Hristiyan misyonerlerin en trajikomik iddialarından biri, Malaki 3:1 ayeti ile ilgili olanıdır.
Söz konusu Hristiyan iddiası, Hristiyan misyonerlerinin bakış açısını anlamak için güzel bir örnektir. Bu sitede çok kez gösterildiği üzere, Hristiyan misyonerler, kendilerine öğretilmiş olan dağınık ayetleri ezberler, söz konusu ayetleri öncesi ve sonrasından koparıp bu ayetlere ilgisiz anlamlar verir, gerekirse kelimelerin anlamlarını hiç tereddüt etmeden değiştirir ve hatta ayetteki kelimeleri silerler. Bu mekanizmayı da bıkmadan usanmadan tekrar ederler. Kendilerine ezberletilmiş olan ayetler haricinde Yahudi Kutsal Kitabı’na asla hakim değillerdir.Örneğin, Yeşaya 53. Bölüm’ü bilirler ama 52 ve 54.bölümlerde ne anlatıldığından habersizdirler.
İddialarının aksini kanıtlamış olsanız dahi, hiçbir şey olmamış gibi bir yenisini öne sürerler ve aksi kanıtlanmış iddialarını yeni avlarına anlatmaya devam ederler. Peki, misyonerler bu iddialarına umarsızca devam ederken neye güvenmektedirler? Elbette, iddialarının araştırılmayacağına, Hristiyan iddialarını kabul etmeye hazır kişileri tespit edebilmelerine ve hedef kişilerin duygusal olarak etkilenme eğilimine sahip olmalarına güvenmektedirler.
Hristiyan misyonerlerin o kitaptan bir iki ayet, şu kitaptan bir iki ayet alıntı yaparak, iyi niyetli ama bilgisiz kişileri ikna etmek için kullandıkları ayetlerden biri de Malaki 3:1’dir.
İşte, habercimi /meleğimi gönderiyorum ve önümde yolu hazırlayacak ve aradığınız Rab kendi tapınağına ansızın gelecektir; ve istediğiniz antlaşma habercisi / meleği, işte, geliyor, Orduların Rabbi diyor.
Malaki 3:1
Malaki kelimesi “habercim” demektir. Bakınız: Melek nedir?
Bu ayet ile ilgili mümkün olan sorular nelerdir:
*Gönderilen haberci / melek kimdir ya da nedir?
*Aradığımız Rab kimdir? Ya da neyi arıyoruz?
*Rab’bin tapınağı nedir veya hangisidir?
*Rab’bin tapınağa gelmesi ne demektir? Yahudi Kutsal Kitabı, Rab’bin tapınakta bulunması ile ilgili daha önce bir şey söylüyor mu?
*Antlaşma habercisi / meleği kimdir ya da nedir? Yahudi Kutsal Kitabı, bu konu ile ilgili daha önce bir şey söylüyor mu?
*“Rab” olarak tercüme edilen kelime nedir ve konunun bütünlüğü ile bir ilgisi var mıdır?
*Neden “ansızın”?
*Malaki Kitabı ile Hristiyan İncili uyumlu mudur?
Malaki, Zekeriya ve Hagay ile birlikte son üç peygamberden biridir. İkinci Tapınak döneminin başında yaşamıştır.
Malaki, kitabında son peygamberden birisi olması nedeniyle her şeyi bağlamaktadır. Malaki, elbette peygamberlik döneminin kapandığını biliyordu ve verdiği mesaj da buna uygundur. Malaki, kitabında daima bir soruya cevap vermektedir. Bu, kilit bir durumdur. Okuyucuların, Malaki Kitabı’nı okurken bir miktar kafa karışıklığı yaşamalarının nedeni, ayetlerin öncesini ve sonrasını okumamaları ve dolayısıyla Malaki’nin hangi soruya yanıt verdiğini bilmemeleridir. Malaki’nin hangi soruya yanıt verdiğinin bilinmesi durumunda, bize anlatılanı kolayca anlayabiliriz.
Malaki’nin üçüncü bölümde verdiği yanıtı anlayabilmek için bir bölüm önceye dönmeliyiz. Unutmayalım ki, kitaplardaki bölüm ayrımları insan yapısıdır. Örneğin, Hristiyan İncili’nde Malaki Kitabı Üçüncü Bölüm 18. ayetten sonra Dördüncü Bölüm’e geçilir. Yahudi Kutsal Kitabı’nda ise üçüncü bölüm yirmi dört ayetten oluşur ve dördüncü bölüm bulunmaz.
Yeryüzünde adalet var mı?
