Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Öznellik [38]

  • Bağ’ın Merkezi [37]

  • Ham neden yaptı? [36]

  • Ham ne yaptı? [35]

  • İki Rol [34]

Soru-Cevap
Home›Soru-Cevap›Tora’da Ölüm Cezası

Tora’da Ölüm Cezası

By Gökhan Duran
18 April 2020
732
3
Share:

Tora, karşılığı ölüm cezası olan birçok günahtan bahseder: Ensest ilişki, hayvanlarla ilişkiye girme, Şabat’ı ihlal etme, anne ve babasına karşı asi olma, putperestlik, cinayet, evli bir kadınla ilişkiye girme gibi. Ancak, söz konusu ölüm cezaları neredeyse hiç uygulanmamıştır. Yasa’nın Tekrarı Kitabı 19.Bölüm, Mişna Makkot 1:10, Talmud Makkot 7b bölümlerinde açıklanan delil kurallarına bakıldığında delil kurallarının son derece yüksek standarta sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca, bu karar sadece Tapınak Tepesi’nde, Yüksek Mahkeme’nin (Sanhedrin) yetkisi dahilindedir. Bu şartlar, ölüm cezasının uygulanmasını neredeyse imkansız hale getirmektedir.

 

Delil Kuralları

 

Delil kurallarının bazıları şunlardır:

 

Suça bizzat şahitlik eden iki tanık gerekmektedir. Suçlanan kişinin, örneğin Şabat kurallarını ihlal ettiği görülmüş ise, her iki tanık da birbirini görmüş olmalı, suçlanan kişiyi işlemek üzere olduğu günahın bir ölüm cezasını gerektirecek kadar ciddi bir suç olduğu konusunda ve yaptığı eylemin sonuçları konusunda uyarmalı; suçlanan kişi yaptığı eylemin sonuçlarını bildiğini, Tora’nın bu konuda ölüm cezasını gerektirdiğinden haberdar olduğunu, buna rağmen yapmaya devam edeceğini belirterek, aynı suçu işlemeye devam etmelidir. Eğer, tanıkların yalan söylediği ortaya çıkarsa, bu durumda, tanıklar ölüm cezasına çarptırılacaktır.

 

Örnek bir vaka olarak, bir kişi Tora’ya göre ölüm cezasını gerektiren bir eylemde bulunurken, iki kişi gelir o kişiye gerekli uyarıda bulunur ve günahı işleyen kişi eylemini durdurursa, dosya kapanır.

 

İki tanığın tanıklıklarının geçerli olabilmesi için şu şartlara sahip olmalılardır:

  • Tora’nın emirlerini yerine getirdikleri bilinen, Yazılı ve Sözlü Tora’yı bilen yetişkin Yahudi erkekler olmalıdır,
  • Tanıklar işlenen suç sırasında birbirlerini görmüş olmalıdır,
  • Suçlanan kişiye gerekli uyarının yapılmış ve suçlanan kişinin de zorunlu olan yanıtı vermiş olduğundan emin olabilmek için, tanıkların herhangi bir konuşma veya işitme eksikliği bulunmamalıdır,
  • Tanıklar, birbirini ve suçlanan kişiyi tanımıyor olmalıdır, birbirleriyle veya suçlanan kişiyle hiçbir ilişkileri bulunmamalıdır.

 

Mahkeme (Bet Din) her tanığı ayrı ayrı incelemek zorundadır ve tanıklıklarında en küçük bir noktada, göz rengi gibi çok küçük bir konuda bile çelişki bulunursa, tanıklıklar kabul edilmez.

 

İki tanığın tanıklığı tamamen aynı olursa da tanıklıkları geçerli değildir. Çünkü bu, gizli anlaşma veya danışıklı iş anlamına gelebilir. İki farklı insan, hiçbir olayı tamamen aynı biçimde göremez. Özdeş iki tanıklık geçersizdir.

 

Bet Din’de en az 23 hakim bulunmak zorundadır.

 

Karar, oybirliği ile alınamaz. Bet Din, oybirliğiyle sanığın suçlu olduğuna karar verirse, sanık serbest bırakılır! Bunun nedeni, mahkemedeki hiçbir hakim sanığın suçsuzluğuna dair bir sebep, hafifletici neden vb. bulamamışsa, bu durum o mahkemede bir şeyin yanlış olduğunu gösterir.

 

Suça şahitlik eden tanıklar, mahkeme tarafından ölüm cezasını uygulamakla görevlendirilir.

