Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Öznellik [38]

  • Bağ’ın Merkezi [37]

  • Ham neden yaptı? [36]

  • Ham ne yaptı? [35]

  • İki Rol [34]

Soru-Cevap
Home›Soru-Cevap›Tora, soykırımı emrediyor mu?

Tora, soykırımı emrediyor mu?

By Gökhan Duran
16 February 2020
761
0
Share:

Tora’nın, Kenaan ülkesinin Mısır’dan çıkan Yahudiler tarafından ele geçirilmesi ile ilgili emirleri bugün bize şiddet dolu ve şok edici gelmektedir. Bu emirler, kelimenin tam karşılığı ile anlaşıldığında, Kenaan topraklarındaki yerel kabilelerinin tamamen yok edilmesini istiyor gibi görülmektedir, örneğin:

Tanrın Aşem onları senin önüne teslim edecek ve onları vuracaksın. [O zaman] Onları tamamen imha etmelisin. Onlarla antlaşma yapma ve onlara lütuf gösterme. (Yasa’nın Tekrarı 7:2)

Heşbon Kralı Sihon’a karşı savaşında Kenaan’a girmeden önce Moşe Rabbenu şöyle der:

O zaman [onun] tüm şehirlerini ele geçirdik ve her şehri, erkekleri, kadınları ve çocukları imha ettik, sağ [kalan kimse] bırakmadık. Sadece hayvanları ve ele geçirdiğimiz şehirlerin ganimetini kendimiz için yağmaladık. (Yasa’nın Tekrarı 2:34-35)

Daha sonra Yeoşua Kitabı’nda, Yeriho’nun ele geçirilmesi şöyle anlatılır:

Halk bağırmaya başladı, kâhinler de borularını çaldılar. Boru sesini işiten halk daha yüksek sesle bağırdı. Kentin surları çöktü. Herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girdi. Böylece kenti ele geçirdiler. Kadın erkek, genç yaşlı, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa, hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler. (Yeoşua 6:20-21)

Tanrı, niçin İsrael ülkesindeki Kenaanlılar’ın yok edilmesi gerektiğini söylemektedir?

Tora, bunun nedeninin bu toplumların putperestliği İsrael’de öğretip, yaygın hale gelmesini önlemek olduğunu belirtmektedir:

Onlarla ve tanrılarıyla antlaşma yapma. Ülkende oturmalarına izin verme ki seni Bana karşı günaha sevk etmesinler; zira [bunun sonunda] onların tanrılarına ibadet edecek [hale bile gelebilirsin. Dolayısıyla, onların varlığına göz yumman] senin için ölümcül bir tuzak olacaktır. (Çıkış 23:32-33)

Bu sayede size, [kendi] ilahları için yaptıkları tüm iğrençlikleri gibi [uygulamalar] yapmayı öğretemeyeceklerdir. [Zira öğretirlerse,] Tanrınız Aşem’e karşı günah işlemiş olacaksınız. (Yasa’nın Tekrarı 20:18)

Tanrın Aşem’in sana vermekte olduğu Ülke’ye geldiğin zaman o ulusların iğrençliklerini yapmayı öğrenme. Sende bulunmamalıdır oğlunu veya kızını ateşten geçiren, falcılık yapan, uğurlu vakitlere veya alametlere göre kehanette bulunan, büyücülük yapan, sihirli sözler kullanan, Ov ve Yideoni yöntemleriyle medyumluk yapan veya ölülere danışan [kimseler]. Çünkü bunları yapan herkes Tanrı için iğrençtir ve Tanrın Aşem onları bu iğrençlikler yüzünden sürmektedir [senin] önünden. (Yasa’nın Tekrarı 18:9-12)

Putperestlik iğrençlik, Tanrı ve kutsal olana küfrün aşırı biçimi ve kişinin insanlığının temeline zarar veren bir eylem olarak algılanır. Bugün bize çok garip görünse de, putperestlik büyük bir ayartı olarak tanımlanır. Putperestliğe yönelik isteğin bulaşıcı olmasından korkulmaktadır ve putperestlik tıpkı Yahudilerin ve Yahudiliğin kendisi risk altındaymış gibi ne hoşgörüye ne de uzlaşmaya yer bırakmayacak kadar tehlikeli kabul edilir. Dolayısıyla putperest tüm uygulamaların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kenaan ülkesindeki toplulukların yok edilme emrinin nedeni budur: [kendi] ilahları için yaptıkları uygulamaları öğretmesinler..

