Hristiyanlar ve onların kutsal bir kitap olduğuna inandıkları ve “yeni antlaşma” adını verdikleri kitapları, Yahudi Kutsal Kitabı’ndan; Tanah’tan çeşitli ayetler ya da pasajlar alıntılayarak, o ayet ya da pasajların isa’nın Mesih olduğunu veya Hristiyan doktrinlerinin doğruluğunu kanıtladığını ileri sürmektedirler.
Tanah’ın Neviim (peygamberler) kısmının bir parçası olan Malaki Peyamber’in kitabında yer alan 3:1 ayeti de maalesef hristiyanlar ve sözde kutsal kitapları tarafından bir kanıt olarak kullanılmaktadır.
Hristiyan İddiaları:
Öncelikle Malaki 3:1 ayetinin Türkçe hristiyan çevirilerine bir göz atalım:
İşte habercimi gönderiyorum. Önümde yolu hazırlayacak. Aradığınız Rab ansızın tapınağına gelecek; görmeyi özlediğiniz antlaşma habercisi gelecek” diyor Her Şeye Egemen RAB. (Malaki 3:1 – TCL02)
İşte, habercimi gönderiyorum, ve önümde yol hazırlıyacak; ve aradığınız Rab kendi mabedine ansızın gelecektir; ve özlediğiniz ahit meleği, işte, geliyor, orduların RABBİ diyor. (Malaki 3:1 – KMEYA)
Malaki 3:1 ayetine yönelik hristiyan iddialarını okuyalım:
3:1 habercimi İbranicesi “malaki” olan (bkz. Mal.1:1’e ait not) bu terim, genelde kâhin veya peygamber için kullanılırdı (bkz. Hag.1:13 ve ilgili not). Bu bildiri Yahya aracılığıyla gerçekleşmiştir (bkz. Mat.11:7-10; Mar.1:2-4; Luk.1:76). Önümde yolu hazırlayacak RAB, arındırmak ( Mal.1:3) ve yargılamak için bizzat gelecek (Mal.3:5), ama bundan önce halkı hazırlaması için birini gönderecektir (bkz. Mal.4:5-6; Yşa.40:3 ve ilgili notlar). antlaşma habercisi İsa Mesih. Mesih, Tanrı’nın temsilcisi olarak antlaşmayı yenileyecek ve eskisinin yerine geçerli kılacaktır (bkz. Yşa.42:6’ya ait not). (AKKİT Açıklamalı Kutsal Kitap, Yeni Yaşam Yayınları)
Bu büyük önbildirinin ilk satırı İncil’in üç ayetinde aktarılır. Markos 1:1-2’e göre “Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’le ilgili müjdenin başlangıcı” Yahya peygamberin ortaya çıkışıydı. Bu ayet ve Yşa.40:3, Yahya’nın gelişini önceden açıklar. Peygamber Yahya, İsrailoğulları’na, kendisinden sonra gelecek olana, yani İsa’ya iman etmelerini söyledi. Onları tövbe edip vaftiz olmaya çağırarak Mesih’in yolunu hazırladı. Yahya’nın bildirisi dolaysız ve sadeydi: “Tövbe edin! Tanrı’nın Egemenliği yaklaşmıştır” (Mat.3:2). Efendimiz İsa, Malaki’nin sözlerini kullanarak Yahya’yı şöyle övdü:
Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür. “İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; o önden gidip senin yolunu hazırlayacak” diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Vaftizci Yahya’dan daha üstün biri çıkmamıştır. (Mat.11:9-11; Lu. 7:26-28)
Ne var ki, bu büyük haberci yalnızca Rab’bin yolunu hazırlamak için çölde yükselen bir “ses”ti (Yşa.40:3; Yuh.1:23). Tapınağına gelecek olan öncesiz ve sonsuz “Söz,” ise Tanrı’nın kendisiydi (Yuh.1:1). Malaki 3:1 ve Yeşaya 40:3, vaat edilen Mesih’in kimliğini çok açık bir şekilde ortaya koyarlar: Tapınağın asıl sahibi Rab Y****’dir. Yani İsa Mesih, insan bedenine bürünmüş olan Tanrı’dan başkası değildir. Kendi tapınağına, Rab’bin bizzat kendisi gelecekti!
