Giriş
Talmud’da, İsa’nın yaşam ve ölüm hikayesinden bahsettiği iddia edilen dört bölüm vardır. Burada bu bölümleri yakından analiz edeceğiz ve bu hikayelerin isa’nın yaşamından bahsediyor olmasının mümkün olup olmadığını göreceğiz. Kahramanlarımızı tanımlamamıza yardımcı olan iki ayrı bölüme de bakacağız. Bu metinlerden herhangi birinin isa’ya atıfta bulunduğunu iddia etmede büyük zorluklar bulunduğunu hemen anlayacağız. Çok sayıda tarihçi ve Talmudistin bu meseleleri ele aldıklarını ve bu bölümlerin hiçbirinin isa’yı anlatmadığını ya da teolojik nedenler ile tarihi yeniden yazma amacıyla hayatları daha sonra karıştırılan ön-isa figürleri olduğunu göreceğiz.Metinler
Talmud’da aynı isimlere sahip birçok insan olduğunu akılda tutmak önemlidir. Talmud’da örneğin 14 Hillel, 61 Elazar ve 71 Hunas bulunur. Josephus, Jesus (isa) ismini taşıyan, bunlardan en az on tanesi meşhur isa dönemimde yaşamış, yirmi farklı Jesus (isa) listeler. Pantera ismi de ilk iki yüzyılda popüler bir isimdi. Talmud’da aynı isimler ile karşılaşmak çok yaygındır ve bugün de aynısı geçerlidir. Bir kişinin sadece ilk ismini vererek bir kişiyi tarif etmek mümkün değildir. Talmud’da babanın adını taşıyan ikinci isimler, insanları daha doğru tanımlayabilmemizi sağlar, ancak; bu da kesin sonuç vermez. İki adamın ve babalarının aynı isimlere sahip olması çok olasıdır. Bu gerçeği göz ardı etmek tarihi bozar. İbranice’de “ben” kelimesi “-in oğlu” anlamına gelir. Örneğin “Şimon Ben Gamaliel,” Gamaliel’in oğlu Şimon demektir.Metin 1: Ben Stada
Talmud Şabat 104b, Sanhedrin 67a Şöyle öğretilir: Rabbi Eliezer bilginlere şöyle dedi: Ben Stada, Mısır’ın büyücülüklerini derisindeki kesikte getirmedi mi? Ona şöyle dediler: O bir ahmaktı ve sen bir ahmaktan kanıt getiremezsin. Ben Stada, Ben Pandira’dır. (Stada’nın oğlu, Pandira’nın oğludur.) Rabbi Hisda şöyle dedi: Kocası Stada’ydı ve sevgilisi Pandira’ydı. [Hayır,] kocası Pappos Ben Yehuda ve annesi Stada idi. [Hayır,] annesi, kadın kuaförü Miryam’dı [ve Stada olarak bilinirdi]. Pumbedita’da söylediğimiz gibi: Kocasından yüz çevirmişti.Özet
Burada gördüğümüz, Kara Büyü uygulayıcısı olarak kabul edilen Ben Stada adında bir adamın olduğudur. Annesinin adı Miryam’dır ve o da Stada olarak da adlandırılıyordu. Babası Pappos Ben Yehuda olarak adlandırılıyordu. Miryam’ın (Stada), Pandira ile ilişkisi vardı ve bu ilişkiden Ben Stada doğdu.İddia Edilen Kanıt
Bazı tarihçiler, Ben Pandira olarak da bilinen Ben Stada’nın isa olduğunu iddia eder. Annesinin adı Miryam, isa’nın annesinin ismine benziyordu. Ayrıca, Miryam kadın kuaför yani, “megadla naşaya” olarak adlandırılıyordu [bu çeviri için, bakınız Rabbi Meir Halevi Abulafia, Yad Rama, Sanhedrin]. “Miryam megadla naşaya” ifadesi , Mecdelli Meryem ifadesine benziyordu.Problemler
