Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Öznellik [38]

  • Bağ’ın Merkezi [37]

  • Ham neden yaptı? [36]

  • Ham ne yaptı? [35]

  • İki Rol [34]

Kavramlar
Home›Kavramlar›İki Ağacın Hikayesi (2)

İki Ağacın Hikayesi (2)

By Gökhan Duran
29 May 2019
821
0
Share:

İnsanlığın belirsiz doğası, kararsız bir şekilde ölüm ve ölümsüzlük arasına yerleştirilmiştir.

 

Şimdiye dek gizemli “İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı”na odaklandık. Ancak bahçede birden fazla özel ağaç vardı. Tanrı, Cennet’te ikinci bir gizemli bir ağaç yaratmıştı: Yaşam Ağacı

 

 

Tanrı, görüntüsü zevk veren ve yemeye uygun olan her türlü ağacın, [ve aralarında] bahçenin ortasında Yaşam Ağacı’nın ve [ayrıca] İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı’nın topraktan bitmesini sağladı. (Yaratılış 2:9)

 

Eden hikayesi boyunca, Yaşam Ağacı arka planda kışkırtıcı bir şekilde durmaktadır. Yaratılır ancak daha sonra tartışmadan neredeyse kaybolur. Bu ikinci ağacın hikayedeki rolü nedir ve onun anlamını nasıl anlayacağız?

 

Yaşam Ağacı gözden uzak olsa da, sıra ona gelecektir. Hikayenin sonuna doğru, Adam ve Hava yasak meyveyi yedikten sonra, tekrar gizemli Yaşam Ağacı’nı duyarız.

 

Tanrı “İnsan, iyi ve kötüyü tanıma konusunda bizden biri gibi oldu” dedi. “Şimdi elini uzatıp Yaşam Ağacı’ndan da [meyve] alması engellenmeli. Yiyip sonsuza kadar yaşayabilir!” (Yaratılış 3:22)

 

 

Burada Tanrı’nın Adam ve Hava’yı Eden’den çıkarmasının nedenini görürüz. Yaşam Ağacı’ndan asla yemeyeceklerinden emin olmak için Eden’den çıkarılırlar. Ancak bu konuda oldukça tuhaf bir şey vardır. Hikayeyi okurken, ilk başta Adam’a Yaşam Ağacı’ndan uzak durması gerektiğinin söylendiğini görmeyiz. Eğer Tanrı, insanoğlunun Yaşam Ağacı’ndan yemesinin çok kötü bir fikir olduğunu düşünüyorsa, diğer özel bir ağaç olan Bilgi Ağacı’nda olduğu gibi neden ondan da kaçınmaları gerektiğini söylememiştir?

 

Sadece işleri biraz daha kötü hale getirmek için, Yaşam Ağacı’nın nerede olduğunu tam olarak hatırlayalım:

 

…bahçenin ortasında Yaşam Ağacı’nın ve [ayrıca] İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı’nın topraktan bitmesini sağladı. (Yaratılış 2:9)

 

Yaşam Ağacı bahçenin merkezindeydi ve Adam ve Hava’ya meyvelerinden kaçınmaları asla söylenmedi. Gerçekten de, bunun özel bir ağaç olduğunu bilip bilmedikleri bile açık değildir. Peki, eninde sonunda ne olacak gibi görünmektedir? Açıkçası, birisinin bu ağacın meyvesinden yemesi sadece bir zaman meselesidir.

 

 

Bilgi Ağacı’ndan yemeden önce Yaşam Ağacı’ndan yemek problem değildir de, Bilgi Ağacı’ndan yedikten sonra Yaşam Ağacı’ndan yemek neden problemdir?

 

Durum karışık bir hal alıyor. Belli ki Tanrı, Adam ve Hava’nın Yaşam Ağacı’ndan yemek yemesine aldırış etmiyordu. Hatta görünüşe göre eninde sonunda ondan yemelerini istiyordu. Fakat bunların hepsi Bilgi Ağacı’ndan yemelerinden önceydi. Bilgi Ağacı’ndan yedikten sonra, bir şekilde her şey değişir: Artık Yaşam Ağacı ulaşılmaz hale gelir. İnsanlığın ondan asla yememesi için her türlü çaba gösterilmelidir. Neden? Ağaçlar arasındaki bu tuhaf ilişki nedir? Bilgi Ağacı’ndan yemeden önce Yaşam Ağacı’ndan yemek problem değildir de, Bilgi Ağacı’ndan yedikten sonra Yaşam Ağacı’ndan yemek neden problemdir? Bu, geri dönmek isteyeceğimiz bir nokta. Ancak bu iki ağaç arasındaki gizemli ilişkiyi henüz keşfetmedik. Daha yeni başlıyoruz.