 

Onu öldürmek için onun üstünde ilk önce şahitlerin eli olmalıdır; tüm halkın eli ise daha sonra. Arandan kötülüğü yok etmelisin. (Yasa’nın Tekrarı 17:7)

 

Tanık ifadeleriyle sanığı ölüme mahkum eden şahitlerin ilk taşları atma zorunluluğu, onları bir yaşamı söndürme sorumluluğunu taşımaya hazır olup olmadıklarını tekrar düşünmeye zorlar. Topluluğun katılımı ise tüm İsraillilerin bu sorumluluğu paylaşmasını sağlar. Kan herkesin elindedir; hiç kimse ölüm cezasına karşı duygusuzlaşamaz.

 

Bu durum Talmud’da derinleşir. İnsana dayalı adalet sistemlerinin yanlış yapılabilme imkanı ve yanlış hüküm giymiş bireylerin infazının kabul edilemez olduğu gerekçesiyle, ölüm cezası etkin bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Tabiri caizse, ölüm cezası, Tanrı’nın eline bırakılmıştır. Bakınız: Sanhedrin 37a – b, Ketubot 30a – b

 

Uygulamada, … bu cezalara neredeyse hiçbir zaman başvurulmamıştır ve amaçları esas olarak caydırıcı olmak ve cezası olarak sunuldukları günahların ciddiyetini vurgulamaktır. Tora’nın suçlanan kişileri korumak için gerekli kıldığı delil kuralları ve diğer tedbirler, bu cezaları fiilen uygulamayı imkansız hale getirmiştir. Yargı ceza sistemi, en yüksek ahlak ve dindarlık ortamında uygulanmadıkça acımasızca ve barbarca olabilir. Yahudi halkı arasında bu standartlar düştüğünde, Sanhedrin … bu ceza sistemini gönüllü olarak kaldırmıştır.”

Rabbi Aryeh Kaplan, Yahudi Düşüncesi’nin El Kitabı (Handbook of Jewish Thought), Cilt 2, sayfalar. 170-71

 

Gemara, bize cinayetlerin artması nedeniyle Sanhedrin’in gönüllü olarak ölüm cezasını kaldırdığını aktarır. Normalde, cinayetler arttıkça ölüm cezasının da artırılması beklenir. Ama bunun tersi olmuştur. Neden? Ölüm cezası, cinayetin nadir işlendiği toplumlarda; tümüyle inanç ilkelerine bağlı, dindar toplumda uygulanabilir. Çünkü o toplum insan hayatının değerini kavrayabilmiştir.

Rabbi Eliezer Zobin

 

Mişna’ya göre, yedi yılda bir – veya Rabbi Eleazar ben Azarya’ya göre yetmiş yılda bir, bir kişiyi ölüme mahkum eden bir Yüksek Mahkeme kana susamıştır:

 

Yedi yılda bir insanı ölüm cezasına çarptıran bir Sanhedrin’e “katil” denir. Rabbi Eliezer ben Azariya, “70 yılda bir” dedi. Rabbi Tarfon ve Rabbi Akiva, “Eğer Sanhedrin’de olsaydık, hiçbir ölüm cezası geçemezdi” dedi.

Mişna Makkot 1:10

 

Tora’nın Amacı Nedir?

 

Bu koşullar doğal olarak şu soruyu doğurur:

 

Tora, bir yandan birçok günahın karşılığı olarak ölüm cezasını getirmekte, bir yandan da bir kişiyi ölüme mahkum etmeyi neredeyse imkansız şartlara bağlamaktadır. Öyle ki Sanhedrin’in var olduğu dönemde, ölüm cezası son derece nadir uygulanmıştır. O halde, “Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu” diyeceğimiz bir biçimde, Tora, abesle iştigal mi etmektedir? Gereksiz sözlerle, zaten gerçekleşmeyecek olan korkunç ölüm yöntemleri ile insanları dehşete düşürecek, vahşi, zorba, barbarca ölüm manzaraları mı resmetmektedir? İnsanları korkutarak, dini bir baskı ve otorite aracı haline mi getirmeye çalışmaktadır? Tora’nın amacı nedir veya aslına bakarsak bir amacı var mıdır?

