Yaratılış (Bereşit) Kitabı’nın birinci bölümünde manevi yaratılışın anlatısını okurken üçüncü ayette şu ifade ile karşılaşırız:
Tanrı “Işık olsun” dedi ve ışık varoldu.
Yaratılış 1:3
Bu ayeti gördüğümüzde aklımıza şu soru gelmiş olabilir: Neden ilk olarak ışık? Işıktan yararlanacak hiçbir şey yokken neden önce ışık yaratılmıştır? Rabbilerimizin bu soruya verdiği yanıt, basit bir açıklama getirmek yerine soruyu daha gizemli hale getirmektedir: “Işık, Gelecek Dünya’da erdemli olanlar için gizlenmiştir.”
Tanrı “Işık olsun” dedi ve ışık varoldu.
Yaratılış 1:3
Bu ifade, Tanrı’nın dünyayı yarattığı ifadelerin ilkiydi ve ışık tüm yaratımların ilkiydi. Ama bunun nedeni nedir? Işığın kendi başına bir faydası yoktur; Işığın kullanışlılığı, onun aydınlattığı veya ondan yararlanan başka şeylerin varlığına bağlıdır. Öyleyse başka hiçbir şey yokken ışık neden yaratılmıştır?
Buna yanıt olarak, örneğin; ışığın yaratılmasının, kendisinden sonra yaratılacakların bir hazırlığı olduğu söylenemez mi? Örneğin; Talmud, insanın en son yaratılmasının nedeni olarak, ondan önce yaratılmış olan her şeyin insan için hazırlandığını söyler (Sanhedrin 31a). Işık için de aynı gerekçe geçerli olsaydı, ışığın aydınlığı ve karanlığı ayırt edebilen hayvanlardan hemen önce veya en erken olarak, ışıkla büyüyen bitkilerden hemen önce, yaratılışın üçüncü gününde yaratılmış olması gerekirdi.
Gizlenen Işık
Rabbilerin ilk gün yapılan ışığın “Gelecek Dünya’daki erdemliler için gizlendiğini” açıkladığından (Hagiga, 12a. Bereşit Rabba 3:6). bahsetmiştik. Ama bu tuhaf değil midir? Işığın amacı aydınlatmak olduğuna göre, neden yapıldıktan hemen sonra gizlensin ki? Işığın gizlenmiş olması, ışığının varoluş nedeni ile zıt değil midir?
Açıklama gerektiren başka bir yorum şudur: Zohar, “Işık” ve “sır” kelimelerinin sayısal değerlerinin eşit olduğunu söyler (Kısım III, 28b). Sayısal denklik, iki kelimenin birbiriyle ilişkili olduğunun bir işaretidir. Tüm varoluş, ilahi ifadenin harflerinin bir araya gelmesi ile yaratılmış olduğu için, aynı değerdeki harflerden oluşan iki varlık, ortak bir biçime, benzerliğe sahiptir. Ama sorumuz halen durmaktadır: “Işık” özünde açığa çıkarılan bir varlıktır, bir “sır” ise zorunlu olarak gizlidir. İki zıt kavram, “açığa çıkarılan” ve “sır”, nasıl ortak bir biçime sahip olabilir?
Evren’in Mimarisi
Burada Midraş’ın (Bereşit Rabba, başlangıç) şu sözünü dikkate almalıyız: “Bir saray inşa etmek isteyen bir kralın bunu kendiliğinden yapmayıp mimarın planlarına başvurması gibi, Tanrı da Tora’ya baktı ve dünyayı yarattı.”
Yani, bir kişinin planlama gerektirecek biçimde bir eseri oluşturma sırasını inceleyerek, Tanrı’nın dünyayı meydana getirme süreci hakkında bir şeyler öğrenebiliriz.