[1] Mecdelli Meryem, isa’nın annesi değildi. Meryem kuaför de değildi. [2] isa’nın üvey babası Yusuf’du. Ben Stada’nın üvey babası Pappos Ben Yehuda idi. [3] Pappos Ben Yehuda, Talmudik yazın içerisinde diğer bölümlerde yer alan ve bu nedenle bilinmekte olan bir şahsiyettir. Mehilta Beşalah onun Rabbi Akiva ile Tora tartıştığını ve Talmud Berahot 61b’de Pappos Ben Yehuda’nın Rabbi Akiva ile birlikte Romalılar tarafından yakalanıp öldürüldüğünü anlatır. Rabbi Akiva, birinci yüzyılın ikinci yarısında ve ikinci yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır. M.S. 134 yılında ölmüştür. Pappos Ben Yehuda, Rabbi Akiva’nın çağdaşıysa, isa’nın ölümünden sonra doğmuş olmalıdır ve isa’nın babası kesinlikle olamazdı. Sonuç olarak, isa adayı olan bu Yeşu’nun da annesinin adı Miryam’dır. Tek ortak noktaları budur. M.S. 2. yüzyılda yaşamıştır.Metin 2: Yeşu
Talmud Sanhedrin 107b, Sota 47a Peki ya Rabbi Yeoşua Ben Perahya? Kral Yohanan Hurkanus rabbileri öldürdüğünde, Rabbi Yeoşua Ben Perahya ve Yeşu Mısır’daki İskenderiye’ye gitti. Barış olduğunda, Şimon Ben Şeta ona şunu gönderdi: “Benden Kutsal şehir’den (Yeruşalayim) sana Mısır’ın İskenderiye kentine. Kocam senin orta yerinde kalıyor ve ben terkedilmiş oturuyorum.” [Rabbi Yeoşua Ben Perahya] yola çıktı, belirli bir hana geldi ve ona orada büyük saygı gösterdiler. Dedi ki: Bu han ne kadar güzel [Ahsanya, aynı zamanda hancı anlamına gelir]. [Yeşu] şöyle dedi: Rabbi, gözleri dardı. [Rabbi Yeoşua Ben Perahya] ona şöyle dedi: Kötü adam, bu işle mi meşgulsün? [Rabbi Yeoşua Ben Perahya] dört yüz trompet gönderdi ve onu dışladı. [Yeşu], [Rabbi Yeoşua Ben Perahya’nın] huzuruna birçok kez geldi ve dedi ki: “Beni kabul et.” Fakat [Rabbi Yeoşua Ben Perahya] onunla hiç ilgilenmedi. Bir gün [Rabbi Yeoşua Ben Perahya] Şema’yı okuyordu (bu sırada kimsenin okuması kesilmez). [Yeşu] onun huzuruna geldi. [Yeşu] ‘yu kabul edecekti ve eliyle [Yeşu]’ya işaret etti. [Yeşu], [Rabbi Yeoşua Ben Perahya’nın] onu ittiğini düşündü. Gitti, bir tuğla astı ve ona eğildi.[Yeşu] dedi ki [Rabbi Yeoşua Ben Perahya’ya]: Bana günah işleyen ve başkalarının günah işlemesine neden olan kimseye tövbe etme fırsatı verilmediğini öğrettiniz. Ve öğretmeni dedi ki: Yeşu {Notzri} büyü yaptı ve aldattı ve İsrael’in sapmasına neden oldu.Arka Plan ve Özet
Tarihçilerin bu olayların kesin olarak ne zaman gerçekleştiği konusunda fikir ayrılığına sahip olduğunu unutmayalım. Basit olması için, Gershon Tannenbaum tarafından önerilen mümkün olan en geç tarihleri esas alacağız [Yahudi Zaman Çizgisi Ansiklopedisi, sayfa 87]. Yohanan Hurkanus başarılı bir kral ve askerdi. M.Ö. 93’deki zaferini kutlayan bir ziyafet sırasında, bazı Ferisi rabbiler onu rahatsız etti ve her Ferisi rabbinin öldürülmesi için Saduki liderleri tarafından ikna edildi [Hyman, Cilt II, sayfa 691-692, 766]. Rabbi Yeoşua Ben Perahya ve öğrencisi Yeşu gibi bazı rabbiler, Yohanan Hurkanus’tan kaçmak için İskenderiye’ye gittiler [Hyman Cilt II sayfa 647, 692]. Bununla birlikte, Şimon Ben Şeta Yeruşalayim’de, Yohanan Hurkanus’un kayınpederi olan kız kardeşi Salome Aleksandra tarafından saklandı[Hyman, cilt. II sayfa 647, 692, 766, cilt. III sayfa 1212-1213]. Eseniler, Kumranlar ve diğer pek çok grup gibi tarikatlarla ile dolu son derece çeşitli Pelişti’de, Ferisi lider kalmamıştı. M.