Çölde Sayım 33:38, Aaron’un çölde 40. yılda, 123 yaşında öldüğünü açıkça yazmaktadır:
“Bene-Yisrael’in Mısır Ülkesi’nden çıkışının kırkıncı senesinde, beşinci ayda, ayın birinde, Koen Aaron, Tanrı’nın sözü üzerine Or Aar’a çıktı ve orada öldü.”
Ancak Yasa’nın Tekrarı 10:6, Aaron’un çölde ilk yılda, Moşe Rabbenu’nun ikinci tabletleri Sinay Dağı’ndan indirdikten hemen sonra öldüğünü söylemektedir:
[Tanrı] Levhaların üzerine ilk metnin aynısını – Tanrı’nın [büyük] toplanma gününde dağda ateşin içinden size konuştuğu On Söz’ü – yazdı ve onları bana verdi.
Dönüp dağdan indim ve levhaları, yapmış olduğum sandığa koydum. Tanrı’nın bana emretmiş olduğu şekilde orada kaldılar.
Bene-Yisrael, Bene Yaakan kuyularından Mosera [yönünde] yola çıktılar. Aaron orada öldü ve orada gömüldü. Oğlu Elazar onun yerine Koen [Gadol] oldu.
Yasa’nın Tekrarı 10:4-6
Ayetler çelişkili görünmektedir. Bilgelerimiz, Çölde Sayım Kitabı’ndaki tarihlemenin doğru olduğunu ve Aaron’un’un çölde kaldıkları sürenin sonunda, İsrael Topraklarına girişinden sadece birkaç ay önce öldüğünü açıklar. Hatta, Çölde Sayım 20:12, Aaron ve Moşe Rabbenu’nun, Meriva sularında günah işlememiş olsalardı bu ülkeye gireceklerini açıklar. O halde Yasanın Tekrarı 10. Bölüm’ün anlamı nedir? Tora’da bir çelişki mi vardır?
Ramban’ın açıklamasına göre; Çölde Sayım 33:31-37’de yolculuğun bu aşamasındaki konaklama yerleri sırasıyla belirtilmektedir: Bunlar sırasıyla; Haşmona, Moserot, Bene Yaakan, Hor Agidgad, Yotvata, Avrona, Etsyon Gever, Kadeş ve Or Aar’dır:
Moserot’tan yola çıktılar ve Bene Yaakan’da kamp kurdular.
Bene Yaakan’dan yola çıktılar ve Hor Agidgad’da kamp kurdular.
Hor Agidgad’dan yola çıktılar ve Yotvata’da kamp kurdular.
Yotvata’dan yola çıktılar ve Avrona’da kamp kurdular.
Avrona’dan yola çıktılar ve Etsyon Gever’de kamp kurdular.
Etsyon Gever’den yola çıktılar ve Tsin çölündeki Kadeş’te kamp kurdular.
Kadeş’ten yola çıktılar ve Edom Ülkesi’nin kıyısındaki Or Aar’da kamp kurdular.
Çölde Sayım 33:31-37
“Or Aar” kelimeleri tam olarak “dağın dağı”, yani “dağ üstünde dağ” anlamına gelir (Bkz. Midraş – Tanhuma, Hukat 14). Or Aar, olasılıkla, Mosera’dan Kadeş’e kadar uzanan geniş bir dağ sırasında alan bir zirvedir. Listedeki diğer yerler ise bu zirvenin etekleri boyunca sıralanmış birbirlerine çok yakın noktalardır. İsrael halkı Kadeş’e geldiğinde, Aaron Or Aar adlı zirvenin Mosera’nın hizasına denk gelen yanına çıkmış ve orada ölmüştür. Tora bu nedenle Aaron’un Mosera’da öldüğünü söylemektedir.
