Yaratılış 1:26 Tanrı’nın üçlü birliğini mi göstermektedir?
Yaratılış 1:26 ayeti şöyle demektedir:
Tanrı “Görüntümüzde ve benzeyişimizde insan yapalım. Denizin balıklarına, gökyüzünün kuşlarına, çiftlik hayvanlarına ve tüm yeryüzüne – ve yeryüzü üzerinde hareket eden tüm toprak hayvanlarına hükmetsin” dedi.
Bir sonraki ayette, 1:27 ayeti ise şöyle devam etmektedir:
Tanrı adamı Kendi görüntüsünde yarattı. Onu Tanrı’nın görüntüsünde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı.
Yaratılış 1:26 ayetinde yer alan “insan yapalım” ifadesi çoğul şahıstan bahsediyor gibidir. Hristiyanlar , her zaman olduğu gibi bu ifadenin Tanrı’nın çok kişili doğasını ima ettiğini iddia ederler.
Oysa, Yahudi Kutsal Kitabı; Tanrı’nın mutlak anlamda Bir (çokluk içermeyen) olduğunu belirten onlarca ayet içermektedir:
Tanrı Bir’dir, Onun adı Bir’dir.
Zekeriya 14: 9
Sana [kesin olarak] bilmen için gösterildi ki, Aşem – [sadece] O ‘Tanrı’dır, O’ndan başkası yoktur!
Yasa’nın Tekrarı 4:35
[Şunu] Bugün bil ve kalbine [sürekli olarak] tekrarla ki, Aşem – yukarıda, göklerde ve aşağıda, yerde [sadece] O ‘Tanrı’dır; başkası yoktur!
Yasa’nın Tekrarı 4:39
Dinle Yisrael! Aşem Tanrımız’dır; Aşem ‘Bir’dir!
Yasa’nın Tekrarı 6:4
Görün, şimdi, ki Benim! Benim O! Ve yanımda [başka] ilah yoktur.
Yasa’nın Tekrarı 32:39
Kimse AŞem gibi kutsal değildir; Çünkü senden başka yoktur, Ve Tanrımız gibi kaya yoktur.
1 Samuel 2:2
Sonunda dünyanın bütün ulusları bilsinler ki, Tek Tanrı AŞem’dir ve O’ndan başka yoktur.
1 Krallar 8:60
… ve bütün dünya krallıkları bilsinler ki, yalnız Sen AŞem, yalnız Sen Tanrı’sın.
2 Krallar 19:19
Beni kime benzeteceksiniz ki, eşitim olsun?” diyor Kutsal Olan.
Yeşaya 40:25
Ben AŞem’im, adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi oyma putlara bırakmam.
Yeşaya 42:8
“Tanıklarım sizsiniz” diyor AŞem, “Seçtiğim Kul, sizsiniz. Öyle ki beni tanıyıp bana güvenesiniz, Benim O olduğumu anlayasınız. Benden önce bir tanrı olmadı, Benden sonra da olmayacak. Ben, ben AŞem’im, Benden başka kurtarıcı yoktur.”
Yeşaya 43:10-11
Tanıklarım sizsiniz. Benden başka Tanrı var mı? Hayır, başka Kaya yok; Ben bir başkasını bilmiyorum.”
Yeşaya 44:6
AŞem benim, başkası yok.
Yeşaya 45:18
Benden başka Tanrı yok, adil Tanrı ve Kurtarıcı Ben’im. Yok benden başkası.
Yeşaya 45:21
Beni kime benzetecek, kime denk tutacaksınız? Kiminle karşılaştıracaksınız ki, benzer olalım?
Yeşaya 46:5
Çünkü Tanrı benim, başkası yok. Tanrı benim, benzerim yok.
Yeşaya 46:9
Bana ait olan onuru başkasına vermem.
Yeşaya 48:11
Ben O’yum; ilk Ben’im, son da Ben’im.
Yeşaya 48:12
Ama seni Mısır’dan çıkaran Tanrın AŞem Ben’im, Ben’den başka tanrı tanımayacaksın, çünkü başka kurtarıcı yoktur.
Hoşea 13:4
Bileceksiniz ki, İsrail halkının arasındayım, Tanrınız AŞem Ben’im, başka yok.
Yoel 2:27
Ya AŞem, bir benzerin yok, senden başka tanrı da yok!
1 Tarihler 17:20
Çok daha fazlası! Bu kadar çok sayıda net ifadeye rağmen, Tanah’ın hiçbir yerinde ima dahi edilmemiş, Yahudi peygamberlerin asla söz etmediği, hristiyanlar tarafından öne sürülen iddiaya dönelim:
İddia konusu olan Yaratılış 1:26 ayetinden hemen bir sonraki ayette Tanrı, (Tanrı korusun!) çoklu birlik iddiasını boşa çıkaracak şekilde bu defa insanı yaratırken tekil şahıs ile konuşmaktadır!
