Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Öznellik [38]

  • Bağ’ın Merkezi [37]

  • Ham neden yaptı? [36]

  • Ham ne yaptı? [35]

  • İki Rol [34]

Soru-Cevap
Home›Soru-Cevap›Kilise, bakireden doğum inancını neden benimsemiştir?

Kilise, bakireden doğum inancını neden benimsemiştir?

By Gökhan Duran
28 June 2017
2092
4
Share:

Matta Kitabı’nın yazarı Yeşaya 7:14’ten alıntı yapıyormuş gibi yaparken, ayeti baştan yazmış, böylece metnin İsa’nın bakireden doğumunu önceden haber veriyormuş gibi görünmesini sağlamıştır. Bu yöntemler ham olsa da, kasti ve tasarlanmış yöntemlerdir.

 

Bu önemli bir soruyu ortaya çıkarmaktadır: Matta ve Luka kitaplarının yazarlarını Meryem’in bir erkek tarafından dokunulmadığı ve İsa’ya hamile kaldığı inancını desteklemeye iten neydi? Niçin Kilise, birinci yüzyılın sonlarına yaklaşırken bakireden doğum inancını benimsedi?

 

Pagan dünyada, bakireden doğan kurtarıcı fikri sık görülür iken, bu fikir Yahudi zihni için tümüyle yabancıydı.

 

Hatta, Tora açıkça oymak kimliğinin babadan oğula taşındığını belirtmektedir, anadan oğula değil. Dolayısıyla, Hristiyan İncili’ne göre, İsa’nın bakireden doğmuş olması, onun Yahuda oymağından gelme, Mesih olma ve Davut’un tahtında oturma yetkisini tümüyle elinden almaktadır. İronik biçimde, Hristiyan İncili’nin ilk bölümü, Kilise’nin ana inanç ilkesinin temelini çürütmektedir.

 

Eğer bu iddia, İsa’nın Mesih olma yetkisini ortadan kaldırıyorsa, erken Kilise döneminde ne gibi değişiklikler hızla ortaya çıkıyordu ki, Matta ve Luka kitaplarının yazarlarını İsa’nın bakireden doğduğunu iddia etmeye itti? Üstelik, İsa’nın bakireden doğma fikri niçin sadece sonradan yazılmış olan Hristiyan İncili  kitapları Matta ve Luka’da yer almaktadır? Pavlus veya Markos bu iddialı öğretiden niçin haberdar değildi?

 

Yoksa, Pavlus ve Markos bu son derece önemli konudan bahsetmeyi unuttu mu?

Gördüğümüz gibi, İsa’nın bakireden doğması inancı, en erken İncil yazmaları olan Pavlus’un mektuplarında veya Markos Kitabında yer almayıp, sonraki dönem Hristiyan icatıdır. Matta ve Luka kitapları (M.S. 85), Pavlus’un ilk mektuplarından 35 yıl sonra (1. Selanikliler’in yazım tarihi yaklaşık M.S. 50) yazılmıştı. Bu iki önemli soruyu ortaya çıkarmaktadır: Yahudiler, Mesih’in bir bakireden doğumunu hiçbir zaman beklemediği halde, Hristiyan hareketi İsa’nın mucizevi biçimde bakireden doğumunu niçin öne sürmüştür? Hatta, Yahudi zihni için bu kadar yabancı bir inanç ilkesini Kilise’nin benimsemesi niçin bu kadar uzun sürmüştür?

 

Hristiyan öğretilerinde İsa’nın bakireden doğumunun niçin birinci yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktığını anlamak için, Kilise’nin başta Yahudileri cezbetmek için güçlü biçimde çalışmasına rağmen, çoğunlukla başarısız bir çaba sergilediğini bilmek önemlidir.

