Çoğu Hristiyan, Yahudilerin işlemiş olduğu günahlar, yapmış oldukları kötülükler nedeniyle, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini (İbraniler 8:9), Yahudiler ile anlaşmasını bozduğunu, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığını iddia eder.
Sardisli Melito’nun (M.S. 2 Yüzyıl) inanç bildirgesine göre Yahudiler, Tanrı’yı öldürdükleri için, antlaşmayı kaybetmiştir. Bu nedenle Kilise artık “Yeni İsrail”dir.
Hristiyanlar, Tanrı’nın Yahudiler ile yapmış olduğu anlaşmanın artık eskimiş, köhne ve geçersiz olduğunu (İbraniler 8:13), bu anlaşma yerine “Yeni Antlaşma”yı verdiğini (Yeremya 31:31) savunurlar.
Hristiyanlar, Tanrı’nın Yahudiler’i boşamış olması nedeniyle (Yeremya 3:1), Yahudiler yerine Kilise’yi kendisine manevi eş olarak seçtiğini (Efesliler 5:22-33, 2 Korintliler 11:2, Vahiy 19:7) söyler.
Hristiyanlar’ın, Kilise’nin Yahudi ulusunun yerini aldığını iddia ettikleri bu teolojilerine “Replacemement Theology – Yerini alma Teolojisi” adı verilir.
Bu konu “Yeni Antlaşma Nedir?” adlı makalede incelenmişti. Ancak, talepler üzerine bu iddiayı kısaca yeniden ele alalım.
İddia: Tanrı, Yahudiler’i boşamıştır. Artık, eski statülerine geri dönemezler.
Hristiyanlar, Tanrı’nın Yahudiler’i boşadığına sözde kanıt olarak şu ayeti gösterir:
Yeremya 3:1
“Diyelim ki, bir adam karısını boşar,
Kadın da onu bırakıp başka biriyle evlenir.
Adam bir daha o kadına döner mi?
Bu davranış ülkeyi büsbütün kirletmez mi?
Oysa sen pek çok oynaşla fahişelik ettin,
…
Yasa’nın Tekrarı 24:1-4 ayetlerine göre bir koca, iki kez boşanmış olan eşi ile tekrar evlenemez. Yahudi halkı da Tanrı’ya karşı sadakatsiz davranmış olduğu için, Tanrı’nın seçilmiş halkı olma hakkını kayıp mı etmiştir? Yahudiler artık Tanrı’ya dönemez mi?
Bu sorunun yanıtı aynı ayetin; Yeremya 3:1 ayetinin devamında Tanrı tarafından verilmektedir.
“Diyelim ki, bir adam karısını boşar,
Kadın da onu bırakıp başka biriyle evlenir.
Adam bir daha o kadına döner mi?
Bu davranış ülkeyi büsbütün kirletmez mi?
Oysa sen pek çok oynaşla fahişelik ettin,
Yine de bana dön!” diyor Rab.”
Tanrı, “Yine de bana dön!” demektedir. Tanrı’nın bu talebini Yeremya Peygamber aynı bölüm içerisinde beş kez tekrarlamaktadır. Peygamber’in verdiği mesaj açıktır: Tanrı’nın merhameti ve şefkati insanın kavrayışının çok üzerindedir.
“Çünkü gökler nasıl yerden yüksekse, yollarım sizin yollarınızdan,
ve düşüncelerim sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir” (Yeşaya 55:9).
Tanrı, kendisine sadakatsizlik yapan halkını affedecektir. Peygamber, Tanrı’ya dönüş yolunu göstermektedir.
Yahudi halkının Tanrı ile tekrar barışmak için ne yapması gerekmektedir?
“Sadece Beni çağırın,
“Baba, sen benim gençliğimin Efendisisin!” (Yeremya 3:4).
Tanrı’nın Yahudi halkına olan öfkesi sonsuza kadar sürecek midir?
“Sonsuza dek kızgın mı kalacaksın?
Öfken sonsuza dek mi sürecek?” (Yeremya 3:5)
Tanrı’nın bu sorulara yanıtı, İsrail ile kalıcı birlikteliğin sonsuza dek devam edeceğidir:
“Git, bu sözleri kuzeye duyur.
