Sabah Yıldızı Lucifer
Lucifer kelimesi, kelime anlamı olarak “ışık taşıyan” anlamına gelir. “Işık” anlamındaki Latince “lux” kelimesi (Proto Hint Avrupa dilinde “leuk” kelimesi) ve latince “taşıma” anlamındaki “ferre” kelimesinden (Proto Hint Avrupa dilinde “bher” kelimesi) oluşur.
Yahudi Kutsal Metinleri’nde Yeşaya 14:12 ayetinde yer alan “helel ben şahar” (הֵילֵ֣ל בֶּן־שָּׁ֑חַר) “seherin sabah yıldızı” tamlamasındaki הֵילֵ֣ל “helel” (sabah yıldızı) kelimesi, ışık saçmak anlamındaki “יהל” kökünden gelir. Septuaginta’da “şafağı getiren” anlamındaki “Ἑωσφόρος” kelimesi olarak, 4.yüzyılda Latin Vulgate’de Aziz Jerome tarafından latince “lucifer” olarak tercüme edilmiştir.
Seher yıldızı veya sabahın yıldızı olarak tarif edilen yıldız, Venüs gezegenidir. Venüs, yıl içerisindeki konumuna bağlı olarak sabahları şafaktan kısa süre önce, ya da akşamları Güneş’in batışından hemen sonra görülür. Türkler arasında da Sabah veya Akşam yıldızı olarak bilinen bu yıldız yani Venüs gezegeni, Güneş’e Dünya’ya göre daha yakın konumda olduğu için ufuktan çok yükselemez ve görülme vakitleri bu nedenle bu iki dönem ile kısıtlıdır. Venüs gezegeni, hem Dünya’ya en yakın konumda olan gezegen olması hem de yüzeyini saran kalın, çoğunlukla karbondioksit gazından oluşan atmosferinin Güneş ışınlarının neredeyse yüzde yetmişini yansıtması nedeniyle gökyüzünde Güneş ve Ay’dan sonra en parlak gökcismidir. Yani, “yıldızların” en parlağıdır.
Hristiyanlar, söz konusu ayet olan Yeşaya 14:12’deki “Lucifer”in, “sabah yıldızı”nın Şeytan olduğuna inanırlar.
Yeşaya 14:12 Seherin sabah yıldızı, Göklerden nasıl da düştün!
Çünkü; Hristiyanlara göre göklerden düşen Lucifer adlı melek, gökten düşen Şeytan’dır.
Luka 10:18 İsa onlara şöyle dedi: “Şeytan’ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm.
Şeytan’ın düşmeden önceki adı olan Lucifer “sabah yıldızı”dır.
Sabah Yıldızı İsa
Hristiyan İncili’nde İsa da kendini “sabah yıldızı” olarak tanıtmaktadır. Bu ifade iki yerde geçmektedir:
Vahiy 22:16 “Davut’un kökü ve soyu Ben’im, parlak sabah yıldızı Ben’im.”
2 Petrus 1:19 Gün ağarıp sabah yıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek, karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz, iyi edersiniz.
İsa ile Şeytan’ın ikisinin de aynı kavramla tanımlanması “sabah yıldızı” ile sınırlı değildir, aynı zamanda hem İsa, hem de Şeytan “aslan” olarak tanımlanır.
1 Petrus 5:8 Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor.
Vahiy 5:5 İşte, Yahuda oymağından gelen Aslan, Davut’un Kökü galip geldi. Tomarı ve yedi mührünü O açacak.
İsa niçin “sabah yıldızı” olarak tanımlanmaktadır?
Yeşaya 14:12 ayetinde “Seherin sabahın yıldızı, Göklerden nasıl da düştün!” denen ve Hristiyanlar’a göre düşmüş melek Şeytan’ı sembolize eden “sabah yıldızı” niçin İsa’yı tanımlamak için kullanılmaktadır?
Venüs, henüz karanlık iken ortaya çıkar ve az sonra Güneş’in doğacağını, tan yerinin ağaracağını, karanlığın sona erip aydınlığa kavuşacağımızı haber verir ve müjdeler. İsa’nın ikinci kez gelişi de, dünya düşmüş durumdayken Tanrı’nın egemenliğinin gelişini haber verir.
Bu parlak ışık, İsa gibi dünyayı aydınlatan ışıktır.(Yuhanna 8:12)
Venüs’ün ışığı, yıldızların ışığından farklı olarak titremez. İsa’da asla yalpalamaz, düşmez.
Lucifer – helel ben şahar kavramının hakiki anlamı nedir?
Hristiyanların, Yahudi Kutsal Metinleri’ndeki ayetleri bağlamından koparttığı, bilerek yanlış tercüme ettiği, açıkça kelimeleri değiştirdiğini gösteren birçok örnek vardır. Bu ayetin neyi anlattığını anlamak için de ayetin öncesi ve sonrasını okuyalım. Yeşaya Peygamber “sabah yıldızı”nın kim olduğunu bize söylüyor mu görelim:
Yeşaya 14
1. Çünkü Rab, Yakup soyuna acıyacak, İsrail halkını yine seçip topraklarına yerleştirecek. Yabancılar da Yakup soyuna katılıp onlara bağlanacak.