Yahudi halkının Malaki’ye sorduğu sorular esasen yeryüzünde adaletin var olup olmaması, doğruluğun, dürüstlüğün karşılığını alıp alamadığı gibi hepimizin kendi kendimize sorduğu temel ve son derece önemli konular ile ilgilidir. Malaki’ye, “Neden iyiler sıkıntı çekiyor, neden kötülük yapanlar hayatlarına mutlu biçimde devam ediyorlar, adalet nerede, adaleti sağlayacak Tanrı nerede?” sorusunu sormaktadırlar. (Malaki 2:17, 3:14,15)
İstismar edilmeye çalışılan Malaki 3:1 ayetinden bir önceki ayet olan 2:17’de [aynı bölümde beş kez “antlaşma halkı” olarak tanımlanmış olan] Yahudi halkı şöyle şikayet ediyordu:
“O’nu neyle usandırdık?”, “Kötülük yapan herkes Rab’bin gözünde iyidir, O onlardan hoşnuttur”, “Hani, adalet sağlayan Tanrı nerede?”
Artık, Malaki’nin 3. bölüm’de hangi soruya yanıt verdiğini biliyoruz.
Malaki 3:1 ayeti bir önceki ayet Malaki 2:17’de sorulan “adalet sağlayan Tanrı nerede” sorusuna yanıttır.
Malaki 3. Bölüm’de, önümüzdeki uzun süre sonunda, son günlerde, adaletin Tanrı tarafından yerine getirileceği, Tanrı’ya sadık kalanların ödüllendirileceği, kötülük yapanlar ile iyi olanlar, Tanrı’ya kulluk edenler ile etmeyenler arasında ayrımın yapılacağı, Tanrı’dan korkanlar için doğruluk güneşinin doğacağı anlatılmaktadır. Rab’bin büyük ve korkunç gününde kötüler yok edilecektir (3:23).
Tanrı’ya gerektiği gibi hizmet etmeyen Levililer tövbe edecek, Tanrı onları altın gibi temiz yapacaktır:
…gümüş eritip arıtan gibi davranacak: Levililer’i arındırıp altın, gümüş temizler gibi temizleyecek. Böylece Rab’be doğrulukla sunular sunacaklar.
Malaki 3:3
Benzer şekilde, son günlerde, tövbe edenlerin altın ve gümüş gibi arıtılıp temizleneceği vaadi Zekeriya Kitabı 13. Bölüm’de anlatılır.
O gün Davut soyunu ve Yeruşalim’de yaşayanları günahtan ve ruhsal kirlilikten arındırmak için bir pınar açılacak.
Zekeriya 13:1
Kalan üçte birini ateşten geçireceğim, Onları gümüş gibi arıtacağım, Altın gibi sınayacağım. Beni adımla çağıracaklar, Ben de onlara karşılık vereceğim, ‘Bunlar benim halkım’ diyeceğim. Onlar da, ‘Tanrımız Rab’dir’ diyecekler.
Zekeriya 13:9
Neden İlyas Peygamber?
Son günlerde yeryüzüne nihai adaletin gelmesine kim öncülük edecektir? İlyas Peygamber (Eliyahu HaNavi). İlyas Peygamber, Antlaşma Meleği (Habercisi) ’dir. Gönderilen haberci / melek İlyas Peygamber’dir.
Rab’bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce size Peygamber İlyas’ı göndereceğim. O babaların yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürecek. Öyle ki, gelip ülkeyi yok etmeyeyim.
Malaki 3:23-24 (Hristiyan İncili’nde 4:5-6)
Hatırlayalım, 1 Krallar 18 ve 19. bölümlerde, İlyas Peygamber’in İzebel ve Ahav’ın döneminde yaşadığı ve bu dönemde Baal’a tapınmanın yaygın ve baskın olduğu anlatılır. İlyas, 450 Baal rahibi ile Hayfa’dan pek uzakta olmayan Karmel Dağı’nda yüzleşir. Orada Tanrı, Kendisi’ni mucizevi biçimde gösterir. Tanrı adına yapılan sunaktaki boğayı bir ateş yakıp yok eder, Baal adına sunulan boğaya ise hiçbir şey olmaz.
Krallar Kitabı’nın amacı, Yahudi halkının hangi günahları işlediğini ve Birinci Tapınağın neden yıkıldığını bize anlatmaktır.
İlyas Peygamber bu mucizeyi gören halkın nihayet tövbe edeceğini, Tanrı’ya döneceklerini düşünmüştür. Ama aradan bir gün geçtikten sonra insanlar gerçekleşen mucizeyi, Tanrı’nın Kendisi’ni nasıl gösterdiğini unutur ve Baal’a döner.
İlyas, Tanrı’ya dönüp, “İsraeloğulları senin antlaşmanı bıraktı” der (19:10,14). “Onları antlaşmaya getirmeye çalıştım, Yahudi halkının korunmasını istedim ama bak ne oldu. Senin için kıskanç oldum, kendimi sana adadım ama bak, insanlar antlaşmanı bıraktı.”
İlyas, Yahudi halkından umudunu kesmiştir, onlardan vazgeçmiştir. İlyas’ın tüm İsrael halkını kastettiğine dikkat ediniz.
Tanrı, İlyas’ın söz konusu bırakışına iki şekilde karşılık verir:
Birincisi, bundan sonra görevi Elişa alacak.
