Pavlus’un Hristiyanlığı yaymaya çalıştığı M.S. 1.yüzyıl’da okuma yazma oranı son derece düşük, kitap yazımı ve bilginin ulaştırılması bugün ile kıyaslanmayacak derecede zordu. Sadece Tora’nın İbranice dışındaki başka bir dile; Yunanca’ya tercümesi yapılmıştı. Tanah’ın diğer bölümleri ise sadece orijinal dilinde mevcuttu. Pavlus’un, bu yeni dini yaymaya çalışırken kullandığı savlar Kutsal Kitap’a -Tanah’a tamamen aykırı olduğu için kendi Kutsal Kitabını bilen Yahudiler tarafından ikna edici bulunamazdı. Bu nedenle Pavlus, Yahudiler arasında değil, Yahudi Kutsal Kitabı konusunda bilgi sahibi olmayan diğer uluslar arasında başarılı olmuştur.
Elçilerin İşleri 22:21 Rab bana, ‘Git’ dedi, ‘Seni uzaktaki uluslara göndereceğim.’
Romalılar 11:13 Öteki uluslardan olan sizlere söylüyorum: Madem ki ben “Uluslara Elçi”yim (ἐθνῶν ἀπόστολος) , görevimi yüce sayarım.
Romalılar 15:16 Ben Tanrı’nın lütfuyla Uluslar’a (ἔθνη) Mesih İsa’nın hizmetkârı oldum. Tanrı’nın Müjdesi’ni bir kahin olarak yaymaktayım. Öyle ki Uluslar, Kutsal Ruh’la kutsal kılınarak Tanrı’yı hoşnut eden bir sunu olsun.
Romalılar 15:20-21 Bir başkasının attığı temel üzerine inşa etmemek için Müjde’yi Mesih’in adının duyulmadığı yerlerde yaymayı amaç edindim.
O’ndan habersiz olanlar görecekler. Duymamış olanlar anlayacaklar.
Pavlus Yahudiler arasında kabul görmediklerini itiraf etmekte, Yahudiler’i kendilerine zulm ile suçlamakta ve tebliğlerinin diğer uluslara olduğunu söylemektedir:
1 Selanikliler 2:15-16 Rab İsa’yı ve peygamberleri öldüren, bize de zulmeden Yahudiler’dir. Öteki uluslardan olanlarla konuşmamızı ve böylece onların kurtulmasını engellemekle Tanrı’nın hoşnutsuzluğuna yol açıyor ve bütün insanlara karşı geliyorlar. Böylece durmadan günahlarına günah katıyorlar. Sonunda Tanrı’nın gazabına uğradılar.
Pavlus, kendisini diğer “Uluslara Elçi” olarak tanımlamaktadır. Türkçe’ye “uluslar” olarak çevrilen kelime İsrail dışındaki uluslar anlamına gelmektedir. Pavlus, bu sitede birçok kez gösterildiği gibi diğer uluslara konuşurken, Kutsal Kitap’taki ayetlere eklemeler, çıkarmalar yapmakta, kelimeleri değiştirmekte bir sakınca görmemiştir. Çünkü; diğer ulusların yukarıda belirtilmiş olan nedenlerle bu saptırmaları tespit edebilmeleri çok zordu.
İbraniler Kitabı’nın yazarı bu konuda da, Tanrı’nın Yahudiler’den yüz çevirdiğini, Yahudiler’in artık Tanrı’nın seçilmiş ulusu olmadığı konusunda insanları ikna edebilmek için Yeremya Peygamber’in sözünü değiştirmiştir.
Kendiniz bakın!
İbraniler Kitabı’nın yazarı, İbraniler 8:9’da Yeremya Peygamber’den alıntı yaparken ayetteki en önemli kelimeyi değiştirmiştir.
“ ‘Onların kocası olmama karşın, Bozdular o antlaşmamı’ diyor Rab” (Yeremya 31:32)
İbraniler Kitabı’nın yazarı, Yeremya’nın sözünü yanlış aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi anti-Yahudi amaçlarına uygun olacak biçimde ayeti değiştirmektedir:
“ ‘Onlar antlaşmama bağlı kalmadılar, Ben de onlardan yüz çevirdim’ diyor Rab. (İbraniler 8:9)
İbranice (ba’alti) kelimesi “kocası” anlamına gelir, “yüz çevirmek” veya “reddetmek” anlamına gelmez. Yeremya’nın kullandığı “kocası” kelimesi, “yüz çevirmek” kelimesinin tam zıttı anlam taşımaktadır.
İbraniler Kitabı’nın yazarı, okuyucularını Hristiyanlığın güvenirliği ve üstünlüğünü göstermek konusunda ikna etmek için nasıl oluyor da Kutsal Kitap ayetleri üzerine oynama yapabilmektedir? Bu tür oynamalar yaparak ve aldatarak bizi vaftiz edebileceğini mi sanmaktadır?
Kutsal Kitabınızı bilin!
Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.