 

Alev Kılıçlı Keruvim

 

Bunu bir düşünün: Tanrı’nın Yaşam Ağacı’na dönüş yolunu koruması için yerleştirdiği alevli bir kılıcı tutan melekler çok özel bir türdendir.

 

İnsanı sürdü ve Yaşam Ağacı yolunu korumak için, Eden’in doğusuna Keruvim’i ve sürekli dönen kılıcın alevini yerleştirdi.(Yaratılış, 3:24). 

 

Onlar Keruvim’dir. (Rönesans sanatından hoşlananlarınız için, bunlar Rubens’in her zaman resmetmeyi sevdiği türden meleklerdir) Gerçekten Keruvim melekleri nadir meleklerdir. Tora’nın tümü boyunca onlara sadece iki yerde rastlarız. Onları ilk olarak burada Yaşam Ağacı’nı korurken, ikinci kez de altından yapılmış iki Keruvim olarak Mişkan’daki Antlaşma Sandığı’nın üzerinde görürüz.

 

İki tane de altın Keruvim yap. Onları, kapağın iki ucundan [döverek, kapakla] yekpare yapmalısın.  Keruvim, kanatlarını yukarıya doğru açmış, kanatlarıyla kapağa siper olur…(Mısır’dan Çıkış 25:18,20)

 

 

Şimdi bir adım daha ileri gidin. Bu ikinci Keruvim meleği çifti hangi hazineyi korumaktadır?

 

 

Keruvim, Antlaşma Sandığı’ndaki On Emir’i içeren tabletleri ve Tora’yı koruyorlardı. Şabat’ta sinagoga gidenler için, şu an düşündüğüm kelimelere aşina olmalısınız. Herkesin görebilmesi için Tora, bimadan veya tevadan kaldırıldığında her hafta bunu söylüyorsunuz:

 

Yaşam Ağacı’dır ona sarılanlara..(Özdeyişler 3:18)

 

 

Büyüleyici! Tüm Tora’da Keruvim ile karşılaştığımız diğer seferde Keruvim bir kez daha “Yaşam Ağacı”nı koruyor! Yalnız bu defa bizi Yaşam Ağacı’ndan uzak tutmuyorlar, bizi ona yönlendiriyorlar, hem bizi hem de Tora’yı koruyucu kanatlarının altına siper etmektedirler.

 

Bundan neyi çıkarmalıyız? Bizi baştaki Yaşam Ağacı’ndan uzak tutan Keruvim, neden bizim bu türdeki ikinci söz gelimi ağaca erişmemize çalışmaktadır? Tora’ya neden “Yaşam Ağacı” deniyor? Bu ikisi arasında özde bir benzerlik var mıdır?

 

Tora ve Yaşam Ağacı’nı birbirine bağlayan noktalar daha da derinlere iniyor…

 

Bilgi Ağacı ve Yaşam Ağacı birbiri ile çelişiyor mu?

 

Adam ve Hava, Yaşam Ağacı’ndan önce ne durumdaydı, Bilgi Ağacı’ndan önce ne durumdaydı?

 

Ölümlüler miydi yoksa ölümsüzler miydi?

 

Her ağacın bu konuda ne söyleyeceğini görelim. Bilgi Ağacı ile başlayalım.

 

Adam’ın Bilgi Ağacı’ndan yememesi konusunda uyarıldığını biliyoruz, çünkü “ondan yediğin gün, kesinlikle öleceksin” (Yaratılış 2:17). Büyük yorumcu Nahmanides’in önerdiği gibi bu ayet, meyvenin hemen sizi öldüreceği anlamına gelmemektedir, çünkü; gerçekten Adam ve Hava yasak meyveyi yedikten sonra uzun süre yaşamaya devam etmişlerdir. Aksine, ayet “ondan yediğin gün, ölümlü olacaksın” anlamına gelmektedir. Yani eninde sonunda ölecek olan varlıklara dönüşeceksiniz demektir. Görünüşe göre, Tanrı’nın uyarısının anlamı budur.