İkincisi, Baal’ın önünde diz çökmemiş, onu öpmemiş yedi bin kişi var. Yani, Antlaşma halen mevcut ve geçerlidir.
İlyas elinden geleni yapmıştır ama şimdi ne olacaktır? İlyas’ın kaderi ne olacaktır? Her şeyin mükemmel biçimde bir araya geldiğine dikkat ediniz. İlyas ölmez ve Antlaşma’nın halen devam ettiğini görmesi, tüm Yahudiler’in değil ama aynen kendi zamanında yedi bin Yahudi’nin sadık kalması gibi Tanrı’ya sadık kalanların varlığını görmesi İlyas’ın kaderi olacaktır. İlyas’ın düşündüğü gibi tüm Yahudi halkı Antlaşma’yı terk etmemiştir ve Antlaşma’nın hala var olduğuna tanıklık etmesi (Pesah Sederi’nde bir kadeh İlyas için ayrılır, sünnet töreninde bir koltuk İlyas için ayrılır vb.) artık onun kaderi olmuştur, bırakamaz, vazgeçemez. Antlaşmanın devamına tanıklığa devam etmek zorundadır. Bu nedenle Mesih Çağı’na öncülük edecek, o çağın habercisi olacak olan O’dur.
Bu sebeple Matta, on birinci bölümde, Yahya’yı İlyas Peygamber yapmaya çalışır. Ayrıntılı açıklama için: Vaftizci Yahya, İlyas Peygamber mi?
İlyas’ın görevleri artık şunlardır:
Birincisi, antlaşmanın devam ettiğine tanıklık etmek,
İkincisi, son günlerde Mesih dönemine öncülük etmek, Yahudiler’in hayata devam ettiğine, yok edilemediklerine, daima Tanrı’ya sadık, dürüst kalanların var olduğuna tanıklık etmektir.
Yahudi halkı içinde sadık ve dürüst kalan, alçakgönüllü ve uysal, ağzından hileli sözler ve yalanlar çıkmayan, aldatmayan, haksızlık etmeyen, şiddete başvurmayan, Antlaşma’ya bağlı kalan kişiler var olmaya devam edecektir. Sefanya ve Yeşaya peygamberlerin söylediği gibi;
Orada sadece benim adıma sığınan uysal ve alçakgönüllüleri bırakacağım. İsraelliler’den geride kalanlar haksızlık etmeyecek, yalan söylemeyecek, kimseyi aldatmayacak, Tok karna yatacaklar ve onları korkutan olmayacak.” Ey Siyon kızı, ezgiler söyle! Ey İsrael, haykır! Yürekten sevin, sevinçle coş, Ey Yeruşalayim kızı! Rab senin cezanı kaldırdı, Kovdu düşmanlarını. İsrael’in Kralı Rab seninle. Korkma artık kötülükten. O gün Yeruşalayim’e denecek ki, “Korkma, ey Siyon, gevşemesin ellerin.
Sefanya 3:12-16
Mezarını kötülere ve zenginlere ölümleri ile verdi, çünkü; suç işlemedi ve ağzında hile yoktu.
Yeşaya 53:9
Tanrı’ya sadık kalan alçakgönüllüler sayıca az olacak ama Tanrı’nın birlikte çalışacağı kadar yeter sayıda olacaktır. Avraam da sadece bir kişiydi.
Rab’bin tapınağa gelmesi ne demektir? Yahudi Kutsal Kitabı, Rab’bin tapınakta bulunması ile ilgili daha önce bir şey söylüyor mu?
İşte, habercimi /meleğimi gönderiyorum ve önümde yolu hazırlayacak ve aradığınız Rab kendi tapınağına ansızın gelecektir; ve istediğiniz antlaşma habercisi / meleği, işte, geliyor, Orduların Rabbi diyor.
Malaki 3:1
Aradığımız Rab (Bir önceki ayette aradığımız “adalet sağlayan Tanrı”) kendi tapınağına gelecek ve O’ndan önce antlaşma habercisi gelecektir.
Rab, nasıl tapınakta olabilir? Burada anlatılmak istenen Tanrı’nın insan bedeni alıp tapınakta bulunması mıdır? Aksi halde Tanrı, nasıl tapınakta olabilir?
Kral Süleyman (Şelomo Ameleh) da aynı soruyu sormuştu. 1 Krallar 8.Bölüm’de Kral Süleyman Tanrı’ya şunu sorar:
Tanrı gerçekten yeryüzünde yaşar mı / oturur mu? Sen göklere, göklerin göklerine bile sığmazsın. Benim yaptığım bu tapınak ne ki!
1 Krallar 8:27
Daha önce Tapınağın inşaatı sırasında benzer bir soru sormuştu:
Ama O’na bir tapınak yapmaya kimin gücü yeter? Çünkü O göklere, göklerin göklerine bile sığmaz. Ben kimim ki O’na bir tapınak yapayım! Ancak önünde buhur yakılabilecek bir yer yapabilirim.