Antlaşma habercisi (Antlaşma meleği) deyişi, Mesih’in ölüp dirilerek gerçekleştireceği Yeni Antlaşma’ya işaret ediyordu (bkz. Yer.31:31-33; Mat.26:28; Luk.22:20; İbr.8:6-13; 9:15; 13:20). Burada “haberci” sözcüğü ‘aracı’ sözcüğüyle özdeştir; nitekim Mesih, Yeni Antlaşma’nın aracısı olmuştur. Halk antlaşmaya sadık kalmadı, ama Rab sözüne sadıktı ve İsrail’in bütün ümidi O’ydu. (Sürgün ve Ötesi: Kutsal Kitap’taki Daniel, Hagay, Zekeriya ve Malaki Bölümleri Üzerine Yorum, George Bristow)
Malaki 3. Bölüm Gerçekte Neden Bahsetmektedir?
Bu yazımızda, Malaki 3:1 ayetinin hristiyan yorumunun neden yanlış olduğunu ve ilgili ayetin gerçekte ne anlattığını anlatacağız. Bunu yapmadaki tek amacımız, İsrael’in Tanrı’sını; Haşem’i yüceltmek ve onu arayan insanları, nasıl olsa cevap veren yok edasıyla yıllardır türlü yalanlarla ve hilelerle hristiyanlık adı verilen putperestlik tuzağına düşürmek isteyen kişilere cevap vermektir.
İlk olarak, Malaki 3:1 ayetinin orijinal İbranice metnini, transliterasyonu ile birlikte inceleyerek ilgili ayetin doğru bir Türkçe çevirisini yapalım:
hineni şoleakh malakhi: İşte, habercimi gönderiyorum!
ufinnah-derekh lefanay: ve önümde yol açacak.
ufitom yavo el-hekhalo haadon aşer-attem mevaqşim: ve aradığınız Efendi ansızın Tapınağına gelecek.
umalakh habberit aşer-attem khafetsim hinneh-va: ve arzu ettiğiniz antlaşma habercisi işte geliyor!
amar haşem tsevaot: Toplulukların efendisi Haşem diyor.
Malaki 3:1 ayetini doğru bir şekilde şöyle çevirebiliriz:
İşte! Habercimi gönderiyorum ve o önümde yol açacak ve aradığınız Efendi ansızın Tapınağına gelecek. Arzu ettiğiniz antlaşma habercisi işte geliyor! Toplulukların efendisi Haşem böyle diyor.
(Malaki 3:1)
Tanah’taki ayetleri ya da pasajları doğru bir şekilde yorumlamanın tek yolu, o ayet ya da pasajı bağlamı içerisinde; öncesine ve sonrasını göz önünde bulundurarak ve orijinal metnine dikkat ederek yorumlamaktır. Ayetin yorumu, bağlama ve Tanah’ın tümüne; içerisinde yer alan öğretilere aykırı olmamalıdır. Eğer bir ayeti ya da pasajı yorumlarken bağlam göz ardı edilirse, o ayete ya da pasaja verilmek istenen her anlam verilebilir ve bu da sapkın inançlara, öğretilere yol açabilir.
Malaki 3:1 ayetinde, Yahudi halkına Tanrı “aradığınız Efendi ansızın Tapınağına gelecek” demektedir. “Aradığınız Efendi” derken ne kastedilmektedir? Tanrı, “arzu ettiğiniz antlaşma habercisi” demektedir. Tanrı, hangi “antlaşma”dan söz etmektedir? Yahudi halkının “arzu ettiği haberci” kimdir?
Bu soruların yanıtını, ancak bir önceki bölüme; Malaki 2. bölüme bakarak verebiliriz. Tanah’taki kitapların hemen hepsinin yazarları tarafından bölümlere ayrılarak yazılmadığını bilmek önemlidir. İlgili bölümler, ayetlerin kolayca bulunabilmesini sağlamak amacıyla sonradan yapılmıştır.