Tanrı, adamı Kendi görüntüsünde yarattı.
Yaratılış 1:27
Bu, Yaratıcı’nın mutlak bir birlik olduğunun açık bir göstergesidir. Ayette “yarattı” anlamındaki tekil biçimdeki “VaYivra” kelimesi kullanılmıştır, çoğul olan “VaYivr’u” kullanılmamıştır.
O halde Tora neden “insan yapalım” gibi çoğul bir ifadeyi kullanmıştır? Yahudi Sözlü Geleneği içerisinde bunun birçok nedenini bulabiliriz. Ayetin açıklaması aşağıdaki örneklerle sınırlı değildir. Elbette daha ayrıntılı açıklamalar vardır. Ancak, bu site içerisinde aşağıdaki açıklamaları vermenin yeterli olduğunu düşünüyorum:
Melekler insanın yaratıldığını hemen görmek istiyordu. Tanrı meleklere haber verdi ve dedi ki: “İnsan yapalım- yaratmaya hazır olduğum insan için gelin ve sevinin.”
Sonra melekler karşıt gruplara ayrıldı. Bazıları, insanın yaratılması gerektiğini söyledi çünkü iyi bir kalbi olacak ve iyi işler yapacaktı. Bazıları, bozgun çıkaracağı için yaratılmaması gerektiğini söyledi ve kavga Tanrı’nın gözünde aşağı bir davranıştı. Yine bazıları, yoksullara merhamet edecek olması ve çok yardımseverlik yapacağı için onun yaratılması gerektiğini söyledi. Son bir grup, yalan söyleyeceği için yaratılmaması gerektiğini söyledi.
Başka bir görüşe göre, Tanrı’nın sormuş olduğu ilk iki melek grubu insan aleyhinde konuşmuş ve Tanrı onları Dinur Nehri’nde yok etmişti. Üçüncü gruba sorduğunda, “Konuşmamız uygun olmaz. İlk iki gruba ne olduğunu gördük. Tüm dünya Senindir ve yaptıklarını kim sorgulayabilir?” demişti.
Tora, Tanrı’nın alçakgönüllülüğünü göstermek için, “insan yapalım” ifadesini kullanıyor olsa da, bu ifade yanlış bir inancı desteklemek için kullanılabilir. Tevazunun Yahudiliğin çok önemli bir ilkesi olması nedeniyle, Tora bu ifadeyi kullanırken insanın mütevazı olması gerektiğini ve kendisinden daha alt seviyede olmasına rağmen başkalarının tavsiyelerini istemesi gerektiğini öğretir. Kişi, Tanrı’yı örnek almalıdır,çünkü; Tanrı bile meleklerden tavsiye istemiştir.
Bilgelerimiz bize şunu öğretmiştir: Moşe Rabbenu, Tora’da Yaratılış konusunu yazarken, “İnsan yapalım” ifadesine geldiğinde kafası karışmış, “Ey Tanrım, Evrenin Efendisi, inanmayanlar bu ayeti çoklu bir tanrıya kanıt metin olarak kullanabilirler, Tanrı korusun” demiştir.
Moşe Rabbenu, çok önemli bir soru soruyordu. Tora’nın “Tanrı [böylece] göğü yaptı ...” (Yaratılış 1: 7) dediğini gördü. Bu ifade, sadece göğü güçlendirdiğini gösterir, çünkü her şeyin Tanrı’nın sözü ile yaratıldığını biliyoruz. O halde Tora neden şu ifadeyi kullanmaktadır: “O yaptı?” Bunun sebebi, güneş ve aya ibadet eden, onları tanrı olarak düşünen putperest kişilere bu göksel cisimlerin bile Tanrı’nın eseri, işi olduğunu göstermektir.
Moşe Rabbenu, “Evrenin Efendisi: Bunu anlayamıyorum” dedi. “Daha önce insanların birden fazla tanrı olduğunu düşünmemesi için “Tanrı [böylece] göğü yaptı …” yazmışsın, o zaman neden insanları yanıltarak çoklu tanrı olduğunu düşünmelerine yol açabilecek “insan yapalım” yazıyorsun?”
Tanrı yanıtladı: “Moşe, sana söylediğim gibi yaz. Biri hata yapmak isterse, bırak yapsın.”