2 Tarihler 2:6
Kral Süleyman’ın da ifade ettiği üzere, Tanrı’nın tapınağı, Tanrı adına Yeruşalayim’de inşa edilen Tapınak’tır.
Tanrı’nın tapınakta bulunması kavramı, Yahudi Kutsal Kitabı içerisinde birçok yerde bulunan bir anlatımdır. Tapınak döneminde, Tapınak, İlahi Kutsiyet’e yaklaşılabilen bir yer olarak anlaşılmıştır. Başka bir deyişle Tapınak, İsrael’in içinde Tanrı’nın bulunduğu yerdir. Bu anlayış, şu ayetin sonucudur:
Benim Adıma bir Kutsal Mekan yapsınlar; böylece içlerinde barınacağım.
Çıkış 25:8
Tanrı’nın İsrael halkının arasında barınması, elbette Tanrı’nın insan bedeni alarak, çölde onlarla birlikte yaşaması anlamına gelmiyordu.
Kral Süleyman, Tapınağı yaptığında; Tanrı, Tapınağı doldurur. Öyle ki koenler görevlerini yapamaz:
Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü Rab’bin görkemi tapınağı doldurmuştu.
1 Krallar 8:11
O anda Rab’bin Tapınağı’nı bir bulut doldurdu. Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü Rab Tanrı’nın görkemi tapınağı doldurmuştu.
2 Tarihler 5:13-14
Rab’bin görkemi tapınağı doldurdu. Rab’bin Tapınağı O’nun görkemiyle dolunca kâhinler tapınağa giremediler.
2 Tarihler 7:1-2
ve bütün milletleri sarsacağım; ve bütün milletlerin değerli şeyleri gelecek; ve bu evi görkemle dolduracağım, orduların Rabbi diyor.
Hagay 2:7
Ve Ruh beni kaldırıp iç avluya getirdi; ve işte, Rab’bin görkemi evi dolduruyordu.
Ezekiel 43:5
Baktım, Rab’bin görkeminin tapınağı doldurduğunu gördüm. Yüzüstü yere düştüm.
Ezekiel 44:4
Kral Süleyman, Tanrı’nın içinde yaşayacağı bir konut ve tapınak yaptığını söylediğinde, Tanrı’nın bir insan gibi ev ve tapınakta yaşayacağını kastetmiyordu:
Senin için görkemli bir tapınak, sonsuza dek yaşayacağın bir konut yaptım.
1 Krallar 8:12
Tanrı, Süleyman Tapınağı’ndan önce çölde Mişkan’daydı. O zaman da Moşe içeri girememişti:
Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru Mişkan’ı doldurdu.
Moşe, Buluşma Çadırı’na giremedi; zira bulut [çadırın] üzerine çökmüş, Tanrı’nın Onuru Mişkan’ı doldurmuştu.
Çıkış 40:34-35
Tanrı, Kendisi’ni gösterdiğinde bir biçim, şekil, beden görmüyorlardı. (Tanrı’nın size Horev’de (Sinay’da) ateşin içinden konuştuğu günde, hiçbir suret görmemiştiniz. Yasa’nın Tekrarı 4:15)
Tanrı’nın Onuru bulutun içinde açığa çıkmıştı
Çıkış 16:10
[Tanrı] Bene-Yisrael’in asillerine ise Eli’ni uzatmadı. Tanrı’nın Onuru’na baktılar ve yiyip içtiler.
Çıkış 24:11
Tanrı’nın Onuru Sinay dağının üzerine yerleşti ve bulut, altı gün boyunca onu kapladı. Yedinci günde [Tanrı] bulutun içinden Moşe’yi çağırdı. Bene-Yisrael’in gözünde, Tanrı’nın Onuru’nun görüntüsü, dağın zirvesinde [yakıp] tüketen bir ateş gibiydi.
Çıkış 24:16-17
Tanrı, İsraeloğulları ile Mişkan’da buluştuğunda da, elbette bir beden görmüyorlardı.
Bene-Yisrael’le orada buluşacağım ve [böylece Mişkan] Onurum’la kutsanacak.
Çıkış 29:43
Tanrı’nın tapınakta bulunması beden alıp (has v’şalom) tapınakta yürümesi anlamına gelmediği kanıtlandığına göre, Tanrı’nın tapınakta bulunması ne anlama gelir?
Tanrı’nın tapınakta bulunması, Tanrı’nın varlığının, kutsiyetinin orada kavranabilmesi, hissedilmesi ve Tanrı’nın özel olarak o tapınakta yapılmasını emrettiği emirleri yerine getirerek, Tanrı’nın eylemler aracılığı ile yeryüzünde Kendi İsmi’ni o tapınakta göstermesidir. Buna “şekina” denir.
