Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Yaratılışın Altı Günü Neyi Anlatıyor? (6)

  • Yaratılışın Altı Günü Neyi Anlatıyor? (5)

  • Yaratılışın Altı Günü Neyi Anlatıyor? (4)

  • Yaratılışın Altı Günü Neyi Anlatıyor? (3)

  • Yaratılışın Altı Günü Neyi Anlatıyor? (2)

Soru-Cevap
Home›Soru-Cevap›Mikve ritüelinin bir anlamı var mı?

Mikve ritüelinin bir anlamı var mı?

By Gökhan Duran
25 June 2020
885
0
Share:

Metsora Peraşası, bize bir ritüelik banyo olan mikveye girmenin yasalarını anlatır. Peki, neden mikveye giriyoruz? Elbette, bunu Tanrı emrettiği için ve manevi olarak saf hale gelmek için yapıyoruz… ama Tanrı neden bu kadar garip bir şeyi ister ki? Mikveye girmek bizim saf olmamızı nasıl sağlayabilir ki?

 

Mikve ritüellerinin arkasında bir anlam var mı?

 

Mikvenin tuhaf olduğunu düşünmüyor musunuz? Bir mikve bir sinagog yakınlarında veya bir sinagogun bodrum katında bir havuzcuk biçiminde olabilir, içine gireriz ve “saf” olarak çıkarız. Mikve görünüşte bize rastgele gelen yasalara uymuyorsa – örneğin, mikveyi suyla doldurmak için kova kullandıysanız – o halde Yahudi yasası açısından bu mikve anlamsız hale gelir.

 

Yahudiler için bu, çok normal bir dini ritüel gibi geliyor, belki de buna alışmış oldukları içindir, ama mikveyi ilk kez duyan birine bu çok normal görünmüyor. Dua, normal bir dini ritüeldir. Duanın beni Tanrı’ya nasıl bağlayacağını görebiliyorum. Bu anlaşılabilir. Ama bir mikveye dalmak beni nasıl Tanrı’ya bağlayabilir?

 

Mikveye girme sadece bir hok, yani anlamı bir şekilde insan aklının ötesinde bir hüküm olabilir. Bu tuhaf şeyleri Tanrı’nın bizden istediği için, başka bir sebep olmadan yapıyoruz. Sevdiğiniz için yaptığınız bir şeye benziyor. Ve bir parçam açıklamanın duygusal olduğunu düşünürken, diğer tarafım daha fazla şey olup olmadığını merak ediyor. Tanrı kolayca şöyle diyebilirdi: “Hindistan cevizi sütü ile doldurulmuş bir jakuziye dalarak kendinizi arındırmanızı istiyorum”? Bir mikvenin içine dalma eylemi, sadece keyfi seçimlere mi dayanıyor?

 

Mikveye girme ritüeli bizi nasıl arındırıyor?

 

Tora, bunun hakkında bir şey söylüyor mu? Eğer öyleyse, cevabı orada bulabilmeliyiz. Ama o kadar çabuk değil. Mikve hakkında “yasalar” arıyorsanız, Vayikra Kitabı onlarla doludur:

 

kendini suya daldırır ve akşama kadar tame (saf olmama) kalır.

Vayikra 15:6

 

Bir çeşme veya bir sarnıç, bir su birikintisi, saf kalacaktır.

Vayikra 11:36

 

Ama Tora şunu söylemiyor: İşte bu mitsvanın anlamı şudur…İşte bu yüzden sizi arındırır…

 

Eğer aradığımız cevap Vayikra Kitabı’nda değilse, yani Tora’nın mikvenin anlatıldığı bölümünde değilse, başka nereye bakabiliriz? Tora’da “mikve” kelimesi ilk kez nerede kullanılmıştır?

 

Tora’daki orijinal mikve suyu

 

“Mikve” kelimesi neredeyse hiçbir zaman Tora’da görülmez – ve bu kelimenin ilk kez kullanıldığı yer, en tuhaf bir yerde ortaya çıkar: Evren’in yaratılış hikayesinde, Tora’nın ilk bölümünde!

 

Tanrı “Gökyüzünün altındaki sular bir yere biriksinler ve kara görünsün” dedi; öyle oldu.

Tanrı, kuru toprağa “Yeryüzü” adını verdi ve suların biriktiği (mikve) yere “Denizler” adını verdi.