Ö. 91 yılına gelindiğinde, Yohanan Hurkanus ve oğulları Antigonus ve Aristobulos öldü ve üçüncü oğlu Aleksander Yanay kral oldu. Aleksander Yanay ateşli bir Saduki olmasına rağmen, karısı onu Ferisi üvey kardeşi Şimon Ben Şeta’yı o zamanlar Sadukilerin egemenliğindeki Sanhedrin’e atamaya ikna etti. Yavaş yavaş, birkaç yıl içinde, Şimon Ben Şeta Sanhedrin’deki Saduki rakiplerini geride bıraktı ve Ferisi öğrencilerini üye olarak atadı [Hyman, Cilt. II, sayfa 766-767, cilt. III sayfa 1213-1214]. M.Ö. 80 yılına gelindiğinde, Ferisi rabbilerin sessizce geri dönmesi nihayet güvenli hale geldi ve Şimon Ben Şata, akıl hocası Rabbi Yeoşua Ben Perahya’ya şifreli bir not göndererek, geri dönmesi için onu cesaretlendirdi.[Hyman, Cilt. II sayfa 647-648, Cilt III sayfa 1213-1214] Ferisilerin Yunan-Suriyelilere karşı isyan ettiği ve Haşmonayimlerin krallığı kazandığı zaferden 50 ila 60 yıl sonra, bu Ferisi rabbiler, Helenist putperestliğinin dinleriyle bütünleşmiş yönleri olan heretik tarikatlarla dolu ülkelerine geri döndü. Ferisiler şimdi dini toplumlarının parçalanmasına tanık oluyordu. Dönerlerken, Yeşu, öğretmeninin sözlerinden birini yanlış anladı ve evli kadınlarla ilgilendiğini ve onlara baktığını gösteren bir şey söyledi. Rastgele cinsel ilişki, Helenist mezheplerin çoğunun bir göstergesi olduğundan, Rabbi Yeoşua Ben Perahya, öğrencisinin Helenizm’den etkilenen bir başka lider olduğundan şüpheleniyordu ve Yeşu’yu uzaklaştırdı [Böyle aceleci bir sonucu çıkarması, bu bölümden birkaç satır önce Talmud tarafından kınanır]. Yeşu’nun akıl hocası ile uzlaşma çabalarından sonra, Rabbi Yeoşua Ben Perahya nihayet hazırdı. Ancak Yeşu, sabah duasının en önemli kısmı olan ve söylemeye ara verilemeyecek olan Şema’yı okurken ona yaklaştı. Yeşu’ya eliyle bir hareket yaptı ama Yeşu bunu gitmesini belirtmek için yapılan bir hareket sandı. Yeşu sonunda vazgeçti ve öğretmeninin şüphesinin haklılığını ortaya koydu. Bir pagan dini benimsedi, kendi Yahudilik mezhebini yaratmaya gitti ve birçok Yahudi’yi yoldan saptırdı.İddia Edilen Kanıt
Bazı tarihçiler buradaki Yeşu ve isa arasındaki bazı benzerlikleri belirtir. En önemlisi, Talmud’un bir el yazmasında Yeşu, Notzri Yeşu olarak adlandırılır ve biraz zorla bu Nasıralı Yeşu olarak okunabilir.Problemler
[1] Yeşu, İsa’dan bir asır önce yaşamıştır. [2] Mevcut yaklaşık dört ayrı el yazmasından sadece bir tanesi HaNotzri (Nasıralı olarak zorlanabilir) ismini içerir. Diğer el yazmalarından hiçbiri bu ismi içermez. Bu da ortaçağ yorumcularının önerdiği gibi, bunun sonradan ekleme olma ihtimalini güçlendirmektedir. [Karşılaştır: Menachem HaMeiri, Beit Habechirah, Sotah aynı yerde]. [3] Notzri, Nasıralı anlamına gelmez. Notzri kelimesi Kutsal Kitap’ta yer alan bir terimdir. Bakınız: Yeremya 4:16 ve Yeremya 31:5 (6). נֹצְרִ֥ים (Kuşatma yapan, gözcü) Kendiniz kontrol edin! Asırlar sonra hristiyanlara Notzrim veya Netzarim biçiminde atıfta bulunulurken, bu terim birçok güçlü topluma atıfta bulunmak için kullanılan bir terimdi. Örneğin, Talmud tarafından “Ben Netzar” adı soyguncular lideri ünlü Palmira’lı Odenathus’a atıfta bulunmak için kullanılmıştır [bakınız: Marcus Jastrow’un Sözlüğü sayfa 30] [4] Yeşu ismi tek başına yaygın bir isimdi. isa (Jesus) adının da yaygın olduğunu biliyoruz [bakınız Koloseliler 4.11]. [5] İsim dışında, hikayedeki hiçbir şey İsa hakkında bildiğimiz hiçbir şeye uymamaktadır. Sonuç olarak, isa adayı olan bu Yeşu M.Ö. 1. yüzyılda yaşamıştır ve hikayesi ilgisizdir.Metin 3: Mahkeme
