Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Öznellik [38]

  • Bağ’ın Merkezi [37]

  • Ham neden yaptı? [36]

  • Ham ne yaptı? [35]

  • İki Rol [34]

Kavramlar
Home›Kavramlar›Tora ve Kölelik : Köleliğin ağır sonu

Tora ve Kölelik : Köleliğin ağır sonu

By Gökhan Duran
18 November 2018
886
0
Share:

Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

 

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

 

Bu, tesadüfi bir anlatım sırası değil, bir gerekliliktir. Yahudilikte yasa, halkın tarihsel deneyimlerinden doğar. Mısır’daki yaşam, Yahudi halkının ruhu için bir okuldu; bu dönem Yahudiler’e, güç bakımından zayıf olmanın nasıl bir yaşamı getirdiğini öğretmişti.

 

Bu peraşada şöyle der: “Yabancıya zulmetme. Ne de olsa siz bir yabancının ruh halini bilirsiniz; çünkü Mısır’da [siz de] birer yabancıydınız.”(Çıkış 23: 9).

 

Buradaki açık soru şudur: Tora, 613 buyruğu anlatmaya niçin kölelik ile ilgili kurallar ile başlamaktadır?

 

Bunun nedeni, İsrail’in, Mısır’da köleliğe katlanmak zorunda kalmış olmasıdır. Bu dönemin gerekliliğini yüzlerce yıl önce Tanrı Avraam’a bildirmişti:

 

Güneş batarken Avram trans haline girdi ve işte – üzerine dehşet verici bir zifiri karanlık çöküyordu. [Tanrı] Avram’a “Şunu iyi bil ki, soyun, kendilerine ait olmayan topraklarda 400 yıl boyunca yabancı olacak” dedi. “Onlara kölelik edecekler ve onlara eziyet edecekler. (Yaratılış 15:12-13)

 

Bu kölelik dönemi İsraillerin bir ulus olarak deneyimleyeceği ilk gereklilik olacaktır. Başlangıçtan beri Özgürlüğün Tanrı’sı, özgür insanların özgürce Kendisi’ne hizmet etmesini istemişti. Ancak insanoğlu birbiri peşi sıra bu özgürlüğü kötüye kullanmıştı: önce Adam ve Hava, sonra Kayin, sonra Tufan nesli, sonra Babil Kulesi’nin yapıcıları.

 

Tanrı, bu kez tüm insanlıkla değil ama özgürlüğün öncüleri olacak bir erkek ve kadın, bir aile ile başlamaktadır. Ancak özgürlük zordur. Hepimiz kendimiz için özgürlüğü isterken, kendi özgürlüğümüz ile çatışıyorsa, başkalarının özgürlüğü söz konusu olunca bunu görmezden geliriz.

 

Avraam’ın daha üçüncü kuşak torunları, kardeşleri Yosef’i köle olarak satmaya istekliydi ki bu trajedi Yeuda’nın Binyamin için kendi özgürlüğünü feda edişine değin devam etmişti. Yosef, Mısır valisi olarak, kardeşlerini kölelikle tehdit etmişti. Daha sonra nesillerde, “Yosef’i bilmeyen” bir firavun, tüm İsrail milletini Mısır’ın köleleri haline getirmişti.

 

İsrail halkına yaşamış oldukları kölelik dönemini asla unutmamaları ve tam anlamıyla özgür bir toplum oluşturma kapasitesine sahip olan kardeşlerini asla köle yapmamaları Tora’da defalarca hatırlatılmaktadır ki böylece asla özgürlüğün kıymetini bilmemezlik yapmasınlar:

 

Yabancıya haksızlık ve baskı yapmayacaksınız. Çünkü siz de Mısır’da yabancıydınız. “Dul ve öksüzün hakkını yemeyeceksiniz. (Mısır’dan Çıkış 22:21-22)

 

Mısır’da köle olduğunuzu, Tanrınız Rab’bin sizi kurtardığını anımsayın. (Yasa’nın Tekrarı 15:15)

 

Mısır’da köle olduğunuzu anımsayın ve bu kurallara uymaya dikkat edin. (Yasa’nın Tekrarı 16:12)

 

Yabancıya ya da öksüze haksızlık etmeyeceksiniz. Dul kadının giysisini rehin almayacaksınız. Mısır’da köle olduğunuzu, Tanrınız Rab’bin sizi oradan kurtardığını anımsayın. Bunun için böyle davranmanızı buyuruyorum. (Yasa’nın Tekrarı 24:17-18)

 

Yabancıya, öksüze, dul kadına bırakacaksınız. Mısır’da köle olduğunuzu anımsayın. Bunun için böyle davranmanızı buyuruyorum. (Yasa’nın Tekrarı 24:21-22)

 

Çünkü İsrailliler benim Mısır’dan çıkardığım kullarımdır. Köle olarak satılamazlar.(Levililer 25:42)

 

Bu nedenle, Sinay’daki ana buyruklardan hemen sonra gelen ilk yasaların kölelik ile ilgili olması sürpriz değildir.