“Aradığınız Efendi” derken ne kastedilmektedir?
Sözlerinizle Haşem’i usandırdınız. “O’nu neyle usandırdık?” diye soruyorsunuz. “Kötülük yapan herkes Haşem’in gözünde iyidir, O onlardan hoşnuttur” ya da “Hani, adalet sağlayan Tanrı nerede?” diyerek usandırdınız.
(Malaki 2:17)
Malaki 3:1 ayetinde Tanrı, Yahudi halkının “Hani, adalet sağlayan Tanrı nerede?” sorusuna yanıt olarak “aradığınız Efendi ansızın Tapınağına gelecek” yanıtını vermektedir. Yahudi halkı, adalet sağlayan Tanrı’yı aramaktadır!
Tanrı, hangi “antlaşma”dan söz etmektedir? Yahudi halkının “arzu ettiği haberci” kimdir?
Şimdi, ey kâhinler, bu buyruk sizin içindir. Toplulukların Efendisi Haşem diyor ki, söz dinlemez, adımı onurlandırmaya istekli olmazsanız, üzerinize lanet yağdırıp hayırdualarınızı lanete çevireceğim. Lanetledim bile. Çünkü beni onurlandırmaya istekli değilsiniz. Soyunuzu paylayacağım. Bayramlarınızda kurban ettiğiniz hayvanların gübresini yüzünüze saçacağım. Sizi önümden atacağım. Levi’yle yaptığım antlaşmanın sürmesi için size bu buyruğu gönderdiğimi bilesiniz.” Böyle diyor Toplulukların Efendisi Haşem. Onunla yaşam ve esenlik verecek bir antlaşma yaptım ve bana saygı göstersin diye kendisine bunları verdim. Benden korkup adıma saygı gösterdi. Doğru öğüt ağzındaydı. Dudaklarında hile yoktu. Benimle esenlik ve doğruluk içinde yürüdü. Birçoklarını da suç yolundan döndürdü. Kâhinin dudakları bilgiyi korumalı ve insanlar onun ağzından öğüt aramalı. Çünkü o Toplulukların Efendisi Haşem’in habercisidir. Ne var ki, siz yoldan saptınız ve öğrettiklerinizle birçoklarını suça sürüklediniz; Levi’yle yaptığım antlaşmayı bozdunuz.” Böyle diyor Toplulukların Efendisi Haşem. “Benim yollarımı izlemediniz, Tora ile ilgili konularda adam kayırdınız. Bu yüzden ben de bütün halkın önünde sizi aşağılayıp gülünç duruma düşürdüm.”
(Malaki 2:1-9)
Malaki 3:1 ayetinde söz edilen antlaşma, Malaki 2. bölümde Tanrı’nın kâhinleri onu bozmakla suçladığı kâhinlik antlaşmasıdır.
Tanrı, Levi oymağından olan Harun Peygamber ve onun soyu ile Tanrı tarafından asla bozulmayacak bir kâhinlik antlaşması yapmıştır:
Bana kâhinlik edebilmeleri için, Harun’la oğullarını kutsal kılmak üzere şunları yap: Bir boğa ile iki kusursuz koç al. İnce buğday unundan mayasız ekmek, zeytinyağıyla yoğrulmuş mayasız pideler, üzerine yağ sürülmüş mayasız yufkalar yap. Bunları bir sepete koyup boğa ve iki koçla birlikte bana getir. Harun’la oğullarını Buluşma Çadırı’nın giriş bölümüne getirip yıka. Giysileri al; mintanı, efodun altına giyilen kaftanı, efodu ve göğüslüğü Harun’a giydir. Efodun ustaca dokunmuş şeridini bağla. Başına sarığı sar, üzerine de kutsal tacı koy. Sonra mesh yağını al, başına dökerek onu meshet. Harun’un oğullarını öne çıkarıp onlara mintan giydir. Bellerine kuşak bağla, başlarına başlık koy. Kalıcı bir kural olarak kâhinlik onların işi olacak. Böylece Harun’la oğullarını atamış olacaksın.