 

Yahudi zihnini etkilemek için İsa’nın takipçilerinin gayretli çabaları çabucak bozuldu. Plan başarısız oldu. Öte yandan, genç Kilise, Anadolu, Avrupa’daki Akdeniz ülkeleri, Kuzey Afrika, Suriye ve Hindistan gibi uzak doğuda yer alan, Yahudi olmayan, ruhsal yönden hoşnutsuz uluslar arasında elde ettikleri başarıların tadını çıkarıyordu. Eğer, İsa merkezli bu yeni din, kitlelere çekici gelecekse, Hristiyanlık taraftarlarına göre öncelikle Yahudi olmayan ulusları cezbetmeliydi. Kilisenin mesajı, paganlar için anlamlı gelecek bir dilde anlatılmalıydı. Bakireden doğmuş Tanrı-insan bir kurtarıcı fikri Yahudi dünyası için tümüyle yabancı ve tuhaf olsa da, pagan dünyası için çekici ve olağandı. Kadim pagan dünyada, yüce insanların ölümlü bir bakireden ve bir ilahi babadan doğması yaygındı. Örneğin, Büyük İskender’in Yunan tanrısı Zeus ile bir bakirenin oğlu olduğuna, Roma’nın kurucusu Romulus’un, tanrı Mars ve bir ölümlü bakirenin oğlu olduğuna, Roma’nın ilk imparatoru Augustus’un, tanrı Apollo ve annesi Atia’nın oğlu olduğuna inanılıyordu.

 

Bu inanç, doğu dinlerinin yaygın olduğu bölgelerde de baskın oldu. Hindu tanrısı Krişna’ya hamile kalışın, Vişnu’nun ilahi ruhunun Devaki’nin rahmine indiğinde gerçekleştiğine, Vasudeva (Krişna) adıyla doğduğuna inanılır. “Yüce Buda”nın bakire annesi Maya’dan doğduğu söylenir. Persli peygamber Zerdüşt, Mısır tanrısı Horus, Pers tanrısı Mithra, Yunan-Roma tanrıları Perseus, Apollo, Dionysus, Persephone, Herkül, Pan, Ion, Asklepios ve Helen’in saygıdeğer, pak, bakire bir anneden doğduğuna inanılır. Yunan tanrısı Adonis’in İsa’dan yüzyıllar önce, bakire Myrrha’dan doğduğu öne sürülür. “Beytlehem’de, daha sonra Hristiyanlar tarafından İsa’nın doğduğu yer olarak öne sürülecek mağarada” doğduğu söylenir.

 

Yahudilik, evlilik içi doğal biçimde bir çocuğa hamile kalışın kutsal bir eylem olduğunu öğretse de, düalistik pagan düşünceyi tatmin eden ve Roma’da her yöne yayılan yeni teoloji, ruhsal ile fiziksel olan arasında tam bir ayrışmayı öğretiyordu. Kadim dünyada, çoğu kişinin zihni için, kutsal olan ile cinsellik tümüyle uyuşmaz iki kavramdı. Bu nedenle, pagan zihin için, kurtarıcıların ve tanrıların bir erkek ile bir kadının bedensel ilişkisi ile dünyaya gelmeleri tasavvur edilemezdi.

 

Pagan yığınların istediği, erkek elinin değmediği, lekelenmemiş bir kadının hamile kaldığı bir kurtarıcıydı.

 

M.S. 70 yılında, İkinci Tapınağın yıkılışını ve Yeruşalayim’deki Yahudi hayatının Titus ve Vespasian’ın Roma lejyonları tarafından yok edilmesini takiben Kilise, pagan dünyasında çok yaygın olan bakireden doğum inancını benimsedi. Bu, Yahudi olmayan halkları çekmek için son derece başarılı bir hamleydi. Çoğunlukla eğitimsiz fakat ruhsal olarak aç olan insanlar, çocukluklarından beri korkutuldukları paganizm ve Gnostisizm’i terk ediyorlardı. Bazı istisnalar dışında, bu inançlar, bakireden doğmuş olan tanrılar ile ilgili çeşitli efsaneleri içeriyordu.

 

M.S. 90’larda, İsa’ya mucizevi hamile kalış, Roma İmparatorluğu ve ötesinde artık oturmuş ve geniş çapta yayılmış bir inançtı. Olgunlaşmış Hristiyan ortodoks inancı olarak ortaya çıktı. İkinci yüzyılda, İsa’nın bakireden doğumunu sorgulayanlar heretik olarak kabul edilmeye başlandı.

 

İsis, oğlu tanrı Horus’u tutuyor (solda), Bakire Meryem, ilahi oğlu İsa’yı tutuyor (sağda). Hem İsis hem de Meryem “Gök Kraliçesi” ve “Tanrı’nın Anası” olarak selamlanır.

 

Sonraki Matta ve Luka kitaplarının yazarları da buna uygun olarak bu yaygın inancı kapsamlarına aldılar. Yukarıda bahsedildiği gibi, Yeruşalayim’in yıkılmasından önce, İncil yazarları diğer inançlardaki bu özelliği benimsemiş değildi.