Tanrı’nın emriyle tüm halkın katledildiğini kabul etmek bizim için bugün çok zor görülse de, bu emirler  ırkçı ya da belirli kabilelere özel değildir. Hedef, belirli bir ırk ya da soy değildir. Aynı tedbirler ve sınırlar İsraelliler için de geçerlidir. Örneğin, Altın Buzağı ile ilgili olaydan sonra Tanrı ,Yahudi ulusunu yok etmeye karar verir. Gerçekten de Moşe’nin duası olmasa, halkın cezası azaltılmayacaktır (Çıkış 32:14, 33-35). Benzer şekilde, İsrael’in Baal Peor’a yaptığı putperestliğin ardından İlahi bela 24.000 kişiyi öldürmüştür. Pinhas’ın araya girmesi olmasa, ölü sayısı daha fazla olacaktır (Çölde Sayım 25:1-13). Bu yüzden, ilahi iradenin aksine davrandıkları zaman yok edilme riski taşıyanın sadece yabancı uluslar olduğu iddia edilemez. Putperestliğe karşı bu çok sert duruşa bir örnek de, İsrael’de kendini tamamen putperestliğe veren bir kentin tamamen imha edilmesi ve sakinlerinin toplu olarak yok edilmesidir (Yasa’nın Tekrarı 13:13-19).

Putperest halklara karşı savaş nasıl olmalıdır?

Bu halklara karşı savaş emredilmesine rağmen, bu savaş derhal ve koşulsuz yapılamaz.

Örneğin; Tanrı, Moşe’ye Yasa’nın Tekrarı 2:24-27 ayetlerinde savaşmayı emretmesine rağmen, Moşe farklı bir uygulama yapar:

“Kalkın, yola çıkın ve Arnon ırmağını geçin. Gör! Emori Heşbon kralı Sihon’u ve ülkesini eline teslim ettim. Fethe başla ve onu savaşa kışkırt! Bugün, sana yönelik korku ve çekinme [ifadesini] tüm gökyüzünün altındaki halkların yüzlerine yerleştirmeye başlayacağım – şöhretini duyduklarında önünde ürperip dehşete kapılacaklar.” [Tanrı’nın bu sözlerinden önce] Kedemot çölünden Heşbon kralı Sihon’a barış mesajıyla elçiler gönderip [şöyle] demiştim: “[İzin ver] Ülkenden geçeyim. Sadece ana yolda yürüyeceğim, sağa-sola sapmayacağım (Yasa’nın Tekrarı 2:24-27).

İlahi emir, açıkça savaşa girmektir. Ama Moşe’nin ilk önlemi barış teklifi taşıyan habercileri göndermektir!

Moşe’nin girişimi, Tanrı’nın emrine itaatsizlik eylemi olarak görülebilir, ancak; Tanrı’nın öfkesini uyandırmak yerine bu, Tanrı’nın hoşnut olduğu bir yoldur. Çok daha önce Sedom ve Amora konusunda Tanrı’nın ilk emri gerçekleşmeden önce Avraam, Tanrı ile tartışmış ve Tanrı daha hafif bir karar vermiştir. Tanrı böyle bir olayda sevinir, çünkü kanunla gerekçelendirilse bile, günü acımasız davranışlar üzerinden kazanmayı değil, daha yüksek etik kuralları somut hale getirir.

Prag’lı Maharal, Sefer Gur Arye adlı eserinde Yasa’nın Tekrarı 20:10 ayetini açıklarken, midraştan bir ilke ekler:

Tora’nın öncelikle her şehre barış teklif etmeyi teşvik ettiği açıktır, çünkü barış arayışının kendisi erdemdir. Tanrı şöyle dedi: “Savaşmaya gittiğinizde barışı ilan etmekle başlayın”. (Yalkut Şimoni, Şoftim 923).

Tüm yorumcular, en azından askeri eylemin başlamasından önce, Kenaan’da ikamet eden Kenaanlılara barışçı teslim olma seçeneğinin teklif edildiğini onaylamışlardır.

Putperest uygulamaların ortadan kaldırılmasının tek yolu Ülke’de bulunan tüm putperestlerin öldürülmesi midir?