 

Bir benzetme

 

Sigara satın almaya gittiğinizde, sigara paketlerinin üzerinde sigara içmeniz halinde karşılacağınız neticeleri tarif eden yazılı ve görsel uyarılar; “Sigara içmek öldürür,” “Sigara içme kansere neden olur,” “Sigara içmek ayakta kangrene neden olur,” vb. yazılar, hastaların bakmaktan bile çekineceğiniz son derece ürkütücü fotoğrafları bulunur. Niçin sigara paketlerinin üzerine bu türde görsel uyarılar yerleştirilmektedir? Amaç, insanları sigara içmenin ne kadar ciddi ve tehlikeli olduğu konusunda uyarmaktır. Çeşitli renkler ve grafik tasarımlar aracılığı ile oluşturulan çekiciliğin ve yanıltıcı özelliğin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Devlet, ölmenizi değil, sigara içmeyi bırakıp, yaşamanızı istemektedir.

 

Benzer biçimde, ev aletleri satan bir mağazaya gittiniz ve büyük bir balta satın aldınız. Ancak, bu defa baltanın üzerinde, “Başınıza balta ile vurmak öldürür,” “Balta ile başınıza vurmak beyninize zarar verir” gibi yazılı uyarılar ya da sizi uyarmak için “başına balta ile vurulmuş” bir insanın fotoğrafı bulunmaz. Oysa, başınıza balta ile vurmak, sigara içmekten çok daha tehlikeli ve öldürücüdür. O halde, neden baltanın üzerinde uyarıcı metinler ve fotoğraflar bulunmaz ama sigara paketinin üzerinde bulunur?

 

Yanıt, barizdir.  Bunun nedeni, sigaranın ölümcül oluşunun baltanın ölümcül olması kadar açık ve derhal olmamasıdır. Baltanın öldürücülüğü hemen ortaya çıkabilirken, sigara içerek bedeninize aldığınız yüzlerce toksik ve kanserojen madde apaçık ortada değildir ve neticeleri derhal ortaya çıkmayabilir.

 

Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.

Ezekiel 18:23

 

Tora bize şu mesajı vermektedir:

 

“Şu an sana çok açık gelmeyebilir ama ‘renkler, grafik tasarımlar’ aracılığı ile sana çekici gelen, yanıltıcı özellikler ile örtülü bu eylem, örneğin Şabat’ı ihlal etmen, aslında seni manevi olarak öldürmektedir. İşte sana büyük resim…” (Örneğin, manevi ölüm ile günah işleyene verilen ‘karet’ cezası ile ilgili ilişki için araştırınız: Çölde Sayım 15:29-31)

 

Tora, neticeleri derhal ve apaçık olmayan, bizi manevi ölüme götüren ama bize çekici gelebilecek birçok eylemin aslında ne kadar ciddi ve tehlikeli olduğunu kavramamız için mümkün olan en sarsıcı, dikkat çekici, caydırıcı ve ciddi uyarıyı; ölüm uyarısını yapmaktadır. Çünkü Tora, günahkarların ölmesini istemez, kötü yollarından dönüp, yaşamasını ister.

 

Kutsal Kitabınızı bilin!

Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.

 

Post Views: 796
0
Shares
  • 0
  • +

3 comments

  1. Mustafa 19 April, 2020 at 14:30 Reply

    Bu cezaların metafor olduğunu söyleyen rabbiler var mı?

    • Gökhan Duran 20 April, 2020 at 20:52 Reply

      Geçmişte, nadir de olsa Tora’nın tamamının metafor olduğunu söyleyen kişiler var olmuştur. Bu aşırı görüşün geçersizliği ve inancımıza zarar getirdiği gösterilmiştir.

  2. Tufan 19 April, 2020 at 22:03 Reply

    Bence ölüm cezası Yahudi toplumu açısından normal ama taşlayarak öldürme barbarca geliyor bana. Tanrı neden asılmalarını değil de taşlanmalarını emrediyor?

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Öncelikle iddiayı görelim: Mika 5:1 (Hristiyan Öncelikle iddiayı görelim:

Mika 5:1 (Hristiyan İncili’nde 5:2) “Ama sen, Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında küçük olduğun halde, İsrail üzerine hükümdar olacak bana senden çıkacak. Onun kökeni eskiden, eski günlerdendir” ayetindeki “sen, Beytlehem Efrata” “veata beytlehem efrata” ifadesi eril bir ifadedir. Tanah’ta yer alan şehir isimleri eril değil dişildir. O halde Beytlehem bir şehir olamaz.

