Tanrı Bizimle Konuştuğunda Bunu Nasıl Bilebiliriz?
Dua, insanlar ve Tanrı arasındaki ilişkinin gerçekten önemli bir parçasıdır, ama sorun şu ki, bizim Tanrı ile konuşmak için ayırdığımız zamana karşılık olarak Tanrı da bizimle konuşmak için hiç zaman ayırıyor mu acaba? Burada, bazı zamanlarda kendinizi esinlenmiş veya çok yaratıcı hissetmeniz veya “Şu an Tanrı benimle konuşuyor gibi hissediyorum” dediğiniz anlardan bahsetmiyorum. Evet, bunun son derece öznel bir durum olduğunu söyleyebilirsiniz. Burada, gerçekten ayağa kalkıp, “Tanrı benimle gerçekten konuşuyor” diyebileceğiniz biraz daha somut bir şeyden bahsediyorum. Aynı zamanda hem akılcı bir insan olabilir, hem de Tanrı’nın sizinle konuştuğuna inanabilir misiniz? Bu mümkün müdür? Artık peygamberlik döneminde yaşamıyoruz. O halde bu, Tanrı’nın artık bizimle konuşmadığı anlamına mı geliyor? Artık peygamberliğin olmadığı bu çağda Tanrı bizimle bir şekilde konuşabilir mi? Eğer bu mümkünse, bu nasıl olabilir?
Yaratılış Kitabı’na bakarsanız, Tanrı’nın insanlıkla peygamberliğin dışında başka bir yolla iletişim kurduğu bir örneği bulmak çok zordur. Tanrı Adam’la konuştuğunda, bu bir peygamberlik gibidir. Tanrı, Noah’la konuştuğunda, bu bir peygamberlik gibidir, Avraam’a, Yaakov’a, Yitshak’a konuştuğunda bunlar birer peygamberlik gibidir. Yaratılış Kitabı’nda hiç bir peygamberliğin bulunmuyor gibi göründüğü bir nesil vardır ve bu da Yosef’in neslidir. “Ve Tanrı Yosef’e konuşarak, şöyle dedi” veya “Ve Tanrı Yehuda’ya konuşarak, şöyle dedi” sözlerini asla göremeyiz. Tanrı bu nesilde sessiz görünmektedir. Bir sonraki soru şudur: Tanrı tam anlamıyla sessiz miydi yoksa; Tanrı, Yosef gibi biriyle, önceki peygamberler ile konuşmasından farklı olarak konuşmanın bir yolunu buldu mu? Yosef’in Tanrı’nın onunla konuştuğuna emin olduğu anlar var mı? Ya da Yosef’in Tanrı’nın planı ile ilgili olarak başka kimsenin sahip olmadığı benzersiz bir kavrayışa sahip olduğuna ikna olduğu anlar var mı? Sanırım en az iki kez.
Tanrı Bizimle Konuşmak İçin Rüyaları Kullanır mı?
Tanrı’nın Yosef ile ilk kez iletişime geçtiği araç, Yosef’in rüyasıdır. Bu ilk rüyada, Yosef ve kardeşleri tarlanın ortasında demet bağlıyordur. Birden Yosef’in demedi kalkar ve dimdik durur. Kardeşlerinin demetleri ise onu çevreler ve Yosef’in demedine doğru eğilirler. Sonra Yosef, bir rüya daha görür. Güneş, ay ve onbir yıldız Yosef’e doğru eğilir. Belki de Tanrı’nın Yosef’le konuşma şekli budur; belki de bu Tanrı’nın bizimle konuşma şekli budur; rüyalar aracılığı ile.
Sorun şu ki, Yosef’in rüyaları Yosef’in pek işine yaramıyor, değil mi? Aslında, yaptıkları tek şey, Yosef’in bir çukura atılmasını ve bir köle olarak satılmasını sağlamaktır. Neredeyse şöyle diyeceğiz: Eğer Tanrı böyle konuşuyorsa, o zaman kalsın, istemiyorum.
Öyleyse Yosef’in rüyalarını bir anlığına bir kenara bırakıp size şunu sormama izin verin: Yosef’in bir tür ilahi iletişimden mahrum kaldığı başka zamanlar var mıdır? Tanrı, Yosef ile (onunla gerçekte konuşmadan) konuşmaktadır. Akla gelen iki durum şunlardır:
Birincisi, Yosef’in Paro’nun rüyasını açıklamasıdır. Bu rüya, çirkin inekler tarafından canlı olarak yutulan yedi güzel inek hakkındaki bir rüyadır. Paro bu rüyanın bir şey ifade ettiğini bilmektedir ama ne anlama geldiğini anlayamaz ve tüm astrologları da anlayamaz. Paro’nun hizmetkarlarından biri, hapishanede rüyaları nasıl yorumlayacağını bilen bir İbrani olduğunu hatırlar ve Yosef’i dışarı çıkarırlar. Paro, “Senin hakkında, rüyayı dinlediği zaman çözümleyebilir dendiğini duydum” der. Yosef de “Ben değil” der, “Paro’ya cevap verecek olan Tanrı’dır.”