 

Hristiyanlığın doğuşunu takip eden sarsıcı yıllarda Kilise, dördüncü yüzyılda kesin olarak ortodoks inanç kabul etmiş olduğu Tanrı’nın üçlü doğası gibi birçok pagan fikirleri kendi öğretilerine kattı.

 

Üçüncü yüzyılda Kilise, kış dönümünü onurlandırmak için 25 Aralık’ta kutlanan Noel’i, Roma İmparatorluğu’dan alarak benimsedi. Aslında, 25 Aralık, günlerin görünür olarak uzamaya başladığı tarih olarak Roma vatandaşları tarafından coşkulu şenliklerle zaten kutlanıyordu.

 

Bugüne değin, en belirgin Noel süsü, Noel ağacı olagelmiştir. Bu kadim, iyi bilinen pagan uygulaması İbrani Kutsal Metinler’de vurgulanarak kınanmıştır (Bakınız: Yeremya 10:1-5). 1800’lü yılların sonunda, bazı dindar Hristiyan cemaatları, örneğin Püritenler, bu uygulamanın pagan köklerini farkederek, üyelerinin Noel’i kutlamasını yasaklamıştır.

 

Bugün, Hristiyan akademisyenler genel olarak, İsa’nın 25 Aralık’ta doğmadığını kabul ediyorlar. Kilise’nin bu günü eski pagan kış festivallerinden aldığının farkındalar. Noel, Hristiyanlar için en popüler bayram olsa da, çoğu Hristiyan akademisyen bu günün, Roma Güneş Bayramı Dies Natalis Solis İnvicti, “Yenilmez Güneş”in doğum gününe karşılık gelecek şekilde seçildiğinin farkındalar. Yenilmez Güneş, sonraki dönem Roma İmparatorluğu’nda bir tanrı olup, genellikle Sol’a tahsis edilen “yenilmez “anlamındaki “invictus” sıfatı ile birlikte kullanılır. Sol Invictus tabiri, bakireden doğduğuna inanılan Pers tanrısı Mitra’dan kaynaklanmakta  olup, İskender İmparatorluğu’ndan Roma’ya geçmiştir.

 

Kilise cemaatlerinden birçok kişi, Noel’in pagan kökenli olduğundan ve İsa hareketi ortaya çıkmadan uzun süre önce Avrupa’da kutlandığından haberdar değildir. Modern Noel gelenekleri, hediye vermek ve eğlence, Romalı Saturnalia’dan, yeşillik ve ışıklar, Roma Yeni Yılı’ndan, Yuel Log adı verilen Noel’e özel yemek ve diğer yiyecekler Alman festivallerinden alınmıştır.

 

Noel süslemelerinde yaygın olarak kullanılan ve Yunan mitolojisinde belirgin biçimde yer alan ökse otu geleneği, kış dönümlerinde gerçekleşen eski bir Druid geleneğinden alınmıştır. Ökse otu, sevgi ve barışı temsil eden ilahi bir bitki olarak kabul edilirdi. Ökse otu altında öpüşmek de Druid kökenlidir.

 

İskandinav paganlar, Aralık ayının sonları ve Ocak ayının başlarında “Yule” adını verdikleri kış festivali kutlardı. Avrupa kıtasının Hristiyanlığı kabul eden son bölgesi olması nedeniyle, Kuzey Avrupa pagan inançlarının Noel üzerinde çok etkisi olmuştur. İskandinavlar halen Noel’e “Jul” adını vermektedir. İngilizce’de “Yule” kelimesi Noel ile eş anlamlı olup, ilk kullanım kaydı M.S. 900 yılındadır.

 

Son iki bin yıl içerisinde Hristiyanlık, pagan inançları, törenleri ve ayinlerinin deposu olarak varlığını sürdürdü. Kilise, neredeyse hiç tereddüt etmeden,  İsrail peygamberlerinin aksine, pagan ritüel ve inançlarını artan sayıda benimsemeye devam etti. Bakireden doğan Tanrı-İnsan fikri de bu pagan inançları içerisinde en yaygın olanıydı.

 

Yani, Roma Hristiyanlaşmadı; Hristiyanlık Romalılaştı.

 

Kutsal Kitabınızı bilin!

Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.

Kaynak: Let’s Get Biblical – Rabbi Tovia SINGER

 

Post Views: 1,306
Tagsbakirehorusisaisiskilisemeryemmesihrabbisingertoratorahtoviayahudiyahudilik
0
Shares
  • 0
  • +

4 comments

  1. Monoteistik Dinler Teolojisi 4 July, 2017 at 18:33 Reply

    Harika bir çalışma olmuş

    • Gökhan Duran 6 July, 2017 at 16:00 Reply

      Teşekkür ederim.

  2. Ertan 8 September, 2018 at 01:07 Reply

    Merhabalar.
    Bir kişi tek başına Torah da ki yasayı, kuralları yerine getirebilir mi? mesela Türkiye de müslüman bir ailenin içinden bir kişi çıkıp musevi olmaya karar verse , gercek bir musevi olması ne kadar mümkün? Ve Musevilikte namaz var mı?

    • Gökhan Duran 8 September, 2018 at 10:28 Reply

      Merhaba.

      1. Bir kişi elbette Tora’daki yasaları, kuralları yerine getirebilir. Tanrı, Tora’da açıkça şöyle diyor:

      Yasanın Tekrarı 30:10-14

      “Yeter ki, Tanrınız RAB’bin sözünü dinleyin, bu Yasa Kitabı’nda yazılı buyruklarına, kurallarına uyun ve bütün yüreğinizle, bütün canınızla O’na dönün.

      “Bugün size ilettiğim bu buyruk ne tutamayacağınız kadar zor, ne de ulaşamayacağınız kadar uzaktır.

      O göklerde değil ki, ‘Kim bizim için göğe çıkacak? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?’ diyesiniz.

      Denizin ötesinde değil ki, ‘Kim bizim için denizin ötesine gidecek? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?’ diyesiniz.

      Tanrı sözü size çok yakındır; uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir.”

      Tanrı, buyruklarının ne tutamayacağımız kadar zor, ne de ulaşamayacağımız gökler ne de deniz ötesi kadar uzak olduğunu, uymamız için ağzımızda ve yüreğimizde olduğunu belirtmektedir. Bu buyrukları yerine getirmek hiç de zor değildir.

      Bu konu “Yasa artık geçersiz mi?” adlı başlıkta ayrıntılı olarak anlatılmıştı.

      2. Yahudiliğin diğer inançlardan bir farkı da şudur:

      Tanrı’nın sevgili kulu olmak, dürüst ve erdemli olabilmek ve kurtuluş için Yahudi olmanız gerekmez. Tanrı’nın belirtmiş olduğu “Yedi Evrensel İlke”ye uymanız yeterlidir. Bu evrensel buyruklara uyan herkes kurtulacaktır.

      Bu ilkelere uyan Tanrı’nın dürüst kullarına “Ben Noah” denir. Bu terim bazı Türkçe kaynaklarda “noaşit” olarak tercüme edilmiştir.

      Bu konuya Meam Loez çevirimizde “Yaratılış 2:16-17” ayetlerini açıklayan kısımda değinmiştik.

      3. Dünya’da her gün birçok kişi Yahudiliğe geçiş yapmaktadır. Bazı kişiler ise Ben Noah olarak kalmayı tercih etmektedir. Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkelerde, örneğin Türkiye’de, Yahudiliğe resmi geçiş işlemi yapılmamaktadır.

      4. Yahudilikte günde iki-üç kez tekrar edilen dualar, ritüeller vardır. Örneğin Amida adı verilen ve ayakta yapılan bir dua, eğilme ve selam gibi namazda yapılan hareketlere benzer hareketleri içerir.

      Şalom.

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Peygamber Yeremya /Artscroll Yayınları Peygamber Yeremya /Artscroll Yayınları
Satın almak için: www.amazon.com/Torah-Commenta Satın almak için:

www.amazon.com/Torah-Commentary-Midrash-Rabbeinu-Bachya/dp/9657108454
Tora’da “şeytan” kelimesi ilk kez Çölde S Tora’da “şeytan” kelimesi ilk kez Çölde Sayım 22:22’de geçmektedir, bir melek Bilam ve eşeğinin önünde onları engellemek, yollarını kapamak için durduğunda geçmektedir. “l’satan” kelimesi “engel” demektir.

