Noah’ın gemiden çıkan çocuklarına paralel olan gökler ve yeryüzü nesillerini ve dört ana kola ayrılan bir nehir hakkında konuştuğumuzu hatırlıyor musunuz? Burada yaratılış hikayesinde sahip olduğunuz, bir su kaynağı fikridir – Eden’de bulunan ve daha sonra dört ana kola bölünen ve oradan dünyaya geçen bir tür su kaynağından bahsetmiştik. Yaratılış hikayesinde tüm yaşam, daha sonra tüm dünyayı sulayan bu su kaynağından gelir. Peki, Tufan’dan sonra hayat nereden gelir? Bir kaynaktan gelen hayat var ama kaynak nedir? Kaynak, insanları sudan, etrafındaki sudan kurtarmak için kullanılan bir gemidir. Buradaki ayna görüntüsü; gemiden kuru karaya çıkan insanlar, tüm dünyaya yayılan insan yaşamının kaynağı haline gelirler.
Artık Noah’ın bağı hikayesine bakabiliriz:
Noah’ın, gemiden çıkan oğulları Şem, Ham ve Yefet idi. Ham, Kenaan’ın babasıdır.
Yaratılış 9:18
Noah’ın oğulları kimmiş? Şem, Ham ve Yefet. Peki kaç kişilermiş? Üç. Ancak, Tora şimdi garip bir şekilde, bu kişilerden bahsettikten hemen sonra, bu insanların her birinin başka çocukları olmasına rağmen, sadece birinin, Ham’ın çocuğunu bu üç kişinin yanında anar: Ham, Kenaan’ın babasıdır. Ham, aslında pek çok insanın babasıydı; Kenaan aslında Ham’ın dördüncü çocuğuydu, neden sadece Kenaan’ı duyuyoruz? Cevap, muhtemelen daha sonra Kenaan buradaki hikayede önemli bir rol oynayacağı içindir.
Ama Noah’ın çocukları, Ben Noah hakkında konuşmamız biraz tuhaf çünkü, Noah’ın çocukları derken ne demek istiyoruz? Noah’ın birinci nesil çocuklarından mı bahsediyoruz yoksa Noah’ın ikinci nesil torunlarından mı bahsediyoruz? Ayet biraz kafa karıştırıcı, çünkü; önce Noah’ın birinci nesil çocuğu olan üç kişiyi sıralıyor ve sonra dördüncü kişinin ikinci nesil bir torun olduğunu duyuyoruz, biraz kafa karıştırıcı görünüyor.
Bu üçü, Noah’ın oğullarıydı ve tüm dünya onlardan [gelenlerle] tekrar kalabalıklaştı.
Yaratılış 9:19
Sanki bu yeterince kafa karıştırıcı değilmiş gibi, 19. ayete biraz daha dikkatli bakarsanız, daha karışık hale geliyor, çünkü; burada dördüncü bir kişiden bahsettikten hemen bir ayet sonra; “Bu üçü, Noah’ın oğullarıydı” diyor. Sanki bu sefer Kenaan’ı görmezden geliyor gibiyiz. Gerçekten çok karışık. Burada dört kişiden mi bahsediyoruz, yani Şem, Ham ve Yefet, Kenaan adlı bu çocuk dahil olmak üzere dört kişiden mi bahsediyoruz, yoksa burada sadece Şem, Ham ve Yefet olan üç kişiden mi bahsediyoruz? Bu durumda Kenaan’ı bir nevi görmezden gelmiş oluyoruz. Neden bu konuya giriyoruz? Bu, daha sonra önemli olacak. Öyleyse buraya 1 numaralı soruyu yazalım: Birinci nesil çocuklardan mı yoksa ikinci nesil torunlardan mı bahsediyoruz ve Kenaan burada ne yapıyor?
Tamam, şimdilik bu konuya ara verip, biraz ilerleyelim ve bakalım bu hikayede başka ne bulacağız.
20.ayet:
Vayahel Noah iş ha’adamah vayitah kerem
Türkçe çeviri şöyledir:
Noah, toprak adamı olmaya başladı ve bir bağ dikti.
Buradaki “Vayahel” kelimesi “Ve o başladı” demektir. Bağ dikmeye mi başladı yoksa toprak adamı olmaya mı başladı? Ama bu çeviri, literal bir çeviri değildir. Çünkü dikkatlice bakarsanız; Vayahel Noah iş ha’adamah va – “ve başladı Noah toprak adamı ve” Sonra buradaki “Vav” “ve” anlamındadır. Yani “Ve bir üzüm bağı dikti.” Buradaki “Ve” başladığı şeyin aslında bir üzüm bağı dikmek olmadığını gösteriyor. Başka bir deyişle, Noah X’e başladı, Noah bir şeye başladı. Noah neye başladı? Neye başladığını bilmiyoruz, X diye adlandıracağımız bir şeye başladı ve bunu yaptıktan sonra başka bir şey yaptı, bir bağ dikti.
O halde literal çeviri şöyledir: Ve Noah toprak adamı başladı ve bir bağ dikti.
O halde buradaki ikinci soru şudur: Noah neye başladı? Bu konu neden belirsiz bırakılıyor?
Birinci soru, Kenaan burada ne arıyor? İkinci soru: Noah neye başladı?
Noah, toprak adamı olmaya başladı ve bir bağ dikti.
[Yaptığı] şaraptan içti ve sarhoş oldu. Çadırın içinde soyundu.
Kenaan’ın babası Ham, babasının çıplaklığını gördü ve dışarıda iki kardeşine anlattı.
Şem, Yefet ile bir giysi aldı ve ikisi, onu omuzlarına yerleştirdiler. Geri geri gittiler ve babalarının çıplaklığını örttüler. Yüzleri aksi yöne dönüktü ve babalarının çıplaklığını görmediler.