Bundan sonra, Paro rüyasını Yosef’e anlatır, Yosef de gider ve açıklar. Kutsal Kitap, Tanrı’nın Yosef ile konuştuğunu ve “Bu rüya şu anlama gelir” dediğini söylemez. Öyleyse soru şudur: Yosef, “Cevap verecek olan Tanrı’dır” derken Yosef ne kadar ciddidir? Bir yandan, belki Yosef bu konuda alçakgönüllü davranmış olabilir. Ama belki Tanrı bir şekilde onunla konuşmadan Yosef ile konuşmuştur. Belki bu konuşma, “Ve Tanrı Yosef’e dedi ki …” gibi bir peygamberlik değildir, başka bir şeydir.
Tanrı Bizimle Doğrudan mı Yoksa Zihnimizde mi Konuşuyor?
Bir daha böyle bir şey olduğunda aradan yıllar geçmiştir. Yosef, Paro’nun ardından ikinci adam haline gelmiştir ve kıtlık zamanında tüm toprakların hasatlarından sorumludur, kardeşleri onu tanımamıştır ama Yosef onları tanımıştır. Sonunda kendini açığa vurarak, “Ben, kardeşiniz Yosef’im. Hani beni Mısır’a satmıştınız” der ve devam eder, “Şimdi – beni buraya sattığınız için üzülmeyin; kendinizi suçlamayın. Çünkü [anlaşılan] Tanrı beni, bu kıtlık zamanında, hayat kurtarmak amacıyla, sizden önce göndermiş!” der. “Şimdi – Beni buraya gönderen siz değilsiniz; aslında Tanrı’dır” Ve bunu yıllar sonra, Yosef ve kardeşlerinin babası Yaakov’un ölümünden sonra tekrar söyler: “Belki siz bana kötülük etmeyi düşündünüz; ama Tanrı sonucunu iyi yaptı. [Tanrı’nın bunu] Büyük bir toplumu hayatta tutmak için yaptığı bugün gibi açık! Dolayısıyla korkmayın.”
Yani Yosef, İlahi plan hakkında büyük bir kavrayışa sahiptir. “Tüm bunların neden olduğunu anlıyorum, bunları Tanrı yaptı” demektedir. Bir kez daha, Tanrı’nın aşağıya inip, Yosef’e bunun kendi planı olduğunu söylediğine dair Kitap’ta bir kayıt yoktur. Peki Yosef bunu nasıl biliyordu? Bunun da Tanrı’nın Yosef ile gerçekte konuşmadan bir şekilde konuşmasına örnek olması mümkün müdür? Tanrı’nın gerçekte konuşmadan konuşmasının bir yolu var mıdır? Bu soru, peygamberlik olmadan iletişimin imkanı konusudur. Eğer bu imkan Yosef’in kuşağında var olduysa, belki bizim kuşağımızda da var olabilir. Belki Tanrı’nın bizimle konuşmasının bir yolu vardır ve belki de Yosef’in hikayesi bunun bir modelidir.
Tanrı’nın Bizimle Konuşma Yolları
Paro, tüm astrologlarına sorar ve hiçbiri rüyayı başarıyla açıklayamaz Fakat rüyayı Yosef’e söylediğinde, Yosef bu rüyanın ne anlama geldiğini hemen bilir. Yedi iyi inek, bunlar yedi iyi yıl, yedi çirkin inek, yedi korkunç yıl kıtlık demektir. Yedi kötü inek yedi iyi ineği yediğinde, yedi yıllık kıtlığın o kadar kötü olacağı anlamına gelir ki, insanlara yedi yıllık bolluk olduğunu bile unutturur. Paro, sezgisel olarak bu yorumun doğru olduğunu biliyor gibi görünmektedir. O kadar etkilenir ki, onu kendisinden sonra gelen ikinci kişi olarak atar ve on dört yıl boyunca Mısır’daki tahılların tamamını idare etmekle görevlendirir.
Ve şimdi Yosef’in bunu nasıl bildiği sorusuna gelelim. Tanrı, Yosef’in kulağına fısıldamaz, Tora’da bunun hiçbir kaydı yoktur. Tanrı ve Yosef arasında bu metinde gizlenen bir tür gizli iletişim varsa, bu neye benzemektedir? Burada tam olarak neyi arıyoruz?