Hayır! Kenaanlıları yok etme, yani Kenaanlılar’da bulunan putperest uygulamaları İsrael ülkesinden tamamen ortadan kaldırma birkaç yolla olabilirdi: (1) Ülke’yi terk etme, (2) Ülke’de kalıp putperest uygulamaları terk edip Ben Noah ilkelerini kabul ederek, vergi ödemek ve (3) bu seçenekleri kabul etmeyip savaşmak isteyenler ile savaşmak:

Yeoşua ülkeye girmeden önce İsrael topraklarında yaşayan halklara üç seçenek öneren bir ültimatom sundu: ayrılmak isteyen ayrılabilir, barış yapmak isteyen (teslim olmak) barış yapabilir; ve savaş yapmak isteyen savaşabilir. Girgaşiler, o toprakları İsrael çocuklarına miras bırakan Tanrı’nın sözlerine inanmıştı ve Afrika’ya yerleştiler. Gibeonlular bir teslim anlaşması yaptı, otuz bir tane Kenaan kralı savaşmayı seçti ve öldü. (Yeruşalayim Talmudu , Şebi’it 6:1, 16b). Ayrıca bak: Vayikra Rabba 17:6 ve Rambam, Kralların Yasaları 6:5.

Ona karşı savaşmak üzere bir şehre yaklaştığında, ona barış [içinde teslim olma] çağrısında bulunmalısın. Eğer [şehir] sana barışla cevap verirse ve [kapılarını] sana açarsa, içinde bulunan tüm halk sana karşı vergi yükümlüsü olacak ve sana hizmet edecektir. (Yasa’nın Tekrarı 20:10-11)

Uygulamada, sadece bir kabile bu düzenlemeyi bazı zorluklarla kabul etmiştir. İsraelliler hiçbir zaman Kenaanlıları yok etme emrini tam olarak yerine getirmemiştir ve sonunda bu halkların yozlaşmış uygulamalarının çoğunda sık sık tuzağa düşmüşler ve bu insanlar yüzyıllar boyunca – Hakimler Kitabı ve Krallar Kitabı’nda detaylandırıldığı gibi – düşmanlıklarına devam etmişlerdir. Barış anlaşması yapılan yerlerde kalıcı barış olmamıştır.

Yeoşua bu krallarla uzun süre savaştı. Gibeon’da yaşayan Hivililer dışında, İsraelliler’le barış antlaşması yapan bir kent olmadı. İsraelliler öbür kentlerin hepsini savaşarak aldılar. Çünkü Rab’bin Moşe’ye emrettiği gibi onları tamamen yok etsin, onlara lütuf olmayıp ancak kendilerini helak etsin diye, İsrael’e karşı savaşmaları için onların yüreğini katılaştırmak Rab tarafından oldu (Yeoşua 11:18-20).

Yeoşua Kitabı’nın kendisi, birkaç şehirdeki insanların ne yok edildiğini ne de yasaklı hale geldiğini, ancak sadece haraç ödemekle yükümlü olduğunu anlatmaktadır.

Ne var ki, Manaşşeoğulları bu kentleri tümüyle ele geçiremediler. Çünkü Kenanlılar buralarda yaşamaya kararlıydı. İsrailliler güçlenince, Kenanlılar’ı sürecek yerde, onları angaryasına çalıştırmaya başladılar (Yeoşua 17:12-13).

Rambam’a göre, şehirler ister yakın ister uzak olsun, ister Kenaan içinde isterse dışında olsun, Kenaanlılar’a teslim olma seçeneği her zaman önerilmeli ve bu insanlar bağışlanmalıdır. Yahudiliğe geçiş asla zorunlu olmamalıdır, ancak gerekli olan; Ben Noah olarak putperestlikten vazgeçmekten oluşan yedi emrinin kabulüdür. Aradaki fark, İsrael Toprakları içinde, nerede olursa olsun tüm putperestliklerin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak ülke dışındaki görevleri sadece ele geçirilen topraklarla ilgilidir ve bunu diğer şehirlere genişletme zorunluluğu yoktur (Karşılaştır: Hilhot Avoda Zara 7:1)

Ramban için de, şehirler ister yakın ister uzak olsun, her zaman teslim olma önerilmelidir ve bu nedenle Ülke içindeki ve dışındaki Kenaanlılar her zaman korunabilir. Fakat Kenaan dışındaki yerlerde, dini konularda zorunlu hiçbir şey yoktur, Ben Noah’ın yedi emrini kabul etmek Kenaan’da yaşayan insanlar için zorunludur (bakınız: Ramban’ın Yasa’nın Tekrarı 20:10 açıklaması.)