 

Burada asıl soru şudur: Tanrı köleliği istemediğine, köleliği insani koşullara bir hakaret olarak kabul ettiğine göre, niçin köleliği tamamen ve derhal kaldırmamıştır? Niçin köleliğin sınırları çizilmiş ve belirli kurallar ile düzenlenmiş biçimde devam etmesine izin vermiştir? Evreni yaratabilen Yüce Yaratıcı insan davranışını bir anda değiştirecek güce sahip değil midir? Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın gücünün yetmediği alanlar mı vardır?

 

2008 yılında Nobel ödüllü ekonomist Richard Thaler ve hukuk profesörü Cass R. Sunstein “Dürtme (Nudge)” adlı bir kitap yayınlamış, bu kitapta özgürlüğün mantığı ile ilgili temel bir problemi göstermişlerdir. Özgürlük, bir yandan aşırı kısıtlayıcı olmayan, insanlara seçim yapabilmelerine olanak ve hak tanıyan bir alan yaratan yönetime bağlıyken, bir yandan insanların her zaman doğru seçimleri yapmadığını bilmekteyiz.

 

Örneğin, psikolog Solomon Asch’ın “Asch Deneyi” ve Stanley Milgram’ın “Milgram Deneyi” başka insanların yanlış yapmasına, zarar görmesine sebep olsa dahi “uyum sağlama” ve “itaat etme” arzusundan ne kadar etkilendiğimizi göstermiştir.

 

Nobel ödüllü Daniel Kahneman, ekonomik kararlar alırken bile, sıklıkla aldığımız kararların sonuçlarını hesaplamada ve kendi motivasyonumuzu anlamada başarısız olduğumuzu göstermiştir.

 

O halde, insanların zararlı ve akılcı olmayan kararlar almasını, onlardan özgürlüklerini almadan nasıl engelleyebilirsiniz?

 

Thaler ve Sunstein’in bu soruya cevabı, insanları dürtebileceğiniz (Nudge) yolların var olduğudur. Örneğin bir kafede, sağlıklı yiyecekleri ön kısma ve göz seviyesine yerleştirebilir, zararlı yiyecekleri ise daha zor farkedilebilir, ulaşımı daha zor yerlere yerleştirebilirsiniz. İnsanların seçim yapma düzenini (choice architecture) zarif biçimde etkileyebilirsiniz.

 

Tanrı’nın da kölelik konusunda yaptığı da tam anlamıyla budur. Köleliği bir direktif ile ortadan kaldırmaz, ancak köleliği öyle bir çerçeveye oturtur, sınırlarını çizer ve belirlenmiş bir süreç içerisine sokar ki, sonuca ulaşmak yüzyıllar sürse bile, sonunda insanların kendi özgür iradeleri, özgürce seçimleri ile köleliğin tamamen ortadan kaldırılmasını sağlar.

 

Köleliğin ortadan kaldırılmasında bu yolun seçilmesinin nedeni, insanlar eğer özgür olacaksa, köleliği ortadan kaldırıp özgür olmayı kendilerinin özgürce seçmesi gerekliliğidir.

 

Fransız Devrimi’nden sonra Jean-Jacques Rousseau, “Toplumsal Sözleşme (Social Contract)” eserinde eğer gerekliyse insanları özgür olmaya zorlamak gerektiğini yazmıştı. Oysa, insanları özgür olmaya zorlayamazsınız. Bu, kavramlar arasında bir çelişkidir. Bu zorlama ve özgürlük arasındaki çelişki, J.L. Talmon’un Fransız Devrimi ile ilgili kitabına isim olmuştur: “Totaliter Demokrasi (Totalitarian democracy).”