Bereşit 1:9-10

 

Burada “mikve” kelimemiz var ama kendinizi arındırdığınız bir havuzdan bahsetmiyor. Tanrı’nın dünyayı yaratırken yaptığı bu su kütlesine atıfta bulunuyor. Peki, bu kelime burada ne yapıyor? Mikve ile dünyanın yaratılışı arasındaki bağlantı nedir? Bunun mikveye girme mitsvası ile bir ilgisi olabilir mi?

 

Sanırım evet. Dünyanın yaratılış hikayesinin bize bir mikvenin ne olduğunu ve neden önemli olduğunu öğrettiğini düşünüyorum. Şimdi bu hikayeyi okuyalım. En baştan başlayacağız.

 

Kutsal Kitap’ta mikve suyu ile ilgili bağlantılar

 

Yeryüzü şekilsiz ve boştu, derinliklerin yüzeyinde karanlık vardı; ancak Tanrı’nın Ruhu suyun yüzeyinde hareket halindeydi.

Bereşit 1:2

 

Bir saniye… Evren yaratılmadan önce, Tanrı’nın ruhu suyun üzerinde hareket halindeydi… Bu biraz kafa karıştırıcı, değil mi? Demek istediğim, ayetin “Tanrı’nın yaratımının başlangıcında, Tanrı’nın ruhu antilopun üzerinde dolaşıyordu…” demiş olduğunu hayal edin, “Antilop mu? Saçma! Antiloplar altıncı güne kadar yaratılmadı.”

 

Peki su ile ilgili durum nedir?

 

Normalde bunu bu şekilde düşünmüyoruz, ancak Tora, dünyanın geri kalanının yaratılmasından önce suyun var olduğunu söylüyor gibi görünüyor. Başlangıçta Tanrı vardı ve su vardı. Tanrı’nın dünyası bir su dünyasıydı.

 

Şimdi okumaya devam edelim ve o suya ne olduğuna dikkat edelim.

 

Tanrı şöyle diyor:

 

Tanrı, “Suyun içinde bir gök olsun ve suyla suyu birbirinden ayırsın” dedi.

Tanrı [böylece] göğü yaptı ve göğün altındaki suyla göğün üstündeki suyu birbirinden ayırdı; ve öyle kaldılar.

Bereşit 1:6-7

 

Şimdi, Tanrı henüz bu sularla işini bitirmedi. Bundan sonra ne olduğuna bakın:

 

Tanrı “Gökyüzünün altındaki sular bir yere biriksinler ve kara görünsün” dedi; öyle oldu.

Tanrı, kuru toprağa “Yeryüzü” adını verdi ve suların biriktiği (mikve) yere “Denizler” adını verdi; Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

Bereşit 1:9-10

 

Tanrı başlangıçtaki suyu alır ve onu iki kısma ayırır: “yukarı” ve “aşağı” sular. Ve sonra o aşağı suları alıp bir araya getirir. Tanrı, suyu neden yeniden düzenlemeye devam ediyor?

 

Tanrı, suyu yeniden düzenliyor, çünkü; suyun yanı sıra başka bir şeye yer açmaya çalışıyor. Sanırım evrenin sadece büyük bir boş alan olduğunu, bir şeylerle doldurulmasını bekliyoruz – ve bu doğru olsaydı ve Tanrı insanlar için bir dünya yapmak isteseydi, sorun değildi! Tanrı sadece “Gökyüzü olsun! Kuru topraklar olsun! Hayvanlar olsun!” derdi ve ve tek tek, her şey bir anda boş alanda “hop” diye ortaya çıkıverirdi!

 

Fakat evren büyük bir boş alan değildi. Su ile kaplıydı. Suyun bulunduğu yerde gökyüzü yaratamazsınız. Suyun bulunduğu yerlerde kuru arazi yaratamazsınız. Eğer hava istiyorsanız, kuru toprak istiyorsanız, onlar için yer açmalısınız. Suyu yoldan çekmelisiniz.