(Mısır’dan Çıkış 29:1-9)
Haşem diyor ki, ‘Eğer belirlenmiş zamanlarda gece ve gündüz olması için gece ve gündüzle yaptığım antlaşma bozulabilirse, tahtında oturan oğulları krallık yapsın diye kulum Davut’la ve bana hizmet eden Levili kâhinlerle yaptığım antlaşma da ancak o zaman bozulabilir. Kulum Davut’un soyunu ve bana hizmet eden Levililer’i sayılamaz gök cisimleri kadar, ölçülemez deniz kumu kadar çoğaltacağım.’
(Yeremya 33:20-22)
Tanrı hiçbir zaman, kişiler ile yaptığı antlaşmasını bozmaz. Ancak, kişiler söz konusu antlaşmayı bozabilir ve bu olduğunda da Tanrı antlaşmasını yürürlükten kaldırmaz. Antlaşmasını bozan kişileri cezalandırarak; terbiye ederek onlara hep bir tövbe; dönüş olanağı tanır.
Malaki 2:7 ayetinde, kâhin “Toplulukların Efendisi Haşem’in habercisi” olarak tanımlanır. Bu nedenle, Malaki 3:1 ayetinde söz edilen “antlaşma habercisi” Levi oymağından; Harun soyundan gelen bir kâhin olmalıdır.
Bu “antlaşma habercisi” ne yapacaktır?
Gümüş eritip arıtan gibi davranacak: Levililer’i arındırıp altın, gümüş temizler gibi temizleyecek. Böylece Haşem’e doğrulukla sunular sunacaklar. Geçmiş günlerde, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Haşem Yahuda ve Yeruşalayim’in sunacağı sunulardan hoşnut kalacak.
(Malaki 3:3)
Malaki 3:1 ayetinde sözü edilen “antlaşma habercisi” olan kâhin, diğer kâhinleri arındıracak; onların tövbe etmesini sağlayacak, onları suç yolundan döndürecek ve böylelikle onları tekrar Tanrı’nın Levililer ile; Harun ve soyu ile yaptığı kâhinlik antlaşmasına dahil edecek birisi olacaktır. Anlaşılan o ki, bu kâhin diğer kâhinlere öncülük edecek olması nedeniyle bir “kohen gadol” (başkâhin) olacaktır. Yahudi halkının “arzu ettiği antlaşma habercisi” bu başkâhindir.
“Antlaşma habercisi” kimdir?
Haşem’in büyük ve korkunç günü gelmeden önce size İlyas Peygamber’i göndereceğim. O babaların yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürecek. Öyle ki, gelip ülkeyi lanetleyerek yok etmeyeyim.
(Malaki 3:23-24) (hristiyan basımlarında 4:5-6)
Malaki 3:23-24 ayetlerine bakıldığında, “antlaşma habercisi”nin İlyas Peygamber olduğu söylenebilir. İlyas Peygamber de Levi oymağından ve Harun soyundan gelen bir kâhindir. Ancak mutlak bir şekilde İlyas Peygamber olmak zorunda değildir.
İsrail’in bilgeleri, Mesih döneminde Tanrı’ya hizmet edecek dört kişiyi şöyle sıralar:
Bunlar Mesih döneminde hizmet edecek olan Davut oğlu Mesih, Yusuf oğlu Mesih, İlyas ve dürüst Başkâhin’dir.
(Talmud Bavli, Sukkah 52b)
Talmud, İlyas Peygamber ile Başkâhin arasında ayrım yapmaktadır. “antlaşma habercisi” Talmud’ta sözü edilen “dürüst Başkâhin”dir.