De ki, “ ‘Ey yanlışa düşen İsrail, geri dön’ diyor Rab.
‘Size artık öfkeyle bakmayacağım,
Çünkü ben lütufkarım diyor RAB.
‘Ebediyen kin tutmam’ “(Yeremya 3:12).
“’Ey yanlışa düşen çocuklar, geri dönün!’ diyor Rab,
‘çünkü, sizinle evliyim.
Sizi alacağım, şehirden bir ve aileden iki tane,
ve sizi Sion’a getireceğim.’” (Yeremya 3:14).
Yeremya, Yahudi halkını Tanrı’ya dönmesi için çağırmaktadır ve Tanrı ile daimi birlikteliklerini garanti altına almaktadır.
Peki, Yahudi halkı Tanrı’ya nasıl dönecektir?
Birkaç bölüm sonra Yeremya, Yahudi halkının Tanrı ile ilişkisini yeniden nasıl tesis edeceğini anlatmaktadır.
Yedinci bölümde Peygamber, Yahudi halkını Tanrı’nın onları kurtarması için Tapınağa güvenmemeleri ve korbanlara ümit bağlamamaları konusunda uyarmaktadır. Bunun yerine, Tanrı’nın buyruklarına uyarak Tanrı’ya dönmeleri gerekmektedir:
“İsrail’in Tanrısı, Orduların Rabbi diyor ki: Yaşantınızı ve uygulamalarınızı düzeltin. O zaman burada kalmanızı sağlarım.
“Rab’bin Tapınağı, Rab’bin Tapınağı, Rab’bin Tapınağı buradadır!” gibi aldatıcı sözlere güvenmeyin. Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır,
yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz, sizi yıkıma götüren başka ilahların ardınca gitmezseniz,
burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarım.
“İsrail’in Tanrısı, Orduların Rabbi diyor ki, ‘Yakmalık sunularınızı öbür kurbanlarınıza ekleyin de et yiyin. Çünkü atalarınızı Mısır’dan çıkardığımda, yakmalık sunularla kurbanlar hakkında onlara seslenip buyruk vermedim.
Onlara şunu buyurdum: Sözümü dinlerseniz, ben sizin Tanrınız, siz de benim halkım olursunuz. İyilik bulmanız için her konuda size buyurduğum yolda yürüyün.” (Yeremya 7:3-7, 21-23)
Bu ayetler, Kilise’nin önde gelen inanç ilkelerine tamamen aykırıdır. Çünkü; Hristiyan doktrinine göre insanoğlu doğduğunda günahkardır ve kendi başına iyi işler yapamaz. İyi işler yaparak veya tövbe ile kurtuluşu kazanamaz.
Kilise’ye göre tek kurtuluş yolu, kanın dökülmesidir. Bakınız: İbraniler 9:22
Oysa, Yeremya Peygamber bu iddiaya tümüyle karşıt olanı söylemektedir. Tanrı, bizden yalnız tövbe etmemizi ister, korbanlar ya da sunular değil.
Yeremya Peygamber sonunda bize Tanrı’nın İsrail ile yaptığı anlaşmanın daima var olacağını, asla yıkılmayacağını, Yahudi halkının daima seçilmiş ulusu olarak kalacağını şöyle bildirmektedir: Evren’deki düzen değişmedikçe, gökte Güneş ve Ay durdukça İsrail halkı da seçilmiş ulus olarak kalacaktır.
Gündüz ışık olsun diye Güneş’i sağlayan, Gece ışık olsun diye Ay’ı, yıldızları düzene koyan, dalgaları kükresin diye denizi kabartan Rab –O’nun adı Orduların Rabbi’dir– diyor ki,
“Eğer kurulan bu düzen önümden kalkarsa, İsrail soyu sonsuza dek önümde ulus olmaktan çıkar” diyor Rab.