Şekina kelimesinin kökü “ikamet, oturma” anlamına gelir. İlahi Mevcudiyet’in bir yerde bulunmasını anlatır. Bu dünyada, Tanrı’nın mevcudiyetinin bize olan yakınlığını algıladığımızda, bunu tarif ederken Tanrı’nın ismi olarak “Şekina” ismini kullanırız. Örneğin, Kutsalların Kutsalı’na Koen Gadol girdiğinde veya on kişi bir araya gelerek bir minyan oluşturduğunda Şekina’nın, Tanrı’nın mevcudiyetinin ya da kutsiyetinin onlarla olduğu belirtilir. Tanrı, beden alıp Kutsalların Kutsalı’na girmez ya da minyana on birinci insan olarak dahil olmaz.
Tanrı’nın tapınakta bulunması (Tanrı’nın özel olarak o tapınakta yapılmasını emrettiği emirleri yerine getirerek Tanrı’nın eylemler aracılığı ile yeryüzünde Kendi İsmi’ni o tapınakta göstermesi) hangi grubun görevidir?
Yukarıda, Tanrı’nın Kendisi’ni Tapınak’ta göstermesi hangi grupların önünde olmuştu?
Elbette koenlerin. Koenler, Levililer kabilesinden Tapınağa özel görevleri yerine getirmeleri için seçilmiş görevliler grubudur. Koenlerin Tapınak hizmetini layıkıyla yerine getirmeleri Tapınağı Tanrı’nın görkemi ile doldurmakta, Tanrı’nın İsmi’ni yüceltmektedir, aksi durum Tanrı’nın İsmi’ne saygısızlık etmektir.
Tanrı’nın habercisi, Antlaşma habercisi İlyas Peygamber de bir koendir. Bu konuya Malaki 3: 3-4 ayetlerinde değinilecektir. Koenler tövbe edip temizlenecekler, görevlerini layıkıyla yerine getirecek, korbanları usulüne uygun olarak sunacaklardır.
İlyas Peygamber, o güne kadar giden işleri tersine çevirecek, herkes için adaleti yerine getirecektir. O, Tanrı için kıskançlık yapan kişidir. O, antlaşma için kıskançlık yapan kişidir. İsrael’in kurtuluş günlerine öncülük edecek kişidir.
O günlerde yani Mesih döneminde, Tanrı Kendisi’ni sadece Tapınak’ta değil, tüm dünyada gösterecektir. Yukarıda belirtildiği gibi Tanrı’nın Kendisi’ni göstermesi, fiziksel bir beden, biçim veya şekil ile değil, Görkemi’nin tüm yeryüzünü doldurması ile olacaktır:
Şöyle haykırıyor bir ses: “Çölde Rab’bin yolunu hazırlayın, Bozkırda Tanrımız için düz bir yol açın. Her vadi yükseltilecek, Her dağ, her tepe alçaltılacak. Böylelikle engebeler düzleştirilecek, Sarp yerler ovaya dönüştürülecek. O zaman Rab’bin yüceliği görünecek, Bütün insanlar hep birlikte onu görecek. Bunu söyleyen Rab’dir.
Yeşaya 40:3-5
Her dağ, tepe, engebe, sarplıkların düzleştirilmesi, diğer ulusların kurallarının yıkılması, geçersiz hale gelmesi, düz bir yol açılması ise tsadik Yahudiler’in onlara doğru yolda rehberlik etmeleri anlamına gelir.
Yahudiler’in son günlerde diğer uluslara rehberlik etmesi Zekeriya Kitabı’nda da ifade edilir:
O günlerde her dil ve ulustan on kişi bir Yahudi’nin eteğinden tutup, ‘İzin verin, sizinle (ÇOĞUL İFADE – SENİNLE DEĞİL) gidelim. Çünkü Tanrı’nın sizinle (ÇOĞUL İFADE – SENİNLE DEĞİL) olduğunu duyduk’ diyecekler.
Zekeriya 8:23
Tüm Kutsal Kitap ayetlerinin bir yapbozu oluşturan parçalar gibi birbirini nasıl açıkladığına ve tamamladığına dikkat ediniz.
Mesih döneminde Tanrı’nın Kendisini göstermesi, Görkemi’nin tüm yeryüzünü doldurması ile ayetlere örneklere devam edelim:
Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, Dünya da Rab bilgisiyle dolacak.
Yeşaya 11:9, Habakkuk 2:14
Tüm dünya onu tanıyacak, O’nun görkemi dünyayı dolduracaktır.
Rab, Sion’a dönünce göz göze görecekler
Yeşaya 52:8
Tanrı ile elbette göz göze gelmeyeceklerdir.
Ve artık herkes kendi komşusuna, ve herkes kendi kardeşine: Rab’bi bilin, diye öğretmeyecekler; çünkü küçüğünden büyüğüne kadar onların hepsi Ben’i bilecek.
Yeremya 31:33
Gelin, ve Rab’bin dağına, Yaakov’un Tanrısı’nın evine çıkalım; ve kendi yollarını bize öğretecek, ve onun yollarında yürüyeceğiz.
