Levililer (Vayikra) kitabının okunması ve anlaşılması zordur, çünkü iki temel sorun ile karşı karşıyayızdır.
Levililer Kitabı’nı Nasıl Okumalıyız?
Birincisi, Yaratılış ve Mısır’dan Çıkış’tan farklı olarak, çok az hikaye içerir. Temiz olmayan hayvanlar, koenler için talimatlar, korbanlar, cinsel ahlaksızlık, bayramlar ve sosyal adalet ile ilgili bazı yasalar ve ritüellerden bahseder.
Ve kitabı takip etmeyi kolaylaştıracak hikayelerin çok az ya da hiç olmamasının yanı sıra, kutsallık, saflık ve korban konularını da bugün kendimizle ilişkilendirmemiz son derece zordur. Levililer (Vayikra) Kitabı 21. yüzyılda bizimle ne kadar alakalı olabilir ki?
Levililer Kitabı Gerçekten Ne Hakkındadır?
Levililer Kitabı’na girmeden önce, Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın nasıl bittiğine bir göz atalım. Mısır’dan Çıkış’ın son ayetleri, tamamlanmış olan Mişkan’da olmak için inen onur bulutu hakkındadır:
Bulut, Buluşma Çadırı’nı kapladı ve Tanrı’nın Onuru Mişkan’ı doldurdu..Tüm konaklama yerleri boyunca, Bene- Yisrael Bulut Mişkan’ın üzerinden kalktığında yola çıkacaklar, bulut kalkmadığı sürece, kalkacağı güne kadar [bekleyecekler ve] yolculuk etmeyeceklerdi. Çünkü tüm konaklama yerlerinde, tüm Yisrael Ailesi’nin göreceği şekilde, Mişkan’ın üzerinde, gündüz vakti Tanrı’nın Bulutu [bulunacak], geceleyin de içinde ateş olacaktı.
Mısır’dan Çıkış 40:34-38
Daha sonra bize bu Tanrı’nın bulutunun İsrael’e çölde liderlik ederek, ne zaman bekleyeceklerini, ne zaman yolculuklarına devam etme zamanının geldiğini bildireceği söylenir (Mısır’dan Çıkış 40:34-38). Ve Mısır’dan Çıkış Kitabı burada biter.
Levililer Kitabı’nın başlangıcında duymayı beklediğiniz şey, hikayenin devam etmesi yani, İsrael’in gittiği bir sonraki yerin açıklamasıdır. Bulut onlara liderlik ediyorsa, bir sonraki adımda nereye gittiler? Ama işin ilginci, İsraelliler Levililer kitabında seyahat etmez. Tüm kitap boyunca durmaktadırlar! Bir kez bile seyahat ettiklerini okumayız. Ve işleri daha da garip hale getirmek için, Mısır’dan Çıkış’ın sonundaki bu ayetler, yani tamamlanmış olan Mişkan’da olmak için inen onur bulutunun İsrael’e çölde liderlik ederek, ne zaman bekleyeceklerini, ne zaman yolculuklarına devam etme zamanının geldiğini bildireceğini belirten ayetler, Tora’da Çölde Sayım Kitabı’nın dokuzuncu bölümünde tekrarlanır. Bakınız: Çölde Sayım 9:15-23.
Bu hikaye neden tekrarlanmaktadır? İşte Levililer Kitabı’nı anlama anahtarının başlangıcı budur.
Giriş: Levililer’in ana teması nedir?
