Kabalat Tora

Main Menu

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)

logo

Header Banner

Kabalat Tora

  • Soru-Cevap (Tümü)
  • Kavramlar (Tümü)
  • Kitap (Tümü)
  • Video (Tümü)
  • Mısır’a 70 mi, 75 kişi mi indi? Tora yanlış mı?

  • Ölüdeniz Parşömenleri ve Tora’nın Aktarılması

  • Ölüdeniz Parşömenleri

  • Tanrı pişman olur mu?

  • Öznellik [38]

Kavramlar
Home›Kavramlar›Noah’ın Dünyası [19]

Noah’ın Dünyası [19]

By Gökhan Duran
7 November 2020
285
3
Share:

Önceki yazımızda, Tanrı’nın dünyayı yeniden yarattığını, bu dünyaların birbirinden farklı olduğunu görmüştük. Farklılıklarının biri, çevreyle ve esas olarak hayvanlar dünyasıyla ilişkimizle ilgilidir. Yaratılış dünyasında hayvanlar dünyasına hakimiyetimiz vardı ama onları yiyemiyorduk, değişen yeni dünyada ise hayvanları yememize izin veriliyordu. Bu farklılığın nedenini merak ediyorduk. Bu iki dünya neden farklı hale geldi? Bakalım.

 

Tufan’ın ardından Tanrı, dünyayı bir daha asla yok etmeyeceğini vaat eder:

 

Toprağı bir daha insanlar yüzünden lanetlemeyeceğim” dedi. “Çünkü insan kalbinin eğilimi, çocukluğundan beri kötüdür. (Yaratılış 8:21)

 

Tanrı, insanlığın kötü olacağını kabul ediyor. Soru şu ki, Tanrı, bir daha asla tam bir yıkımı gerektirecek kadar kötü olmayacağımızı nasıl biliyor? İnsanlar olarak bunu bir kez yaptıysak, kim tekrar yapmayacağımızı söyleyebilir? Tanrı, bir daha asla o kadar kötü olmayacağımızı nereden biliyor?

 

Daha dikkatli bakarsak, aslında Tanrı bir daha asla o kadar kötü olmayacağımızı söylemiyor. Tanrı aslında ne kadar kötü olursak olalım, dünyayı bir daha tümüyle yok etmeyeceğini söylüyor: “Artık yeryüzünü lanetlemeyeceğim, çünkü; insanlığın kalbinin çocukluğundan beri kötü olduğunu anlıyorum. Bunun böyle olacağını görebiliyorum.”

 

Ama sorun şu ki, Tanrı’nın dünyayı yok etmenin orijinal nedenine bakarsak, Tufan’dan önceye dönüp, Tanrı’nın dünyayı neden yok ettiğiyle ilgili Tora’nın söyleyeceklerine bakarsanız, büyüleyici bir şey bulacaksınız:

 

Tanrı diyor ki;

Tanrı yeryüzünde insanın kötülüğünün artmakta olduğunu gördü. [İnsanın] En derin düşüncelerinin yarattığı eğilimler, gün boyunca, sadece kötüyeydi. (Yaratılış 6:5)

 

Tanrı, insanlığın kalbine baktı ve dedi ki, “gerçekten kötüler.” Tanrı, insanın ne kadar kötü olduğunu, kötülüğün insanı meşgul eden bir şey olduğunu gördü ve bu yüzden dünyayı yok etmeye karar verdi. İşte sorun şu: Tanrı’nın dünyayı yok etme nedeniyle, Tanrı’nın dünyayı bir daha asla yok etmeyeceğini söylemesinin nedeni hemen hemen aynı görünüyor!

 

Dünyayı bir daha asla yok etmeyecek olmasının nedeni, dünyayı yok etmesinin nedeni ile nasıl aynı olabilir? O halde şunu sormaya hakkımız yok mu? Dünyayı bir daha yok etmeme sebebin insanın kötü olduğunu bilmen ise, neden başta onu yok ettin?

 

Bu çok kafa karıştırıcı bir soru. Tanrı, burada insanın kötülüğünü kabul ediyorsa, o zaman neden bu kötülük yüzünden insanlığı yok etti?

