Türkçe çevirilerde “peygamber” olarak tercüme edilen kelimenin orijinali İbranice “navi” kelimesidir. Bu kelime aynı dil ailesinde yer alan Arapça’da da “nebi” olarak yer almaktadır. “Navi” kelimesinin kökü “nun, bet ve alef” harflerinden oluşur (נבא). Bu kelimenin kökü “seslenmek” anlamına gelir. “Navi” kelimesi de “konuşan, seslenen” anlamındadır. Bu anlamın en açık örneği Mısır’dan Çıkış 7:1 ayetinde yer alır:
וַיֹּ֤אמֶר יְהֹוָה֙ אֶל־משֶׁ֔ה רְאֵ֛ה נְתַתִּ֥יךָ אֱלֹהִ֖ים לְפַרְעֹ֑ה וְאַֽהֲרֹ֥ן אָחִ֖יךָ יִֽהְיֶ֥ה נְבִיאֶֽךָ:
Tanrı Moşe’ye dedi, “Bak seni Firavuna Elohim yaptım; ve kardeşin Harun senin peygamberin (?) (nə·ḇî·’e·ḵā.) olacak. (Mısır’dan Çıkış 7:1)
Hristiyan çevirilerinde “Harun, Moşe’nin peygamberi-nebisi olacak” olarak tercüme edilen ayette aslında Harun’un Moşe’nin adına konuşacağı anlatılmaktadır.
Konuşan kişi (navi-nebi) ya da Tanrı adına konuştuğunu iddia eden kişi, doğru konuşuyor olabileceği gibi, yanlış ve yalan da konuşuyor olabilir. Bu durumda onlar “yalan konuşanlar” ya da “yalancı peygamberler” olarak adlandırılır.
Kutsal Kitap’ta yalancı “navi”lere örnek olarak şu ayetler verilebilir.
1 Krallar 22: 22-23
“Ruh, ‘Aldatıcı ruh olarak gidip Ahav’ın bütün peygamberlerine (nə·ḇî·’āw) yalan söyleteceğim’ diye karşılık verdi. “Tanrı, ‘Onu kandırmayı başaracaksın!’ dedi, ‘Git, dediğini yap.’ “İşte Tanrı, bütün bu peygamberlerin (nə·ḇî·’e·ḵā) ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi.”
Yeremya 6:13
Küçük büyük herkes kazanç peşinde, peygamberler (ū·min·nā·ḇî), kohenler, hepsi halkı aldatıyor.
Zekeriya 13:2
O gün ülkeden putların adlarını kaldıracağım, bir daha anılmayacaklar” diyor Her Şeye Egemen Tanrı, “Sahte peygamberleri (han·nə·ḇî·’îm) de, kirli ruhu da ülkeden uzaklaştıracağım.”
Yasanın Tekrarı 18:20-22
Ancak, kendisine buyurmadığım bir sözü benim adıma söylemeye kalkışan ya da başka ilahlar adına konuşan peygamber (han·nā·ḇî) öldürülecektir.
‘Bir sözün Tanrı’dan olup olmadığını nasıl bilebiliriz?’ diye düşünebilirsiniz.
Eğer bir peygamber (han·nā·ḇî) Tanrı’nın adına konuşur, ama konuştuğu söz yerine gelmez ya da gerçekleşmezse, o söz Tanrı’dan değildir. Peygamber (han·nā·ḇî) saygısızca konuşmuştur. Ondan korkmayın.
Hatta “navi”ler, başka tanrıların adına da konuştuklarını da söyleyebilirler. Örneğin, Baal adlı bir tanrıya tapanlar içinden kendilerini Baal’in sözcüsü ilan edenleri, Baal adına konuşanları Kutsal Kitap, Baal’in peygamberleri (hab·ba·‘al nə·ḇî·’ê) olarak adlandırmaktadır.
1 Krallar 18:19-23
Şimdi haber sal: Bütün İsrail halkı, İzebel’in sofrasında yiyip içen Baal’ın dört yüz elli peygamberi (hab·ba·‘al nə·ḇî·’ê) ve Aşera’nın dört yüz peygamberi Karmel Dağı’na gelip önümde toplansın.”
Ahav bütün İsrail’e haber salarak peygamberlerin Karmel Dağı’nda toplanmalarını sağladı.
İlyas halka doğru ilerleyip, “Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?” dedi, “Eğer RAB Tanrı’ysa, O’nu izleyin; yok eğer Baal Tanrı’ysa, onun ardınca gidin.” Halk İlyas’a hiç karşılık vermedi.
İlyas konuşmasını şöyle sürdürdü: “RAB’bin peygamberi olarak sadece ben kaldım. Ama Baal’ın dört yüz elli peygamberi (hab·ba·‘al ū·nə·ḇî·’ê) var.
Bize iki boğa getirin. Birini Baal’ın peygamberleri alıp kessinler, parçalayıp odunların üzerine koysunlar; ama odunları yakmasınlar.
Sonuç olarak, “navi-nebi” ler gerçek Tanrı, Avraam, Yitshak ve Yaakov’un Tanrısı adına konuşan gerçek “navi-nebi”ler olabileceği gibi, Kutsal Kitap’tan olmadığı halde, Kutsal Kitap’tanmış gibi konuşan yalancı “navi-nebi”ler veya başka bir tanrıya tapıp, onun sözcülüğünü üstlenen yalancı “navi-nebi”ler de olabilir. Kutsal Kitap her iki örneği de vermektedir.
Ayrıca bak: Peygamberlik nedir?
Ayrıca bak: Gerçek bir peygamber ile olmayan arasında ne fark vardır?
Kutsal Kitabınızı bilin! Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.