötü değildir. İçinde bulundukları durum, davranışları için hiçbir gerekçe oluşturmamasına rağmen, habersiz oldukları bu durumu düzeltmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmak, doğru şekilde kullanılması durumunda önemli bir niteliktir.
“Böyle bir nitelik, İsrael kralı için şarttır. Yahudi kralı toplumun yanlışlarını düzeltmeye, ulusun sorumluluğunu üstlenmeye ve her şeyin sorunsuz işlediğini ve Tora yasalarının uygun şekilde yerine getirildiğini görmek için hazırlanmalıdır. Yalnızca yasalar uyarınca suç işleyenleri cezalandırabilen bir Yahudi mahkemesinin aksine, bir kral yasalar oluşturabilir ve hatta suçluları uygun gördüğü şekilde infaz edebilir. Kral’ın görevi milletin manevi duruşunu korumaktır ve bunu sağlamak için elindeki tüm araçları kullanabilir ve kullanmalıdır.” (Maimonides – Kralların Kanunları 3).
Bu nedenle Kral David’in kısmen Moav ulusundan gelmesi şaşırtıcı değildir. Bütün hataları ile birlikte Moav, Yahudi krallığının gerektirdiği niteliklerin bir kısmına sahip bir milletti.
Tamar
Yosef’in kardeşlerinden biri olan Yeuda, ailesini terk eder ve ona üç oğlu taşıyan bir Kenaanlı ile evlenir. En büyük oğlu Kenaanlı bir kadınla evlenir, Tamar, ancak oğlu çocuk sahibi olmadan önce ölür. Kurallara göre, çocuksuz ölen bir erkeğin erkek kardeşi, erkek kardeşinin dul eşine bir çocuk vermek, erkek kardeşinin adına yetiştirmekle yükümlüdür. Tamar, Yeuda’nın ikinci oğluyla evlenir. Fakat bu oğul da ölür. Yeuda, bir tür kötü talihin Tamar ile ilgili olduğunu düşünüp, üçüncü oğlunu Tamar ile evlendirmez ve Tamar’ı oyalar.
Tamar, babasının evine döner ve bekler. Uzun bir süre sonra, Tamar bir fahişe gibi giyinir, Yeuda’yı kendisiyle yatması için teşvik eder ve ondan hamile kalır.
Tamar, zina etmesi nedeniyle ölüme mahkum edildiğinde, Yeuda ne yaptığını anlar ve “Benden daha masumdur” der. Tamar, ikizleri doğurur. Biri Perets’dir. Perets, David’in büyük dedesi olan Boaz’ın büyük büyük büyük babası olur.
Bu sözlerle Maşiah ideali tam olarak şekillenmiştir. Bu ideal, insanın günahını görüp, bahane bulmadan kabul ederek sorumluluğu alması üzerine kuruludur. Bu noktadan itibaren Yeuda tamamen farklı birisidir. Tamar’ın sözleri Yehuda’dan gerçek düzeyini göstermesini ister nitelikteydi: suçu kabullenme, sorumluluğu alma ve değişme konusundaki cesaret…
David, miras almış olduğu büyükanneleri üç kadının; Lot’un kızı, Tamar ve Rut’un cesur davranışlarını, onların yukarıda belirtilen niteliklerini, Peygamber Natan, kendisine suçunu söylediğinde gösterir, suçu başkasında aramaz ve halkın önünde kabul edererek “Rab’be karşı günah işledim”der (2 Samuel 12:13).
Maşiah’ın bir gün tüm dünyaya öğreteceği ders budur. İnsan kendi kaderini kontrol edebilir. Ve yaptığı hatalar ne kadar ciddi olursa olsun, bunları düzeltme gücüne sahiptir (Rabbi Ari Kahn). Tora’nın üst düzeydeki atalarımızın hatalarını anlatmasının bir sebebi de budur: “Onları hatalarıyla değerlendirme; çünkü; kendi hatalarına bahane bulursun. Aksine, onları hatalarını düzeltme konusundaki üstünlükleriyle değerlendir; asıl mesajı ancak bu şekilde almış olursun. Onları kendi düzeyine indirmeye çalışma; kendini onların düzeyine çıkarmaya çalış!”