 

Bu soruların cevabı dünyanın doğasıyla ilgili olmalıdır. Dünya değişti, sanki dünyayı ikiye bölebilirmişsiniz gibi, bu dünya önceki dünyadan farklı bir dünya. Aradaki fark, sadece hayvanları yiyip yiyemeyeceğimiz değil, başka bir fark daha var. Yaradılış dünyası olan dünya, insanlığın günahları nedeniyle yıkıma açıktır. Bu yeni dünya, yeniden yaratılan dünya, insanlığın günahları nedeniyle yıkıma açık değildir. Bu dünyada, yapabileceklerimiz yüzünden yok olmayacağı anlamına gelen bir şey var. Neden? Dünyanın yok olmasına izin vermeyen şey nedir? Ne oldu?  Nasıl olur da bu dünya bu kadar dayanıklı olur?

 

Bir olasılık şu olabilir: İşler yolunda gitmeyip, insanlığın günahlarının etkilerine dayanmak için Tanrı daha güçlü bir dünya yapması gerektiğini söylemiş olabilir. Böyle bir şey söyleyebilirsiniz.

 

Ama burada daha incelikli, büyüleyici bir olasılık var gibi görünüyor ve bunu açıklamaya çalışayım. Başka bir küçük kanıta geçelim. Sizinle burada bazı tarihlere bir göz atmak istiyorum. Tufan’ın gelişini gösteren bazı tarihlere. Şu ayete bir bakın; Tufan’ı önceden haber veren bu ayet:

 

V’Noach ben shesh-me’ot shanah vehamabul hayah mayim al ha’aretz

Tufan, yeryüzünün üzerindeyken Noah 600 yaşındaydı. (Yaratılış 7:6)

 

Bu 1 numaralı tarihtir.

 

2 numaralı tarih şudur:

 

Noah’ın yaşamının 600. yılında, ikinci ayda, ayın 17. günüydü. O günde büyük derinliklerin tüm kaynakları yarıldı ve göklerin pencereleri açıldı. (Yaratılış 7:11)

 

3 numaralı tarih, Tufan’dan sonra suların kurumasıdır:

 

601. yılda birincide, ayın birinde yeryüzündeki sular çekildi. Noah geminin kapağını açtı ve toprağın yüzeyinin kurumaya başladığını gördü. (Yaratılış 8:13)

 

Bu tarihlerin her birinde bu 600 yıl hakkında konuşmaya devam ediyoruz ve yine de büyüleyici bir fark var, bu 600 yıldan nasıl bahsettiğimize dair bir ilerleme var. Bakmanızı ve bu ilerlemeyi bulmaya çalışmanızı istiyorum. 600 yılın ele alınış şekli ilk tarihten ikinci bir tarihe ve oradan üçüncü bir tarihe ilerlerken nasıl değişiyor? Burada gelişen ve ilerleyen nedir?

 

Pekala, bu tarihler nasıl farklı? 1. ayet; “Tufan yeryüzü üzerinde suyla gerçekleştiğinde Noah 600 yaşındaydı.” (Yaratılış 7:6). Bu ayette neye odaklanıyorsunuz? Bu ayette vurgu nereyedir? Burada odaklanan konu, Noah’tır, Noah’ın kaç yaşında olduğu hakkındadır. Noah, 600 yaşındaydı. İkinci ayet; 2 numaralı tarih şuydu: “Noah’ın yaşamının 600. yılında, ikinci ayda, ayın 17. günüydü. O günde büyük derinliklerin tüm kaynakları yarıldı ve göklerin pencereleri açıldı.” (Yaratılış 7:11). Bu ayette vurgu Noah’a değildir, konu Tufan’dır. Noah’ın yaşamının altıyüzüncü yılında, Tufan olur. Eğer Tufan’ın ne zaman olduğunu merak ediyorsanız; Tufan, Noah altıyüz yaşındayken oldu.

 

Konunun odak noktasının Noah’tan uzaklaşarak,  Tufan’ın ne zaman gerçekleştiğine dair nesnel bir tarih açıklamasına ulaşılması, üçüncü tarihi içeren ayette doruğa ulaşır: “601. yılda birincide , ayın birinde yeryüzündeki sular çekildi.” (Yaratılış 8:13). Noah’a ne oldu? Noah nerede? Neyin altı yüz birinci yılı? Yaratılıştan mı? Hayır. Yaratılış’tan değil, Noah’tan. Ama ayette “Noah’ın yaşamının” denmiyor. Noah demesine gerek yok, Noah hakkında konuştuğumuzu biliyoruz. Olan şu ki Noah bir standart haline geldi. Noah, zamanın kendisi için bir standart haline geldi. Noah öncesi dünyada; Yaradılış dünyasında, tarihi Yaratılış’ın başlagıcından beri sayıyorduk. Hatırlayalım mı?