“…Tanrı’nın bir meleği ona engel teşkil etmek üzere yolda sabit durdu…” (Çölde Sayım 22:22)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
“Jews for Jesus” adlı Hristiyan misyonerlik k “Jews for Jesus” adlı Hristiyan misyonerlik kurumunun kurucusu olan Moshe Rosen, Mezmurlar 22:17 (16)’de כָּ֝אֲרִ֗י (kaari) kelimesinin Hristiyan çevirilerinde niçin “deliyorlar” olarak tercüme edildiğini açıklamak için yaratıcı çözümler bulmaya çalışmaktadır.

Rosen, misyoner faaliyetleri için çok sayıda dağıtılmış “Y’shua” adlı kitabında,  כָּ֝אֲרִ֗י (kaari) kelimesinin “aslan gibi” anlamına geldiğini ve “deliyorlar” anlamına gelmediğini kabul etmektedir! Ancak bu durum Yahudiler’in söylediklerinin doğru olduğunu kabul etmek anlamına geldiği için, başka bir iddiada bulunmaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Ben Noah Yasaları SORU: Ben Noah Yasaları ismin Ben Noah Yasaları

SORU: Ben Noah Yasaları ismini nereden almaktadır?

CEVAP: Tüm insanlık, Noah’ın soyundan geldiği için, tüm insanlığın sorumlu olduğu ahlaki kurallara Noah’ın Çocukları Yasaları adı verilmiştir. Bu isim, Babil Talmudu Sanhedrin 56a bölümünde kullanılmaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Yahudiliğin bir ırk veya belirli bir halka ait b Yahudiliğin bir ırk veya belirli bir halka ait bir din olduğunu, Yahudiliğe geçişin mümkün olmadığını, Yahudilerin aralarına diğer halklardan insanları almadıklarını, kapalı bir toplum olduklarını duymuşsunuzdur. Sayısız diğer konularda olduğu gibi bu konu hakkında da, içinde bulunduğumuz toplum içerisinde, temelsiz, kulaktan dolma ve nefret dolu yanlış bilgiler bulunmaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Öncelikle iddiayı görelim: Mika 5:1 (Hristiyan Öncelikle iddiayı görelim:

Mika 5:1 (Hristiyan İncili’nde 5:2) “Ama sen, Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında küçük olduğun halde, İsrail üzerine hükümdar olacak bana senden çıkacak. Onun kökeni eskiden, eski günlerdendir” ayetindeki “sen, Beytlehem Efrata” “veata beytlehem efrata” ifadesi eril bir ifadedir. Tanah’ta yer alan şehir isimleri eril değil dişildir. O halde Beytlehem bir şehir olamaz.

Ayrıca, söz konusu ayetin devamında (küçük) “tsair” kelimesi de erildir. Eğer Beytlehem, bir şehri ifade ediyor olsaydı bu kelimeyi niteleyen “tsair” kelimesi de dişil “tsairah” olmalıydı. Öyleyse, beyt-lehem bir şehri değil, Lehem Evi’ni yani Lehem klanını ifade etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.

Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kilise
Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-1 Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-10 bölümlerinde anlatılan Noah Tufanı’nın, Gılgamış Destanı’nda anlatılan tufan hikayesinden alındığı iddia edilmektedir. İnceleyelim:

Sümerlilerin Ziusudra hikayesi, Akkadlıların Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanları, Yaratılış Kitabı’nda anlatılan Noah’ın Tufanı anlatımına ek olarak Yakın Doğu’da anlatılmış olan tufan hikayeleridir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerin Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerinin Beytlehem olacağını mı söylemektedir?

Dört kanonik İncil yazarı içerisinde sadece Matta, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan alıntılar yaparak, bu ayetlerin İsa tarafından  yerine getirildiğini iddia eder. Her birinin yanlışlığı kolaylıkla gösterilebilecek olan Matta’nın bu iddialarından birine göre Mesih’in doğum yeri Yahudi Kutsal Kitabı’nda belirtilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık #mesih
Kutsal Ruh

Mezmurlar 33:6 Gökler Rab’bin sözüyle ve onların bütün orduları ağzının nefesi ile yaratıldı.