 

Tora’nın değerler sistemi açısından, bir kimsenin kendi isteği dışında, başkasının üzerinde bir iktidara sahip olmasının, insan onuruna karşı temel bir saldırı olduğu konusunda şüphe yoktur. Bu sadece efendi ve köle arasındaki ilişki için geçerli değil, kral ve vatandaşları, yöneticiler ve yönetilen arasındaki ilişki için de geçerlidir. Bu, Tanrı ile insan arasındaki ilişki için de geçerlidir.

 

Tanrı, doğayı değiştirebilir. Ancak, insan-Tanrı ilişkisinin temeli olan insanın özgürlüğü, özgür irade ve özgür seçim kavramlarını değiştirmez.

 

Talmud, eğer Tanrı, Yahudi halkını Tora’yı kabul etmeleri için, “dağı başlarının üzerine kaldırarak” (Şabat 88a) zorlamış olsaydı, bunun antlaşmanın şartları için sakınca oluşturacağını söyler. Bizler Tanrı’nın avadimi, hizmetkarlarıyız, ancak bunun tek nedeni, atalarımızın bunu özgürce seçmiş olmasıdır.

 

Yeoşua 24. Bölüm’de, Yeoşua, Yahudi halkına seçim hakkı verir. İsteyenlerin antlaşmadan vazgeçip, Tanrı’ya hizmet etmekten vazgeçebileceğini söyler. Ancak Yahudi halkı, kendi özgür iradeleri ile Tanrı’nın hizmetkarları olmayı seçer:

 

“İçinizden Rab’be kulluk etmek gelmiyorsa, atalarınızın Fırat Irmağı’nın ötesinde kulluk ettikleri ilahlara mı, yoksa topraklarında yaşadığınız Amorlular’ın ilahlarına mı kulluk edeceksiniz, bugün karar verin. Ben ve ev halkım Rab’be kulluk edeceğiz.”

 

Halk, “Rab’bi bırakıp başka ilahlara kulluk etmek bizden uzak olsun!” diye karşılık verdi,

 

“Çünkü bizi ve atalarımızı Mısır’da kölelikten kurtarıp oradan çıkaran, gözümüzün önünde o büyük mucizeleri yaratan, bütün yolculuğumuz ve uluslar arasından geçişimiz boyunca bizi koruyan Tanrımız Rab’dir.

 

Rab bu ülkede yaşayan bütün ulusları, yani Amorlular’ı önümüzden kovdu. Biz de O’na kulluk edeceğiz. Çünkü Tanrımız O’dur.”…

 

O zaman Yeşu halka, “Kulluk etmek üzere Rab’bi seçtiğinize siz kendiniz tanıksınız” dedi.

“Evet, biz tanığız” dediler. (Yeoşua 24:15-22)

 

Köleliğin kaldırılması gerekmektedir, ama Tanrı’nın bizimle olan ilişkisinin temel bir ilkesi, bizi kendi özgür irademizle yapabileceğimizden daha hızlı değişmeye zorlamamasıdır.

 

Bu nedenle, köleliği bir günde kaldırmaz, ama bizim seçim yapma düzenimizi (choice architecture) değiştirir ya da başka bir deyişle bizi dürterek (Nudge) köleliğin yanlış olduğu işaretini verir. İnsanları kendi hızlarında da olsa kendi arzularıyla yönlendirecek bir dizi temel yasayı harekete geçirir:

 

Bir İbrani köle satın alırsan, [bu köle] altı yıl hizmet edecek ve yedinci de karşılıksız olarak serbest kalacaktır.

 

Hizmete başladığında bekarsa, tek başına ayrılacaktır. Eğer evliyse, eşi de onunla ayrılacaktır. 

 

Efendisi ona bir eş verir ve [bu kadın] ona oğullar ya da kızlar doğurursa, kadın, çocuklarıyla birlikte efendisinin [malı olarak] kalacak, [köle] ise tek başına ayrılacaktır.

 

Eğer köle “Efendimi, eşimi ve çocuklarımı seviyorum; serbest kalmak istemiyorum” derse, efendisi onu mahkemeye getirmelidir.