Talmud Sanhedrin 67a Şöyle öğretilir: Ölüm cezasına layık diğer herkes için (putperestliğe ayartan kişiler hariç) tanıkları gizlemeyiz. Ayartan kişi ile nasıl başa çıkarlar? İç odada onun için bir lamba yakarlar ve dış odaya tanıklar yerleştirilir, ayartan kişi onları göremez veya duyamazken, tanıkları onu görür ve duyar. Biri ayartan kişiye “Bana özel olarak söylediklerini tekrar söyle” der. Ayartan kişiye şöyle der: “Gökteki Tanrı’mızı nasıl bırakabiliriz ve putperestlik yapabiliriz?” Eğer ayartan kişi tövbe ederse, bu iyidir. Eğer “Bu bizim yükümlülüğümüz ve bunu yapmalıyız” derse, onu dışarıdan duyan tanıklar onu mahkemeye getirir ve onu taşlar. Ve böylece Lud’daki Ben Stada’ya bunu yaptılar ve onu Pesah’tan önceki gün taşladılar.Özet
Bu bölüm, insanları en kötü dini suçlulardan biri olan putperestliğe (Yasa’nın Tekrarı 13:7-12) ayartan bir kişinin nasıl yakalandığını tartışır. Talmud daha sonra devam eder ve bunun meşhur Ben Stada’yı yakalamak için kullanılan yöntem olduğunu söyler.İddia Edilen Kanıt
Yine Ben Stada’yı görüyoruz. Yukarıda büyücülük yaptığı söylenmişti ve şimdi bize bir putperest olduğu da söylenmektedir. Ben Stada ile isa arasında kurulan benzerlik, isa’nın da sadece Yuhanna İncili’ne göre Pesah arefesinde idam edilmesidir (Yuhanna 19:14).Problemler
[1] Ben Stada’yı isa ile ilişkilendirme çabası içerisindeki aynı problemler burada da devam etmektedir. Ben Stada, isa’dan bir asır sonra yaşamıştır. [2] Ben Stada, bir Yahudi mahkemesi tarafından taşlanmıştır. isa gibi Roma’lı yöneticiler tarafından çarmıha gerilmemiştir. [3] Sinoptik İnciller (Matta, Markos ve Luka) isa’nın Pesah arefesinde değil, Pesah günü çarmıha gerildiğini söyler.(Matta 26:18-20; Markos 14:16-18; Luka 22:13-15). Yuhanna ise Pesah arafesinde çarmıha gerildiğini söyler (Yuhanna 19:14). [4] isa, çarmıha Lud’ta gerilmemiştir. Sonuç olarak isa adayı olan bu Yeşu, yazının başındaki Yeşu’dur ve hristiyanlığın isa’sı ile kurulabilecek tek ortak noktası ölüm cezasına çarptırılmış olmasıdır.Metin 4: İdam
Talmud Sanhedrin 43a Şöyle öğretilir: Pesah arefesinde Yeşu’yu idam ettiler ve duyuruyu yapan kişi kırk gün boyunca, Yeşu’nun büyücülük yapmaktan, İsrael’i yoldan çıkarmak ve ayartmak suçlarından dolayı taşlanacağını, onu temize çıkaracak herhangi bir şey bilen bir kişinin çıkıp, onu temize çıkarmasını duyurdu. Fakat hiç kimse çıkıp onu temize çıkaracak bir şey yapmadı ve Pesah arefesinde idam ettiler. Ulla şöyle dedi: Birisi onun için aklayıcı kanıt aramamız gerektiğini düşünür mü? O bir ayartıcıydı ve Tanrı şöyle dedi (Yasa’nın Tekrarı 13:9) “Gözün ona acımasın, ona şefkat gösterme ve onu korumaya çalışma.” Yeşu farklıydı, çünkü hükümete yakındı.Özet