 

Böylece Bilgi Ağacı, yukarıdaki sorduğumuz soruyu cevaplıyor gibi görünüyor. Adam ve Hava’nın başlangıçta ölümsüz olduğunu kanıtlamaktadır. Doğru mu?

 

Yanlış.

 

Çünkü, şimdi Yaşam Ağacı’nın bu soruya ne cevap vereceğine bakmanın zamanı geldi.

 

Tora bize Tanrı’nın Adam ve Hava’yı Eden’den “Yaşam Ağacı’ndan da [meyve] alması engellenmesi, yiyip sonsuza kadar yaşamaması (Yaratılış 3:22)” için çıkardığını söyler. Ayet bu konuda oldukça açık görünmektedir: Yaşam Ağacı’nın meyvesi ölümsüzlüğü vermektedir – bir kez yersen, asla ölmeyeceksin. Öyleyse, Yaşam Ağacı sizi ölümsüz yapıyorsa, bu, önceden ölümlü olunması anlamına gelir. Ama bir dakika bekleyin! Sadece bir dakika önce Adam ve Hava’nın başlangıçta ölümsüz olduğunu söylediğimizi sanıyordum.

 

Bu ağaçlar ile ilgili kuşku uyandıran bir şeyler var. Bilgi Ağacı bize, insanın başlangıçta sonsuza dek yaşayacağını söylüyor. Ancak Yaşam Ağacı bize insanın aslen ölümlü bir varlık olduğunu söylüyor. İlk bakışta, iki ağaç birbirleri ile çelişiyor gibi görünüyor. Ancak sadece görünürde! Bu çelişkiden çıkmanın bir yolu var. Adam ve Hava’nın orijinal doğası hakkında sorunu çözecek şaşırtıcı bir alternatif var. Bir saniye okumayı bırakın, düşünün ve çözümü bulabilecek misiniz bir bakın.

 

Eden Bahçesi ve Heisenberg Belirsizlik İlkesi

 

İşte önerim: Her iki ağaç da doğru!

 

İnsanlar her iki ağaçtan birinden yemeden önce ne ölümlü ne de ölümsüzdü. Yaşam Ağacı’ndan yeseydi ölümsüz olacaktı; Bilgi Ağacı’ndan yeseydi sonunda ölecek bir varlık olacaktı. Her iki ağaçtan yemeden önce insan “alacakaranlık kuşağı”ndaydı. İnsan, kararsız bir şekilde ölüm ve ölümsüzlük arasına yerleştirilmişti ve doğası belirsizdi. Eğer böyle bir “belirlenmemiş durum” size garip geliyorsa, üzülmeyin. Sadece kuantum fiziği üzerine herhangi bir kitabı alın. Bu bilim alanına göre belirsizlik, varlığın oldukça standart bir özelliğidir. Herhangi bir anda, belirli bir elektron burada olabilir veya orada olabilir. Heisenberg’in meşhur önerisine göre, bir elektron ne burada ne de oradadır. Konumu sadece bir gözlemci devreye girip baktığında “belirli hale gelir”. Eğer elektronlar belirsizlik içerisinde kalabiliyorsa – belki insanlar da kalabilir.

 

Eğer bu konularda haklıysak – Eden, insanın seçimine bağlı olarak, insanın kararsız bir şekilde yaşam ile ölüm arasına yerleştirildiği bir yerdi ve o zaman Eden, tüyler ürpertici biçimde, Yahudi tarihinin başka bir büyük anının habercisidir. Bize daha sonra deneyimleyeceğimiz, ne burada ne de orada olduğumuz, Tanrı’nın bize “yaşam” ve “ölüm” arasında benzer bir seçenek sunduğu anı hatırlatmaktadır:

 

İşte bugün önünüze (özgür seçimle) yaşamla iyiliği, ölümle kötülüğü koyuyorum. Yaşamı seçin ki, siz de çocuklarınız da yaşayasınız.(Yasa’nın Tekrarı 30:14,19)

 

Moşe Rabbenu bu sözleri söylerken insanlar çöl topraklarında önlerindeki “yaşam” ya da “ölüm”e sahip değildiler. Bir kez daha bizden seçmemiz istendi. Bu durumda, “yaşam”, Tora’yı ve ilkelerini kucaklamak olarak tanımlanırken, “ölüm” onları reddetmek anlamına geliyordu.

