Yaratılış Kitabı şöyle başlar:
1. Bölüm, 1. Ayet:
Bereishis barah Elokim et hashomayim v’et ha’aretz
Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeryüzünü yarattı / Tanrı’nın gökleri ve yeryüzünü yaratışının başlangıcında,
1. Bölüm, 2. Ayet:
Veha’aretz haytah tohu vavohu
Yeryüzü şekilsiz ve boştu.
Şekilsiz ve boş olarak tercüme edilen İbranice kelimeler tohu vavohu‘dur.
Raşi, ilk kelime “tohu” kelimesini “şaşılacak derecede” anlamında bir sıfat olarak tercüme eder. Raşi bunu yeryüzünün şaşırtıcı derecede kaotik veya şaşırtıcı bir şekilde boş olduğu şeklinde açıklar. Buradaki İbranice “tohu” kelimesinin, şaşırmak, merak etmek anlamına gelen “toheh” ile ilgili olduğunu belirtir. Yani yeryüzü şaşılacak derecede boştu ve çok, çok kaotikti, düzen yoktu.
2. ayete devam:
V’choshech al pnei tehom.
derinliklerin yüzünde karanlık vardı
V’ruach Elokim merachephet al pnei hamayim
ve Tanrı’nın ruhu suların yüzünde hareket halindeydi.
2. ayetteki “ruah” kelimesinin burada “ruh” olarak tercüme edildiğini fark etmişsinizdir. İbranice “ruah” kelimesine sözlükte bakarsanız “ruh” ya da “rüzgar” olarak tercüme edildiğini görürsünüz. En iyi çeviri bağlama bağlıdır. Burada, 2. ayette “ruah elokim” kelimelerinin “Tanrı’nın rüzgarı” olarak tercümesi kulağa biraz garip geldiği için “Tanrı’nın ruhu” olarak tercüme edilir.
Yaratılış Kitabı’nın başlangıcındaki bu birkaç ayet ile ilgili sizden yapmanızı istediğim şey, bu kelimelerin üzerinde gerçekten düşünmeniz ve onları zihninizde görselleştirmeye çalışmanız. Bu nadiren yaptığımız bir şeydir. Bu kelimeleri pek çok kez duymuştunuz: “Tanrı gökleri ve yeri yarattı.” Bu ayetler, yaratılışın ex nihilo (yoktan yaratılış) olduğunu anlatıyor ama metnin devamına bakarsanız yaratılış öncesinde bazı şeyler var gibi görünüyor.
Yaratılış öncesi dünyanın özellikleri nelerdi? Yeryüzü biçimlenmemiş ve boştu, karanlık derinlerin yüzündeydi, Tanrı’nın ruhu suyun yüzünde dolaşıyordu. Burada bir şeyler var. Bu kelimeleri görselleştirebilir miyiz? Gördüğünüz resim nedir?
Öyleyse görmek için, öğeleri tek tek gözden geçirelim:
Bu dünyada ne var? 1 numaralı öğe; görünüşe göre öncelikli öğe olarak su var. Tanrı’nın ruhu neyin üzerinde hareket halindeydi? Suların yüzünde. Yani su, su, her yerde su varmış gibi geliyor.
Ayrıca karanlık; karanlık neredeydi? Derinlerin yüzünde. İbranice olarak, al pnei tehom. “Tehom” veya “derin” kelimesi su ile ilgilidir. Derin olan sudur. Çok, çok derin sular…
Peki bu dünya hakkında başka ne biliyoruz? 2 numaralı öğe olarak karanlık olduğunu biliyoruz; derinlerin yüzünde karanlık vardı. Başka bir şey daha biliyoruz, tüm sahnenin çok kaotik olduğunu biliyoruz, daha önce bahsettiğimiz gibi tohu vavohu, şekilsiz ve boştu.
Tamam şimdi sizden bu üç unsuru, zihninizde bir araya getirmenizi istiyorum:
1] Her yerin su olduğu bir su dünyası var,
2] her yer karanlık
3] tüm sahne gerçekten kaotik görünüyor.
Bu, neye benziyor? Bu sahneyi daha önce bir yerlerde gördük mü?
Her yerde su varsa ve sahne gerçekten karanlık ve kaotik olduğuna, bu kaotik sular fırtınayla savrulan dalgalara benziyor. Sanki büyük bir fırtına var gibi, neredeyse…evet, tahmin ettiniz, bu sahne bir tufan gibi görünüyor. Bunu daha önce duyduk, değil mi? Nerede?
Yedi bölüm sonra, Noah’un öyküsünde. Yeryüzünün yok edildiği bir zaman vardı, her yer suyla yok edilmişti. Bu bir su dünyasıydı; Tufan, karanlık, kaotik, her yere savrulan su…Kulağa burada anlatılan dünyaya, Tanrı’nın devreye girdiği ve bildiğimiz şekliyle dünyamızı yarattığı dünyaya benziyor.
Tufan ile yaratılış öncesi dünya arasındaki bu benzerlikler sadece birer tesadüf olabilir mi? Yaratılış 1. Bölüm ile 8. Bölüm arasında gerçekten bir bağlantı varsa, daha fazla sayıda ortaklık bulunmalıdır.
Öyleyse Yaratılış Kitabı 1. Bölüm’ü okumaya devam ederken, daha sonra 8. Bölüm’de okuduklarımıza benzer konulara rastlıyor muyuz bakalım.
Yaratılış 1. Bölüm’de suların yüzünde hareket eden Tanrı’nın ruhundan nasıl bahsettiğimizi hatırlıyorsunuzdur. İbranice’de bu kelimelerin “ruah elokim” olduğundan ve buradaki Tanrı olarak tercüme edilen kelimenin “elokim”, “ruh” olarak tercüme edilen kelimenin “ruah” olduğundan, ruah’ın birden fazla anlama gelebileceğinden bahsetmiştik: “Ruah” sadece “ruh” anlamına gelmez, aynı zamanda “rüzgar” anlamına da geliyordu.
Dünya’nın Tufan’dan kurtarılmasından bahseden Yaratılış 8. Bölüm’e bakın:
Vayizkor Elokim et Noach, v’et kol hachayah v’et kol habeheima asher ito bateivah
Tanrı, Noah’ı ve gemide onunla birlikte bulunan tüm vahşi hayvanlarla tüm evcil hayvanları hatırına getirdi
Yaratılış 8:1
ve dünya iyileşmeye başladığında gerçekleşen ilk şeye bakın:
Vaya’aver Elokim ruach al ha’aretz
Tanrı yeryüzü üzerinden bir rüzgar geçirdi
Yaratılış 8:1
Yine aynı sözler! “Elokim ruach.” Tanrı’nın ruhu ve bu durumda Tanrı’nın rüzgarı. Tanrı’nın yaptığı ve yeryüzünün üzerinden geçen bir rüzgar.
Bir ortak nokta daha bulduk: Tanrı’nın rüzgarı.
Ortak noktaları tekrar gözden geçirelim:
1] Her yerin su olduğu bir su dünyası var,
2] her yer karanlık
3] tüm sahne gerçekten kaotik görünüyor
4] Tanrı’nın rüzgarı
Yaratılış 1. Bölüm ile 8. Bölüm arasındaki benzerlikler devam ediyor mu? Bir sonraki yazıda bana katılın.
Sonraki yazı: Benzer Dünyalar ve Yeniden Yaratılış?
Kaynak: Rabbi David Fohrman