 

Onu kapının ya da pervazın yanına getirerek, efendisi onun kulağını bizle delecektir. [Köle bunun ardından efendisine] zamanın sonuna dek hizmet edecektir. (Çıkış 21.2-6)

 

Bu yasalar ile ne yapılmaktadır? Birincisi, köleliğin doğasında temel bir değişim gerçekleşmektedir. İbrani köle yedi yıl sonra serbest kalmaktadır. O bunu bilmektedir. Özgürlük efendinin isteğine bağlı değil, ilahi emirle gelmektedir. Eğer sabit bir süre sonunda özgür olacağınızı bilirseniz, beden olarak köle olsanız bile, zihinsel olarak özgürlüğünü geçici olarak kaybeden özgür bir insansınızdır. Tüm bu koşullar, köleliği tüm hayat buyunca süren bir kader olmaktan çıkarmış ve sadece geçici bir duruma dönüştürmüştür. Kölelik, doğuştan gelen, doğal ve kalıcı bir hayat olmaktan çıkmış, kaçınılması gereken küçük düşürücü bir koşula dönüşmüştür.Bu kendi içinde devrimci bir dönüşümdür.

 

Ancak, sadece bu yeterli değildir. Altı yıl uzun bir zamandır. Bundan dolayı Şabat, yedi günde bir gün kölenin rahat nefes alabilmesi için buyrulmuştur, kimse ona çalışmayı emredemez:

 

“Tanrın Aşem’in sana emrettiği şekilde, Şabat gününü, onu kutsal ilan etmek üzere gözet. Altı gün boyunca çalış ve tüm işlerini yap; fakat Cumartesi günü Şabat’tır; Tanrın Aşem’indir. Hiçbir melaha yapmamalısın – sen, oğlun ve kızın ve kölen ve cariyen ve boğan ve eşeğin ve tüm hayvanların, şehirlerindeki Ger [– hiçbiriniz]. Böylece kölen ve cariyen de senin gibi dinlenebilecektir.” (Yasa’nın Tekrarı 5:12-14)

 

Ancak Tora, her kölenin özgürlük istemediğinin farkındadır. Bu da İsrail tarihinden çıkmaktadır. İsrail ulusu Mısır’dan çıktıktan sonra çölde birden fazla kez Mısır’a dönmek istemiştir. Şöyle demişlerdi: “Mısır’da bedava yediğimiz balıkları hatırlıyoruz; salatalıkları, karpuzları, pırasaları, soğanları ve sarımsakları!” (Sayım 11:5)

 

Özgürlük en yüksek bedeli ister, yani ahlaki sorumluluğu. Birçok insan, Erich Fromm’in “özgürlük korkusu” dediği tepkiyi göstermişti.

 

Tora, insanları özgür olmaya zorlamaz ama işaretleme ritüelini istemektedir. Eğer bir köle serbest kalmayı reddederse, efendisi “onu kapıya veya kapı eşiğine götürür ve kulağını bir iğneyle deler.” Raşi şöyle açıklar:

 

Neden vücudun diğer tüm uzuvları değil de, delinmesi için kulak seçilmiştir? Rabbi Yohanan ben Zakkay şöyle demiştir: “Kulak, Sinay Dağı’nda şunu duymuştu: “Zira İsrailoğulları, Benim kullarımdır.” (Levililer 25:55) ve ancak ileri gitmiş ve kendisi için bir efendi edinmiştir, kulağı delinmelidir!

 

Rabbi Şimon bu ayeti (Çıkış 21:6) güzel bir şekilde açıklamıştır: Kapı ve kapı eşiği neden evin diğer eşyalarından farklıdır? Tanrı, aslında şunu söyledi: “Kapı ve kapı pervazı, Mısır’da eşik ve iki kapı pervazından geçtiğimde tanıklardı ve Ben de dedim ki ‘İsrailoğulları, Benim kullarımdır. Onlar Benim kullarımdır, kullarımın kulları değil ama bu kişi ileri gitti ve kendisi için bir efendi edindi, kulağı onların huzurunda delinecek.’”

 

Çünkü İsrailliler benim Mısır’dan çıkardığım kullarımdır. Köle olarak satılamazlar.(Levililer 25:42)

 

İbrani bir köle altı yıl sonunda tümüyle özgürdür. Ancak, içinde bulunduğu koşullara sağladığı uyum, alışkanlıkları nedeniyle gitmek istemezse, bundan sonra kulağına özgürlüğünden vazgeçmiş olmasının getirdiği bir utanç işareti olacak kulağını delme ritüeli uygulanır.