Hristiyanlar, Kumran yazınında “kral mesih” ve “kâhin mesih” olmak üzere iki mesihten söz ettiğini, bunun da kendi kral-kâhin mesihleri İsa’yı desteklediğini öne sürmektedirler. Tanah’ta hem krallar hem de kâhinler, yağ ile meshedilerek atandıkları için onlara “meshedilmiş” anlamına gelen İbranice “maşiah – mesih” sıfatı verilir. Kumran yazınında sözü edilen “kâhin mesih” doğru bir çeviri ile “meshedilmiş kâhin” kurtarıcı Mesih demek değildir. Üçüncü Tapınak’ta görev alacak olan “dürüst Başkâhin”dir.
“Antlaşma habercisi” diğer adıyla “dürüst Başkâhin” kimin soyundan gelecektir?
Hezekiel 40-48. bölümlerde, “hanasi” (Türkçe: Lider) olarak adlandırılan, Üçüncü Tapınak’ta görevli olup diğer kâhinlere öncülük eden bir karakter görmekteyiz. Tora ile Hezekiel kitabı karşılaştırıldığında, bu “hanasi” adlı karakterin ilk Başkâhin olan Harun ile aynı misyonlara sahip olduğunu görmekteyiz:
(Harun) Kutsal bir yerde yıkanıp kendi giysilerini giyecek. Sonra çıkıp kendisi ve halk için getirilen yakmalık sunuları sunacak, kendisinin ve halkın günahlarını bağışlatacak.
(Levililer 26:14)
O gün Lider (hanasi) kendisi ve ülke halkı için günah sunusu olarak bir boğa sağlayacak.
(Hezekiel 45:22)
Bu nedenle, Malaki 3:1’de söz edilen “antlaşma habercisi”, Talmud’ta söz edilen “dürüst Başkâhin” ile Hezekiel 40-48. bölümlerde sözü edilen “Lider (hanasi)” aynı kişidir.
Tora’ya göre Tapınak’ta yer alan “Kutsalların Kutsalı” adı verilen kısma yalnızca Başkâhin girebilmektedir.
Ancak İsrail beni bırakıp kötü yola saptığında tapınağımın hizmetini sadakatle yapan Sadok soyundan Levili kâhinler önümde hizmet etmek üzere bana yaklaşacak. Yağ ve kan sunularını sunmak için önümde onlar duracak. Böyle diyor Efendi Haşem.
(Hezekiel 44:15)
Hezekiel 44:15 ayeti göz önünde bulundurulduğunda, “antlaşma habercisi” Harun’un soyundan gelen Sadok soyundan birisi olacaktır denebilmektedir.
Tanrı’nın Tapınağı’na gelmesi ne demektir?
Tanrı’nın Tapınağı’na gelmesi demek, Tanrı’nın beden alıp; enkarne olup yeryüzüne inerek tapınağa gelmesi demek değildir.
Benim Adıma bir Kutsal Mekan yapsınlar; böylece içlerinde barınacağım.
(Mısır’dan Çıkış 25:8)
Konutumu aranızda kuracak, size sırt çevirmeyeceğim. Aranızda yaşayacak, Tanrınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
(Levililer 26:11-12)
Tanrı, Tanah’ta pek çok kez Tapınağı “konutum” olarak adlandırmakta ve Tapınak aracılığıyla Yahudi halkının arasında olacağını; yaşayacağını söylemektedir.
Tanrı nasıl Tapınak sayesinde aramızda olabilir; aramızda yaşayabilir? Bu sorunun cevabı, “şehina” kavramında saklıdır.
Şehina nedir?
“şehina” kelimesi İngilizce “divine presence” olarak; Türkçe ise “ilahi mevcudiyet” olarak çevrilebilir. Levililer 26:11-12 ayetinde Tanrı’nın kullandığı “konut” kelimesinin İbranicesi “mişkan”dır. “mişkan” kelimesi, “barınmak” anlamına gelen “şakhan” kelimesinden türetilmiş olup “içerisinde barınılan yer, konut” anlamlarına gelmektedir. “şehina” kelimesi de “şakhan” kelimesinden türetilmiş olup, Haşem’in bu dünyada etkisini hissettirmesi olarak tanımlanabilir.