Ayrıca, söz konusu ayetin devamında (küçük) “tsair” kelimesi de erildir. Eğer Beytlehem, bir şehri ifade ediyor olsaydı bu kelimeyi niteleyen “tsair” kelimesi de dişil “tsairah” olmalıydı. Öyleyse, beyt-lehem bir şehri değil, Lehem Evi’ni yani Lehem klanını ifade etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.

Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kilise
Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-1 Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-10 bölümlerinde anlatılan Noah Tufanı’nın, Gılgamış Destanı’nda anlatılan tufan hikayesinden alındığı iddia edilmektedir. İnceleyelim:

Sümerlilerin Ziusudra hikayesi, Akkadlıların Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanları, Yaratılış Kitabı’nda anlatılan Noah’ın Tufanı anlatımına ek olarak Yakın Doğu’da anlatılmış olan tufan hikayeleridir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerin Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerinin Beytlehem olacağını mı söylemektedir?

Dört kanonik İncil yazarı içerisinde sadece Matta, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan alıntılar yaparak, bu ayetlerin İsa tarafından  yerine getirildiğini iddia eder. Her birinin yanlışlığı kolaylıkla gösterilebilecek olan Matta’nın bu iddialarından birine göre Mesih’in doğum yeri Yahudi Kutsal Kitabı’nda belirtilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık #mesih
Kutsal Ruh

Mezmurlar 33:6 Gökler Rab’bin sözüyle ve onların bütün orduları ağzının nefesi ile yaratıldı.

 

Bu mezmurda, “nefes” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “ruah” (ר֥וּחַ) kelimesidir. “Ruh” olarak tercüme edilebilir. “Söz” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “devar” (דְבַ֣ר) kelimesidir. Üçlü Birlik doktrinine iman eden Hristiyanlar, bu mezmurda üçlü birliğe atıf olduğunu savunurlar. Onlara göre, “Ruh” kelimesi ile işaret edilen Kutsal Ruh, “Söz” kelimesi ile işaret edilen de Oğul’dur. Dolayısı ile hem Kutsal Ruh hem Oğul, Yaratılış’a katılmış eş yaratıcılardır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
İsa, kaç tane eşeğe bindi? İsa, Yeruşalayim İsa, kaç tane eşeğe bindi?

İsa, Yeruşalayim’e girerken kaç tane hayvana bindi? Dört kanonik İncil’den üç tanesine, Markos 11:7, Luka 19:29-35 ve Yuhanna 12:14’e göre İsa bir tane sıpaya binmiştir. Bu Hristiyan İncili yazarları, kendi hikayelerini, Zekeriya Peygamber’in Mesih’in Yeruşalayim’e sıpaya binerek girişi ile ilgili peygamberliği İsa tarafından yerine getirilmiş gibi yazmışlardır.

Bu sitede onlarca kez gösterildiği gibi, Matta Kitabı’nın yazarı İbranice bilmiyordu ve bu da tuhaf bir sonuca yol açmıştı. Matta Kitabı’nın yazarı, Zekeriya 9:9 ayetinde yer alan peygamberliği yanlış anlamış, Mesih’in Yeruşalayim’e bir yerine iki hayvan üzerinde girdiğini sanmıştır. Yani, Matta’nın “Palmiye Pazarı’nda” İsa, iki hayvanın üzerine binmişti!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, E Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, Evren'i Nasıl Yaratır? Bölüm 03

Devamı için: kabalat.com

#tanya #torahvisuals #kabalat #hasidizm #Yahudilik #yahudi
Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler aras Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler arasındaki ayrım değişkendir. İyi ve kötü tanrılar olduğu gibi iyi ve kötü cinler de vardır. Tanrılar ile cinler arasında niteliksel bir fark yoktur; hatta cinin bir ismi “kötü tanrı”dır. Bunun nedeni, çok tanrılı dinlerde, doğadaki her büyük olay ve kuvveti yöneten bağımsız bir tanrının var olmasıdır. Bu dinlerde cinlerin tanrılardan farkı; daha az güçlü olmaları, daha az bireyselliğe sahip olmaları, ara sıra tanrılara karşı ayaklanmaları ve bazen de başarılı olmalarıdır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi? Kalvinis Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi?

Kalvinistler neye inanır?

Kalvinistlere göre Tanrı, ezelde, henüz Dünya’ya gelmeden önce insanlardan kimin kurtulacağına kimin ise lanetli olduğuna karar vermiştir.

Tanrı, kurtulmaları için seçilmiş insanları ve lanetlileri dünya hayatında yapacakları iyi veya kötü davranışlara bakmaksızın ezelde belirlemiştir!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kalvinizm
Kalvinistler neye inanır? Reform Protestanlar ve Kalvinistler neye inanır?