Bulut ve çöldeki yolculuklarla ilgili bu iki ayet grubu aynı hikayedir. Biri Mısır’dan Çıkış’ın sonunda, diğeri de Çölde Sayım kitabının başlangıcında bulunur ve aralarında Levililer Kitabı yer alır. Tora, hikaye anlatımında bir yön değiştirme yapacağını söylemek için yeni metnin başlangıç ve bitiş sınırlarını çizmektedir. İsrael’in seyahatlerindeki bir sonraki yeri veya İsrael’in başına gelecek bir sonraki olayı duymak yerine, Mısır’dan Çıkış’tan sonra meydana gelen büyük olayın sonuçlarını göreceğiz. Bu büyük olay Levililer Kitabı’nın son ayetinde belirtilmiştir ve Levililer Kitabı’nın ne hakkında olduğu hakkında bir ipucu vermektedir:
Tanrı’nın, Sinay dağında Bene-Yisrael’e [iletmesi için] Moşe’ye emrettiği emirler bunlardır
Levililer 27:34
Demek ki, Levililer Kitabı’nın tamamı Sinay’da verilmiştir ve Mısır’dan Çıkış Kitabı’nın doruk noktası olan Tanrı’nın Sinay’da İsraeloğullarına verdiği vahyin ayrıntılarını vermektedir. Sinay’da Tanrı, insanlığa yakınlaşmayı istemesinin sonucu olarak, Kendini doğrudan açığa vurmaya ve varlığını İsrael’e Sinay’ın tepesinde bir bulut şeklinde göstermeye karar vermişti.
Fakat Tanrı insanlığa daha da yakınlaşmak istedi. Onun varlığı bir dağda, ulaşılamayacak kadar yüksekte olmayacaktı. Bulut doğrudan kampın tam ortasına, İsrael’in yapmış olduğu, Tanrı’nın aralarında yaşadığı bir yere, Mişkan’a inecekti. Bulut onların önünde gidecek ve çölde insanları, bulutun etrafında kamp kuracakları yere götürecekti. Mişkan, Sinay’da yaşanan büyük olayın sürekli temsili; taşınabilir Sinay deneyimi olacaktı. Böylece Sinay deneyimi bir defaya mahsus, tarihi bir olay olmakla kalmayacak, daima (zaman) ortalarında (mekan) olacaktı.
Levililer Kitabı, bu nedenle Sinay’da elde edilen bu yeni yakınlığın bir sonucudur. Levililer Kitabı’nda olan her şey dağın eteğindeki İsrael kampında gerçekleşir. Tanrı sürekli olarak kendi aralarında ikamet ettiğine göre, İsrael’in yeni yasaları ve ritüelleri aralarında bulunan İlahi Kutsallığa duyarlı biçimde yerine getirmesi ve aralarındaki ilişkinin yakınlığının yüksek yoğunluğunu tanıması gerekmektedir.
Levililer’in Ana Temalarının Özeti
Kitabın temel yapısı şudur: Vayikra Peraşası, bize Mişkan’da gerçekleşecek olan günlük hizmetleri anlatmaya başlar. Mısır’dan Çıkış Kitabı’ndaki Mişkan, Tanrı’nın aramızda yaşama isteğini temsil etmekte, Levililer’deki ritüeller o günlük yaşamın neye benzediğini anlatmaktadır. Vayikra’da korban sunma talimatı verilmişti. [Korban genellikle “kurban” olarak çevrilir, ancak kelimenin İbranice kökü kuf, reş, bet harflerinden oluşan “karov” kelimesidir ve “yakınlık” anlamına gelir.] Buradaki fikir, bu hayvan veya tahıl sunularının bir şekilde İsrael ve Tanrı’yı birbirine yakınlaştırmasıdır.
Tsav ve Şemini peraşaları, koenlerin görevlendirilmesi ve Mişkan’ın göreve başlama töreni ile devam eder. Levililer Kitabı’nın hikaye içeren nadir bölümlerinden birinde, ilk korbanların nasıl getirildiğini ve Mişkan’ın inşasındaki tüm çalışmaların Tanrı’nın bu ilk sunuları lütufkar biçimde kabul etmesiyle sonuçlandığını okuruz. İnsanlar sadece korbanı sunak üzerine yerleştirdiler – ateşi sağlayan ve korbanı kabul etmeyi seçen ise Tanrı idi:
Tanrı’nın Huzuru’ndan bir ateş çıktı ve Mizbeah’ın üzerinde [bulunan] Ola-korbanını ve [diğer tüm] makbul kısımları [yakıp] tüketti. Tüm halk bunu gördü; seslerini [övgülerle] yükselttiler ve yüzüstü yere kapandılar.