Ayrıca Moserot sözcüğü, Mosera’nın çoğul hali olduğu için, belki de biri dağın üstünde, diğeri de dağın eteğinde olan iki farklı Mosera’yı birden ifade ediyor olabilir [“Yukarı Mosera” (yani Or Aar) ve “Aşağı Mosera” gibi]. Böylece pasukta çelişki kalmamaktadır. Buradaki olası senaryoya göre, Bene Yaakan ve Bene Yaakan kuyuları iki farklı yerdir ve Mosera, bu ikisinin arasındadır. Bene Yaakan [=”Yaakan-oğulları”] Haşmona’nın yakınlarında sürüleri için kuyular açmışlardır ve bu nedenle burası “Bene Yaakan kuyuları” olarak adlandırılmıştır. Böylece halk Haşmona’dayken bu kuyuların yanında kamp kurmuş, sonra [bu pasukta söylendiği gibi] Bene Yaakan kuyularından yola çıkıp Mosera’ya gelmiş, [Çölde Sayım 33:31’de söylendiği gibi] oradan da Bene Yaakan’a ulaşmıştır. Sonuç olarak Çölde Sayım Kitabı’ndaki listeyle burada söylenen arasındaki çelişki ortadan kalkmakta ve iki ayet (pasuk) birbirini tamamlamaktadır.
Raşbam bir çelişki görmez. Ona göre anlam şöyledir:
“Bene-Yisrael, Bene Yaakan kuyularından [- ki oraya da] Mosera[‘dan gelmişlerdi -] yola çıktılar ve [Or Aar’a gelindiğinde] Aaron öldü…”
şeklindedir [Hizkuni de benzer bir açıklama yapar].
Yukarıda sorulan sorulara yol açan çelişkiyi tamamen ortadan kaldıran bir çeviriyi de, Ralbag’dan alınti yapan Rabbi Aryeh Kaplan “The Living Torah”da ayetin çevirisini şu şekilde vermektedir:
Bene-Yisrael Bene Yaakan kuyuları [ve] Mosera’dan ayrıldıktan sonra Aaron [Or Aar’da] öldü ve orada gömüldü…
Ya da
Mosera [bölgesindeki] Bene Yaakan kuyularından ayrıldıktan sonra…
Moşe Farsi tarafından hazırlanan Türkçe “Tora ve Aftara” kitaplarında çeviri Daat Zekenim’in basit anlam doğrultusunda yaptığı açıklamayı takip etmektedir:
Bene-Yisrael, Bene Yaakan kuyularından Mosera [yönünde] yola çıktılar. [Or Aar’a geldiklerinde] Aaron orada öldü ve orada gömüldü.
Yasanın Tekrarı 10:6, İsraeloğulları’nın Aaron’un ölümünden hemen önce Bene Yaakan’dan Mosera’ya gittiğini belirtiyordu:
Bene-Yisrael, Bene Yaakan kuyularından Mosera [yönünde] yola çıktılar. Aaron orada öldü ve orada gömüldü. Oğlu Elazar onun yerine Koen [Gadol] oldu.
Oysa Çölde Sayım 33:31’e göre Mosera, Bene Yaakan’dan önceki kamptı. Yani ulus açıkça geri çekiliyordu. Neler oluyor?
Raşi bize bu soruların yanıtlarını Midraş’tan aktarır:
Aaron Or Aar’da öldükten sonra, onun uğruna halkı çevreleyen Onur Bulutları da kamptan ayrılır ve halk açığa çıkar. Arad kralı durumu fırsat bilir ve Bene-Yisrael’e saldırır (bkz. Çölde Sayım 21:1). Bu saldırıdan korkan Bene-Yisrael, geldikleri yoldan, yedi konaklama yeri boyunca geriye giderler – ki bu yolculukların en sonuncusu, pasukta söylendiği gibi Bene Yaakan kuyularından Mosera’yadır. Bu, ikinci sorunun cevabını vermektedir. Burada Levi kabilesi, diğer kabileleri tekrar Erets-Yisrael yönündeki yola geri çevirmek için onlarla mücadeleye girişir ve çıkan iç savaşta her iki tarafta da ağır kayıplar olur.