 

Bu mezmurda, “nefes” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “ruah” (ר֥וּחַ) kelimesidir. “Ruh” olarak tercüme edilebilir. “Söz” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “devar” (דְבַ֣ר) kelimesidir. Üçlü Birlik doktrinine iman eden Hristiyanlar, bu mezmurda üçlü birliğe atıf olduğunu savunurlar. Onlara göre, “Ruh” kelimesi ile işaret edilen Kutsal Ruh, “Söz” kelimesi ile işaret edilen de Oğul’dur. Dolayısı ile hem Kutsal Ruh hem Oğul, Yaratılış’a katılmış eş yaratıcılardır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
İsa, kaç tane eşeğe bindi? İsa, Yeruşalayim İsa, kaç tane eşeğe bindi?

İsa, Yeruşalayim’e girerken kaç tane hayvana bindi? Dört kanonik İncil’den üç tanesine, Markos 11:7, Luka 19:29-35 ve Yuhanna 12:14’e göre İsa bir tane sıpaya binmiştir. Bu Hristiyan İncili yazarları, kendi hikayelerini, Zekeriya Peygamber’in Mesih’in Yeruşalayim’e sıpaya binerek girişi ile ilgili peygamberliği İsa tarafından yerine getirilmiş gibi yazmışlardır.

Bu sitede onlarca kez gösterildiği gibi, Matta Kitabı’nın yazarı İbranice bilmiyordu ve bu da tuhaf bir sonuca yol açmıştı. Matta Kitabı’nın yazarı, Zekeriya 9:9 ayetinde yer alan peygamberliği yanlış anlamış, Mesih’in Yeruşalayim’e bir yerine iki hayvan üzerinde girdiğini sanmıştır. Yani, Matta’nın “Palmiye Pazarı’nda” İsa, iki hayvanın üzerine binmişti!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, E Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, Evren'i Nasıl Yaratır? Bölüm 03

Devamı için: kabalat.com

#tanya #torahvisuals #kabalat #hasidizm #Yahudilik #yahudi
Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler aras Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler arasındaki ayrım değişkendir. İyi ve kötü tanrılar olduğu gibi iyi ve kötü cinler de vardır. Tanrılar ile cinler arasında niteliksel bir fark yoktur; hatta cinin bir ismi “kötü tanrı”dır. Bunun nedeni, çok tanrılı dinlerde, doğadaki her büyük olay ve kuvveti yöneten bağımsız bir tanrının var olmasıdır. Bu dinlerde cinlerin tanrılardan farkı; daha az güçlü olmaları, daha az bireyselliğe sahip olmaları, ara sıra tanrılara karşı ayaklanmaları ve bazen de başarılı olmalarıdır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi? Kalvinis Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi?

Kalvinistler neye inanır?

Kalvinistlere göre Tanrı, ezelde, henüz Dünya’ya gelmeden önce insanlardan kimin kurtulacağına kimin ise lanetli olduğuna karar vermiştir.

Tanrı, kurtulmaları için seçilmiş insanları ve lanetlileri dünya hayatında yapacakları iyi veya kötü davranışlara bakmaksızın ezelde belirlemiştir!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kalvinizm
Kalvinistler neye inanır? Reform Protestanlar ve Kalvinistler neye inanır?

Reform Protestanlar veya Kalvinistler, insanın başlangıçta işlemiş olduğu günah nedeniyle doğasının tamamen bozulmuş olduğuna, kendi günahlı doğasına esir olduğuna, artık kendi kurtuluşu konusunda hiçbir şey yapamayacak durumda olduğuna inanırlar.

Onlara göre insanlar, kendilerini kurtuluşa götürecek iyi işleri seçme özgür iradesine sahip değildirler. Kendi kuvvetleriyle iman edemezler. Tora’daki buyrukları yerine getirerek, iyi işler yaparak yaşama kavuşmak mümkün değildir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?” Hrist Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?”

Hristiyan İncili’nde Matta Kitabı’nda İsa, Ferisiler’e dönüp sorar:

Matta 22:42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”

Yani, günlük konuşma diliyle “Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.

Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?” Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?”

Kilise’nin ana inanç ilkesi, yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceğidir. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü, her insanın sözde asli günah nedeniyle günahkar doğmasını aklayabilecek tek yoldur.

Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşü, kolayca görülebileceği gibi Yahudi Kutsal Kitabı tarafından yalanlanmaktadır. Örneğin, Mezmurlar Kitabı, Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya Peygamberler günahkar insanları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Peygamberlerin sözleri Hristiyan inancına tamamen zıttır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insano Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna benzeyen biri” kimdir?

Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)

Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.