 

Garip! Tora’ya sarılmak ya da reddetmek, Yaşam Ağacı’na sarılmak ile aynıdır. Ağacı koruyan Keruvim, Tora’yı da korur. Bu sadece bir tesadüf olabilir, ya da daha derin bir şeyi işaret ediyor olabilir.

 

Gidecek uzun bir yolumuz var, ancak Eden’deki iki gizemli ağaç ile ilgili tabloyu geliştirmek için bir yere gelmeye başlıyoruz. Önümüzdeki yazılarda, Eden’deki Adam ve Hava destanı ile ilgili başka yapboz parçalarını birleştirmeye çalışacağız. Ve sonra, yapboz parçaları tamamen belirlendiğinde, ortaya çıkardıkları resmi yavaş yavaş kavramaya başlayacağız.

 

 

Kaynak: Rabbi David Fohrman

Post Views: 1,017
0
Shares
  • 0
  • +

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Tora, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nda Yitro Peraşası’nda 20. Bölüm’de On Temel Buyruğun verilmesinden hemen sonraki Mişpatim Peraşası’nda, söz konusu on ilkenin ayrıntıları verilir ve bu ayrıntılara ilk olarak kölelik ile ilgili yasalarla başlanır (Bakınız Çıkış 21.2-6). Bu peraşada, Tora’nın büyük üslup özelliklerinden birini, bir olayın anlatımından sonra yasaların ilan edilişine geçişi görürüz.

Bu peraşaya kadar Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın esas konusu Yahudiler’in Mısır’daki esaretinden kurtuluşu ve özgürlüğe doğru yolculuğudur. Şimdi ise ayrıntılı yasalar, “özgürlük anayasası” açıklanacaktır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.

Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kilise
Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-1 Kutsal Kitap’ın Yaratılış Kitabı’nın 6-10 bölümlerinde anlatılan Noah Tufanı’nın, Gılgamış Destanı’nda anlatılan tufan hikayesinden alındığı iddia edilmektedir. İnceleyelim:

Sümerlilerin Ziusudra hikayesi, Akkadlıların Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanları, Yaratılış Kitabı’nda anlatılan Noah’ın Tufanı anlatımına ek olarak Yakın Doğu’da anlatılmış olan tufan hikayeleridir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerin Mika 5:1 (2) Kutsal Kitap, Mesih’in doğum yerinin Beytlehem olacağını mı söylemektedir?

Dört kanonik İncil yazarı içerisinde sadece Matta, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan alıntılar yaparak, bu ayetlerin İsa tarafından  yerine getirildiğini iddia eder. Her birinin yanlışlığı kolaylıkla gösterilebilecek olan Matta’nın bu iddialarından birine göre Mesih’in doğum yeri Yahudi Kutsal Kitabı’nda belirtilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık #mesih
Kutsal Ruh

Mezmurlar 33:6 Gökler Rab’bin sözüyle ve onların bütün orduları ağzının nefesi ile yaratıldı.

 

Bu mezmurda, “nefes” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “ruah” (ר֥וּחַ) kelimesidir. “Ruh” olarak tercüme edilebilir. “Söz” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “devar” (דְבַ֣ר) kelimesidir. Üçlü Birlik doktrinine iman eden Hristiyanlar, bu mezmurda üçlü birliğe atıf olduğunu savunurlar. Onlara göre, “Ruh” kelimesi ile işaret edilen Kutsal Ruh, “Söz” kelimesi ile işaret edilen de Oğul’dur. Dolayısı ile hem Kutsal Ruh hem Oğul, Yaratılış’a katılmış eş yaratıcılardır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
İsa, kaç tane eşeğe bindi? İsa, Yeruşalayim İsa, kaç tane eşeğe bindi?

İsa, Yeruşalayim’e girerken kaç tane hayvana bindi? Dört kanonik İncil’den üç tanesine, Markos 11:7, Luka 19:29-35 ve Yuhanna 12:14’e göre İsa bir tane sıpaya binmiştir. Bu Hristiyan İncili yazarları, kendi hikayelerini, Zekeriya Peygamber’in Mesih’in Yeruşalayim’e sıpaya binerek girişi ile ilgili peygamberliği İsa tarafından yerine getirilmiş gibi yazmışlardır.