Burada bir Yeşu’nun infazı hikayesi vardır. Ben Stada gibi, bu Yeşu da Pesah arefesinde idam edilmiştir. İnfazından önce mahkeme, normalde herhangi bir infazdan önce olduğu gibi ismini temize çıkarabilecek tanıkları aramıştır. Ancak Ulla bu uygulamayı sorgulamıştır. Kutsal Kitap’a göre, putperestliğe ayartan kişilere merhametli olunmamalı ve bu normal uygulama yapılmamalıdır. Talmud, Yeşu’nun farklı durumda olduğunu söylemektedir. Hükümet bağlantıları nedeniyle, mahkeme onu infaz etmemek ve hükümeti üzmemek için sebep aramıştır.İddia Edilen Kanıt
Yine Yeşu’yu görüyoruz. Yukarıdaki Yeşu’yu isa’ya bağlayan tüm ispatlar (!) burada da geçerlidir. Ek olarak, Pesah arefesinde yapılan infaz, Ben Stada ile olduğu gibi, isa ile başka bir bağlantıdır.Problemler
[1] Yukarıda Ben Stada konusunda bahsedildiği gibi, Sinoptik İnciller, isa’nın Pesah arefesinde değil, Pesah’ta çarmıha gerildiğini söyler. [2] Bu Yeşu isa’dan bir asır önce yaşamıştır. [3] Yeşu, Romalılar tarafından değil, bir Yahudi mahkemesi tarafından infaz edilmiştir. Yeşu’nun zamanında, Aleksander Yanay’ın hükümdarlığı zamanında, Yahudi mahkemeleri infaz yetkisine sahipti, ancak mahkemeler dikkatli olmak zorundaydı, çünkü; mahkemeler Ferisiler tarafından yönetilirken, Kral bir Sadukiydi. Mahkemelerin niçin yanlışlıkla Kral’ın bir arkadaşını ederek hükümdarı sinirlendirmek istemedikleri açıktır. isa zamanında, Roma işgali sırasında, Yahudi mahkemelerinin infaz etme hakkı bulunmuyordu. [4] Hristiyan İncili’nde isa’nın hükümette arkadaşlarının olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.Metin 5: Öğrenciler
Talmud Sanhedrin 43a Şöyle öğretilir: Yeşu’nun beş öğrencisi vardı. Bunlar: Matay, Nekay, Netzer, Buni ve Toda. Matay’ı [hakimlerin huzuruna] getirdiler. Onlara dedi ki: Matay öldürülecek mi? Şöyle yazılmıştır (Mezmur 42:2): “Ne vakit [=Matay] geleceğim ve Tanrı’nın önünde görüneceğim?” Ona şöyle dediler: Evet, Matay yazıldığı gibi öldürülecek (Mezmur 41:5) “Ne vakit [=Matay] ölecek, ve adı yok olacak?” Nekay’ı getirdiler. Onlara dedi ki: Nekay öldürülecek mi? Şöyle yazılmıştır (Çıkış 23:7) “Suçsuz [= Naki] ve doğru kişiyi öldürmeyeceksiniz.” Ona şöyle dediler: Evet, Nekay yazıldığı gibi öldürülecek (Mezmur 10:8) “Gizli yerlerde suçsuzu [= Naki] öldürür.” Netzer’i getirdiler. Onlara dedi ki: Netzer öldürülecek mi? Şöyle yazılmıştır (Yeşaya 11:1) “Ve Yesse’nin kütüğünden dal [=Netzer] çıkacak.” Ona şöyle dediler: Evet, Netzer yazıldığı gibi öldürülecek (Yeşaya 14:19) “Ama sen reddedilen bir dal [=Netzer] gibi mezarından dışarı atıldın.” Buni’yi getirdiler. Onlara dedi ki: Buni öldürülecek mi? Şöyle yazılmıştır (Çıkış 4:22) “İsrail, benim oğlum [=Beni], ilk doğanımdır (behorumdur).” Ona şöyle dediler: Evet, Buni yazıldığı gibi öldürülecek (Çıkış 4:23) “Ben de senin behor oğlunu [=Binha] öldüreceğim.” Toda’yı getirdiler. Onlara dedi ki: Toda öldürülecek mi? Şöyle yazılmıştır (Mezmur 100:1) “Şükran [=Toda] Mezmuru.” Ona şöyle dediler: Evet, Toda yazıldığı gibi öldürülecek (Mezmur 50:23) “Kim şükran [=Toda] kurbanı sunarsa beni yüceltir.”Özet