Eğer Tanrı olsaydınız ve bu rüyanın anlamını Yosef’e aktarmak isteseydiniz, bu yedi iyi ineğin, diğer yedi ineğin neyi temsil ettiğini ve bunların ne anlama geldiğini söylemek zorunda değilsinizdir. Gerçekte anahtar bir bilgi vardır ve O’na bu anahtar bilgiyi verirseniz, geri kalanını mantıklı bir şekilde tahmin edebilecektir. Bu anahtar bilgi nedir? İnekler yılları temsil etmektedir. Yorumlar, Paro’nun astrologlarının bu konuda ne kadar yanlış fikirleri olduğunu anlatır: Belki inekler tahıl türleri anlamına geliyordur, belki de inekler Paro’nun kızları anlamına geliyordur, ya da belki şehirleri temsil ediyordur? Yosef’in anahtar görüsü, ineklerin temsil ettikleri şeyin zaman olduğudur ve zaman birimlerinin de yıl olduğudur.
Gördüğünüz gibi, ineklerin yıllara eşit olduğunu öğrendikten sonra, yedi güzel ineğin yedi güzel yıla eşit olması ve yedi kötü ineğin yedi kötü yıl demek olduğu açık hale gelir. Yedi kötü ineğin yedi iyi ineği yutması, yedi kötü yılın çok kötü olacağı anlamına gelir, yedi iyi yılı hatırlamayacaksınız bile diyebiliriz. Bütün bunlar ineklerin yıllara eşit olduğunu bildiğinizde mantıklı hale gelir. Tanrı bu küçük bilgiyi bir şekilde Yosef’e iletmenin bir yolunu bulabilir mi? Ve eğer hikayeyi yavaş çekimde tekrarlarsak, bunun nerede olduğunu öğrenebiliriz.
Paro, Yosef’i çukurdan çıkarır, “Senin hakkında, rüyayı dinlediği zaman çözümleyebilir dendiğini duydum” der. Yosef, “Ben değil, Paro’ya cevap verecek olan Tanrı’dır” der ve sonra Paro sadece rüyalarını anlatır ve Yosef bir şekilde bu rüyayı nasıl açıklanacağını bilmektedir. Yosef’e bir şey söyleyen tek kişi Paro’ydu. Paro’nun sözlerinde Yosef’e ipucu veren bir şey var mıydı? Belki de rüya, sadece Yosef’in anlamını anlayacağı şekilde şekillendirilmişti. Rüyaya sadece Yosef’in anlayacağı bir şeyi nasıl koyabilirsiniz?
Tanrı’nın Bize Aktardığı Mesajları Nasıl Anlarız?
Belki de bir şekilde Yosef’e yeni bir şey iletmek için Yosef’in deneyimlerinden yararlanılabilir. Örneğin, Şabat masanızın etrafında aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte oturduğunuzu düşünelim. Önce bir gönüllü bulalım- o gönüllü Tanrı’yı oynayacaktır. Şimdi bu gönüllü, masadaki arkadaşlarından birini Yosef olarak seçecektir. Diğer kişiler ise Paro’nun astrologlarını oynayacaktır.
Oyun şöyle işliyor: Tanrı’yı oynayan arkadaşınız, gizli bir mesaj bulacaktıır ve bunu Yosef’i oynayan arkadaşınıza iletecektir. Gizli mesaj şudur: “Tatlı için şeftalili turta”. Tanrı’yı oynayan kişi bir şekilde bu gizli mesajı masanın diğer ucunda bulunan Yosef’e iletirken, bunu masadaki astrologların hiçbiri ne söylediğini anlamadan yapmalıdır. Kolay bir iş değil, ama yapılabilir. Tanrı ve Yosef’in ortak bir şeyleri vardır: Birbirlerini tanıyorlar. Tanrı ve Yosef birlikte ve başkalarının paylaşamayacağı deneyimler yaşamışlardır. Belki de Yosef’e yeni bir şey iletmek için bu deneyimlerden yararlanılabilir.
Tanrı’yı oynayan arkadaşınızın yerine geçtiğinizi düşünün. Üç yıl önce masanın diğer ucundaki Yosef’i oynayan arkadaşınızla bir kayak gezisine çıkmıştınız ve atıştırmalık için yanınıza biraz şeftali almıştınız. Şöyle diyebilirsiniz: “Kayakta yanımızda olan atıştırmalık.” Böyle sadece sizin ve arkadaşınızın bildiği önceki birkaç deneyiminizi bir araya getirerek yeni bir mesajı iletebilir ve masanın etrafında sizi anlayan başka kimse olmadan sadece onunla konuşabilirsiniz.
Gerçek Tanrı, gerçek Yosef ile benzer bir şey yapıyor olabilir mi? Rüyanın içinde, sadece Tanrı’nın ve Yosef’in bildiği ama diğer kişilerin bilmediği paylaşılan deneyimlerden oluşan belirli bir dizi olabilir mi?
Tanrı, Yosef ile paylaştığı deneyimleri yeni mesajı iletmek, yani; ineklerin yılları temsil ettiğini aktarmak için kullanmaktadır.
Sonraki yazımızda buna daha yakından bakalım.