Yeşaya 2:3, Mika 4:2
Malaki 3:1 ayetinde olduğu gibi, Tanrı’nın yolunu öğrenecek ve O’nun yolunda yürüyeceğiz.
Yeni Ay’dan Yeni Ay’a, Şabat Günü’nden Şabat Günü’ne bütün insanlar önümde eğilmek için Bana gelecekler” diyor Rab.
Yeşaya 66:23
Yeruşalime karşı yürümüş olan bütün milletlerden artakalan herkes, yıldan yıla Orduların Rabbi Kral’ın önünde eğilmek ve Sukot Bayramı’nı tutmak için çıkacak.
Zekeriya 14:16
İnsanlar, bedende görünmüş bir Tanrı önünde eğilmeyeceklerdir. Tanrı’ya gelmek, O’nun tapınağına gelmek ve O’nun emirlerini orada yerine getirmek demektir.
Bunlar gibi birçok ayet, Mesih Dönemi’nde Tanrı bilgisinin tüm dünyayı sarması ve evrensel tövbenin, yeryüzünün Tanrı’nın Görkemi ile dolması, Tanrı’nın Kendisi’ni tüm yeryüzünde göstermesi olduğunu ifade etmektedir. Malaki 3:1’de, Tanrı’nın Mesih Dönemi’nin başında İlyas Peygamber’i gönderip, çok beklenen adaletin yeryüzünde tesis edeceği ve diğer ulusların kurallarının yıkılarak, Tanrı yolunun Yeşaya 40:3-5 ayetlerinde olduğu gibi hazırlanacağı belirtilmektedir.
“Rab” olarak tercüme edilen kelime nedir ve konunun bütünlüğü ile bir ilgisi var mıdır?
Malaki 3:1 ayetinde “Rab” olarak tercüme edilen kelime ha-adon kelimesidir. Ha-adon kelimesi Yahudi Kutsal Kitabı’nda sadece Yeşaya Kitabı’nda ve Malaki Kitabı’nda Tanrı yerine kullanılır. Bunun çok iyi bir nedeni vardır: Ha-adon kelimesi “Yargıç” demektir. Kelime kökü “din” yani “yargı”dır.
Daha önce bahsettiğim gibi Malaki’yi anlamanın anahtarı, Malaki’nin hangi soruya yanıt verdiğini anlamaktır. Malaki, bir önceki ayetteki (2:17) “adalet sağlayan Tanrı nerede” sorusunu yanıtlamaktadır. Ha-adon ismi kullanılır, çünkü; adaleti yerine getirecek, kötülere yaptıklarının karşılığını verecek Tanrı’yı beklemekteyiz.
Dolayısıyla, “aradığınız Rab” olarak tercüme edilen “haadon aşer atem mekavşim” kelimeleri tam karşılığı ile “adaleti yerine getirmesini beklediğiniz” demektir. Buna ilave olarak “umalah haberit aşer atem hafetzim”, yani “arzuladığınız antlaşma meleği” demektir. Antlaşma neydi? Antlaşma, Tanrı ile Yahudi halkı arasındaydı ve karşılıklıydı. Yahudi halkı Tanrı’nın emirlerini yerine getirirse, Tanrı da Yahudi halkına kurtuluşu getirecektir. Dolayısıyla , “arzuladığınız antlaşma meleği”, kurtuluşu çok istiyorsunuz demektir. O halde Yahudi halkı,
*Adalet’i aramakta
*Kurtuluş’u istemektedir.
Kelimelerin nasıl özenle seçildiğine ve birbirini tamamladığına dikkat ediniz.
Neden “ansızın”?
İlyas Peygamber’in dünyaya gelip Maşiah’ın yaklaştığını duyurma geleneği var olmakla birlikte Maşiah’ın habersiz gelebileceğini belirten görüşler de vardır. Bu görüşlere göre, daha sonra İlyas Peygamber barış sürecine yardım etmeye gelecektir. Bazı görüşlere göre ise, eğer Maşiah önceden belirlenen zamanında gelirse, İlyas Peygamber Maşiah’ın geldiğini ilan edecek; ancak Maşiah aniden gelirse, İlyas Peygamber Maşiah geldikten sonra ortaya çıkacaktır. Daha önceki yazılarda da belirtildiği gibi, bu olayların tam olarak nasıl ortaya çıkacağı belirsizdir. Ancak bu belirsizlik, Maşiah’ın gelişi ile ilgili Kutsal Kitap’ta belirtilmiş olan genel meseleleri ile ilgili değildir.
Ayrıntılı açıklama için: İki Mesih dizisi
Malaki Kitabı ile Hristiyan İncili uyumlu mudur?
İlyas, Rab’bin büyük gününü beraberinde getirecektir ve ne olacaktır? Kötüler yok edilecek, sadık kalanların üzerine güneş parlayacak, ondalıklarını vermeyenler, koenler olarak görevini layıkıyla yapmayanlar tövbe edecek, arıtılacak, temizleneceklerdir. Malaki üçüncü bölüm bu konuları anlatır.