 

Bir köle, köle olarak kalabilir, ama Tanrı’nın Kendi halkı için istediği şeyin bu olmadığı ona hatırlatılmadan değil. Bu yasaların hedefi, özgür insanın seçimi ile, sonunda köleliğin tamamen ortadan kaldırılmasına yol açacak bir dinamik yaratmaktı. Ve böyle de olmuştur. Örneğin, İngiltere’de köle ticaretini kaldırmaya götüren William Wilberforce, en azından Çıkış Kitabı’ndan ve Yeşaya’nın meydan okumasından ilham alıyordu: “Tutsakları serbest bırakmak, zindanlarda bulunanları kurturmak için” (Yeşaya 61:1)

 

Köleliğin Birleşik Devletler’de ortadan kaldırılmasının nedeni, Bağımsızlık Bildirgesi’nde “Bütün insanların eşit yaratıldıklarına; yaratıcıları tarafından onlara hayat, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı gibi geri alınamaz bazı haklar verilmiştir” ifadesinin yer alması değildir. Bu sözleri yazan Thomas Jefferson yüzden fazla köle sahibiydi. İnsanların kendi özgürlük ve haysiyet haklarında ısrar ederken başkalarının haklarını görmezden gelmelerinde bir çelişki yaşadıklarını görmemizi sağlayan şey bu ideallerin gizli gücüdür. Değişim zaman alır.

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde köleliğin kaldırılması çok zaman almış, İç Savaş sonuna kadar gerçekleşmemiş ama sonunda gerçekleşmiştir.

 

Bazı konularda Tanrı bizi dürtükler, gerisi ise bize bağlıdır. Onu ortadan kaldırması gereken kendi zamanımızda, kendi anlayışımızla bizizdir.

 

“Eved”

Tora’da “köle” olarak tercüme edilen kelime “eved” kelimesinin kökü “çalışmak” anlamına gelen “la’avod” kelimesinden gelir ve bu kelime sadece “çalışan” veya “hizmetkar” anlamındadır.

 

Eved kavramının günümüzde anladığımız biçimdeki “köle” kavramı ile hiçbir ilgisi yoktur. Bir “eved” zorunluluk nedeniyle bir ev halkına katılan ve ev halkının beraber yaşama şartları gereğince yerine getirmesi gereken işleri yerine getiren kişidir. Asla bir kölenin yapacağı işleri yapmaz, ev halkının sahip olduğu tüm haklara hatta birçok konuda önceliğe sahiptir. Bir eved örneği, Avraam’ın hizmetkarı Eliezer’dir.

 

Eved’in ücretli bir çalışandan (sahir) farkları şunlardır:

 

1. Eved, çalışmasının karşılığında ücret almaz.

 

2. Ev’in bir bireyi haline gelir. Evin bireyi olması nedeniyle, o evde yerine getirilmesi gereken yükümlülüklere sahiptir.

 

Bir Yahudi, ancak şu iki durumda kendini eved olarak verebilir:

 

  1. Muhtaçlık durumu

 

Bir Yahudi’nin kendisini eved olarak satma olanağı sadece maddi çaresizlik durumunda başvurulabilecek bir yöntemdir. Bir Yahudi, elde edeceği parayı saklamak, bir hayvan ya da ev satın almak veya benzeri bir amaçla kullanmak düşüncesiyle kendisini eved olarak verme hakkına sahip değildir (Torat Koanim). Kişinin kendisini eved olarak vermesinden önce elinde hiçbir şey kalmamış olması gerekir. Sadece elbisesini bile satacak duruma gelmisse, o zaman kendisini eved olarak verebilir (Yad – Avadim 1:1).

 

Kardeşin yanında düşkünleşir, sana satılırsa, onu köle işiyle çalıştırma.

Yanında ücretli işçi ya da mukim gibi olacak, Yovel yılına kadar seninle çalışacaktır.

[O zaman] Yanından ayrılacak – hem o hem de çocukları – ve ailesine dönecektir. [Böylece] Atasal mirasına geri dönecektir. 

Çünkü İsrailliler benim Mısır’dan çıkardığım kullarımdır. Köle olarak satılamazlar.

Ona efendilik etmeyecek, sert davranmayacaksın. Tanrın’dan korkacaksın.(Levililer 25:39-43)

 

“O’nu köle işiyle çalıştırma” demektedir, Mitsvat Lo Taase No. 210 (Sefer Ahinuh). Bu çalışan evede “o’nun eved olduğunu belli edecek işlerin için kullanamayacağını” belirtir. “Örneğin giysileri hamama taşımak, ayakkabıları giydirmek gibi aşağılayıcı görevler verilemez” (Torat Koanim; Raşi).

 

“O’na, üzerinde hakimiyet kurma amaçlı kölelere özgü ezici işler verilemez” (Raşbam).