 

Bu size sıradan gelebilir, ama bu büyük bir olaydır, çünkü; bu su Tanrı’nın dünyasından gelen sudur! Bu, Tanrı’nın Kendi ruhunun üzerinde hareket ettiği sudur! Evet… insanlar için bir dünya yapmaktadır. İnsanlar su dünyasında hayatta kalamazlar. İnsanlar havaya, kuru toprağa ihtiyaç duyarlar. Peki, Tanrı ne yapıyor? Suyunun çekilmesine neden oluyor. Ve bu sular geri çekildikçe, her santimetrekare su derhal bir santimetrekare hava ve kuru toprak tarafından dolduruluyor… Sanki Tanrı bize şöyle diyor: “Dünyanın bu kısmı şimdi sizindir. Dışarı çıkıyorum.”

 

Ve belki de bu, bir şekilde kabalistik tzimtzum kavramı ile ilgilidir. Tzimtzum için bakınız:

Tzimtzum

Kapların parçalanması

 

Kabalistler, Tanrı’nın evreni yaratırken, Tanrı olmayana yer açmak için Kendisi’ni geri çektiğini söyler. Sadece bizi yaratmakla kalmadı, aynı zamanda bize yer açtı. Görünüşe göre bu mikvenin hikayesidir. Tanrı’nın dünyası bir su dünyasıydı. Ama Tanrı bu suyu aldı ve daha küçük, daha küçük ve daha küçük yaptı ve bunu bizim için bir dünya yaratmak için yaptı. Bu daralan su kütlesine Tora “mikve” diyor.  Tanrı tam anlamıyla bizimkine yer açmak için Kendi dünyasını darattığında elde edeceğiniz şey budur.

 

Yani, yaratılıştaki “mikve” hakkında kocaman bir hikayemiz var, ama tüm bunların bir mikve içine girme mitsvası ile ne ilgisi var? Gerçekten ortak bir şeyleri yok gibi görünüyor…. Yoksa var mı?

 

Mikveye girmek ne ile ilgilidir?

 

Bir mikvenin içine girme mitsvası, insanın dünyasını arkada bırakıp Tanrı’nın dünyasına girmek mitsvası olabilir mi?

 

Bunun hakkında düşünelim.

 

Yaratılış hikayesinde okuduğumuz “mikve”… efsanevi bir su kütlesi değildir. Gerçekten de bizim dünyamızdadır. Dünyaya bir bakın. Atlantik, Pasifik Okyanusu, Akdeniz – hepsi birbiriyle bağlantılıdır; bu, okyanus bilimcilerinin Küresel Okyanus dediği şeydir, ancak Tora’nın dilinde, burada Yaratılış hikayesinde, bir mikvedir. Bu, Tanrı’nın dünyasından geriye kalandır.

 

Eğer dünyamızda Tanrı’nın dünyasından küçük bir parça varsa, oraya her zaman gitmek istediğimizi düşünürdünüz, değil mi? Ama biz bunu yapmıyoruz. O sudan kaçınmak için yolumuzdan ayrılıyoruz. Köprüler, barajlar ve tekneler inşa ediyoruz. Vücudumuz okyanuslar için yapılmamıştır. Bu yüzden onların yolundan uzak duruyoruz. Tanrı’nın dünyasına girmiyoruz. Bunun yerine, kuru topraklarda kalıyoruz – insanın dünyasında.

 

Ama sonra Tora, bu şaşırtıcı mitsva ile birlikte gelir: bir mikve arayıp içine girin. Mikve nedir? Onlar Tanrı’nın dünyasının suları. Bir zamanlar Tanrı’nın ruhunun üzerinde olduğu sular. Bu sular insan uygarlığının bir parçası değildir. Bu suları arayın ve kendiniz onların içine girin. Orada Tanrı’yı bulacaksınız.

 

En saf, koşer mikve

 

“O kadar da değil!” diye düşünüyor olabilirsiniz. Belki Yaratılış’ta “mikve” okyanuslara atıfta bulunuyordu ama bugün ritüel olarak okyanusa girmiyoruz! Sinagog bodrumlarındaki küçük yüzme havuzlarına giriyoruz. Tanrı’nın ruhu bu suların üzerinde değildi.

 

Ama bu gerçekten doğru mu? Koşer olabilmesi için, bir mikvenin yeraltı suyu veya yağmur suyu ile doldurulması gerekir. Musluk suyu işe yaramaz. Bu size bir şey hatırlatıyor mu? Bunlar Yaratılış’ın ikinci gününün aşağı ve yukarı sularıdır! İç mekandaki mikvelerimizde bile, o ilk suya, Tanrı’nın dünyasında olduğu biçiminde olabildiğince yaklaşmaya çalışıyoruz.