Rab şöyle diyor: “Gökler ölçülebilse, Dünyanın temelleri incelenip anlaşılabilse, İsrail soyunu bütün yaptıkları yüzünden reddederim” diyor Rab. (Yeremya 31:35-37)
Daha önce Tanrı, Tora’da Yahudi halkı ile anlaşmasını asla bozmayacağını belirtmişti:
Bütün bunlara karşın, düşman ülkelerindeyken yine de onları reddetmeyecek, onlardan nefret etmeyeceğim. Böylece hepsini yok etmeyecek, kendileriyle yaptığım antlaşmayı bozmayacağım. Çünkü ben onların Tanrısı Rab’bim.
Tanrıları olmak için öteki ulusların önünde Mısır’dan çıkardığım atalarıyla yaptığım antlaşmayı onlar için anımsayacağım. Rab benim. (Levililer 26:44-45)
Tanrı, fikirlerini değiştirmez. Sözünü tutar. Tanrı şöyle diyor:
“Ben Rab’bim, değişmem” (Malaki 3:6).
“İsrail’in yüce Tanrısı yalan söylemez, düşüncesini de değiştirmez. Çünkü O insan değil ki, düşüncesini değiştirsin” (1 Samuel 15.29)
ve
[Şunu iyice] Bil ki, Tanrın Rab– [yalnız] O’dur Tanrı!
Güvenilir Tanrı’dır; antlaşma ve sadakati, sevenleri ve emirlerini gözetenler için bin nesil
[boyunca] korur. (Yasa’nın Tekrarı 7:9)
Bir yanda, asla değişmeyeceğini, düşüncelerini değiştirmeyeceğini söyleyen ve anlaşmasını asla bozmayacağını söyleyen Tanrı, diğer yanda ise Kilise vardır.
Tanrı, Avraam, Yitshak ve Yaakov ile yapmış olduğu anlaşmayı asla unutmayacak ve söz vermiş olduğu gibi bu anlaşmayı asla bozmayacaktır:
“Seni büyük bir ulus yapacağım,
Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım,
Bereket kaynağı olacaksın.
Seni kutsayanları kutsayacak,
Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki bütün halklar Senin aracılığınla kutsanacak” (Yaratılış 12:2-3)
“Tanrı iniltilerini duydu; İbrahim, İshak ve Yakup’la yaptığı antlaşmayı anımsadı” (Çıkış 2:24).
“Ama Rab, İbrahim, İshak ve Yakup’la yaptığı antlaşmadan ötürü, İsrailliler’e iyilik etti. Onlara acıyıp yardım etti. Yok olmalarına izin vermedi. Onları şimdiye kadar huzurundan atmadı” (2 Krallar 13:23).
“Çünkü sizinle birlikte giden Tanrınız Rab’dir. O sizi terk etmeyecek, sizi bırakmayacaktır.” (Yasa’nın Tekrarı 31:6)
“Halkım İsrail’in arasında yaşayıp onları hiç terk etmeyeceğim” (1 Krallar 6:13).
“Çünkü Rab, Yakup soyuna acıyacak, İsrail halkını yine seçip topraklarına yerleştirecek.
Yabancılar da Yakup soyuna katılıp onlara bağlanacak” (Yeşaya 14:1)
Tanrı, atalarımız Avraam, Yitshak ve Yaakov’a vermiş olduğu söz nedeniyle, Yahudi ulusu günah işlese de Kendisi’ne dönüş, tövbe yolunu açık tutmakta ve asla onları tamamen terk etmeyeceğini, bırakmayacağını tekrar tekrar belirtmektedir.
Bu durumda, iki seçenek bulunmaktadır: Ya, Kutsal Kitap’ın söylediklerine aldırış etmeyip, bazı insanların sözlerinin arkasından gidip, Tanrı’nın değiştiğine, Tanrı’nın fikirlerini değiştirdiğine, Tanrı sözlerinin eskimiş, geçersiz ve köhne olduğuna inanacak (İbraniler 8:13), ya da Tanrı’nın sözüne sadık, Kutsal Kitap’taki Tanrı sözlerinin değişmez olduğuna inanarak, Tanrı’nın İsrail ulusu ile yapmış olduğu anlaşmasının asla iptal edilemeyeceğine inanacağız.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.