Levililer 9:24
Levililer Tema # 1: Tanrı ile İlişki Kurmak
Bu hikaye, yani insanların korbanı, Tanrı’nın ise ateşi sağlaması, yeni ortaklığın; Gök ile Yer arasında kurulan yakın ilişkinin güçlü bir sembolüdür.
İnsan hareketinin ve buna karşılık veren İlahi hareketin iki yönlü ilişkisi, o kadar etkileyiciydi ki, insanlar yüzüstü kapanıp övgülerini yükselttiler.
Kendimizi Tanrı’ya sunduğumuz ve O’nun karşılık verdiği, bugün gündelik dualarımızda yakalamaya ve sürdürmeye çalıştığımız duygusal olarak canlandırıcı bir olaydı.
İlahi Kutsiyet, kampa sıkı sıkıya bağlı olduğunda, İsrael aşırı hassasiyetle davranmak zorunda kalacaktı. İlahi Kutsiyet ile olan ilişkileri dikkatli ve anlamlı olmalıydı ve bu nedenle gelişigüzel olamazdı. Şemini peraşası bu nedenle, Kutsalların Kutsalı’na girmeye çalışan ve hayatta kalamayan Aaron’un oğulları olan iki koenin trajik hikayesiyle devam eder.
Levililer Tema # 2: Saflık, Kurban ve Kefaret (Aklanma)
İlahi Kutsiyet’e karşı bu trajik duyarsızlıktan sonra, İsrael’in Tanrı ile birlikte yaşamaya karşı gerekli hassasiyeti göstermesi için gerekli bir yol olan saflık yasalarını öğreniriz. Tanrı, Moşe’ye şöyle der:
İsraeloğulları’nı safsızlıklarından (tuma) ayrı tutun ki aralarında bulunan Mişkanım’ı safsız (tame) yaparak, safsızlıkları (tuma) yüzünden ölmesinler.
Levililer 15:31
Böylece, İsrael’in yemesine izin verilen saf hayvanları ve uzak durmaları emredilen saf olmayan hayvanları okuruz.
Tazria ve Metsora peraşaları, doğum, deri hastalığı ve bedensel sıvı akışları üzerinden yaşam ve ölüm ile ilgili saflık yasalarından bahseder.
Ve İsrael’in bir üyesi safsız bir durumda olduğunda, İlahi Kutsiyet’in yakınına tekrar girmeden önce kamptan ayrılmalı ve kendilerini arındırmalıdırlar.
Ahare Mot peraşasında, İsrael’in bağışlanmayı elde edebileceği ve yılda bir kez günahlarından arınabileceği Af günü Yom Kippur töreniyle karşılaşırız. Bu günde İsrael, o kadar yüksek bir saflık derecesine ulaşabilir ki, Tanrı ile İsrael arasındaki yakınlığın en yüksek düzeye ulaşır.
Koen Gadol’un (Yüksek Rahip) Kutsalların Kutsalı’na girmesine izin verilen bu tek günde, Yom Kippur’da, İsrael’in yersel bulutu, Kutsalların Kutsalı’nda bulunan Tanrı’nın göksel bulutuyla buluşur.
Yom Kippur’dan sonra, Tora, Tanrı’nın huzurunda yaşamak için tutulması gereken ahlaki saflık yasaları hakkında konuşmak için ritüel saflık bahsinden ayrılır. Cinsel saflığı, bu saflık durumunu korumak için aşılmaması gereken kutsal ilişkilerin sınırlarını okuruz.
Levililer Tema # 3: Ahlaki Kutsallık
Kedoşim peraşasında Tanrı, İsrail’e şunu söyler:
Tüm Bene-Yisrael toplumuna konuş ve onlara söyle: “Kutsal olmalısınız; çünkü Ben – Tanrınız Aşem – Kutsal’ım”
Levililer 19:2
İsrael’den saflığın ötesine; kutsallığa bir adım atması istenir. Kutsallığın hem Tanrı ile ilişki hem de kardeşlerimize karşı adalet ve iyilik eylemleri yoluyla elde edildiğini öğreniriz. Bu nedenle metin bize ahlaki kutsallıktan bahsetmeye devam eder: Kardeşinizden nefret etmenin, iş dünyasında hilenin ve adil olmayan eylemlerin dünyaya safsızlık getirdiğini ve bunların İlahi Kutsiyet tarafından hoş görülmeyeceğini görürüz. Doğru ölçü ve tartıların, toplumun kenarında kalmış kişilere iyi muamele etmenin, İsrael’e kutsallık ve İlahi Kutsiyet ile yakınlık durumuna ulaşmasını sağladığı söylenir.