 

Yaratış’tan sonra birinci gün, ikinci gün…ve altıncı gün. Sonra Adam 130 yıl yaşadı; Şet doğdu, Şet 105 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Enoş, 90 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Kenan. Kenan 70 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Maalalel. Maalalel 65 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Yered.Yered 162 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Hanoh. Hanoh 65 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Metuşelah. Metuşelah 187 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu – Lemeh. Lemeh 182 yıl yaşadı ve bir oğlu oldu…adını Noah koydu. (Yaratılış Kitabı Birinci ve Beşinci Bölümler)

 

Noah’a kadar olan tarihler, Yaratılış’ı referans alıyordu.

 

Öyleyse soru şu, neden bu oluyor? Ne oldu da, artık zamanı Yaratılış’tan beri değil de, Noah’tan başlayarak saymaya başladık? Acaba sadece Noah kaldığı için, bu nedenle mi Noah bir zaman referans noktası  oldu? Olabilir, ancak belki de daha temel bir olay gerçekleşiyordur?  Tufan’dan önce geminin kapısını kim kapatır? Yağmur gelmeye başladığında selden hemen önce geminin kapısını kapatan son kişi, ışıkları söndüren kimdir?

 

Gelenler, Tanrı’nın ona emretmiş olduğu gibi, erkek ve dişi olarak geldiler. Tanrı onu içeriye kapadı. (Yaratılış 7:16).

 

Tufan’dan önce geminin kapısını kapatan, Tanrı’dır.

 
 

Peki, Tufan’dan sonra geminin kapısını kim açar?

 

601. yılda birincide, ayın birinde yeryüzündeki sular çekildi. Noah geminin kapağını açtı ve toprağın yüzeyinin kurumaya başladığını gördü. (Yaratılış 8:13).

 

Tufan’dan sonra geminin kapısını açan Noah’tır.
Kapıyı kapatan Tanrı, açan Noah’tır.

 
 

Neden?

 

Belki de cevap, artık kimin dünyası olduğu ile ilgilidir. Tufan öncesi ve Tufan sonrası dünyalar arasındaki temel fark belki de önceki dünyanın Tanrı’nın dünyası, sonraki dünyanın ise Noah’ın dünyası olmasıdır. Tanrı, Kendi dünyasına kapıyı kapatacak; Noah, kendi dünyasına kapıyı açacaktır.

 

Tanrı’nın dünyası yok edildi, yeni dünya, Noah’a ait bir dünya, sanki Noah’ın artık dünyanın bir ortak sakini değil, artık ev sahibi olduğu, Noah’ın dünyasıdır. Geminin kapısını açar ve kapı yeni bir dünyaya açılır. Bu yeni dünyada zaman artık farklı hesaplanıyor. Zaman, Noah ile başlar, referans noktası, standart, merkez Noah’tır. İnsan merkezli bir dünya diyebileceğiniz, Noah’ın her şeyin merkezi olduğu, insanın etrafında dönen bir dünya.

 

Bunu dünyanın amacında görebilirsiniz. Birinci dünyada, Eden’de, insanlığın rolü – Tora’nın metnine bakarsanız – Eden’i işlemek ve onu korumaktı.

 

Tanrı adamı aldı ve hem işlemesi, hem de koruması için onu Eden Bahçesi’ne yerleştirdi. (Yaratılış 2:15)

 

Orası Tanrı’nın bahçesiydi, bizim işimiz o bahçeyi korumak ve Tanrı’nın bahçesini olduğu gibi bozulmadan tuttuğumuzdan emin olmaktı. Başarısız olduğumuzda, insanlık o dünyadan sürgün edildi. Tanrı’nın bahçesinde değil, ama hala Tanrı’nın dünyasındaydık. Tanrı’nın dünyasında görevimiz bu defa Eden’i değil ama toprağı işlemekti.