Bu sitede onlarca kez gösterildiği gibi, Matta Kitabı’nın yazarı İbranice bilmiyordu ve bu da tuhaf bir sonuca yol açmıştı. Matta Kitabı’nın yazarı, Zekeriya 9:9 ayetinde yer alan peygamberliği yanlış anlamış, Mesih’in Yeruşalayim’e bir yerine iki hayvan üzerinde girdiğini sanmıştır. Yani, Matta’nın “Palmiye Pazarı’nda” İsa, iki hayvanın üzerine binmişti!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, E Gerçekliği Yönetmek (Haşgaha Pratis) Tanrı, Evren'i Nasıl Yaratır? Bölüm 03

Devamı için: kabalat.com

#tanya #torahvisuals #kabalat #hasidizm #Yahudilik #yahudi
Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler aras Çok tanrılı dinlerde, tanrılar ile cinler arasındaki ayrım değişkendir. İyi ve kötü tanrılar olduğu gibi iyi ve kötü cinler de vardır. Tanrılar ile cinler arasında niteliksel bir fark yoktur; hatta cinin bir ismi “kötü tanrı”dır. Bunun nedeni, çok tanrılı dinlerde, doğadaki her büyük olay ve kuvveti yöneten bağımsız bir tanrının var olmasıdır. Bu dinlerde cinlerin tanrılardan farkı; daha az güçlü olmaları, daha az bireyselliğe sahip olmaları, ara sıra tanrılara karşı ayaklanmaları ve bazen de başarılı olmalarıdır. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi? Kalvinis Tanrı kimin kurtulacağını seçti mi?

Kalvinistler neye inanır?

Kalvinistlere göre Tanrı, ezelde, henüz Dünya’ya gelmeden önce insanlardan kimin kurtulacağına kimin ise lanetli olduğuna karar vermiştir.

Tanrı, kurtulmaları için seçilmiş insanları ve lanetlileri dünya hayatında yapacakları iyi veya kötü davranışlara bakmaksızın ezelde belirlemiştir!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #kalvinizm
Kalvinistler neye inanır? Reform Protestanlar ve Kalvinistler neye inanır?

Reform Protestanlar veya Kalvinistler, insanın başlangıçta işlemiş olduğu günah nedeniyle doğasının tamamen bozulmuş olduğuna, kendi günahlı doğasına esir olduğuna, artık kendi kurtuluşu konusunda hiçbir şey yapamayacak durumda olduğuna inanırlar.

Onlara göre insanlar, kendilerini kurtuluşa götürecek iyi işleri seçme özgür iradesine sahip değildirler. Kendi kuvvetleriyle iman edemezler. Tora’daki buyrukları yerine getirerek, iyi işler yaparak yaşama kavuşmak mümkün değildir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?” Hrist Mezmur 110:1 “Rab, Rabbim’e dedi ki?”

Hristiyan İncili’nde Matta Kitabı’nda İsa, Ferisiler’e dönüp sorar:

Matta 22:42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”

Yani, günlük konuşma diliyle “Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.

Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #yahudi
Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?” Mezmurlar 40:6 “bana bir beden hazırladın?”

Kilise’nin ana inanç ilkesi, yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceğidir. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü, her insanın sözde asli günah nedeniyle günahkar doğmasını aklayabilecek tek yoldur.

Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşü, kolayca görülebileceği gibi Yahudi Kutsal Kitabı tarafından yalanlanmaktadır. Örneğin, Mezmurlar Kitabı, Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya Peygamberler günahkar insanları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Peygamberlerin sözleri Hristiyan inancına tamamen zıttır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık
Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insano Daniel 7:13 “Göğün bulutlarıyla gelen insanoğluna benzeyen biri” kimdir?

Hristiyan İncili’nde “İnsanoğlu” terimi birçok kez kullanılır ve İsa bu terimi kendisi için kullanır. (Bkz. Matta 9:6, Matta 10:23, Matta 11:19, Matta 12:8, Matta 12:32, Matta 12:40, Matta 13:37, Matta 13:41-42, Matta 16:13, Matta 16:27-28, Matta 17:9…)