Noah, şarabın uyuşukluğundan ayıldı ve en küçük oğlunun kendisine yaptığı şeyi anladı.
Yaratılış 9:20-24
Biraz daha devam edelim. Sonra Noah bu bağı diker ve şarap içer. Belli ki Noah şarap yapar ve kendini sarhoş eder ve çıplak olur, çadırında. Sonra aniden, Kenaan’ın babası Ham, babasının çıplaklığını görür ve Şem ve Yefet’e diğer iki erkek kardeşine söyler. Ve sonra Şem ve Yefet giysiyi alır. Burada “giysi” olarak tercüme edilen kelime biraz tuhaftır; “hasimlah” – bir giysiyi değil, belirli bir giysiyi ifade eder. Giysiyi aldılar ve ikisi birlikte Noah’ın omuzlarına yerleştirdiler ve geriye doğru yürüdüler ve babalarının çıplaklığını örttüler. Her zaman geriye dönüktüler, böylece babalarının çıplaklığını görmediler. Böylece babalarının haysiyetini sarhoşken çıplakken ona bakmayarak korudular. Kısa bir süre sonra Noah şarabın etkisinden ayılır ve küçük oğlu Ham’ın ona ne yaptığını görür.
Şimdi burada ilginç olan şey şudur, yine bu soruyu üçüncü soru olarak adlandırabiliriz ki bu burada 22. ayet ile 24. ayet arasında küçük bir tutarsızlık var gibi görünüyor. Size şunu soracağım: Ham tam olarak ne yaptı? Eğer 22.ayete bakarsanız, biraz masum görünür. Kenaan’ın babası Ham, babasının çıplaklığını gördü ve dışarıda iki kardeşine anlattı. Ham ne yaptı, ne oldu? Gerçekte ona hiçbir şey yapmamış gibi görünüyor, sadece babasını çıplak görmüş gibidir. Şimdi 24. ayete bakın: Noah, şarabın uyuşukluğundan ayıldı ve en küçük oğlunun kendisine ne yaptığını gördü. Bir dakika! Ham ona bir şey yaptı mı, yapmadı mı? Ham bir şey mi gördü mü yoksa bir şey mi yaptı? Bunu üç numaralı soru olarak adlandıracağız: Ham ne yaptı?
“Kenaan lanetlidir!” dedi. “Kendi kardeşlerine köleler kölesi olsun!”
Yaratılış 9: 25
Devam edelim. Bu nedenle Noah sinirlenir ve şöyle der: “Kenaan lanetlidir. Kendi kardeşlerine köleler kölesi olsun.” Sizi bilmiyorum ama bu beni dördüncü soruya götürüyor. Dördüncü soru, Noah yanlış kişiye mi lanet ediyor? Kenaan’a neden lanet ediyor ki? Noah’ın çıplaklığını gören kişi Kenaan değildi. Gerçekte kızdığı kişi kimdi? Görünüşe göre, Ham adındaki en küçük oğluna kızmıştı. Doğru mu? Neden babası yerine oğlunu lanetliyor? Oğul hiçbir şey yapmadı ki! Kenaan masum görünüyor. Bu yüzden dördüncü soru şudur: Noah, yanlış kişiyi mi lanetliyor? Neden Kenaan’ı lanetliyor?
[Noah sonra] “Şem’in Tanrı’sı Aşem Mübarek’tir! Kenaan ona [Şem’e] köle olsun!” dedi. “Tanrı, Yefet’i genişletsin, ama [Tanrı’nın kutsal Varlığı] Şem’in çadırlarında barınsın. Ve Kenaan onlara köle olsun!” Noah, Tufan’dan sonra 350 yıl yaşadı. Noah’ın tüm günleri 950 yıldı; ve öldü.
Yaratılış 9: 26-29
Noah, sonra Şem’in Tanrı’sının kutsanmış olduğunu söyler. “Kenaan ona hizmet etsin. Tanrı, Yefet’e güzellik versin.” Yefet kelimesi, “güzellik” anlamındaki “yafah” kelimesiyle ilgilidir. “Yefet, Şem’in çadırlarında otursun” – artık bu ne anlama geliyorsa – “ve Kenaan her ikisine de hizmet etsin.” Yani Noah temelde Kenaan’a lanet ediyor, Kenaan hem Şem hem de Yefet’e hizmet etmelidir. Sonra, Tufan’dan sonra Noah 350 yıl yaşar ve ölür. Hikayenin sonu.
Yani metinde dört temel soru var:
Birinci soru: Kenaan’ın burada, Noah’ın üç oğluyla ilgili görünen bir hikayede ne işi var? Neden dördüncü kişi olarak tanıtılıyor? Sonra sanki Kenaan yokmuş gibi konuşuluyor.
İkinci soru: Noah ne yapmaya başladı? Üzüm bağını dikmeye başlamadıysa neye başladı?
Üçüncü soru: Ham ne yaptı? Herhangi bir şey yaptı mı? Ham, 22. ayetin ima ettiği gibi sadece gördü mü yoksa 24. ayetin ima ettiği şekilde bir şey mi yaptı?
Dördüncü soru: Noah nasıl oluyor da yanlış kişiye lanet ediyor?
Bu sorular hakkında düşünmenizi istiyorum. Sıradaki soru, bu hikaye ile göklerin ve yerin nesillerinden sonraki yaratılış hikayesi arasında herhangi bir paralellik var mı? Bu paralelliklerden herhangi biri, Noah ve bağın hikayesine dair bu sorulardan bazılarına ışık tutuyor olabilir mi? Sonraki yazıda bunun hakkında konuşacağız. Görüşmeyi umuyorum.
Kaynak: Rabbi David Fohrman