 

Tanrı, içinden alındığı toprağı işlemesi için onu [insanı] Eden Bahçesi’nden kovdu. (Yaratılış 3:23)

 

O dünya da yozlaşabilirdi. Bizim yüzümüzden o dünya da yozlaştığında, Tanrı o dünyayı da kapattı, bizi daha önce olduğu gibi o dünyadan sonsuza dek sürgün etti ve bize yeni bir dünya, bizim dünyamızı, insanlığın dünyasını, asla yok edilmeyecek yeni bir dünya verdi. Bu bizim dünyamız ve onu bozmak istiyorsak, bu bize bağlıdır.

 

Birinci dünyada biz dünyanın ortak sakinleriydik; Yaratılış dünyasında hayvanlarla birlikte ortak sakinlerdik, onları besin olarak göremezdik, besin zincir içerisinde üstte değildik, çevre ile ilişkimiz buydu. Hem biz hem de hayvanlar bitki örtüsünü yiyebilirdik. Tanrı’nın ev sahibi olduğu bir dünyaydı. Yeniden yaratılış ile bu dünya değişti. Yeniden yaratılış dünyasında, Noah’ın dünyasında egemenler olduk, bitkileri yediğimiz gibi hayvanları yiyebiliyorduk, besin zincirinde üste geçtik ve ev sahibi olduk. Eski dünya daha kırılgandı, daha bozulmamıştı, insanlık ve dünya arasındaki ilişki ile dünyayı yükseltebilir ya da onu bozabilirdik ve onu bozduğumuzda kapıları bize kapanacaktı.

 

İnsanı sürdü ve Yaşam Ağacı yolunu korumak için, Eden’in doğusuna Keruvim’i ve sürekli dönen kılıcın alevini yerleştirdi. (Yaratılış 3:24).

 

Yeni dünyada, dünyayı bozarsanız dünyayı bozarsınız, ve onunla yaşamak zorunda olan bizleriz, bu bizim dünyamız, anahtarları bizde.

 

Sonuç olarak, Yaratılış hikayesinin kendisini Tufan hikayesinde nasıl yansıttığını gördük ve Tufan sonrası dünyada bu paralelliğin ne anlama gelebileceğinden bahsettik. Yaratılış Sekizinci Bölüm, yeniden yaratılan bir dünya, Yaratılış Birinci Bölüm’ü yansıtıyor, ancak farklı bir dünyayı, insanlığın dünyası olacak bir dünyayı, merkezinde insanın bulunduğu, anahtarlarına sahip olduğumuz bir dünyayı. Altıncı gün, altıncı günde Tanrı’nın kutsaması kendisini Noah’ın dünyasında yansıtıyor, Noah’ın dünyasında da altıncı gün diyebileceğimiz bir gün var diyebiliriz. Aynı zamanda çevreye karşı da görevimizin verildiği bir gün; verimli olun ve çoğalın, ama hayvanların bizden korkacağı ve ne yaparsak yapalım içinde yaşamamız gereken bir dünya.

 

Bence bir sonraki merak uyandıran soru şu: Altı gün boyunca bu Yaratılış günlerinin her birinin Noah’ın dünyasında bir karşılığı olduğunu gördük. Peki, bu karşılıklılık altıncı günden sonra da devam ediyor mu? Bu benzerlik, yedinci güne de uzanıyor mu? Burada, insanlığın dünyasında “yedinci gün” var mı? Yedinci gün yani Şabat, Noah’ın dünyasında bir Şabat var mı? Bu neye benzerdi ve ne anlama gelirdi?

 

Sonraki yazımızda bunun hakkında konuşacağız. Bana katılın.

 

Önceki Yazı: Cesur Yeni Dünya

Sonraki Yazı: Noah’ın Dünyası’nda “Şabat” var mı?

 

Kaynak: Rabbi David Fohrman

0
Shares
  • 0
  • +

3 comments

  1. Noah’ın Dünyası’nda “Şabat” var mı? – Kabalat Tora 8 November, 2020 at 00:51 Reply

    […] Noah’ın Dünyası […]

  2. Nesiller – Kabalat Tora 29 November, 2020 at 16:10 Reply

    […] Bakınız: Noah’ın Dünyası […]

  3. Cesur Yeni Dünya [18] – Kabalat Tora 29 November, 2020 at 16:13 Reply

    […] Sonraki Yazı: Noah’ın Dünyası […]

Leave a reply Cancel reply

0
logo

Yahudilik hakkında makaleler yazıyor, çeviri yapıyor, videolar hazırlıyorum.