Malaki, yine üçüncü bölümde kendi kitabını şöyle sonuçlandırır:
Kulum Moşe’nin Torası’nı, kanunları ve hükümleri aklınızda tutun, onları bütün İsrael için Horev’de Ben emrettim.
Malaki 3:22 (Hristiyan İncili’nde 4:4).
Malaki, sözlerine “Tora’yı unutmayın” diyerek son vermektedir!
Acaba Malaki neden kitabını “merak etmeyin, Tora’nın hükümleri eskiyecek, köhneleşecek, Yasa’yı yerine getirmenize gerek olmayacak, yaklaşık beş yüz yıl sonra Tanrı beden alıp yeryüzüne gelecek, ona inananların günahları için kendisini kurban olarak sunacak, ona inananlar mahvolmayacak, ama inanmayanlar mahvolacaklar” diyerek kapatmamıştır da, “Tora’yı, O’nun kanunlarını, kurallarını gözetin” diyerek tamamlamıştır? Neden “Üçlü birlik doktrini unutmayın” dememiştir de “Tora’yı unutmayın” demiştir?
Son peygamberler, peygamberlik döneminin kapanmakta olduğunu ve bundan sonrasının Tanrı ile bizim aramızda olacağını biliyordu ve bu nedenle kullandıkları dil hep buna işaret etmektedir:
Bana dönün, ben de size dönerim
Malaki 3:7
Bana dönün, ben de size dönerim
Zekeriya 1:3
Son ayete tekrar bakalım:
Rab’bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce size Peygamber İlyas’ı göndereceğim. O babaların yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürecek. Öyle ki, gelip ülkeyi yok etmeyeyim.
Malaki 3:23-24 (Hristiyan İncili’nde 4:5-6)
Tanrı, Malaki Kitabı’nı tamamlarken neden sözde ta başlangıçtan beri planladığı “size mesih İsa’yı göndereceğim” demiyor da, “İlyas Peygamber’i göndereceğim” demektedir? Üstelik trajikomik biçimde İsa yukarıdaki ayetin tam aksini yaptığını söylemektedir:
Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.
Matta 10: 34-36
Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim. Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.
Luka 12:51-53
İsa dönüp onlara şöyle dedi: “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.
Luka 14:26
İsa’nın yaptıkları, bir kez daha Mesih Dönemi’nde gerçekleşeceklerin tam zıttıdır.
Hristiyanlar, Malaki Kitabı’nı kendi kitaplarında Matta’dan önceki son kitap olarak yerleştirmiştir. Bu kitap, İsa’nın doğumuna öncülük yapıyor gibi görünmelidir, çünkü; Matta Kitabı’nda İsa, Vaftizci Yahya’ya onun İlyas Peygamber olup olmadığını soracaktır. Ayrıntılı bilgi için: Vaftizci Yahya, İlyas Peygamber mi?
Hristiyanlar, günümüzde tapınak olmadığına, İkinci Tapınağın M.S. 69 yılında yıkıldığına, Mesih’in tapınağa gelmesi gerektiği Malaki 3:1 ayetinde yazıldığına göre, tapınağa ansızın gelmesi gereken kişinin İkinci Tapınak döneminde tapınağa gelen İsa olması gerektiği iddia ederler.
Ayeti tekrar görelim:
İşte, habercimi /meleğimi gönderiyorum ve önümde yolu hazırlayacak ve aradığınız Rab kendi tapınağına ansızın gelecektir; ve istediğiniz antlaşma habercisi / meleği, işte, geliyor, Orduların Rabbi diyor.
Malaki 3:1
Aslında ayeti okuyan herkes iddianın gülünçlüğünü görmüştür. Malaki 3:1 ayeti, Tanrı’nın habercisinin Tanrı’nın önündeki yolu hazırlayacağını söylemektedir. Tanrı, bir kez daha Tapınak’ta olacaktır. Ayet, Mesih’in tapınağa geleceğini söylememektedir. Ayette Mesih kelimesi dahi geçmemektedir.
Peki, Hristiyanlar, Tapınak’ta olacak kişinin Mesih olması gerektiğini nereden uydurdu?
Çünkü, onlara göre Mesih, Tanrı’dır (has v’şalom). Ayette, aramakta olduğumuz adaleti sağlayacak olan Tanrı’nın Tapınak’ta olacağı yazılıyken, Hristiyanlar’a göre Mesih, Tanrı’nın insan bedeni almış hali olduğu için, tapınakta olacak olan kişinin Mesih İsa olduğunu iddia ederler.
Elbette hiçbir şey gerçekten bu kadar uzak olamaz. Yahudi Kutsal Kitabı’nın hiçbir yerinde Mesih’in Tanrı olduğuna veya Tanrı’nın beden alıp insan olarak yeryüzünde yürüyeceğine ve bu insanın Mesih olacağına dair en küçük bir ima dahi yoktur ve bu inanç Yahudi Kutsal Kitabı’na tamamen aykırıdır.