Reform Protestanlar veya Kalvinistler, insanın başlangıçta işlemiş olduğu günah nedeniyle doğasının tamamen bozulmuş olduğuna, kendi günahlı doğasına esir olduğuna, artık kendi kurtuluşu konusunda hiçbir şey yapamayacak durumda olduğuna inanırlar.

Onlara göre insanlar, kendilerini kurtuluşa götürecek iyi işleri seçme özgür iradesine sahip değildirler. Kendi kuvvetleriyle iman edemezler. Tora’daki buyrukları yerine getirerek, iyi işler yaparak yaşama kavuşmak mümkün değildir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?” Hrist Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?”

Hristiyan İncili’nde Matta Kitabı’nda İsa, Ferisiler’e dönüp sorar:

Matta 22:42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”

Yani, günlük konuşma diliyle “Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.

Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?” Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?”

Kilise’nin ana inanç ilkesi, yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceğidir. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü, her insanın sözde asli günah nedeniyle günahkar doğmasını aklayabilecek tek yoldur.

Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşü, kolayca görülebileceği gibi Yahudi Kutsal Kitabı tarafından yalanlanmaktadır. Örneğin, Mezmurlar Kitabı, Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya Peygamberler günahkar insanları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Peygamberlerin sözleri Hristiyan inancına tamamen zıttır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insano Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna benzeyen biri” kimdir?

Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)

Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Sabah Yıldızı Lucifer Lucifer kelimesi, kelime Sabah Yıldızı Lucifer

Lucifer kelimesi, kelime anlamı olarak “ışık taşıyan” anlamına gelir. “Işık” anlamındaki Latince “lux” kelimesi (Proto Hint Avrupa dilinde “leuk” kelimesi) ve latince “taşıma” anlamındaki “ferre” kelimesinden (Proto Hint Avrupa dilinde “bher” kelimesi) oluşur.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkı Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın bittiği yerde başlar. Mısır’dan Çıkış 40:34-35 ayetlerinde, Tanrı’nın kevod’unu, Tanrı’nın Kutsiyeti’nin ortaya çıkışını okuruz. Daha önce Sinay Dağı’nda duran Tanrı, tarifini Moşe’ye verdiği ve dağın eteğinde inşa edilen Mişkan’a iner:

"Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurdu. Moşe Buluşma Çadırı’na giremedi; zira bulut [çadırın] üzerine çökmüş, Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurmuştu."

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Türkçe çevirilerde “peygamber” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “navi” kelimesidir. Bu kelime aynı dil ailesinde yer alan Arapça’da da “nebi” olarak yer almaktadır. “Navi” kelimesinin kökü “nun, bet ve alef” harflerinden oluşur (נבא). Bu kelimenin kökü “seslenmek” anlamına gelir. “Navi” kelimesi de “konuşan, seslenen” anlamındadır. Bu anlamın en açık örneği Mısır’dan Çıkış 7:1 ayetinde yer alır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
“Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8) “Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8)

Müslümanlar ve Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Metinleri’ni didik didik ederek kendi inançlarına destek bulmaya çalışmaktadırlar. Yahudi Kutsal Kitabı’nda bulabildikleri ilgisiz ayetleri öncesi ve sonrasından kopartarak, konuyu değiştirerek, bilerek yanlış tercüme ederek veya kasıtlı biçimde yeni anlamlar vererek, Yahudi Kutsal Metinleri’nden onay aramaktadırlar. Bu konuda belki de an bariz biçimde çarpıtılan ayetlerden biri Yeremya 8:8 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık #islam
İddia 3: "İşte kendisine destek olduğum, gön İddia 3:

"İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhum’u onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak."
(Yeşaya 42:1)
 
Yeşaya 42:1 ‘de “destek olduğum” olarak tercüme edilen “etmak” olarak okunan kelime “ahmed” olarak okunabilir. Bu iki kelime birbirine çok benzerdir. Bu kelimenin orijinali “ahmed”dir, ancak; bu ayette bahsedilen kulun İslam Peygamber’i Muhammed’i gösterdiğini gizlemek için bu kelime “destek olduğum” olarak çevrilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #islam
Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu? Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu?

Yahudi Kutsal Metinleri yaklaşık olarak 304.900 kelime içermektedir. Bazı müslümanlar, bu kelimeler içerisinden birkaç ayetin İslam Peygamberi’ni müjdelediğini iddia etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.