Sorularınızın tamamına yanıt vermeye çalışacağım. E-posta ile ya da "iletişim" bölümünden bana ulaşabilirsiniz.

Gökhan Duran

Hakkımda

  • ..
  • ..
  • gokhanduran.bv@gmail.com

Instagram

kabalattora

İstefanos, Elçilerin İşleri 7. Bölüm’de Ya İstefanos, Elçilerin İşleri 7. Bölüm’de Yahudi tarihi hakkında açıklama yapar ve Avraam’dan başlayıp tarihi bir özet anlatmaya başlar. Ancak, “Kutsal Ruh’un bilgeliği” ile dolu olduğu iddia edilen İstefanos (bakınız: Elçilerin İşleri 6:10) birçok tarihi olayı yanlış aktarır. Tüm çevirilere bakıp, kendiniz kontrol edin!

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #septuaginta #septuagint #deadseascrolls #ölüdeniz #tora #talmud
Instagram post 17865807041329266 Instagram post 17865807041329266
Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre kesin bir putpe Yahudi Kutsal Metinleri’ne göre kesin bir putperestlik olan üçlü birlik öğretisine inanan bir Hristiyan’a bu doktrinin Hristiyan İncili’nde nerede bulunduğunu sorduğunuzda size vereceği yanıt, 1 Yuhanna 5:7-8 cümleleridir. Yüzlerce yıldır bu cümleler, üçlü birlik doktrinin Hristiyan İncili’ndeki kanıtı olarak misyonerler tarafından kullanılmaktadır ve bu cümleler dışında üçlü birlik öğretisine açık kanıt olarak gösterilebilecek başka cümle bulunmamaktadır.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #teslis
Yahudi Kutsal Kitabı’nı okuduğumuzda, bazı a Yahudi Kutsal Kitabı’nı okuduğumuzda, bazı ayetlerin her kişinin kendi suçlarından sorumlu olduğunu söylediğini, bazı ayetlerin ise çocukların babalarının suçlarından sorumlu olduğunu söylediğini görürüz. Görünürdeki bu çelişki nasıl açıklanabilir?

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tora’nın, Kenaan ülkesinin Mısır’dan çık Tora’nın, Kenaan ülkesinin Mısır’dan çıkan Yahudiler tarafından ele geçirilmesi ile ilgili emirleri bugün bize şiddet dolu ve şok edici gelmektedir. Bu emirler, kelimenin tam karşılığı ile anlaşıldığında, Kenaan topraklarındaki yerel kabilelerinin tamamen yok edilmesini istiyor gibi görülmektedir, örneğin:

Tanrın Aşem onları senin önüne teslim edecek ve onları vuracaksın. [O zaman] Onları tamamen imha etmelisin. Onlarla antlaşma yapma ve onlara lütuf gösterme. (Yasa’nın Tekrarı 7:2)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Zugot ve Tanaim Zugot ve Tanaim
Animasyonlu Talmud Dersleri - 1 Animasyonlu Talmud Dersleri - 1
İddia: Yahudiler, Yahudi olmayanları soyabilir İddia:

Yahudiler, Yahudi olmayanları soyabilir ve öldürebilir, (Sanhedrin 57a.) Bir Yahudi, Yahudi olmayan birini öldürdüğünde ölüm cezası verilmez. Bir Yahudi, Yahudi olmayan birinden çalarsa, onu saklayabilir.

Küçük Traktatlar. Soferim 15, Kural 10. Bu, Rabbi Şimon ben Yohay’ın sözleridir: “Tov şebe goyyim harog” (“Yahudi olmayanların en iyileri bile öldürülmelidir.”)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
İddia: Yahudiler, Yahudi Olmayanları aldatabili İddia:

Yahudiler, Yahudi Olmayanları aldatabilir.