Tanrı, Tora’ya, eğer kişi önyargılıysa, onu yanlış inançlara götürebilecek çok şey koymuştur. Ama ayartılara dayanan ve onları doğru bir şekilde yorumlamaya çalışanlar için Gelecek Dünya’da alacakları iyi ödüller de Tora’ya dahil edildi.
İkinci sebep, Rabbi Şimon bar Yohay tarafından Tiberias’tan kaçmak zorunda kaldığı zaman verildi. Birkaç bilge onu ziyaret etti ve kendisinden, inkarcıların iddialarını çürütmek için bu ayeti “insan yapalım” açıklamasını istedi.
Rabbi Şimon, “Ey sağırlar, işitin, Ey körler, bakın da görün” (Yeşaya 42:18) ayetinden alıntı yaparak yanıtladı. Bu sağır ve kör olanların kim olduğunu, Kutsal Kitap’ın kime dinlemelerini ve görmelerini söylediğini sordu. Daha sonra ayetin bahsettiği körlerin, kutsal Tora’nın yollarını görmeyen ve anlamayanlar olduğunu açıkladı. Önlerinde düz bir yol varken, bir kör gibi, el yordamı ile eğri büğrü yolları seçerler. Bu insanlar kutsal Tora’nın gerçek doğasını anlayamazlar.
Yaratılışın başlangıcında Tanrı üç zanaatkarı varlığa getirdi: gök, yeryüzü ve su. Bunların her birine kendi görevini ve bu görevi yerine getirme gücünü de verdi. Suya, bir yerde toplanıp altındaki kuru toprağın görünür hale gelmesi emredildi. Yeryüzüne, onu aydınlatacak olan büyük göksel ışıkları meydana getirmesi emredildi. Göğe, suları bölen bir gökkubbe oluşturması emredildi. Suya tekrar balık, kanatlı hayvan ve diğer organizmaları meydana getirmesi emredildi.
Bu şekilde, her şey, her biri doğru günde, bu üç zanaatkar tarafından yaratılmıştır. Altıncı günde hepsi birlikte bir araya gelmiş ve Tanrı’nın onlara ne yapmalarını emredeceğini beklemiştir. Ama Tanrı onlara, “Bugün, tüm evrende en önemli yaratımı, yani insanı yaratmak isterim” dedi. “Yaratılıştaki diğer şeyleri yaptınız ancak; hiçbiriniz tek başınıza bunu yapacak güce sahip değilsiniz. Birlikte çalışmalısınız ve Ben size katılacağım. Siz, insan vücudu için elementler sağlayacaksınız, Ben de ona kutsal, ölümsüz bir ruh koyacağım” dedi.
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli husus, Yaratılış 1:26 ve 1:27’de yaratışı gerçekleştirenin Tanrı’nın “Elokim” ismi olmasıdır. “insan yapalım” ifadesindeki çoklu anlatım, Tanrı’nın “Elokim” ismi ile bağlantılıdır.
İlave okuma: “Elohim” kelimesi neden çoğuldur?
Böyle bir ortaklık, insanın yaratılışından başka bir şeyde var değildi. Bu nedenle, günah işleyen, Tora’yı gözetmeyen ve kendilerini Tanrı’dan ayırmak isteyen insanların ruhlarını gördüğümüzde acı hissetmeliyiz. Bu insanlar Tanrı’nın onlara verdiği ruha bir ortak olarak katılmak istemezler, ancak yalnızca kendi hayvansal doğalarına kendilerini kaptırmak isterler. Bununla birlikte, dindar kişi, Tanrı’nın ona gösterdiği iyiliğin farkındadır, çünkü; zanaatkarları tarafından yaratılan diğer şeylerin aksine, insan Tanrı’nın Kendisi tarafından oluşturulmuştur. Bunun üzerinde düşünen kişinin Yahudilik konusundaki kararlılığı güçlenebilir ve günahtan kaçınabilir.
İnsanın yaratılışını tarif ederken, Tora şöyle der, “Tanrı “Görüntümüzde ve benzeyişimizde insan yapalım. Denizin balıklarına, gökyüzünün kuşlarına, çiftlik hayvanlarına ve tüm yeryüzüne – ve yeryüzü üzerinde hareket eden tüm toprak hayvanlarına hükmetsin” dedi.” Yaratılış amacının belirtildiği tek durum budur. Birisi mantıksal olarak, insanın balıklara ve kuşlara egemen olması gerçeğinin neden vurgulanması gerektiğini sorabilir. Ancak [Tanrı’nın söylediği şey buydu]: “İnsan o kadar önemlidir ki, dünyada yaratılmış olanların hepsinin üzerinde gücü vardır. Dolayısıyla sadece sizin elinizle yaratılmak için uygun değildir; Ben, Kendim de onun yaratılışına katılacağım.”