Sonunda kalanlar kampa geri götürülür. Bilgelerimiz, Çölde Sayım 26 Bölümü’ndeki ikinci nüfus sayımında, özellikle de Binyamin Kabilesi’nde olmak üzere İsrael’deki bazı ailelerin bulunmamasının nedeninin bu olduğunu belirtir (Çölde Sayım 26:38-41’i ve Yaratılış 46:21’de listelenen Binyamin oğullarıyla karşılaştırın) ve Levi Kabilesi’nde de boşluklar vardı (Çölde Sayım 26:38’de listelenen ailelerin sayısını Çölde Sayım 3:14-39’dakilerle karşılaştırın).
Sonunda Leviler halkı geri çevirmeyi başarırlar (Talmud Yeruşalmi – Yoma 1:1). Mosera’dayken halk, tüm bunların Aaron’un ardından gerektiği gibi yas tutulmadığı için meydana geldiği sonucuna varır ve sanki Aaron yeni ölmüş gibi orada ağır bir yas tutar (Pirke DeRabi Eliezer 17). Bu, üçüncü sorunun cevabıdır. Yani Aaron Mosera’da ölmemiştir, ama tutulan yas nedeniyle orada ölmüş ve yeni gömülmüş gibi bir hava vardır. Halk daha sonra geri gelirken uğradığı konaklama yerlerini tekrar geçmeye başlar ve geri dönüş yolunda, Bene Yaakan’dan sonra, [ismi Mase peraşasındaki listede Hor Agidgad olarak geçen (Çölde Sayım 33:32)] Gudgod ve Yotvata’dan da geçer.
Son olarak, “Yasa’nın Tekrarı 10:6-7 ayetleri neden buraya yerleştirilmiş?” şeklindeki ilk sorunun Midraş’a göre cevabı da, bu iki ayette söylenenlerin hem önceki hem de sonraki ayetlerle (pasuklarla) bağlantı içeriyor olmasıdır. Moşe bu iki pasuktakileri, halka yönelik azarlamasının bir parçası olarak özellikle levhaları kırmasını hatırlatmasının ardından söyleyerek bir mesaj vermektedir:
“Tsadiklerin ölümü, Tanrı’nın Huzuru’nda, On Emir levhalarının kırıldığı gün kadar zor ve acılıdır” (Midraş Vayikra Raba 20:12).
Aaron’un yerini kendisi de çok büyük bir şahsiyet olan Elazar almış olmasına karşın, bu, Aaron’un kaybı karşısındaki kederi azaltmaz tıpkı ikinci On Emir levhalarının verilmesinin ilk levhaların kırılmasının bir trajedi olduğu gerçeğini değiştirmemiş olması gibi (Diure David). Bu sıralamadaki ikinci bir mesaj da, halkın bu olay sırasında Tanrı’ya sırt çevirip Mısır yönünde geriye kaçmasının, Tanrı için, lafın gelişi, Altın Buzağı günahının işlendiği gün kadar “zor” olduğudur.
Moşe bu iki pasuğun ardından da Leviler’in halkın içinden ayrılıp özel Mişkan görevlerine atanmalarından bahsedecektir. Leviler’e bu ayrıcalığın verilmesinin sebebi, Altın Buzağı olayında günahkârlara katılmayıp Tanrı’nın yanında yer almalarıdır ki, burada Midraş’ın aktardığı olay sırasında da, halkı hizaya getirme görevini yine Leviler üstlenmişlerdir. Bu da bu iki pasukla, sıradaki konu arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır (Raşi).
Sonuç olarak, halkı azarlayıp tembihte bulunduğu konuşmasının bu aşamasında, Moşe bu iki yersiz görünen pasuğu araya sokarak, halkın işlediği Tora’nın açıkça belirtmediği bir geri kaçış ve Tanrı’ya güvensizlik günahı hakkında imalı bir hatırlatma yapmıştır.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.
Kaynak: Tora ve Aftara Kitapları, Çeviri: Moşe Farsi