Ahlaki kutsallığı açıkladıktan sonra metin, Emor peraşasında koenlerin kutsallığını ve mikra kodeş‘i, zaman içindeki kutsallığı veya bayramları tanımlamaya devam eder.
Bear peraşasında zamanda VE mekanda kutsallığı okuruz ve toprağın kendisini kutsallaştırmakla ilgili yasaları görürüz. İsrael topraklarında Şemita’yı (Şabat yılını) ve Yovel’i (ellinci yılı) korumakla ilgili yasalar bulunur.
Behukotay peraşası Levililer Kitabı’nı bir antlaşma ile bitirir:
Eğer Hükümlerim’i takip ederseniz, Emirlerim’i gözetir, onları yerine getirirseniz,yağmurlarınızı [uygun] vakitlerinde vereceğim. Toprak, ürününü; kırdaki ağaç da meyvesini verecek.
Levililer 26:3-4
Nasıl ki Tanrı’nın Kutsiyeti çölde onlarla birlikte bulunup, gökyüzünden ve kayadan gelen su ile onları besliyorsa, Tanrı’nın Kutsiyeti İsrael topraklarında da halkıyla birlikte yaşayacaktır. İsrael, Tanrı ile birlikte yaşamalarını sağlayan yasalara duyarlı kaldığı sürece, İsrael göklerden su ve yeryüzünden bol miktarda yiyecek alacaktır.
Levililer Kitabı Bugün Hala Geçerli Mi?
Eğer kitabın yapısını ve akışını anlarsak, içindeki yasaların rastgele olmadığını, bizim için herhangi bir kişisel anlamdan yoksun olmadığını görürüz. Bu kitap bize Tanrı’ya adanmış kutsal insanlar olmayı öğretmektedir. Yaşam ve ölümle nasıl ilişki kuracağımızı, kendimizi ruhsal olarak nasıl saf tutacağımızı öğreniriz ve adil bir toplum, başkalarına iyilik üzerine kurulu ahlaki bir toplum ve İlahi Olan’a duyarlılık için gerekli koşulları öğreniriz.
Kitap, bazı açılardan, sunularımızı kabul etmesi ve gözlerimizin önünde bize cevap verebileceği, ideal olarak Tanrı’ya ne zaman ve nerede yakarmamız gerektiğini anlatır. Ve İsrael’in söylediği aynı neşeli şarkıyı bugün tecrübe edemesek ya da İlahi Kutsiyet’e sürekli yakınlık içinde yaşamanın getirdiği hüşu duygusunu aynı düzeyde yaşayamasak da, kendimizi bu ideale adayabiliriz.
O’na yaklaşmaya çalışırken saflık ve kutsallığa ulaşmak için bu kitaptaki emirleri yerine getirebiliriz. Ve Tanrı’nın dualarımızı gökten gelen müthiş bir ateşle yanıtladığını duyamasak da, O’nun cevabını hayatımızda bize verdiği birçok armağanda ve kalbimizin derinliğinde arayabiliriz.
Levililer Kitabının Anlamını Anlamak
Aslında, son bölüm, Behukotay peraşası tamamen hayal kırıklığı gibi görünür. Tümü, Tanrı’ya gönüllü bağış sunmaya ilişkin yasalarla ilgilidir. Tanrı Adına bir para ya da malı bağışlama konusunda vaatte bulunabildiği gibi, benzer şekilde, kendisinin veya bir başka kişinin “parasal değerini” bağışlamayı da vaat edebilir. Tanrı, Moşe’ye bağışın değerini nasıl belirleyeceğine dair bir listeyi anlatır. Örneğin,
Eğer [söz konusu bağış,] Tanrı Adına korban olarak getirilmeye uygun bir hayvan ise…(27:9)
bedeli şu kadardır veya
Eğer [bağış], temea, Tanrı Adına korban olarak getirilemeyen herhangi bir hayvan şeklindeyse…
(27:11)
bedeli şu kadardır gibi liste uzayıp gider.