2. Uluslar İsrail halkını İsrail topraklarına götürecekler. İsrail halkı Rab’bin verdiği topraklarda onları erkek ve kadın köle olarak sahiplenecek. Kendisini tutsak edenleri tutsak edecek, kendisini ezenlere egemen olacak.
3. Rab, İsrail halkını acıdan, sıkıntıdan ve yaptığı ağır işlerden kurtardığı gün
4. BABİL KRALI’nı alaya alarak, “Halkı ezenin nasıl da sonu geldi!” diyecekler, “Zorbalığı nasıl da sona erdi!”
5. Rab kötülerin değneğini, egemenlerin asasını kırdı.
6. O asa ki, halklara gazapla vurdukça vurdu, Ulusları öfkeyle, dinmeyen zulümle yönetti.
7. Bütün dünya esenlik ve barış içinde sevinçle haykırıyor.
8. Lübnan’ın çam ve sedir ağaçları bile Kralın yok oluşuna seviniyor. “Onun ölümünden beri kimse bizi kesmeye gelmiyor” diyorlar.
9. Toprağın altındaki ölüler diyarı BABİL KRALI’nı karşılamak için sabırsızlanıyor. Onun gelişi ölüleri, Dünyanın eski önderlerini heyecanlandırıyor; Ulusları yönetmiş kralları tahtlarından ayağa kaldırıyor.
10. Hepsi ona seslenip diyecekler ki, “Sen de bizim gibi gücünü yitirdin, bize benzedin.”
11. Görkemin de çenklerinin sesi de ölüler diyarına indirildi. Altında kurtlar kaynaşacak, üstünü kurtçuklar kaplayacak.
12. Seherin sabah yıldızı, göklerden nasıl da düştün! Ey ulusları ezip geçen, nasıl da yere yıkıldın!
13. İçinden, “Göklere çıkacağım” dedin, “Tahtımı Tanrı’nın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım; İlahların toplandığı dağda,Safon’un doruğunda oturacağım.
14. Bulutların üstüne çıkacak, kendimi Yüceler Yücesi’yle eşit kılacağım.”
15. Ancak ölüler diyarına, ölüm çukurunun dibine indirilmiş bulunuyorsun.
16-17. Seni görenler bakıp bakıp şöyle düşünecekler: “Dünyayı sarsan, ülkeleri titreten, yeryüzünü çöle çeviren, kentleri yerle bir eden, tutsakları evlerine salıvermeyen ADAM bu mu?”
18. Ulusların bütün kralları tek tek, görkemli mezarlarda yatıyor.
19. Ama sen reddedilen bir dal gibi mezarından dışarı atıldın; bedenleri kılıçla delinip ölüm çukurunun dibine atılmış ölülerle örtülüsün; ayak altında çiğnenen leş gibisin.
20. Ülkeni harap edip halkını katlettiğin için başkaları gibi gömülmeyeceksin. Kötülük yapan soy bir daha anılmayacak.
21. Atalarının suçundan ötürü BABİL KRALI’nın oğullarını boğazlamak için yer hazırlayın. Kalkıp dünyayı sahiplenmesinler, yeryüzünü kentlerle doldurmasınlar.
22. “BABİL halkına karşı harekete geçeceğim” diyor Her Şeye Egemen Rab, “BABİL’in adını, sağ kalanlarını, oğullarını, torunlarını dünyadan sileceğim.”Böyle diyor Rab.
Bu bölümü baştan sona okuduğumuzda, kimin sabah yıldızı Venüs gezegenine benzetildiğinin ve sonunda düşeceğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde zaten bize söylenmiş olduğu görülmektedir.
Bu ve bundan önceki bölümde Peygamber Yeşaya, dizginlenemeyen parlak gücünü Yeruşalayim’i kuşatmak ve Kutsal Tapınak’ı yıkmak için kullanan Babil Kralı’nın yükselişini, düşüşünü ve sonunda sarsıcı çöküşünü bize haber vermektedir. Kral Nebukadnezar, sabah hala parlaklığı nedeniyle görülebilir olan ama Güneş’in doğuşu ile birlikte gözlerden yok olan Venüs gezegenine benzetilmektedir.
Venüs de, Güneş doğmadan önce bir kral gibi gökyüzüne hükmeder. Hala gökyüzünün en parlağıdır, başka hiçbir gökcisminin ışığı ona yaklaşamaz bile. Ancak, az sonra doğacak ve onu görünmez yapacak Güneş’in doğacağından habersizdir.
Venüs’ün ışığı gibi, Nebukadnezar da kısa süreliğine büyük ışıltıyla parlamış, ancak; harap ettiği, katlettiği, sürgün ettiği ama onun zulmüne dayanan ve ondan uzun süre yaşayacak olan İsrail ulusunun ışığının gölgesinde kalmış, silinip gitmiştir.
Hristiyanlar içerisinden hem John Calvin, hem de Martin Luther, “sabah yıldızı” kavramının Babil Kralı’nı ifade ettiğini, bu kavramın Şeytan’ı ifade etmesinin ayeti bağlamından koparmanın sonucunda ortaya çıktığını ve bunları boş masallar olarak geçip gitmek gerektiğini belirtmiştir. (John Calvin ve Martin Luther’in Yeşaya 14.Bölüm ile yorumlarının kaynağı: Calvin’s commentary of Isaiah 14, ve Franz Delitzsch commentary of Isaiah.)
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.