İnsan, ilk olarak, çalışmasının ulaşmasını istediği amacı zihninde oluşturur, bu amacı zihninde sabitler ve daha sonra işi yapar. Bu, deyim yerindeyse, Tanrı’nın da yöntemidir. Yaratacağı maddi varlık (dünya), içinde İlahi ışığın gizleneceği bir yer olacaktır. “Dünya” (olam) ve “gizli” (he’elam) kelimeleri birbiri ile ilişkilidir. “Olam” kelimesini oluşturan harfler, “gizlemek” kökünden gelir. Dünyalar (olamot), “aşağı” gittikçe daha çok gizlenmeyi ifade eder. Tanrı, yaratılışın ardına gizlenmektedir. Bu nedenle Zohar’da Tanrı’ya “Gizlilerin En Gizlisi” denir.
Yaratılışın (dünyanın) amacı, içinde ilahi ışığı gizleyen maddi kapların arıtılması, inceltilmesi ve gizlenmiş olan Tanrı’nın saf ışığının tekrar açığa çıkarılmasıdır.
Tanrı, Tanrı’nın gizliliğinin yani karanlığın, açığa çıkarılmış bir kutsiyete yani ışığa dönüştürüleceği anlamına gelen “aşağı dünyada bir ikamet yeri” aramıştır (Karşılaştır. Tanya, Kısım I, Bölüm 36).
Böylece yaratılışın amacının ışığın açığa çıkarılması olduğunu anlarız. Işık, yaratılışın amacı olduğu için ve yukarıda gördüğümüz gibi, bir eserin yapım sıralamasında ilk karar verilmesi gereken “amaç” olduğu için, ışık ilk gün yaratılmıştır. Sonraki tüm yaratımların amacı, “Işık olsun” cümlesinde belirtilmiştir.
Örtülü / Dolaylı Işık
İlave olarak, sonraki yaratılış günlerinin her birinde ışığa bir ima bulunur. İkinci gün dışındaki her gün, “Ve Tanrı bunun iyi olduğunu gördü” ifadesiyle sona erer. Ve “iyi” kelimesi, yazıldığı gibi, ışığı ima eder: Çünkü, “Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü” (Yaratılış 1:4). Işık, yaratılışın her gününde mevcuttu. Ancak, ışık yaratılışın amacıysa ve yalnızca başlangıçta, ilk günde açık/ortada ise, ışık nasıl yaratılışın her gününde bulunabilir?
Cevap, amacın kendisini iki şekilde göstermesidir: (1) açıkça bir işin başlangıcında; ve (2) çalışmanın her aşamasında örtülü, dolaylı olarak, her bir çabayı orijinal tasarıma uygun olacak şekilde önceden düzenlenmiş bir modelde yönlendirerek.
İlk ışığın iki yönü vardı: Birincisi, yaratılışın amacı olarak, var olan her şeyden önce ilk gün açığa çıkarılan yönü. İkincisi, diğer günlerde ima edildiği gibi, dolaylı olarak hissedildiği ve yaratılışın geri kalanını kendi işlevine göre şekillendirdiği yönü.
Açığa Çıkma ve Tamamlanma
Şimdi Zohar’ın neden “ışık” ve “sır” arasındaki bağlantıya işaret ettiğini ve rabbilerin neden ışığın Gelecek Dünya’da erdemli insanlar için saklandığını söylediğini anlayabiliriz.
Bir bina yapım aşamasındayken, mimarın zihni dışında nihai biçimi belli değildir . Nihai şekli ancak iş tamamlandığında ortaya çıkar. Dünya için de öyledir: Dünya, Maşiah’tan önceki 6.000 yıl boyunca (6000 yıl, yaratılışın altı gününe karşılık gelir) çabamızla kusursuzluğuna getirildiği zaman, yaratılışın amacı (“ışık”), Maşiah döneminde ortaya çıkacaktır. Maşiah döneminde tüm yeryüzü Tanrı bilgisiyle dolduğunda (Bakınız: Yeşaya 11:9), gizlilik (he’elam) ortadan kalkacak, dünya (olam) başka bir dünyaya dönüşecektir.