Ne? Ama bu hiç de manevi görünmüyor! Kitabın sonunda ulaştığımız sonucumuz bu mu?
Tanrı’ya sunulan bağışlar hakkında konuşmayı, bu kitabın başlangıcında korbanlar hakkında konuştuğumuzda tamamlamamış mıydık?
Öyleyse bu yasalar neden burada yer alıyor? Neden konusu Tanrı ile birlikte yaşamak olan bir kitabın sonuna konmak için seçildiler?
Levililer Kitabı’nın Özeti
Bahsettiğimiz gibi, Levililer Kitabı’nın sonunda yer alan Tanrı’ya bağış verme teması, kitabın başında yer alan Tanrı’ya sunulan korbanlar temasına oldukça benziyor.
Fakat benzerlikler burada bitmiyor. Her ikisi de bir şeyi Tanrısal bir amaç için kutsallaştırmakla ilgilidir ve her ikisi de meyve ya da hayvan olmak üzere ilk olanı sunmaktan bahseder.
Benzer olan sadece tema değildir, aynı zamanda kullanılan dil de benzerdir. Levililer’in ilk yedi bölümü ile son bölümündeki (yirmiyedinci bölüm) yasa listelerini karşılaştırın. İki bölüm de eğer…olursa / …yapmalıdır formülünü takip eder:
Eğer [kişinin] korbanı, sığırdan [seçilmiş] bir Ola-korbanı ise…
(1:3)
Ve eğer [kişinin] korbanı davardan – Ola-korbanı olarak koyundan ya da keçiden [seçilmiş] ise..
(1:10)
ve
Eğer [söz konusu bağış,] Tanrı Adına korban olarak getirilmeye uygun bir hayvan ise…
(27:9)
veya
Eğer [bağış], temea, Tanrı Adına korban olarak getirilemeyen herhangi bir hayvan şeklindeyse…
(27:11)
Ve her bölümün nasıl bittiğine bakın. Yedinci bölümdeki uzun korbanlar listesi şununla biter:
Tanrı [tüm bu kanunları] Moşe’ye Sinay dağında emretmiştir.
(7:38)
Ve son bölümün son ayeti şöyle biter:
Tanrı’nın, Sinay dağında Bene-Yisrael’e [iletmesi için] Moşe’ye emrettiği emirler bunlardır.
(27:34).
Gerçekten bu iki bölüm birbirine çok benzerdir.
Kitabın son bölümü birinci bölümü yansıtıyor. İlginç! Ama belki de aramaya devam edersek, birbirine karşılık gelen bölümlerin sadece ilk ve sonuncu bölümler olmadığını görebiliriz. Belki de bu paralellikler aslında bir kiyastik yapının ilk katmanıdır.
Levililer Kitabı’nın Yapısı Üzerine Daha Yakından Bir Çalışma
Bir kiyastik yapı veya Atbaş düzeninde, ilk bölüm son bölüm tarafından yansıtılır, ikinci bölüm, sondan ikinci bölüm tarafından, üçüncü bölüm sondan üçüncü bölüm tarafından yansıtılarak merkezi bölüme kadar devam eder. Merkezi bölüm, her şeyin etrafında döndüğü ana fikri verir.
Ve eğer durum buysa, Levililer Kitabı’nın neden bağış yasalarını içeren Behukotay peraşası ile sona erdiğini anlayabiliriz, çünkü; ilk bölüm korbanlar ile ilgilidir ve ilk bölümü yansıtmaktadır.
Metine devam edelim ve teorimizi test etmek için daha fazla paralellik bulabilir miyiz, bakalım.
Yedinci Bölüm’den hemen sonra, Mişkan’da görev yapan koenler ve onların görevlendirme töreni hakkında ayrıntılı yasalar verilir. Kohanim’e şöyle söylenir:
Atanma günleriniz tamamlanana kadar, yedi gün boyunca Buluşma Çadırı’nın girişi civarını terk etmeyin; zira yedi günde yetkili kılınacaksınız.