Kral Süleyman tarafından inşa edilmiş olan Tapınak, Tanrı’nın “mişkan”ı; “konutu”ydu. İçerisinde, “şekhina” mevcuttu. Bu nedenle, Tapınağa “Tanrı’nın evi” denmektedir.
Bu doktrini, hristiyanların sözde kutsal bir kitabı olan Matta kitabı da doğrulamaktadır:
Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan Tanrı üzerine ant içmiş olur. (Matta 23:11)
“şehina” Tanah’ta İbranice “kavod haşem”; Türkçe “Haşem’in görkemi” olarak ifade edilmektedir:
Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini sürdüremediler. Çünkü Haşem’in görkemi tapınağı doldurmuştu.
(1. Krallar 8:11)
İsrael’in bilgeleri, Birinci Tapınak’ta mevcut olup İkinci Tapınak’ta mevcut olmayan şeyleri şöyle saymaktadırlar:
Bunlar da şunlardır: Antlaşma Sandığı ve onun üzerindeki örtü ve sandığın örtüsü üzerinde bulunan Keruvlar, ateş, İlahi Mevcudiyet (şehina), Kutsal Ruh; ve Urim ve Tummim.
(Talmud Bavli, Yoma 21b)
İkinci Tapınak’ta “şehina” mevcut değildi çünkü Levili kâhinler, Tanrı’nın onlarla yaptığı kâhinlik antlaşmasını bozarak; türlü günahlar işleyerek Tapınağı kirletmişlerdi:
Yüreği ve bedeni sünnet edilmemiş yabancıları tapınağıma aldınız, bana yiyecek olarak yağ, kan sunmakla tapınağımı kirlettiniz. Böylece iğrenç uygulamalarınızla antlaşmamı bozdunuz.
(Hezekiel 44:7)
İkinci Tapınak, Haşem’in tüm uyarılarına rağmen Levili kâhinlerin ve Yahudi halkının tövbe etmemesi sonucunda MS 68 yılında Romalılar tarafından yıkılmıştır.
Mesih geldiğinde, yıkılmış olan Tapınak tekrar inşa edilecektir:
Onlara de ki, Efendi Haşem şöyle diyor: İsrailliler’i gittikleri ulusların içinden alacağım. Onları her yerden toplayıp ülkelerine geri getireceğim. Onları ülkede, İsrail dağları üzerinde tek bir ulus yapacağım. Hepsinin tek kralı olacak. Artık iki ayrı ulus olmayacaklar, iki krallığa bölünmeyecekler. Artık putlarıyla, iğrenç uygulamalarıyla, isyanlarıyla kendilerini kirletmeyecekler. Onları yerleştikleri, içinde günah işledikleri yerlerden kurtarıp arındıracağım. Onlar halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım. Kulum Davut onların kralı olacak, hepsinin tek çobanı olacak. Buyruklarımı izleyecek, kurallarıma uyacak, onları uygulayacaklar. Kulum Yakup’a verdiğim, atalarınızın yaşadığı ülkeye yerleşecekler. Kendileri, çocukları, çocuklarının çocukları sonsuza dek orada yaşayacaklar. Kulum Davut da sonsuza dek onların önderi olacak. Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. Bu onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak. Onları yeniden oraya yerleştirip sayıca çoğaltacağım. Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım. Konutum aralarında olacak, onların Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacak. Tapınağım sonsuza dek onların arasında oldukça uluslar İsrail’i kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklar.
(Hezekiel 37:21-28)
Malaki 3:1’de sözü edilen antlaşma habercisi olan Başkâhin, inşa edilecek bu Üçüncü Tapınak’ta görev alabilmeleri için, Levili kâhinlerin tövbe etmelerini sağlayarak onların arındırılmasını sağlayacak ve Üçüncü Tapınak’ta yine onlar görev alacaklar:
İsrail kötü yola saptığı zaman beni bırakan, yoldan sapıp putlarına bağlanan Levililer’se günahlarının cezasını çekecekler. Ama tapınağımda onlar hizmet edecek: Tapınağın kapılarından sorumlu olacaklar; tapınağın hizmetini yapacak, yakmalık sunu ve kurbanlık hayvanları halk için kesecek, halkın önünde duracak, halka hizmet edecekler.