Çünkü işte, yeni gökler ve yeni bir yer yaratıyorum ve öncekiler anılmayacak ve akla gelmeyecekler.
Yeşaya 65:17
Işık şimdi gizlidir, ancak Gelecek Dünya’da (dünyadaki çabamız tamamlandığında) ilk günkü gibi yeniden parlayacaktır.
Ama gizli olan her şey bir yerlerde gizlidir. Işık nerede gizlidir? Rabbiler, ışığın Tora’da gizli (Midraş Rut, Zohar Hadaş 85a) olduğunu söylerler. Tıpkı bir mimarın çizimlerinin inşaatçıların ellerine rehberlik etmesi gibi, Tora da, Tora’yı öğrenme ve Tora’nın emirlerinin yerine getirilmesi yoluyla dünyayı tamamlığa ulaştırmada bize rehberlik eder.
Dünya’dan İnsana
Her insan dünyanın bir mikrokozmosudur. Öyle ki, dünyanın manevi tarihinin bu düzeni aynı zamanda bir kişinin dünyadaki hizmetinin de düzenidir.
“Işık” her Yahudinin amacıdır: Amacı, hem kendi durumunu ve hem çevresini ışığa dönüştürmektir: Sadece günahtan kaçınarak ve karanlığı (kötülüğü) kovarak değil, karanlığın kendisini aydınlığa çevirerek ve iyiliğe sürekli pozitif bağlılıkla amacını gerçekleştirmek için gayret gösterir.
Ve insanın bu amacını yerine getirirken düzeni, Tanrı’nın yaratma düzeni ile aynı olmalıdır: İlk olarak amacını açık ve kesin bir biçimde açığa vurmalıdır. Kişi, uykudan hemen uyandığında “o kişi yeni bir yaratılıştır” (Yalkut Şimoni, Mezmurlar üzerine) çünkü aslında her an, dünya sürekli olarak yeniden yaratılmaktadır (Tanya, Kısım II, başlangıç) ve insan, görevinin “Işık olsun” olduğunu anlamalıdır.
O halde, bu amacı insanın her eyleminde örtük / dolaylı olarak bulunmalıdır, yani her eylemini yaratılışın planı olan Tora (ışık) ile uyumlu hale getirmelidir.
Karanlıktan Işığa
Işık, yaratılan her şeyin amacıysa, yaratılmış olan karanlığın da amacının ışık olması gerekir. Işık, karanlığın amacı olduğu için, karanlık yalnızca kaçınılması gereken bir taraf değildir, (insana iyi ve kötü arasında bir seçim sunulması gereklidir, bu nedenle karanlık gereklidir), karanlık aynı zamanda ışığa da dönüştürülmelidir.
Bir kişi dünyanın karanlığında, (Yeryüzü şekilsiz ve boştu, derinliklerin yüzeyinde karanlık vardı…Yaratılış 1:2) kötüyü iyiye dönüştürmek bir kenara dursun, ışığı hakim kılmaktan ümidini keserse, ona şöyle söylenir:
“Başlangıçta (ya da başlangıcın hatırına), Tanrı yarattı. …”
Ve rabbiler bunu şöyle tercüme ederler:
“Tanrı’nın ürününün başlangıcı denilen İsrael’in hatırı için ve Tanrı’nın yolunun başlangıcı denilen Tora’nın hatırı için.”(Karşılaştır. Raşi, Bereşit 1:1).
Dünya, İsrael’in Tora aracılığıyla dünyayı Tanrı’nın açığa çıkan kutsiyetinin sonsuz ışığına dönüştürmesi için yapılmıştır.
Yeşaya’nın sözleri ile,
Gündüz ışığın güneş olmayacak artık, Ay da aydınlatmayacak seni çünkü Tanrı sonsuz ışığın, Tanrın görkemin olacak.
Yeşaya 60:19
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.
Kaynak: Lubavitcher Rebbe (Rabbi Menachem Mendel Schneerson), Likkutei Sihot, Cilt 10 sayfa 7-12