Zanaatkarlar, “Bizim katılmamız niçin gerekli? Sen Evrenin Efendisi’sin ve bizi Sen yarattın, ihtiyacın olanı al ve insanı yaratmak için bizim yardımımıza ihtiyacın olduğunu söyleyeceklere prim verme” dediler.
Tanrı onlara şöyle dedi, “Bu, hizmetçilerine çokça nakit para hediye eden bir kralın durumuna çok benzer. Her birine önemli bir pay verildi. Bir süre sonra kralın uşağı da hediye istedi. Kral, “Bu uşak bana sevgi ve adanmışlıkla hizmet ettiğinden onu tatmin etmek ve ona en büyük armağanı vermek istiyorum” dedi. Sonra kullarının hepsini topladı ve “Her biriniz uşağıma hediyelerinizden bir pay verin, sonra da ona Ben payımı vereceğim.”
İnsan, yaratılışın en önemli ürünüdür ve evren insanın hatırına yaratılmıştır. Çünkü o en değerli ve önemli olduğu için, son günün sonunda yaratılmıştır. Tanrı, “Her birinizin ona sahip olduğunuz şeyin bir kısmını vermesini istiyorum. Bu bana zevk verir, çünkü insan Bana sadakatle hizmet edecektir. Ondan sonra en büyük olan, Benim payımı vereceğim ve bu onun İlahi ruhudur”dedi.
Bir kişi gerçekten tövbe ettiğinde, bütün melekler, yıldızlar ve gezegenler Tanrı’dan ona merhamet etmesini ister. Hepsinin insanda bir payı vardır ve iyi olduğunda onu severler. Sadece cinlerin (Şedim) insanda bir payı yoktur, bu yüzden ondan nefret eder ve ona zarar verirler.
Tora’nın “insan yapalım” ifadesini kullanmasındaki üçüncü sebep, Tanrı, beşinci günde kuşlar ve balıkları yarattığında meleklerin çok gururlanmasıdır. Melekler, “Biz onlardan daha iyiyiz” dedi. Tanrı, meleklerin gururlarını düşürmek için “insan yapalım” dedi. “Her birimiz bir insan yapalım ve görelim kim gerçekten büyük.”
Tanrı meleklere gurur duyacak bir sebepleri olmadığını göstermek istedi. Çünkü hiçbir şey yaratamazlardı. Bir sonraki ayette “Tanrı adamı Kendi görüntüsünde yarattı. demektedir ki bu; meleklerin hiçbir şey yaratamadığını gösterir.
Bu, aynı zamanda, balıkların ve kuşların neden beşinci günde oluşturulduğunu, altıncı günde de diğer hayvanlarla birlikte yaratılmadığını açıklar Daha önce yaratılmış olan herhangi bir şeyin daha sonra yaratılanlardan daha önemli olduğu veya tersine en son yaratılanın daha önemli olduğu söylenebilir. Bu nedenle, Tanrı beşinci günde balık ve kuşları yarattı ve sonra melekleri yarattı. Sonra altıncı günde, Tanrı, diğer hayvanları yarattı. Eğer tüm hayvanlar aynı günde yaratılsaydı, melekler en önemli olduklarını iddia edebilirdi. Fakat beşinci günde bazı hayvanlar yaratıldıktan sonra melekler yaratıldığı için ve altıncı günde de diğer bazı hayvanlar yaratıldığı için, melekler önemleri konusunda hiçbir tartışmaya girmemişlerdir. Her iki durumda da, daha alt durumdadırlar.
Dördüncü sebep, kralların ve diğer önemli kişilerin, çoğunlukla, birinci çoğul kişi ifadesini görkemlerinin, haşmetlerinin bir işareti olarak kullanmasıdır. Tanrı’nın “yapalım” sözündeki çoğul ifade, O’nun büyüklüğünü ve Her Şeye Gücü Yeten olmasını göstermek içindir.
Kaynak: Meam Loez – Rabbi Yaakov Culi 1. Cilt
Baal Şem Tov (1700-1760) ise bunu şöyle açıklar: Diğer canlılar, büyür, gelişir, ama bunların tümü iradeye dayanmayan, genlerinde kodlu değişimlerdir. Yalnız insan, kendi çabasıyla, gayretiyle tamamlığa ulaşacak potansiyel ile yaratılmıştır. Bu nedenle Tanrı “yapalım” derken, insana seslenmektedir. “Ben sana insan olma potansiyeli veriyorum ama ancak bu potansiyeli kullanıp, kendi gayretin ve çaban ile arzu ettiğim “insan” olabilirsin.”
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.