Sanhedrin 57a

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
Talmud’da, İsa’nın yaşam ve ölüm hikayesi Talmud’da, İsa’nın yaşam ve ölüm hikayesinden bahsettiği iddia edilen dört bölüm vardır. Burada bu bölümleri yakından analiz edeceğiz ve bu hikayelerin İsa’nın yaşamından bahsediyor olmasının mümkün olup olmadığını göreceğiz. Kahramanlarımızı tanımlamamıza yardımcı olan iki ayrı bölüme de bakacağız. Bu metinlerden herhangi birinin İsa’ya atıfta bulunduğunu iddia etmede büyük zorluklar bulunduğunu hemen anlayacağız. Çok sayıda tarihçi ve Talmudistin bu meseleleri ele aldıklarını ve bu bölümlerin hiçbirinin İsa’yı anlatmadığını ya da teolojik nedenler ile tarihi yeniden yazma amacıyla hayatları daha sonra karıştırılan ön-İsa figürleri olduğunu göreceğiz. 

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud #isa
İddia: “Yahudiler, Yahudi Olmayanlardan Çalabi İddia: “Yahudiler, Yahudi Olmayanlardan Çalabilir” (Baba Mezia 24a). (Baba Kamma 113b’de de teyit edilmiştir). 

Bu asılsız iddiayı çürütmek son derece kolaydır. O halde, bu kadar temelsiz bir iddiayı öne sürme cesareti nereden kaynaklanmaktadır? Bu sorunun yanıtı her zaman olduğu gibi, iyi niyetli ama bilgisiz kişilerin, yeterince araştırma yapmadan kendilerine sunulanları kabul edeceklerine olan inançlarıdır. Bava Metzia 24a’daki bölüm hırsızlıkla ilgili değildir, ayrı bir bölümde ele alacağımız kayıp nesnelerin iadesi ile ilgilidir. Bununla birlikte, Talmudik metinlerle ilgili açıklamaları yapmadan önce, Talmud sonrası alaha ile ilgili çalışmalara bakalım.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
Kuantum fiziği böylece evrendeki temel birliği Kuantum fiziği böylece evrendeki temel birliği ortaya çıkarır.”

Erwin Schrodinger

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #kabala
İddia: “Yahudi Olmayanlar İnsan Değildir” ( İddia: “Yahudi Olmayanlar İnsan Değildir” (Baba Metzia 114a-114b). Sadece Yahudiler insandır.

Tora’nın en kapsamlı emirlerinden biri, Talmud bilgelerinin “Tora’nın büyük bir prensibi” dediği ve “tüm Tora’nın temeli” olduğunu ilan ettiği Ahavat Yisrael emridir.

“Komşunu kendin gibi seveceksin.” [Vayikra (Levililer) 19:18]

Rabbi Akiva: “Bu, Tora’nın en önemli ilkesidir.”

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
İddia: Talmud, Yahudiliğin en kutsal kitabıdır İddia: Talmud, Yahudiliğin en kutsal kitabıdır (aslında bir kitaplar derlemesidir). Talmud’un yetkisi, Yahudilikte Tanah’tan önce gelir. Bunun kanıtı Talmud’un kendisinde bulunabilir: “Oğlum, Tora’nın sözlerinden daha çok, Yazıcılar’ın sözlerini yerine getirmede dikkatli ol. Rabbilere itaat etmeyen her kimse ölümü hak eder ve cehennemde sıcak dışkıyla kaynatılarak cezalandırılır.”

Erubin 21b (Soncino basımı)

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
Yahudiler tüm Tora’nın Tanrı tarafından dikt Yahudiler tüm Tora’nın Tanrı tarafından dikte edilip, Moşe Rabbenu tarafından yazıldığına inanır. Tora, yaratılıştan beri kaydedilen tüm olayları içerir. Moşe Rabbenu’nun tanıklığı olarak yazılan Yasa’nın Tekrarı Kitabı bile Tanrı’nın açık emriyle yazılmıştır. Tanrı bu kitabı Moşe halka hitap ediyormuş gibi dikte etmiştir. [Rabbi Aryeh Kaplan, Yahudi Düşüncesi El Kitabı, cilt 1, 7: 22-24]