 

Ve bu arada, mikveyi Tanrı’nın dünyasına girmek için bir mitsva olarak anladığımızda, diğer tuhaf, görünüşte rastgele yasalar aniden anlam kazanmaya başlar. Daha önce bahsettiğimiz yasa olan bir mikveyi doldurmak için bir kova kullanamayacağımız gibi. Neden? Çünkü; suyun doğal olarak mikveye akması gerekiyordu. Doğrudan insan müdahalesi ile mikveye getirilemez. Bu Tanrı’nın suyunu alıp insan suyuna dönüştürmeye benzer. (Ve doğrudan insan müdahalesi olmadan mikveleri nasıl doldurduğumuzu merak ediyorsanız – bu mükemmel soruya kısa cevap, çok akıllı bir mühendislik gerektirmesidir).

 

Tüm bunlar söylendikten sonra, mikveleri düşündüğümüzde, yüzme havuzu aklımıza geliyor ama okyanus bir koşer mikvedir. İç mekan mikvelerini tercih etme eğilimindeyiz, çünkü daha güvenli, daha erişilebilir, daha özel, daha az tuzlu, ama belki de en üst düzeyde, “Küresel Okyanus”a dalmak bu mitsvanın en saf ifadesidir.

 

Mikve gerçekten ne için kullanılıyor? Mikve Yasaları’nın anlamı

 

Sanırım şimdi mikve yasalarının keyfi olmaktan çok uzak olduğunu görebiliyoruz. Sanırım şimdi mikvenin sizi neden arıttığını, saflaştırdığını anlayabiliyoruz. Sizi arıtan su değil. Bir mekanizma var. Bir mikvenin içine girdiğinizde, Tanrı ile karşılaşırsınız. Ve Tanrı’dan daha saf ne olabilir?

 

Bunu söyleyen sadece ben değilim. Rabbi Akiva şu ayet hakkında büyüleyici bir yorum yapar:

 

מִקְוֵה יִשְׂרָאֵל יְהוָה “mikve yisrael HaŞem”

Mişna Yoma 8:9, Yeremya 17:13

 

Bu ayet, genellikle “Tanrı, İsrail’in umududur” olarak çevrilir, çünkü kelimenin kökü “kuf, vav, hey” harflerinden oluşur ve “toplamak” anlamına gelir, ama aynı zamanda “umut etmek” anlamına da gelebilir. Fakat Rabbi Akiva bunu farklı okur: “mikve yisrael HaŞem” yani “Tanrı, İsrael’in mikvesidir.” Tanrı’nın kelimenin tam anlamıyla bizim mikvemiz olduğunu söyler. Bir mikvenin içine girdiğimizde, sanki bir şekilde Tanrı’ya dahil oluyor gibiyizdir. Su, sadece araçtır.

 

Mikve sessiz, duyusal, neredeyse rüya gibidir. Mikveye girmek dünyayı geride bırakmak gibi hissettirir. Belki Tanrı’nın dünyasına girmek gibi…

 

Tanrı’nın dünyasının suyla dolu olduğu fikri: bunu kelimenin tam karşılığı olarak mı anlamamız gerekiyor? Rabbi Fohrman, söz konusu ilk suların bir metafor olduğunu belirtir. Ama ne için bir metafor? Cevabı daha sonra.

 

Kutsal Kitabınızı bilin!

Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.

 

Kaynak:alephbeta.org

0
Shares
  • 0
  • +

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Gökhan Duran

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Tora, karşılığı ölüm cezası olan birçok g Tora, karşılığı ölüm cezası olan birçok günahtan bahseder: Ensest ilişki, hayvanlarla ilişkiye girme, Şabat’ı ihlal etme, anne ve babasına karşı asi olma, putperestlik, cinayet, evli bir kadınla ilişkiye girme gibi.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık
20.yüzyılda, Göbeklitepe, Çatalhöyük gibi ye 20.yüzyılda, Göbeklitepe, Çatalhöyük gibi yerleşim yerlerinin keşfedilmesi, bir görüşe göre Yahudi Kutsal Kitabı’nın geçersizliğinin kanıtı olmuştur. Geleneksel Yahudi inancı, insanın yaratılışını yaklaşık altı bin yıl önceye dayandırırken, söz konusu yerleşimlerin tarihinin M.Ö. 10.yüzyıla kadar uzanması, bu görüşe göre Tora’nın gerçek dışı bilgiler içeren bir masal kitabı olduğunu göstermektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık #evrim
Hristiyanlığın yanlışlığı en kolay göster Hristiyanlığın yanlışlığı en kolay gösterilebilen iddialarından biri Yaratılış 3:15 ayeti ile ilgili olandır.

Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”

(Yaratılış 3:14-15) Hristiyan Yeni Çevirisi

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık #mesih
Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre Mesih (Maşiah) Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre Mesih (Maşiah), Kral Davut’un (David AMeleh) ve oğlu Kral Süleyman’ın (Şelomo Ameleh) soyundan gelmelidir. Dolayısıyla Yehuda oymağının bir mensubu olmalıdır.

Bakınız: 2 Samuel 7:12-16, Yeremya 23:5-6, Yeşaya 11:1, Mezmurlar 89: 31-38, 1 Tarihler 22:9-10, 1 Tarihler 28:5, 1 Krallar 1:31…

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık
Melek nedir? İbranice “malak” kelimesi “ha Melek nedir?

İbranice “malak” kelimesi “haberci” anlamına gelir ve “bir mesajla göndermek” anlamındaki “lak” kökünden gelir. Örneğin “iş” anlamındaki “melaha” kelimesi de aynı kökten gelir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık #melek
Tohu dünyasındaki “kapların parçalanması” Tohu dünyasındaki “kapların parçalanması” (İbranice, “Şevirat HaKelim“) kavramı, Yaratılıştaki çeşitlilik ve çokluk sorununu ve kötülüğün kökenini açıklayan anahtar kavram (Daha fazla bilgi için bakınız: Rabbi J. I. Schochet, Hasidizm’deki Mistik Kavramlar, Bölüm 7) ve Arizal’ın tam bir açıklamasını yaptığı Kabala sisteminde merkezi unsurdur (Bakınız: Etz Hayim, Heihal HaNikudim (Şaar 8); Mevo Şe’arim, Şaar 2, kısım 2, Bölümler 1-11; Şaar HaHakdamot, Deruş b’Olam HaNikudim.)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #kabala #kabbalah
Şabat Şalom ve Hag Sameah! Şabat Şalom ve Hag Sameah!
#yahudilik #hristiyanlık #islam #tora #toraoku #yahudilik #hristiyanlık #islam #tora #toraoku
Tora’nın verilmesinden önce Tora? Her sene Ş Tora’nın verilmesinden önce Tora?

Her sene Şavuot bayramında Tanrı’nın dünyaya Tora’yı vermesini yani Matan Tora’yı anarız. Gemara’nın bize bildirdiği gibi, “Mısır’daki atalarımız Tora çalışmayı hiçbir zaman bırakmadı” (Yoma 28b).

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #islam #hristiyanlık #tora
[1] Elokim, tüm kuvvetlerin kendisinden çıktığı tek bir varlığı ifade eder. Kuvvetlerin kendi iradesi yoktur, daha yüksek bir nedenin eserlerinden daha fazlası değillerdir. Bununla birlikte, Elokim ilk nedendir, Elokim’in eylemlerini belirleyecek kendisinden önce gelen bir neden yoktur. Elokim, bu nedenle hangi olayların olacağını ve olmayacağını özgürce belirleyen birincil bilinçli varlıktır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #kabala #kabbalah
Rabbi Luria, dünyamızı her yönden düşündü Rabbi Luria, dünyamızı her yönden düşündü ve bir şeylerin yanlış gitmiş olması gerektiğini fark etti.

En başta olan bir şey… Zamanın başlamasından önce; doğa yasaları oluşturulmadan ve maddenin henüz biçime kavuşmasından önce! Gerçekliğin özünde olan bir şey ve eğer onu bulabilirse, tüm evren iyileştirilebilirdi.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #kabbalah #kabala
Yahudi öğretilerinde, dünyayı geliştiren, iyi Yahudi öğretilerinde, dünyayı geliştiren, iyileştiren ve onu yaratılış amacına uygun durumuna yaklaştıran her eylem “Tikkun Olam” olarak tanımlanır.