 

Tora’nın bu kişiden hem “kardeşin” hem de “köle” olarak bahsetmesi, Yahudi bir efendi ile Yahudi kölesi arasındaki iki yönlü ilişkiye işaret eder: Efendi, kölesine karşı “kardeşlik duyguları” içinde davranmalı, köle de efendisine karşı bir kölenin yapması gerektiği şekilde saygılı olup gayretli bir şekilde çalışmalıdır (Torat Koanim)

 

“Yanında … olacak” – Ya da “seninle … ola-cak” ifadesi bir kural öğretir: “Birçok konuda seninle aynı konumda olacak: Yemek, içmek ve temiz giysi açısından seninle aynı şartlarda olacaktır. Kendin kaliteli yiyecek yerken ona kuru ekmek veremezsin. Kendin yıllanmış şarap içerken ona yeni şarap veremezsin [yani ona şarap versen bile, bu şarap senin içtiğinle aynı kalitede olmalıdır]. Sen rahat yatakta yatarken onu saman balyalarında yatıramazsın” (Torat Koanim)

 

Onu ücretli bir işçi olarak tutmuşsun gibi, beceri gerektiren bir işle veya tarım işleriyle görevlendirebilirsin (Torat Koanim; Raşi). Eğer köleliği normal şartlarda olduğu gibi altı yıl bitiminde sona ererse, yıl bazında tutulmuş ücretli işçi [yani bir süre senin yanında çalışan Yahudi bir işçi] konumundadır. Eğer altı yıl sonunda yanından ayrılmak istemez, Yovel yılına kadar seninle kalmayı tercih ederse, mukimle benzer konumundadır; zira uzun bir süre senin yanında kalacaktır (Sforno; Daat Mikra). Yani senin evinde bir köle muamelesi görmemelidir. Para karşılığında çalışan bir işçiye nasıl davranırsan ona da öyle davranmalısın” (Ramban).

 

Burada mukimden kasıt yurt dışından gelip, çalışması karşılığında ev sahibinin ücret ve/veya yemek/yatak verdiği bir Ger Toşav’dır. Eski dönemde bu tip uygulamalar birçok toplumda görülürdü. Bunun bir örneği, hayatının önemli bir bölümünü dayısı Lavan’ın yanında geçiren Yaakov’dur (bkz. Yaratılış 29:15).

 

Bir Yahudi köleyi ezici işlerde çalıştırma yasağı, Tora’nın 613 emrinden biridir. Mitsvat Lo Taase No. 212 (Sefer Ahinuh).

 

“Ona baskı yapmayacaksınız.” (Yasa’nın Tekrarı 23:17)

 

Şabat günlerinde hizmetkarlar çalıştırılamaz. (Yasa’nın Tekrarı 5:12-14)

 

  1. Hırsızlık yaptığı ve geri ödeme yapamadığı için Bet-Din tarafından satılırsa.

 

[Bir hırsız, çaldığını] Tazmin etmekle yükümlüdür. Eğer [imkanı] yoksa, hırsızlığı karşılığında [tazminat için, eved olarak] verilir. (Mısır’dan Çıkış 22:2)

 

Tüm bunlar sadece bir erkek için geçerlidir. Ayette geçen “bignevato” kelimesi bir erkek için “hırsızlığı” anlamındadır. Dolayısıyla bu ifade, hırsızlığın karşılığında sadece bir erkeğin köle olarak satılabileceğini belirtmektedir. Hırsız bir kadınsa, satılamaz (Talmud Sota 23b).

 

Yahudi bir kadın ne hırsızlığı nedeniyle satılabilir ne de kendi kendini satabilir (Yad – Avadim 1:2). Altı yıl sonunda hizmetini tamamlamış olan eved’i özgür bırakırken onun bundan sonraki hayatını muhtaç durumda geçirmemesi için eli boş gönderilemez.

 

Onu özgür bırakırken, eli boş göndermeyin. Ona davarlarınızdan, tahılınızdan, şarabınızdan bol bol verin. Tanrınız Rab’bin sizi kutsadığı oranda ona vereceksiniz. (Yasa’nın tekrarı 15:13-14)

 

Kutsal Kitabınızı bilin!

Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.

 

Kaynak: Rabbi Jonathan Sacks

Post Views: 712
0
Shares
  • 0
  • +

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.

Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kilise
Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-1 Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-10 bölümlerinde anlatılan Noah Tufanı’nın, Gılgamış Destanı’nda anlatılan tufan hikayesinden alındığı iddia edilmektedir. İnceleyelim:

Sümerlilerin Ziusudra hikayesi, Akkadlıların Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanları, Yaratılış Kitabı’nda anlatılan Noah’ın Tufanı anlatımına ek olarak Yakın Doğu’da anlatılmış olan tufan hikayeleridir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerin Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerinin Beytlehem olacağını mı söylemektedir?

Dört kanonik İncil yazarı içerisinde sadece Matta, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan alıntılar yaparak, bu ayetlerin İsa tarafından  yerine getirildiğini iddia eder. Her birinin yanlışlığı kolaylıkla gösterilebilecek olan Matta’nın bu iddialarından birine göre Mesih’in doğum yeri Yahudi Kutsal Kitabı’nda belirtilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık #mesih
Kutsal Ruh

Mezmurlar 33:6 Gökler Rab’bin sözüyle ve onların bütün orduları ağzının nefesi ile yaratıldı.

 

Bu mezmurda, “nefes” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “ruah” (ר֥וּחַ) kelimesidir. “Ruh” olarak tercüme edilebilir. “Söz” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “devar” (דְבַ֣ר) kelimesidir. Üçlü Birlik doktrinine iman eden Hristiyanlar, bu mezmurda üçlü birliğe atıf olduğunu savunurlar. Onlara göre, “Ruh” kelimesi ile işaret edilen Kutsal Ruh, “Söz” kelimesi ile işaret edilen de Oğul’dur. Dolayısı ile hem Kutsal Ruh hem Oğul, Yaratılış’a katılmış eş yaratıcılardır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
İsa, kaç tane eşeğe bindi? İsa, Yeruşalayim İsa, kaç tane eşeğe bindi?

İsa, Yeruşalayim’e girerken kaç tane hayvana bindi? Dört kanonik İncil’den üç tanesine, Markos 11:7, Luka 19:29-35 ve Yuhanna 12:14’e göre İsa bir tane sıpaya binmiştir. Bu Hristiyan İncili yazarları, kendi hikayelerini, Zekeriya Peygamber’in Mesih’in Yeruşalayim’e sıpaya binerek girişi ile ilgili peygamberliği İsa tarafından yerine getirilmiş gibi yazmışlardır.

Bu sitede onlarca kez gösterildiği gibi, Matta Kitabı’nın yazarı İbranice bilmiyordu ve bu da tuhaf bir sonuca yol açmıştı. Matta Kitabı’nın yazarı, Zekeriya 9:9 ayetinde yer alan peygamberliği yanlış anlamış, Mesih’in Yeruşalayim’e bir yerine iki hayvan üzerinde girdiğini sanmıştır. Yani, Matta’nın “Palmiye Pazarı’nda” İsa, iki hayvanın üzerine binmişti!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, E Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, Evren'i Nasıl Yaratır? Bölüm 03

Devamı için: kabalat.com

#tanya #torahvisuals #kabalat #hasidizm #Yahudilik #yahudi
Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler aras Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler arasındaki ayrım değişkendir. İyi ve kötü tanrılar olduğu gibi iyi ve kötü cinler de vardır. Tanrılar ile cinler arasında niteliksel bir fark yoktur; hatta cinin bir ismi “kötü tanrı”dır. Bunun nedeni, çok tanrılı dinlerde, doğadaki her büyük olay ve kuvveti yöneten bağımsız bir tanrının var olmasıdır. Bu dinlerde cinlerin tanrılardan farkı; daha az güçlü olmaları, daha az bireyselliğe sahip olmaları, ara sıra tanrılara karşı ayaklanmaları ve bazen de başarılı olmalarıdır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi? Kalvinis Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi?

Kalvinistler neye inanır?

Kalvinistlere göre Tanrı, ezelde, henüz Dünya’ya gelmeden önce insanlardan kimin kurtulacağına kimin ise lanetli olduğuna karar vermiştir.

Tanrı, kurtulmaları için seçilmiş insanları ve lanetlileri dünya hayatında yapacakları iyi veya kötü davranışlara bakmaksızın ezelde belirlemiştir!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kalvinizm
Kalvinistler neye inanır? Reform Protestanlar ve Kalvinistler neye inanır?

Reform Protestanlar veya Kalvinistler, insanın başlangıçta işlemiş olduğu günah nedeniyle doğasının tamamen bozulmuş olduğuna, kendi günahlı doğasına esir olduğuna, artık kendi kurtuluşu konusunda hiçbir şey yapamayacak durumda olduğuna inanırlar.