Yeşu’nun öğrencilerinden beşi mahkemeye getirilir, Tanrı’ya ve topluma karşı putperestlik suçu işlemişlerdir ve Kutsal Kitap yasasına göre infaz edilirler. Bu metinler, her öğrencinin kendisini aklamak için zekice bir ayet sunmasını ve mahkemenin de benzer şekilde karşılık vererek bir ayet sunmasını anlatır.İddia Edilen Kanıt
Yukarıdaki gibi Yeşu ismi kullanılmıştır. Bu bölümün sağladığı ilave kanıt, Matay’ın, İsa’nın öğrencilerinden biri olan Matta’nın İbranice eşdeğeri olabilir.Problemler
[1] Yeşu’yu isa ile ilişkilendiren yukarıdaki problemler burada da geçerlidir. [2] Beş öğrenciden sadece bir tanesinin ismi ile benzerlik kurulabilir. Diğer dördü ile yoktur. [3] Matay ismi, o dönemde bilinen bir Yahudi ismi olan Matityahu’nun takma adı veya Aramice karşılığı gibi görünmektedir. Haşmonayim Krallığı’na duyulan saygı gereği Matityahu ismi sıradan insanlar arasında tutuluyordu. Bazı el yazmaları, Rabbi Yeoşua Ben Perahya’nın Arbel’de Matay ismindeki ünlü arkadaşından bahseder [Karşılaştır Rabbi Şimon Ben Tzemah Duran, Magen Avot, Zeini basımı (Yeruşalayim: 2000) sayfa 31].Metin 6: Öğrenci
Tosefta Hullin 2:23 Bir zamanlar Rabbi Elazar ben Dama bir yılan tarafından ısırıldı ve Sehanya köyünden Ya’akov, Yeşu ben Pandira adına onu iyileştirmeye geldi, ancak Rabbi Yişmael ona izin vermedi.İddia Edilen Kanıt
Burada Yeşu ve Ben Pandira isimlerinin bağlı olduğu tek yeri görüyoruz.*******
Teoriler
Bu bölümde, yukarıda verdiğimiz metinler hakkında akademisyenler ve Hristiyan araştırmacıların ne söylediğini yorumsuz olarak aktaracağım:Puslu Tarih
Bazı tarihçiler, yukarıdaki bölümlerin tümünün isa’ya atıfta bulunduğunu düşünmektedir. Verilen tüm detayları, özellikle de tarihleri birbirine bağlama konusunda birçok zorluk bulunduğunu kabul etmekle birlikte, bu tarihçiler “kronolojinin rabbiler tarafından çok üzerinde durulan bir bilim olmadığını” iddia ederler [R.T. Herford, Talmud & Midraş’daki Hristiyanlık, sayfa 347]. Talmud rabbilerinin puslu bir isa hatırası vardır ve ona kötülük etmek için bunu süslemiştir. Farklı hikayeler arasındaki tutarsızlıklar sonuç değildir, çünkü; rabbiler bunu umursamamıştır. Böylece, İsa Yeşu’dur, Ben Stada’dır, Ben Pandira’dır. Mecdelli Meryem, müjde hikayesine ilişkin belli belirsiz bir aşinalık nedeniyle İsa’nın annesi olarak anılmaktadır. İsa’nın infazı hatırlanmaktadır, ama sadece bazı detaylar hatırlanmaktadır. Gerçekte, bu tarihçiler, İsa’nın isminin geçmediği ama İsa’ya atıfta bulunduğuna inandıkları metinler bulmuştur. Herford, İsa’ya atıfta bulunduğunu iddia ettiği yirmi farklı metini listelemektedir ve “Talmud’un İsa hakkında ne kadar az şey söylediğinin kayda değer olduğunu” söylemektedir. Bu, bir zamanlar tarihçilerin standart yaklaşımıydı. Ancak, Talmud rabbilerine karşı açık önyargılı yaklaşım ve isimsiz metinlerden ilgisiz ilişki kurma çabası zaman içerisinde akademisyenler arasında daha dengeli bir yaklaşıma yol açtı: Goldstein, “Yahudi Geleneğinde isa” başlıklı doktora tezinde, Bilam ve “belirli bir kişi” gibi Talmud’daki çeşitli referansların isa’ya atfedilmesini tartışmaktadır. Onun görüşüne göre, bu sonuçlar metinlerde birinin neyi aradığı ile ilgili bir önyargı