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
Talmud karşıtı suçlamalar, engizisyoncuların Talmud karşıtı suçlamalar, engizisyoncuların Yahudileri ve Yahudiliği kötülemeye çalıştıkları 13.yüzyılda dönemine dayanan uzun bir tarihe dayanır [bkz. 1. Cilt. sayfa 150-185 Yitzchak Baer, “A History of Jews in Christian Spain” (Hristiyan İspanya’da Yahudi Tarihi)]. Raymond Martini ve Nicholas Donin gibi nefret dolu vaizler tarafından toplanan ilk derleme, bugün Talmud aleyhindeki tüm suçlamaların temeli olmaya devam etmektedir. Çoğu yanlıştır ve bağlamdan koparılan alıntılara dayanır, bazıları ise tümüyle türetilmiş iddialardır. [bkz. Baer, Raymond Martini’nin düzmece yaptığı kanıtlanmıştır.] 17 Haziran 1242 tarihinde hem Papa hem de Fransa kralı tarafından verilen emirle Paris’teki tüm Talmudlar, 10,000 ciltten oluşan İbranice el yazması kitap yakılmıştır. (Daha fazla bilgi için: “Disputation of Paris”)

Devamı: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #talmud
Tarih öncesi insanlık ile Avraam’la yapılan özel antlaşma arasında yer alan Babil Kulesi hikayesi, medeniyetlerde ve toplumlarda neyin yanlış gidebileceği konusunda Kutsal Kitap’ın anlatılarında dönüm noktalarından biridir. Hikayenin kendisi – sadece dokuz ayette anlatıldığı gibi – edebi ve felsefi ustalığın kısa ve özlü bir şaheseridir.

Dikkat edilmesi gereken ilk konu, bu anlatının tarihsel arka planının doğru olmasıdır. Kule veya zigurat, uygarlığın beşiği olan Dicle-Fırat vadisinin eski Mezopotamya şehir devletlerinin en büyük sembolü idi. İnsanlar ilk olarak burada yerleşmiş, tarıma geçmiş ve şehirler inşa etmişlerdi.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
Bireysel ve Kolektif Sorumluluk Rabbi Jonathan Sa Bireysel ve Kolektif Sorumluluk

Rabbi Jonathan Sacks bir keresinde, “Yahudi Tarihi” kitabının katolik yazarı Paul Johnson’a, Yahudilerin tarihi hakkında araştırma yapmak için harcadığı uzun zaman içerisinde Yahudilik hakkında en çok neyin onu etkilediğini sorar. Johnson yaklaşık olarak şöyle cevap verir: “Tarih boyunca, bugünkü laik Batı gibi bireyi vurgulayan toplumlar oldu veya bir zamanlar komünist Rusya veya Çin gibi ortaklığa, belirli sınıfa ağırlık veren başka toplumlar oldu. Yahudilik ise her ikisi arasındaki hassas dengeyi gözeten, hem bireysel hem de kolektif sorumluluğa eşit ağırlık veren, bildiğim en başarılı örnektir. Yahudilik, güçlü bireylerin ve güçlü toplulukların dinidir. Bu, çok nadir ve zordur ve Yahudilerin en büyük başarılarından biridir.”

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam #yahudi
Yasa’nın Tekrarı Kitabı 18:18 şöyle demekte Yasa’nın Tekrarı Kitabı 18:18 şöyle demektedir:

Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına koyacağım ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyleyecek.

Devamı için: kabalat.com

#yahudilik #hristiyanlık #islam
Tanah’ta peygamberler Maşiah döneminde yaşana Tanah’ta peygamberler Maşiah döneminde yaşanacak olayları kesin biçimde tariflemişlerdir. Peygamberlerin binlerce yıl sonra gerçekleşecek olan bu olayları henüz o günden anlatmasının amacı nedir? Yahudi halkını teselli etmek ya da zor günlerin geçip, iyi günlerin geleceği ile ilgili onlara cesaret ve umut vermek midir? Hayır. Maşiah dönemi, insanlığın zaten sahip olması ya da ulaşması gereken ideal toplum düzenini tarif eder. Hemen şimdi bu hedefe kavuşmak için harekete geçmemiz gerektiğini bize hatırlatır. Bu nedenle peygamberlerin Maşiah dönemi ile ilgili anlattıkları her zaman ve her yerde geçerliliğini korur.

Devamı için:kabalat.com

#yahudilik #yahudi #hristiyanlık #islam
Load More... Takip edin

Mesih Çağı:

  • Soru-Cevap
  • Kavramlar
  • Kitap
  • Video
© Copyright kabalat.com Tüm Hakları Saklıdır.