(8:33)
Ve birkaç ayet sonra:
Sekizinci gün, Moşe, Aaron’u, oğullarını ve Yisrael’in ileri gelenlerini çağırdı.
(9:1)
Zaman, burada büyük bir rol oynuyor gibi görünüyor: Yedinci ve sekizinci gün. Ve hemen sonra, Mişkan’ın göreve başlama törenini ve Tanrı’nın bizzat Mişkan’ın hizmetini nasıl başlattığını görüyoruz:
Tanrı’nın Huzuru’ndan bir ateş çıktı ve Mizbeah’ın üzerinde [bulunan] Ola-korbanını ve [diğer tüm] makbul kısımları [yakıp] tüketti.
(9:24)
Levililer Kitabı’nın bu ikinci bölümünde üç öğe bulunuyor: koenler, zaman ve Mişkan. Kitabın sonunda bu üç öğe; koenler, zaman ve Mişkan hakkında bir şey görüyor muyuz bakalım.
Levililer Kitabı’nın Yapısı Bize Ne Öğretiyor?
Yirmi birinci ve yirmi ikinci bölümlerde, bu sefer, Mişkan’da görev yapamayan koenler hakkında yeni yasaları alıyoruz. Örneğin:
[Bir Koen] Halkının içinde bir ölü için kendisini tame yapamaz.
(21:1)
Bunun istisnası olarak] Sadece kendisine en yakın olan yakını, annesi, babası, oğlu, kızı ve erkek kardeşi için [kendisini tame yapabilir].
(21:2).
Koenler geri döndü!
Bir sonraki adımda odak noktası zamana kayar:
Bir boğa, koyun ya da keçi doğduğunda, yedi gün boyunca annesinin altında olacak ve [sadece] sekizinci günden itibaren Tanrı Adına [Mizbeah’taki] ateşe uygun korban olarak kabul sağlayacaktır.
(22:27).
Yine, yedi gün bekleme ve sekizinci günde devam!
Sonra, yirmi üçüncü bölüm, tümü zamanla ilgili olan bayramları, yine aynı sayılarla anlatıyor: Şabat yedinci gündür, Pesah yedi gündür, Sukot yedi gündür ve sekizinci gün bayramdır!
Peki sırada ne görmeliyiz? Paralellikler devam ederse, bir sonraki bölüm Mişkan hizmeti ile ilgili yasalar olmalıdır. Ama maalesef görünen bu değil. Bunun yerine, yirmi beşinci ve yirmi altıncı bölümler toprakla ilgilidir… Yirmi beşinci bölüm, Şemita (Şabat yılı) ve Yovel (ellinci yıl) ile ilgilidir ve yirmi altıncı bölüm, Tanrı’yı takip etmekten gelen toprakların faydalarını anlatır. Yani, sıkışıp kaldık… Paralellikler sona erdi…Öyle mi?
Ama belki de değil. Evet, yirmi beşinci ve yirmi altıncı bölümlerde gerçek bir Mişkan yok. Ama Mişkan fikri var! Mişkan, Tanrı için yarattığımız ve onunla birlikte yaşayacağımız yerdir. Peki toprak nedir? Toprak, Tanrı’nın bizim için yarattığı, onunla birlikte yaşayabileceğimiz yerdir! Görünüşe göre, belki de aslında aynı şeyler. Belki de mikrokozmik düzeyde Mişkan, makrokozmik düzeyde topraktır. İkisi de Tanrı ile birlikte yaşanabilecek yerlerdir. Belki de Mişkan bu bölüm için yanlış başlıktı, daha çok “kutsal alan” olmalıydı. Aslında belki de bu üç grup, koenler, zaman ve mekan, Tanrı’ya kutsal zamanda ve kutsal alanda hizmet etmek hakkında tek bir bölümdür.