sonucudur. [Karşılaştır: Goldstein, sayfa 57-81]. Joseph Klausner, Ben Stada ile ilgili metinlerin İsa’ya atıfta bulunduğunu düşünmemektedir [Joseph Klausner, Nasıralı İsa, sayfa 20-23]. Johann Maier, Ben Stada’nın isa ile ilgisi olmadığı konusunda hemfikirdir ve Ben Pandira’nın da isa ile hiçbir bağlantısı olmadığını ekler [Johann Maier, Jesus von Nazareth in der talmudischen Uberlieferung, sayfa 237, John P. Meier, A Marginal Jew, Cilt 1, sayfa 106 sayı 45] Maier ayrıca Sanhedrin 43a’daki Yeşu’nun öğrencilerinin infaz edilmesinin isa ile ilgisi olmadığını belirtmektedir [Maier sayfa 229, Meier Cilt 1 sayfa 107 sayı 51’de aktarılır]. Katolik rahip ve isa’nın yaşamının delillerinin en son ve en çok rağbet gören bilimsel analizi, A Marginal Jew kitabının yazarı olan John P. Meier, ortada durur ve şöyle der: “Maier’in kesin, radikal yaklaşımını kabul etmemekle birlikte, onunla bir temel nokta üzerinde hemfikir olabileceğimizi düşünüyorum: En eski rabbinik kaynaklarda, Nasıralı isa’ya açıkça veya olası bir atıf bulunmamaktadır” [Meier, Cilt 1 sayfa 98]. Meier ayrıca, Herford’un yukarıda belirtilen sözlerine doğrudan bir cevap gibi görünen şu görüşünü de ekler: “Dolayısıyla, Josephus dışında, Hristiyanlık döneminin erken dönemlerinde Yahudi edebiyatı, tarihi isa ile ilgili bağımsız bir kaynak sunmamaktadır. Nitekim, neden olsun ki? Rabbinik Yahudilik kendi bakış açısına göre çok daha önemli olan hususlarla ilgileniyordu” [Meier, adı geçen yerde]. Birçok modern tarihçi, Talmudik dönemdeki farklı dönemlerden farklı metin katmanlarını tespit eder. Metinler aslen Yeşu, Ben Stada ve Ben Pandira adında, hiçbiri isa olmayan farklı insanlara atıfta bulunuyordu. Zamanla, farklı Talmudik rabbiler ek ifadeler ve detaylarla birlikte bu metinleri birbirine karıştırdı. Ancak Johann Maier’e göre, bu bölümlerin hiçbiri İsa ile ilgili değildi. Joseph Klausner ve John P. Meier gibi bazı akademisyenler, daha sonraki eklerin bazılarının isa’ya atıfta bulunmaları gerektiğine inanırken, orijinal temel metin isa ile ilgili değildir. Bu nedenle, Talmud’un gerçekte isa hakkında ne söylediğini belirlemek çok zordur.İki Yeşu
Rabbinik anlayışa göre bu bölümlerde en az iki farklı kişi bulunmaktadır. [Karşılaştır: Tosafot ARoş, Sota 47a, Yeşu başlığı altında; Şabat 104b Ben Stada başlığı altında; Tosafot Şabat 104b Ben Stada başlığı altında; Rabbi Abraham Zacuto, Sefer Hayuhasin 5: 6, Rabbi Natan David Rabinowitz, Binu Şenot Dor Vador, sayfa 422-425]. Birinci kişi, M.Ö. birinci yüzyılın ilk yarısında, Aleksander Yanay döneminde yaşamıştır. İkinci kişi, ikinci yüzyılın ilk yarısında, Rabbi Akiva’nın trajik ölümüne yol açan Roma zulmü sırasında yaşamıştır. İlki, Yeşu Ben Pandira, kendi mezhebini başlatmıştı ve birçok takipçisi vardı. Heretik ve putperest öğretileri ölümünden sonra yıllar boyunca sürdü, ancak birçok Yahudi mezhebi gibi İkinci Tapınağın yıkılmasından sonra yavaş yavaş yok oldu. İkincisi, Ben Stada, tanınmış bir ailedendi, halka açık biçimde putperestlik yapan biriydi. Yakalandı ve cezalandırıldı. İkisi arasındaki bağlantılar babalarının