Tora’daki kişiler günahsız, kusursuz, mükemmel değildir. Tora, günahsız kişilerden çok az bahsederken, hatalardan uzun uzun bahseder ve bunları vurgular. Örneğin Peygamberler kitapları Yahudi ulusunun hatalarını anlatmak, gelecek kuşaklara duyurmak için yazılmıştır. Çünkü, insan hatalardan öğrenir. Tora en çirkin olayları, günahları anlatır ki tekrarlanmasın ve ders olsun.
Rut
Aynı derecede etkileyici olan, David’in büyük büyükannesi Rut’un İsrael’e girdiğinde aynı niteliği göstermesidir. Eşi Mahlon çocuksuz öldükten sonra, kayınvalidesi Naomi’ye İsrael’e kadar eşlik etmiştir.
Dürüst akrabası Boaz’ın onunla evlenip aile soyuna devam etmesini umuyorlardı. Boaz, böyle bir niyeti olmadığını gösterdiğinde, Naomi, Rut’un gece yarısı ona gizlice yaklaşmasını ve ailesine olan yükümlülüğünü hatırlatmak için ayaklarını açığa çıkarmasını söylemişti. Denemeleri başarılı olmuş ve Boaz görevini kabul etmişti. Rut ile evlendi ve David’in dedesi Oved doğdu.
Böylece Rut, ataları ile aynı karakteri sergiledi. İhtiyaç olduğunu görünce sıradışı davranmaya hazır olduğunu gösterdi. Ancak, bunu Lot’un kızlarından çok daha mütevazı bir şekilde yaptı. Ahlaksız bir ilişki kurmak yerine, mütevazı bir şekilde Boaz’a ailesinin yükümlülüğünü ima etti: “Ben cariyen Rut’um ve cariyenin üzerine eteğini ört, çünkü sen yakın akrabamızsın.” (Ruth 3: 9).
Sonuç olarak Rut, İsrael’e girerek ihtiyaç duyulan Moav karakterini (yüceltilmiş bir biçimde) David’in Evi’ne getirdi.
David neden böyle bir soy ağacının meyvesi olmalıdır? İsraelli olmayan üç kadın; “kurtarıcısını” arayan üç kadının kendileri kurtarıcı hale geldiler, kendi geleceklerine ve ailelerinin kaderlerine karar vermede mutlak bir güç ve kararlılıkla hareket ettiler. Kutsal Kitap, sanki Eden bahçesindeki kadına giden varoluşsal soy hattının David’in bu üç atasından geçtiğini öne sürmektedir. Maşiah, kadınların boyun eğdirilmelerine son verecekse, özgür ve kendi kendini belirleyen kadınlar Maşiah’ın manevi mirasına katkıda bulunmalıdır. Eğer Maşiah dünyayı kötülükten kurtarmak ve dünyanın iyi bir şekilde işlemesini sağlayacaksa, böyle bir kurtuluş deneyimi Maşiah’ın mirasına girmiş olmalıdır.
Kısaca; Maşiah, sıradışı manevi nitelikleri taşımak için, büyük anneleri Lot’un kızı, Tamar ve Rut’un sıradışı niteliklerinin nesilden nesile aktarıldığı bu soydan gelmeli ve David’de bir örnek oluşturan bu manevi mirası genlerinde taşımalıydı. Önceki yazının başında belirtildiği gibi, Tanrı, Maşiah’ın kişiliğini çok renkli iplikler ile örmektedir. Maşiah’ın ruhu çok yönlü, zengin, görünüşte birbirine zıt yeteneklere sahip olacaktır. İnsanda bulunan iyi, arı, asil olan her şey Maşiah’a aktarılmalıdır. Tüm bu yetenekler ve potansiyeller, tıpkı Yaratılış’ın kendisi gibi Kral Maşiah’ta ahenk içinde birleşecektir. Böylece Maşiah, yaratılışı en üst seviyede temsil edecektir.
Devamı: Lot’un İki Kızı ve Ensest (3)
…
Kaynaklar:
Dr. Shayna Sheinfeld, Lot and his Daughters’ Motives for their Incestuous Union, 2016.
Rabbi Dovid Rosenfeld, King David Descended from Lot’s Daughters
Rabbi Arthur Waskow, Lot’s daughter, Tamar, and Ruth: Mothers of Messiah, 2004