Buradaki ana ders, Kenaan halkının yerli halklarını imha etme emrinin, Kenaan halkına kurtuluş olasılığının sunulması gerektiği konusunda ısrar etmeden asla onaylanmamasıdır. Tüm yorumcular – savaş başladıktan sonra bile – teslim olma ve tövbe olasılığının sunulacağına inanmaktadır. Bu da amacın, ne siyasi hegemonya arzusu ne de etnik temizliğin olduğunu, sadece Kenaan putperestliğinin İsrael topraklarında devam etme korkusu olduğunu göstermektedir. Bu risk ortadan kaldırıldıktan veya en azından azaltıldıktan sonra barış ideali hakim olmak zorunda kalmıştır.

İsraellilere, aynı zamanda Amalek’i tamamen ortadan kaldırma emri de verilmiştir. Kral Saul bunu başarmaya yaklaşmış, ama asla tam olarak yerine getirilmemiştir (Sonuç olarak, Haman adında bir Amalek yüzyıllar sonra Yahudi nüfusunun tamamını imha etmeye yaklaşmıştır.) Buradaki kriter yine belirli bir soy veya ırk değildir. Bir Amalek, kendi kabilesini uygar bir yaşam tarzı için terk etme seçeneğine de sahiptir. Talmud, Haman’ın (bir Amalek) torununun Yahudiliğe geçtiğini ve Tora öğrettiğini söyler. (Talmud Gittin 57b; Sanhedrin 96b.)

Yeoşua’ya emredilen savaşlar, Tora’nın 613 emrinden biri değildir. Rambam’ın açıklamış olduğu gibi, bir emrin 613 emir arasında sayılması için tüm nesiller boyunca geçerli olması gereklidir. Tüm nesillerde geçerli emirlere “noheg l’doros” denir. Belirli bir zamana ve mekana mahsus, bir defalık emirlere ise “milhemes mitsva” denir. Yeoşua’ya emredilen savaşlar bu kategoridedir ve bize emredilmemiştir.

Kenaan’da yaşayan yedi ulusun yok edilmesi ise Tora’nın 613 emrinden biridir (Yasa’nın Tekrarı 7:1). Bugün, bu yedi ulus diğer uluslar arasına karışmış olduğuna ve bu ulusları tespit etmek artık mümkün olmadığına göre, bu emrin bugün geçerli olmasından, söz konusu yedi ulusun yedi kötü insan karakterine karşılık geldiğini anlamaktayız. Tüm kötü insan özelliklerinin özü varoluşsal hoşgörüsüzlüktür: başka bir kabile veya kişideki kötü bir nitelikten değil de sadece var oldukları için nefret etmek! Bu nitelik Amalek tarafından temsil edilmektedir. İronik olarak, bu kabilelerin ortadan kaldırılması hikayesi tahammülsüzlüğü yok etmemiz gerektiğini öğretmektedir.

Kutsal Kitabınızı bilin!

Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.

Post Views: 860
0
Shares
  • 0
  • +

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Ben Noah Yasaları SORU: Ben Noah Yasaları ismin Ben Noah Yasaları

SORU: Ben Noah Yasaları ismini nereden almaktadır?

CEVAP: Tüm insanlık, Noah’ın soyundan geldiği için, tüm insanlığın sorumlu olduğu ahlaki kurallara Noah’ın Çocukları Yasaları adı verilmiştir. Bu isim, Babil Talmudu Sanhedrin 56a bölümünde kullanılmaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Yahudiliğin bir ırk veya belirli bir halka ait b Yahudiliğin bir ırk veya belirli bir halka ait bir din olduğunu, Yahudiliğe geçişin mümkün olmadığını, Yahudilerin aralarına diğer halklardan insanları almadıklarını, kapalı bir toplum olduklarını duymuşsunuzdur. Sayısız diğer konularda olduğu gibi bu konu hakkında da, içinde bulunduğumuz toplum içerisinde, temelsiz, kulaktan dolma ve nefret dolu yanlış bilgiler bulunmaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Öncelikle iddiayı görelim: Mika 5:1 (Hristiyan Öncelikle iddiayı görelim:

Mika 5:1 (Hristiyan İncili’nde 5:2) “Ama sen, Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında küçük olduğun halde, İsrail üzerine hükümdar olacak bana senden çıkacak. Onun kökeni eskiden, eski günlerdendir” ayetindeki “sen, Beytlehem Efrata” “veata beytlehem efrata” ifadesi eril bir ifadedir. Tanah’ta yer alan şehir isimleri eril değil dişildir. O halde Beytlehem bir şehir olamaz.