isimleri, Pesah’tan önceki gün infaz edilmeleri ve ikisinin de Mısır’da bulunmuş olmalarıdır. Birincisi, yukarıda da belirtildiği gibi Pantera (İbranice ve Aramice Pandira kelimesinin eşdeğeri) yaygın kullanılan bir isimdir. Ben Stada, Pesah’tan önceki gün, tanınmış üvey babasına uyarak Lud’ta infaz edilmiş olabilir. O gün, çoğu insan Yeruşalayim’de Pesah korbanlarını hazırlamak için toplanmıştı ve çok az sayıda insan Lud’daki infazlara tanıklık etmiş olmalıydı. Yeşu Ben Pandira, Yeruşalayim’deki Pesah’tan önceki gün tam tersi bir nedenden dolayı infaz edilmiş olabilir. Heretik tarikatının lideri olmasından dolayı mahkeme, Yeruşalayim’deki kalabalığın infazını görmesini ve tarikatının gerçek Yahudilikten sapma olduğunu öğrenmesini istemiştir. Her ikisinin de Mısır’da bulunmuş olması, bugün hayatlarında bir kez New York’u ziyaret eden iki Amerikan Yahudi’nin durumuna benzer. M.Ö. 307’den M.S.113 yılına kadar İskenderiye, dünyadaki en büyük ve en ünlü Yahudi topluluklarından birine sahipti. Yüzbinlerce Yahudi’nin bulunduğu bu çok büyük ve aktif bir Yahudi topluluğu, Rabbi Yeoşua Ben Perahya ve Yeşu’nun saklanabileceği bir yerdi. İskenderiye cemaati Helenistik kültüre olan yakınlığı ile de dikkat çekmiştir. En ünlülerinden olan Philo, eserlerini yalnızca Yunanca yazmıştır ve Yahudilik açısından heretik sayılabilecek Helenistik felsefeyi geliştirmiştir [Samuel Belkin’in Midreşey Filon’un Giriş bölümüne bakınız]. Genç Ben Pandira’nın bu gelişen Yahudi merkezine ziyaretinin geleneksel Yahudiler tarafından putperest olduğu düşünülen melez bir Yahudi-Helenist dini kabul etmesine yol açması kesinlikle şaşırtıcı değildir. Artık, Talmud’da isa’dan bahsedilip bahsedilmediği konusunda bir fikir birliği olmadığı anlaşılmaktadır. TALMUD’DA “isa’yı” GAYRİMEŞRU BİR ÇOCUK YA DA MERYEM’İ BİRÇOK ERKEKLE BİRLİKTE OLAN BİR FAHİŞE OLARAK TARİF EDEN HİÇBİR METİN BULUNMAMAKTADIR. “isa’nın” gayrimeşru bir çocuk ve Meryem’in birçok erkekle birlikte olan bir fahişe olarak tarif edildiği metin, HRİSTİYANLAR TARAFINDAN YAZILMIŞ OLAN “Toledot Yeshu” adlı metindir. Gösterildiği gibi, yukarıdaki Talmud’daki bölümler ise kesinlikle isa’ya gönderme yapmamaktadır. Aşağıdaki tablo bu iki kişiye ait özellikleri yazmış olduğum ilgili metinlerle birlikte göstermektedir:Yeşu Ben Pandira | Ben Stada | ||
Metin 2 | Yaklaşık M.Ö. 80’de yaşadı | Metin 1 | Yaklaşık M.S. 100 yıllarında yaşamıştır. |
Rabbi Yeoşua Ben Perahya’nın öğrencisi | Bazen Ben Pandira olarak ama genel olarak Ben Stada olarak adlandırılır. Bunun nedeni muhtemelen onu Yeşu Ben Pandira’dan ayırmak içindir. | ||
Zulüm’den Mısır’a kaçtı.Döndüğünde putperest oldu. | Mısır’dan büyücülüğü getirmiştir. | ||
Metin 4 | Pesah’tan bir gün önce infaz edildi. | Annesi Miryam bir kuafördü ve Stada olarak bilinirdi. | |
Hükümet ile yakın ilişki içindeydi. | Babası Pandira’ydı. | ||
Metin 5 | İnfaz edilen beş öğrencisi vardı. | Üvey babası Pappos Ben Yehuda’ydı. | |
Metin 6 | Rabbi Yişmael zamanında dek ünü devam etti.(M.S.133’te öldü) | Metin 3 | Pesah’tan önceki gün Lud’ta putperestlik nedeniyle infaz edildi. |