Hristiyan İncili’ndeki “İnsanoğlu” belirli bir kişiyi, İsa’yı tanımlar, belirlilik edatı alır ve ilk harfi büyük harfle yazılır, Daniel 7:13 ‘deki “insanoğlu” terimi ise belirlilik edatı almaz ve “bir” insanoğlu olarak yazılır. Hristiyanlar, Daniel 7:13 ayetini tercüme ederken, “insanoğlu” kelimesinin ilk harfini büyük harfle yazarlar ki, bu terim İsa’yı işaret ediyormuş gibi görünsün. Oysa, ayetin orjinalinde belirlilik edatı olmadığı gibi, İbranice dilinde büyük harf de yoktur. Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Kitabı’nın birçok yerinde olduğu gibi, Daniel Kitabı üzerinde de oynama yapmaktan çekinmezler.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Sabah Yıldızı Lucifer Lucifer kelimesi, kelime Sabah Yıldızı Lucifer

Lucifer kelimesi, kelime anlamı olarak “ışık taşıyan” anlamına gelir. “Işık” anlamındaki Latince “lux” kelimesi (Proto Hint Avrupa dilinde “leuk” kelimesi) ve latince “taşıma” anlamındaki “ferre” kelimesinden (Proto Hint Avrupa dilinde “bher” kelimesi) oluşur.

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik #hristiyanlık
Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkı Levililer Kitabı tam olarak Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın bittiği yerde başlar. Mısır’dan Çıkış 40:34-35 ayetlerinde, Tanrı’nın kevod’unu, Tanrı’nın Kutsiyeti’nin ortaya çıkışını okuruz. Daha önce Sinay Dağı’nda duran Tanrı, tarifini Moşe’ye verdiği ve dağın eteğinde inşa edilen Mişkan’a iner:

"Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurdu. Moşe Buluşma Çadırı’na giremedi; zira bulut [çadırın] üzerine çökmüş, Tanrı’nın Onuru (ukevod) Mişkan’ı doldurmuştu."

Devamı için: kabalat.com

#yahudi #yahudilik
Türkçe çevirilerde “peygamber” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “navi” kelimesidir. Bu kelime aynı dil ailesinde yer alan Arapça’da da “nebi” olarak yer almaktadır. “Navi” kelimesinin kökü “nun, bet ve alef” harflerinden oluşur (נבא). Bu kelimenin kökü “seslenmek” anlamına gelir. “Navi” kelimesi de “konuşan, seslenen” anlamındadır. Bu anlamın en açık örneği Mısır’dan Çıkış 7:1 ayetinde yer alır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
“Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8) “Yazıcıların yalancı kalemi” (Yeremya 8:8)

Müslümanlar ve Hristiyanlar, Yahudi Kutsal Metinleri’ni didik didik ederek kendi inançlarına destek bulmaya çalışmaktadırlar. Yahudi Kutsal Kitabı’nda bulabildikleri ilgisiz ayetleri öncesi ve sonrasından kopartarak, konuyu değiştirerek, bilerek yanlış tercüme ederek veya kasıtlı biçimde yeni anlamlar vererek, Yahudi Kutsal Metinleri’nden onay aramaktadırlar. Bu konuda belki de an bariz biçimde çarpıtılan ayetlerden biri Yeremya 8:8 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık #islam
İddia 3: "İşte kendisine destek olduğum, gön İddia 3:

"İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhum’u onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak."
(Yeşaya 42:1)
 
Yeşaya 42:1 ‘de “destek olduğum” olarak tercüme edilen “etmak” olarak okunan kelime “ahmed” olarak okunabilir. Bu iki kelime birbirine çok benzerdir. Bu kelimenin orijinali “ahmed”dir, ancak; bu ayette bahsedilen kulun İslam Peygamber’i Muhammed’i gösterdiğini gizlemek için bu kelime “destek olduğum” olarak çevrilmiştir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi #islam
Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu? Tanah’ta İslam Peygamber’i müjdeleniyor mu?

Yahudi Kutsal Metinleri yaklaşık olarak 304.900 kelime içermektedir. Bazı müslümanlar, bu kelimeler içerisinden birkaç ayetin İslam Peygamberi’ni müjdelediğini iddia etmektedir.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #yahudi
Hristiyanlar tarafından bilerek yanlış tercüme Hristiyanlar tarafından bilerek yanlış tercüme edilen, çarpıtılan, ayetin öncesinde ve sonrasında anlatılanlardan koparılarak ayetin amacı ile tamamen ilgisiz anlamlar verilen çok sayıdaki ayetlerden biri de Zekeriya 12:10 ayetidir.

Devamı için: kabalat.com

#hristiyanlık #yahudilik #yahudi
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.