Tanrı, 3:1 ayetindeki habercinin “görevlerini üstünkörü yapmakta olan” Levililer’i düzelteceğini söylemektedir. Levililer’i arındırıp altın, gümüş temizler gibi temizleyecek, böylece Rab’be doğrulukla korbanlar sunacaklardır. Geçmiş günlerde olduğu gibi Tanrı, Levililer’in sunacağı korbanlardan hoşnut kalacaktır. (Malaki 3: 3-4)
Şimdi kendinize şu soruyu sorun: 2000 yıl önce, İsa’nın yaşadığı iddia edilen zamanda, Levililer arındırıldı mı ve Levililer tarafından sunulan korbanlar Tanrı’yı memnun etmeye devam ediyor mu?
Elbette hayır. Hristiyan İncili, İsa’nın son kurban olduğunu, Yahudi Kutsal Kitabı’nda anlatılan korbanların artık geçersiz olduğunu ve bundan sonra da korbanların uygulanmayacağını iddia eder. Onlara göre Yasa artık geçersizdir.
Oysa, Malaki tam tersini söylemektedir. Malaki, Hristiyanların tam tersine “Tora’yı, kanunları ve hükümleri aklınızda tutmamızı” söylemektedir [Malaki 3:22 (Hristiyan İncili’nde 4:4)] Malaki, Tanrı’nın Kendisi’ni Tapınak’ta tekrar göstermesinden sonra Tapınak’ta görevli Levililer’in artık layıkıyla, Tanrı’yı memnun edecek biçimde korban sunmaya devam edeceğini söylemektedir! (Malaki 3:3-4).
Ne büyük çelişki! İstismar etmeye çalıştıkları ayetin hemen sonrasını okumamaları ne trajik!
Hem Talmud hem de Hristiyan İncili (ve dini olmayan tarihsel kaynaklar) İsa’nın zamanında Tapınağın yozlaşmasından söz eder. Bakınız: Matta 21: 12–17, Markos 11: 15–19, Luka 19: 45–48 ve Yuhanna 2: 13–16. Bunların tümü İsa’nın Tapınağı “temizlediğinden” bahseder.
Hristiyan İncili’nin İsa’nın Tapınağı “temizlemesi” olarak adlandırdığı olay nedir?
İsa’nın Tapınak’ta para alışverişi yapanları kamçılayıp tapınaktan kovması!
Malaki 2. ve 3. bölümler, Yasa’ya tam ve kusursuz biçimde uymaları için Levililer’in tövbe edip, arındırılmasından bahsetmekteyken, Hristiyanlar’ın İsa’nın tapınağı temizlemesi adını verdikleri olay budur.
Malaki’ye göre Levililer’in tam ve kusursuz biçimde Yasa’ya uymaları gerekiyordu. Ama, Hristiyan İncili, Yahudi din adamlarını İsa’yı öldürmekle suçlar (hatırlıyor musunuz?). Dolayısıyla İsa, tapınağı “temizlememiştir.”
Peki, Hristiyanlar Mesih’in tapınağa gelmesi gerektiğini ve tapınak yıkılmış durumda olduğu için İsa’nın Mesih olması gerektiğini iddia ederken, hangi tapınaktan bahsedildiğini nereden biliyorlar? Ayette, bu tapınağın İkinci Tapınak olduğu yazıyor mu ya da buna dair bir ima var mı?
Elbette yok. Bahsedilen Tapınak, Yahudi Kutsal Kitabı’nda tek tek, ayrıntılı biçimde açıklanmış olan – ama İsa döneminde tek bir tanesi dahi gerçekleşmemiş olan – Mesih döneminde gerçekleşecek olaylar dönemindeki üçüncü ve nihai Tapınak’tır. (Bakınız: Ezekiel 40-48. Bölümler)
Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nda tek tek, ayrıntılı biçimde açıklanmış Mesih döneminde gerçekleşecek olayların hiçbirinin İsa döneminde gerçekleşmemiş olması nedeniyle “İkinci geliş” kavramını uydurmuşlardır.
Yahudi Kutsal Kitabı’nın hiçbir yerinde “Mesih gelecek, ama ilk gelişinde bahsi geçen hiçbir peygamberliği gerçekleştiremeyecek, kendisini insanların günahları için çarmıhta kurban olarak sunacak, kanını içecek, bedenini yiyeceksiniz (Yuhanna 6), Mesih, Tanrı’nın insan bedeni almış hali olacak, sonra ikinci kez gelecek, bu defa geldiğinde ise tüm peygamberlikleri yerine getirecek” iddiasına benzer en küçük ima dahi bulunmamaktadır.
Bu inançlar Yahudi Kutsal Kitabı’na tamamen aykırıdır.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.