Tikkun Olam, dünyanın doğası gereği iyi olduğunu, Yaratıcı’ın Kendi eserlerini geliştirmemiz amacıyla insanlık için bilerek bir miktar yer/imkan bıraktığını ima eder. Tüm insan faaliyetleri bu görevi yerine getirmek için fırsatlardır ve her insan; çocuk veya yetişkin, öğrenci veya girişimci, sanayici veya sanatçı, siyasi aktivist veya çevreci veya sadece bir başka insanı ayakta tutmak için mücadele eden her insan Tikkun Olam’a katılabilir.

Devamı için: kabalat.com

#kabala #yahudilik #hristiyanlık #islam #kabbalah
Şabat şalom! Şabat şalom!
Tanrı, Moşe’ye konuşarak şöyle dedi: “Aar Tanrı, Moşe’ye konuşarak şöyle dedi: “Aaron’a konuş ve ona [şunları] söyle: ‘Kandilleri yaktığında, [alevleri] Menora’nın merkezine doğru [yönlendirilmiş olsun]. Yedi kandil [bu şekilde] ışık verecektir’”

(Sayım 8:1-2)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Rabbiler, Tora’ya neden bu kadar çok yasa ekliy Rabbiler, Tora’ya neden bu kadar çok yasa ekliyor? Adam ile Hava’nın günah işlemesine neden olan şey bu değil miydi?

Doğru. Moşe’nin kendisi Tora’nın kurallarına ekleme yapmamaları konusunda halkı uyarır: 

“Size emretmekte olduğum sözün üzerine [hiçbir şey] eklemeyin ve ondan [hiçbir şey] eksiltmeyin” 
(Yasa’nın Tekrarı 4:2). 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #rabbi
İstefanos, Elçilerin İşleri 7. Bölüm’de Ya İstefanos, Elçilerin İşleri 7. Bölüm’de Yahudi tarihi hakkında açıklama yapar ve Avraam’dan başlayıp tarihi bir özet anlatmaya başlar. Ancak, “Kutsal Ruh’un bilgeliği” ile dolu olduğu iddia edilen İstefanos (bakınız: Elçilerin İşleri 6:10) birçok tarihi olayı yanlış aktarır. Tüm çevirilere bakıp, kendiniz kontrol edin!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #septuaginta #septuagint #deadseascrolls #ölüdeniz #tora #talmud
Instagram post 17865807041329266 Instagram post 17865807041329266
Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre kesin bir putpe Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre kesin bir putperestlik olan üçlü birlik öğretisine inanan bir Hristiyan’a bu doktrinin Hristiyan İncili’nde nerede bulunduğunu sorduğunuzda size vereceği yanıt, 1 Yuhanna 5:7-8 cümleleridir. Yüzlerce yıldır bu cümleler, üçlü birlik doktrinin Hristiyan İncili’ndeki kanıtı olarak misyonerler tarafından kullanılmaktadır ve bu cümleler dışında üçlü birlik öğretisine açık kanıt olarak gösterilebilecek başka cümle bulunmamaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #teslis
Yahudi Kutsal Kitabı’nı okuduğumuzda, bazı a Yahudi Kutsal Kitabı’nı okuduğumuzda, bazı ayetlerin her kişinin kendi suçlarından sorumlu olduğunu söylediğini, bazı ayetlerin ise çocukların babalarının suçlarından sorumlu olduğunu söylediğini görürüz. Görünürdeki bu çelişki nasıl açıklanabilir?

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tora’nın, Kenaan ülkesinin Mısır’dan çık Tora’nın, Kenaan ülkesinin Mısır’dan çıkan Yahudiler tarafından ele geçirilmesi ile ilgili emirleri bugün bize şiddet dolu ve şok edici gelmektedir. Bu emirler, kelimenin tam karşılığı ile anlaşıldığında, Kenaan topraklarındaki yerel kabilelerinin tamamen yok edilmesini istiyor gibi görülmektedir, örneğin:

Tanrın Aşem onları senin önüne teslim edecek ve onları vuracaksın. [O zaman] Onları tamamen imha etmelisin. Onlarla antlaşma yapma ve onlara lütuf gösterme. (Yasa’nın Tekrarı 7:2)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.