Onlara göre insanlar, kendilerini kurtuluşa götürecek iyi işleri seçme özgür iradesine sahip değildirler. Kendi kuvvetleriyle iman edemezler. Tora’daki buyrukları yerine getirerek, iyi işler yaparak yaşama kavuşmak mümkün değildir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?” Hrist Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?”

Hristiyan İncili’nde Matta Kitabı’nda İsa, Ferisiler’e dönüp sorar:

Matta 22:42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”

Yani, günlük konuşma diliyle “Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.

Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?” Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?”

Kilise’nin ana inanç ilkesi, yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceğidir. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü, her insanın sözde asli günah nedeniyle günahkar doğmasını aklayabilecek tek yoldur.

Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşü, kolayca görülebileceği gibi Yahudi Kutsal Kitabı tarafından yalanlanmaktadır. Örneğin, Mezmurlar Kitabı, Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya Peygamberler günahkar insanları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Peygamberlerin sözleri Hristiyan inancına tamamen zıttır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insano Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna benzeyen biri” kimdir?

Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)

Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Sabah Yıldızı Lucifer Lucifer kelimesi, kelime Sabah Yıldızı Lucifer

Lucifer kelimesi, kelime anlamı olarak “ışık taşıyan” anlamına gelir. “Işık” anlamındaki Latince “lux” kelimesi (Proto Hint Avrupa dilinde “leuk” kelimesi) ve latince “taşıma” anlamındaki “ferre” kelimesinden (Proto Hint Avrupa dilinde “bher” kelimesi) oluşur.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkı Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın bittiği yerde başlar. Mısır’dan Çıkış 40:34-35 ayetlerinde, Tanrı’nın kevod’unu, Tanrı’nın Kutsiyeti’nin ortaya çıkışını okuruz. Daha önce Sinay Dağı’nda duran Tanrı, tarifini Moşe’ye verdiği ve dağın eteğinde inşa edilen Mişkan’a iner:

"Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurdu. Moşe Buluşma Çadırı’na giremedi; zira bulut [çadırın] üzerine çökmüş, Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurmuştu."

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Türkçe çevirilerde “peygamber” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “navi” kelimesidir. Bu kelime aynı dil ailesinde yer alan Arapça’da da “nebi” olarak yer almaktadır. “Navi” kelimesinin kökü “nun, bet ve alef” harflerinden oluşur (נבא). Bu kelimenin kökü “seslenmek” anlamına gelir. “Navi” kelimesi de “konuşan, seslenen” anlamındadır. Bu anlamın en açık örneği Mısır’dan Çıkış 7:1 ayetinde yer alır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
“Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8) “Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8)

Müslümanlar ve Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Metinleri’ni didik didik ederek kendi inançlarına destek bulmaya çalışmaktadırlar. Yahudi Kutsal Kitabı’nda bulabildikleri ilgisiz ayetleri öncesi ve sonrasından kopartarak, konuyu değiştirerek, bilerek yanlış tercüme ederek veya kasıtlı biçimde yeni anlamlar vererek, Yahudi Kutsal Metinleri’nden onay aramaktadırlar. Bu konuda belki de an bariz biçimde çarpıtılan ayetlerden biri Yeremya 8:8 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık #islam
İddia 3: "İşte kendisine destek olduğum, gön İddia 3:

"İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhum’u onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak."
(Yeşaya 42:1)
 
Yeşaya 42:1 ‘de “destek olduğum” olarak tercüme edilen “etmak” olarak okunan kelime “ahmed” olarak okunabilir. Bu iki kelime birbirine çok benzerdir. Bu kelimenin orijinali “ahmed”dir, ancak; bu ayette bahsedilen kulun İslam Peygamber’i Muhammed’i gösterdiğini gizlemek için bu kelime “destek olduğum” olarak çevrilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #islam
Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu? Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu?

Yahudi Kutsal Metinleri yaklaşık olarak 304.900 kelime içermektedir. Bazı müslümanlar, bu kelimeler içerisinden birkaç ayetin İslam Peygamberi’ni müjdelediğini iddia etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Hristiyanlar tarafından bilerek yanlış tercüme Hristiyanlar tarafından bilerek yanlış tercüme edilen, çarpıtılan, ayetin öncesinde ve sonrasında anlatılanlardan koparılarak ayetin amacı ile tamamen ilgisiz anlamlar verilen çok sayıdaki ayetlerden biri de Zekeriya 12:10 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#hristiyanlık #yahudilik #yahudi
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.