Ayrıca, söz konusu ayetin devamında (küçük) “tsair” kelimesi de erildir. Eğer Beytlehem, bir şehri ifade ediyor olsaydı bu kelimeyi niteleyen “tsair” kelimesi de dişil “tsairah” olmalıydı. Öyleyse, beyt-lehem bir şehri değil, Lehem Evi’ni yani Lehem klanını ifade etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.

Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kilise
Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-1 Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-10 bölümlerinde anlatılan Noah Tufanı’nın, Gılgamış Destanı’nda anlatılan tufan hikayesinden alındığı iddia edilmektedir. İnceleyelim:

Sümerlilerin Ziusudra hikayesi, Akkadlıların Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanları, Yaratılış Kitabı’nda anlatılan Noah’ın Tufanı anlatımına ek olarak Yakın Doğu’da anlatılmış olan tufan hikayeleridir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerin Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerinin Beytlehem olacağını mı söylemektedir?

Dört kanonik İncil yazarı içerisinde sadece Matta, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan alıntılar yaparak, bu ayetlerin İsa tarafından  yerine getirildiğini iddia eder. Her birinin yanlışlığı kolaylıkla gösterilebilecek olan Matta’nın bu iddialarından birine göre Mesih’in doğum yeri Yahudi Kutsal Kitabı’nda belirtilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık #mesih
Kutsal Ruh

Mezmurlar 33:6 Gökler Rab’bin sözüyle ve onların bütün orduları ağzının nefesi ile yaratıldı.

 

Bu mezmurda, “nefes” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “ruah” (ר֥וּחַ) kelimesidir. “Ruh” olarak tercüme edilebilir. “Söz” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “devar” (דְבַ֣ר) kelimesidir. Üçlü Birlik doktrinine iman eden Hristiyanlar, bu mezmurda üçlü birliğe atıf olduğunu savunurlar. Onlara göre, “Ruh” kelimesi ile işaret edilen Kutsal Ruh, “Söz” kelimesi ile işaret edilen de Oğul’dur. Dolayısı ile hem Kutsal Ruh hem Oğul, Yaratılış’a katılmış eş yaratıcılardır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
İsa, kaç tane eşeğe bindi? İsa, Yeruşalayim İsa, kaç tane eşeğe bindi?

İsa, Yeruşalayim’e girerken kaç tane hayvana bindi? Dört kanonik İncil’den üç tanesine, Markos 11:7, Luka 19:29-35 ve Yuhanna 12:14’e göre İsa bir tane sıpaya binmiştir. Bu Hristiyan İncili yazarları, kendi hikayelerini, Zekeriya Peygamber’in Mesih’in Yeruşalayim’e sıpaya binerek girişi ile ilgili peygamberliği İsa tarafından yerine getirilmiş gibi yazmışlardır.

Bu sitede onlarca kez gösterildiği gibi, Matta Kitabı’nın yazarı İbranice bilmiyordu ve bu da tuhaf bir sonuca yol açmıştı. Matta Kitabı’nın yazarı, Zekeriya 9:9 ayetinde yer alan peygamberliği yanlış anlamış, Mesih’in Yeruşalayim’e bir yerine iki hayvan üzerinde girdiğini sanmıştır. Yani, Matta’nın “Palmiye Pazarı’nda” İsa, iki hayvanın üzerine binmişti!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, E Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, Evren'i Nasıl Yaratır? Bölüm 03

Devamı için: kabalat.com

#tanya #torahvisuals #kabalat #hasidizm #Yahudilik #yahudi
Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler aras Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler arasındaki ayrım değişkendir. İyi ve kötü tanrılar olduğu gibi iyi ve kötü cinler de vardır. Tanrılar ile cinler arasında niteliksel bir fark yoktur; hatta cinin bir ismi “kötü tanrı”dır. Bunun nedeni, çok tanrılı dinlerde, doğadaki her büyük olay ve kuvveti yöneten bağımsız bir tanrının var olmasıdır. Bu dinlerde cinlerin tanrılardan farkı; daha az güçlü olmaları, daha az bireyselliğe sahip olmaları, ara sıra tanrılara karşı ayaklanmaları ve bazen de başarılı olmalarıdır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi? Kalvinis Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi?