Hatırlayabileceğiniz gibi, on birinci bölümden on beşinci bölüme kadar olan bölümler, tamamen tame haline gelen, bir yoledet gibi ritüel olarak saf olmayan veya tsaraat ile temas eden biriyle ilgilidir. Ve ritüel olarak saf (tahor) olma ve bazen de kadoş (kutsal) olmak için geçtikleri süreçten bahseder.
Ve sonra paralel bölüm, on sekiz ile yirminci bölümler arası, putperestlik veya uygunsuz cinsel ilişkiler gibi şeylerle nasıl tame haline gelmemeyi, nasıl tahor olarak kalınabileceğini, başkalarına saygı göstererek ve onlar için alan yaratarak keduşaya (kutsiyet) nasıl ulaşılacağı ile ilgilidir.
Ve eğer bu yeterli değilse, kullanılan dile bakın: Önceki bölümün (11-15. bölümler) başında şunu söylüyor:
…kendinizi sınırlayın ve [böylece] kutsal olun; çünkü Ben Kutsal’ım…
(11:44).
Ve şöyle devam eder:
Hayvanlar, uçucular, suda kümelenen tüm hayvanlar ve yeryüzünde sürünen tüm küçük canlılarla ilgili kanun budur.
(11:46)
ve
Kaşer olmayan ile olanı ve yenebilir hayvanlarla yenmemesi gereken hayvanları ayırt etmek içindir.
(11:47).
Ve şimdi, ikinci bölümün sonuna, yirminci bölümün son ayetlerine bakın:
Kaşer olan ve olmayan hayvanlar, Kaşer olmayan ve olan uçucular arasında ayrım yapmalısınız.
(20:25).
Benim Adıma kutsal olmalısınız; zira Ben, Aşem, Kutsal’ım.
(20:26).
Şuna bakın! Birbirlerinin neredeyse mükemmel yansımaları! Her iki dizi ayet de tame ve tahor hayvanları birbirinden ayırmamızı ve Tanrı kutsal olduğu için kutsal, kadoş olmamızı istiyor.
Ve son olarak, kiyastik yapının merkezine ulaşıyoruz. Bu destansı merkez nedir?
Levililer’in Kiyastik Yapısının Merkezi
Merkezi konu, Mişkan’daki Yom Kippur hizmeti ile ilgili ilginç yasalardır. Adım adım ilerleyerek sonunda ulaştığımız konu bu muymuş? Levililer Kitabı’nda neden her şey Yom Kippur hizmetinin etrafında dönüyor gibi görünüyor?
Yom Kippur hizmetinin özü nedir? Yom Kippur hizmetinin doruk noktası, Koen Gadol’un, Kutsalların Kutsalı’na, Tanrı’nın Kutsiyeti’nin, onur bulutunun Antlaşma Sandığı’nın (Aron Aberit) üstünde durduğu yere girdiği zamandı. Kutsalların Kutsalı’na yılda sadece bir kez Koen Gadol’un girmesine izin verilir ve Koen Gadol bir bulut içinde yükselecek tütsü getirirdi.
tütsünün dumanı, Tanıklık [Levhaları’nın] üzerindeki kapağı örtecek..
(16:13).
Yom Kippur hizmetinin doruk noktasında, yersel tütsü bulutumuz, göksel onur bulutuyla birleşirdi. Bu, insanlık ile İlahi Olan arasındaki en yakın temas anıydı. O an tamamen yakınlığa ulaşmakla ilgiliydi.
İnsanlık ile Tanrı’nın en yakın olduğu an, kiyastik yapının kalbi ve Levililer Kitabı’nın merkezidir. Yom Kippur hizmeti, bulutlarımız Mişkan’ın kalbinde yılda bir kez buluşup bağlantı kurduğunda, Tanrı ile ilişkimizin zirvesine ulaşmamızın neye benzediğini gösterir. Merkez, tüm kitabı bu şekilde aydınlatır. Tanrı’ya Yom Kippur hizmeti aracılığıyla ulaştığımız yakınlık, Levililer Kitabı’nın her iki yönüne doğru yayılır. Bulutumuz Tanrı’nınkiyle birleştiğinde, O’nunla öyle bağlantıdayızdır ki, Tanrı ile ne kadar yakınlaşabileceğimizi görürüz; hem Mişkan’da hem de toprakta!