(Hezekiel 44:10-11)
Böylelikle, İkinci Tapınak’ta olmayan “şehina” Üçüncü Tapınağa bir daha ayrılmamak üzere dönecektir:
Haşem’in görkemi doğuya bakan kapıdan tapınağa girdi. Ruh beni ayağa kaldırıp iç avluya götürdü. Haşem’in görkemi tapınağı doldurdu. Adam orada yanımda dururken, tapınaktan birinin bana seslendiğini duydum. Bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, tahtımın yeri, ayaklarımın basacağı, İsrail halkıyla sonsuza dek yaşayacağım yer burasıdır.
(Hezekiel 43:4-7)
Malaki 3:1 ayetinde söz edilen “Tanrı’nın Tapınağına gelmesi” işte bu anlama gelmektedir; “şehina”nın Tapınağa dönüşü demektir.
Malaki 3:1’de sözü edilen antlaşma habercisi olan Başkâhin, “şehina”nın Tapınağa dönüşünün yolunu açmak için gelmiştir! Bu nedenle, Tanrı “önümde yol açacak” demektedir.
Üçüncü Tapınak, Hristiyanların iddia ettiği gibi “İsa’nın bedeni” ya da “kilise topluluğu” değildir. Tıpkı, Birinci ve İkinci Tapınak gibi fiziksel bir yapıdır. Hezekiel 40-48. bölümlerde, Üçüncü Tapınağın duvarları, kapıları, odaları, avluluları ve onların ölçüleri anlatılmaktadır. hristiyan iddiasının yanlış olduğu nettir.
Tanrı, Tapınağına neden “ansızın” gelecektir?
Tanrı’nın tapınağına ansızın gelmesi, bu olayın ulusların hiç beklemediği bir zamanda gerçekleşeceği mesajını vermektedir.
İncil yazarları Malaki 3:1 ayetini nasıl değiştirdi?
İşte, habercimi senin önünden (grekçe: pro prosopou sou) gönderiyorum; O önden gidip (grekçe: emprosthen sou) senin yolunu (grekçe: ten hedon sou) hazırlayacak, diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. (Matta 11:10)
Matta Kitabı’nın yazarı, Malaki 3:1 ayetine, orijinal metinde olmayan “iyelik zamirleri” eklemiştir.
Peygamber Yeşaya’nın Kitabı’nda şöyle yazılmıştır: “İşte, habercimi senin önünden (grekçe: pro prosopou sou) gönderiyorum; O senin yolunu (grekçe: ten hedon sou) hazırlayacak.” (Markos 1:2)
Markos Kitabı’nın yazarı, Malaki 3:1 ayetine, orijinal metinde olmayan “iyelik zamirleri” eklemiştir ve ayrıca ayetin Yeşaya Peygamber’in Kitabı’nda yazılmış olduğunu iddia ederek ayetin hangi kitapta yer aldığını karıştırmıştır.
İşte, habercimi senin önünden (grekçe: pro prosopou sou) gönderiyorum; O önden gidip (grekçe: emprosthen sou) senin yolunu (grekçe: ten hedon sou) hazırlayacak, diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. (Luka 7:27)
Luka Kitabı’nın yazarı, Malaki 3:1 ayetine, orijinal metinde olmayan “iyelik zamirleri” eklemiştir.
İncil yazarları Malaki 3:1 ayetini Septuagint’ten mi alıntıladılar?
İşte! Önümde (grekçe: pro prosopou mou) yol açacak olan habercimi gönderiyorum. (Malaki 3:1, Septuagint -LXX-)
İncillerde yer alan ”iyelik zamirleri”nin hiçbirisi Septuagint’te de bulunmamaktadır ve Septuagint burada İbranice metni doğrulamaktadır. İncil yazarları, her zaman olduğu gibi Tanah ayetleri üzerinde oynamalar yaparak sahtekarlık yapmışlardır.
Yazan: Bilge Kaan Ergün