Kalvinistler neye inanır?

Kalvinistlere göre Tanrı, ezelde, henüz Dünya’ya gelmeden önce insanlardan kimin kurtulacağına kimin ise lanetli olduğuna karar vermiştir.

Tanrı, kurtulmaları için seçilmiş insanları ve lanetlileri dünya hayatında yapacakları iyi veya kötü davranışlara bakmaksızın ezelde belirlemiştir!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kalvinizm
Kalvinistler neye inanır? Reform Protestanlar ve Kalvinistler neye inanır?

Reform Protestanlar veya Kalvinistler, insanın başlangıçta işlemiş olduğu günah nedeniyle doğasının tamamen bozulmuş olduğuna, kendi günahlı doğasına esir olduğuna, artık kendi kurtuluşu konusunda hiçbir şey yapamayacak durumda olduğuna inanırlar.

Onlara göre insanlar, kendilerini kurtuluşa götürecek iyi işleri seçme özgür iradesine sahip değildirler. Kendi kuvvetleriyle iman edemezler. Tora’daki buyrukları yerine getirerek, iyi işler yaparak yaşama kavuşmak mümkün değildir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?” Hrist Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?”

Hristiyan İncili’nde Matta Kitabı’nda İsa, Ferisiler’e dönüp sorar:

Matta 22:42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”

Yani, günlük konuşma diliyle “Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.

Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?” Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?”

Kilise’nin ana inanç ilkesi, yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceğidir. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü, her insanın sözde asli günah nedeniyle günahkar doğmasını aklayabilecek tek yoldur.

Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşü, kolayca görülebileceği gibi Yahudi Kutsal Kitabı tarafından yalanlanmaktadır. Örneğin, Mezmurlar Kitabı, Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya Peygamberler günahkar insanları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Peygamberlerin sözleri Hristiyan inancına tamamen zıttır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insano Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna benzeyen biri” kimdir?

Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)

Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Sabah Yıldızı Lucifer Lucifer kelimesi, kelime Sabah Yıldızı Lucifer

Lucifer kelimesi, kelime anlamı olarak “ışık taşıyan” anlamına gelir. “Işık” anlamındaki Latince “lux” kelimesi (Proto Hint Avrupa dilinde “leuk” kelimesi) ve latince “taşıma” anlamındaki “ferre” kelimesinden (Proto Hint Avrupa dilinde “bher” kelimesi) oluşur.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkı Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın bittiği yerde başlar. Mısır’dan Çıkış 40:34-35 ayetlerinde, Tanrı’nın kevod’unu, Tanrı’nın Kutsiyeti’nin ortaya çıkışını okuruz. Daha önce Sinay Dağı’nda duran Tanrı, tarifini Moşe’ye verdiği ve dağın eteğinde inşa edilen Mişkan’a iner:

"Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurdu. Moşe Buluşma Çadırı’na giremedi; zira bulut [çadırın] üzerine çökmüş, Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurmuştu."

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Türkçe çevirilerde “peygamber” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “navi” kelimesidir. Bu kelime aynı dil ailesinde yer alan Arapça’da da “nebi” olarak yer almaktadır. “Navi” kelimesinin kökü “nun, bet ve alef” harflerinden oluşur (נבא). Bu kelimenin kökü “seslenmek” anlamına gelir. “Navi” kelimesi de “konuşan, seslenen” anlamındadır. Bu anlamın en açık örneği Mısır’dan Çıkış 7:1 ayetinde yer alır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
“Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8) “Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8)

Müslümanlar ve Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Metinleri’ni didik didik ederek kendi inançlarına destek bulmaya çalışmaktadırlar. Yahudi Kutsal Kitabı’nda bulabildikleri ilgisiz ayetleri öncesi ve sonrasından kopartarak, konuyu değiştirerek, bilerek yanlış tercüme ederek veya kasıtlı biçimde yeni anlamlar vererek, Yahudi Kutsal Metinleri’nden onay aramaktadırlar. Bu konuda belki de an bariz biçimde çarpıtılan ayetlerden biri Yeremya 8:8 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık #islam
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.