Levililer Kitabı Ne Anlama Geliyor?
Biraz geri dönüp bakalım. Sinay’da, Tora’yı aldık. Tanrı ile tanıştık. Ve Levililer Kitabı, Tanrı ile tanışmanın bir sonucu olarak Tanrı’ya nasıl yakın olacağınıza dair bu büyük yasalar listesini verir. Artık bir Mişkan’ımız var, taşınabilir bir Sinay’mız var. Mişkan, Tanrı’yı her yerde yanımızda götürmenin bir yoludur ve artık Tanrı aktif olarak bizimle birlikte olduğu için, İlahi Olan’a karşı daha bilinçli ve hassas olmalıyız. Kiyastik yapının ilk yarısı tamamen bu taşınabilir Sinay, yani Mişkan ile ilgilidir: Mişkan’da Tanrı’ya korbanlar sunuyoruz, Mişkan’daki koenlerin yasalarını, Mişkan’da zamanı, Mişkan’ın göreve başlamasını görüyoruz. Tuma ve tahara (ritüelik safsızlık ve saflık) yasaları bile Mişkan’a girme ile ilgilidir:
İsraeloğulları’nı safsızlıklarından ayrı tutun ki aralarında bulunan Mişkanım’ı safsız yaparak, safsızlıkları yüzünden ölmesinler.
(15:31)
Ama Mişkan’da Tanrı’ya hizmet etmek, O’nunla olan ilişkimizin sadece bir mikrokozmosudur. Kitabın ikinci yarısı ise aynı ilişkinin makrokozmosudur. Tanrı’ya, O’nun özel yerinde nasıl hizmet edileceğini öğrendikten, Tanrı ile böyle yoğun, hassas ve dikkatli biçimde yaşamanın ne demek olduğunu tattıktan sonra, ancak o zaman bu yakınlığı Mişkan’ın dışına ve günlük yaşamımıza yaymaya hazır hale geliriz.
Böylece ikinci yarıda, korbanlara geri dönüyoruz, ama şimdi, Mişkan’da koenlerin sunduğu korban yasaları ile ilgili değildir, bireysel, gönüllü olarak ve karşılık beklemeden Tanrı’ya sunduğumuz bağışlarımız, O’na yaklaşma çabalarımızla ilgilidir.
Yeniden koenlere, zamana ve kutsal alana geri dönüyoruz, ama artık Ulus’u uygun bir şekilde temsil etmek için koenlerin yapması gereken şeyler ile; Şemita ve diğer tarımsal yasalar ve zaman ve bayramlar sırasında Tanrı’ya nasıl hizmet etmemiz gerektiği ile ilgilidir.
Tuma’ya geri dönüyoruz, ama artık bağlamı toprak ile çerçevelenmektedir:
Kendinizi bunların herhangi biriyle murdar (tame) yapmayın...
(18:24).
Neden?
..çünkü; önünüzden kovmakta olduğum uluslar tüm bunlarla murdar (tame) oldular.
(18:24)
ve toprağı da tame yaptılar.
Levililer Kitabı’nın Yapısındaki Mesajlar
Levililer Kitabı ustaca yapılandırılmış bir süreci ortaya çıkarır: Tanrı’yı dünyamıza nasıl getireceğimizi öğrenebilmemiz için, O’nun dünyasında Tanrı ile nasıl yaşayacağımızı öğrenmeliyiz. Ve Tanrı ile yaşamanın anahtarı, en yakın yakınlık anıdır: Bulutumuz ve Tanrı’nın bulutu, Kutsalların Kutsalı’da, Yom Kippur’da buluştuğunda.
Bu, biz ve Yaratıcımız arasındaki sevginin büyük bir sembolüdür. O’nun alanında Tanrı’ya karşı olan yükümlülüklerimizi anlamlı kılar. Hayatlarımızı anlamlı kılar. Sanki Tanrı bize şöyle diyordur: Birbirimize yakın olma imkanımızı, bu potansiyeli ve bunu nasıl başarabileceğinizi anladıktan sonra, Benimle her an ve her yerde yaşayabilirsiniz.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.