Yahudi öğretilerinde, dünyayı geliştiren, iyileştiren ve onu yaratılış amacına uygun durumuna yaklaştıran her eylem “Tikkun Olam” olarak tanımlanır.
Tikkun Olam, dünyanın doğası gereği iyi olduğunu, Yaratıcı’ın Kendi eserlerini geliştirmemiz amacıyla insanlık için bilerek bir miktar yer/imkan bıraktığını ima eder. Tüm insan faaliyetleri bu görevi yerine getirmek için fırsatlardır ve her insan; çocuk veya yetişkin, öğrenci veya girişimci, sanayici veya sanatçı, siyasi aktivist veya çevreci veya sadece bir başka insanı ayakta tutmak için mücadele eden her insan Tikkun Olam’a katılabilir.
Tikkun Olam oluşturan kelimeler ne anlama gelir?
Tikkun kelimesi genellikle “onarma” olarak tercüme edilir. Ama Yahudi Kutsal Metinleri ve erken dönem Yahudi hukuku Mişna’da bir dizi anlamı bulunur. Bunlar; iyileştirmek, düzeltmek, hazırlamak, kurmak veya sadece “ile bir şeyler yapmak…”tır. Bakınız: Sefer Ha’aruh, ereh tikkun. Tikkun kelimesi, eğri bir çubuğu düzeltmek, bir yolun bakımını yapmak, bir masayı kurmak veya zor bir fikrin açıklanması için kısa bir hikaye oluşturmak (Vaiz12:9) gibi eylemleri tarif etmek için kullanılabilir.
Yahudi Kutsal Metinleri’nde “Olam” kelimesi “her zaman”ı ifade eder. Daha sonra İbranice’de, “dünya” anlamında kullanılmaktadır.
Tikkun olam, sadece dünyadaki herhangi bir hasarı düzeltmekle kısıtlı değildir, aynı zamanda iyileştirmek, geliştirmek, yaratılmış olduğu amacına uygun haline hazırlamaktır.
Dünyamızın hangi gelişmeye ihtiyacı vardır?
Öncelikle tüm sanat, onu yaratanın bir ifadesidir. Ancak, Rembrandt veya Chagall’ın eserlerinin aksine, dünyamız onu yaratan sanatçının imzasından yoksundur. Bir yazarı, hikayesi, anlamı, amacı ve hedefi olmayan, “sadece var olan” bir yer gibi görünmektedir.
Her bir tikkun olam eylemi, dünyamızdaki seslerin ince ayarıdır. Her bir tikkun eylemi ile karışıklıktan anlam, gürültüden armoni yaratırız. Böylece, evrensel bir senfonide yaratılışın her bir parçasının Yaratıcı’sını şarkılar ile öven eşsiz bir kısmını ortaya çıkarırız.
Bu tikkun olam teriminin daha derin bir anlamıdır: Olam kelimesi aynı zamanda “gizli” anlamına da gelir. Dünyayı onarmamız gerekir, böylece Yaratıcısı artık içinde gizli kalmaz, artık var olan her şeyin aracılığıyla muhteşem bir güzellikle parlar.
Tikkun Olam fikrini kim ortaya attı?
Tikkun olam, Yahudi geleneğinin imza fikridir.
Çoğu kadim yaratılış öyküsü ve modern felsefeler, içinde yaşadığımız maddi dünyaya çok az değer verir. Bunların tam tersine, Yaratılış Kitabı’ndaki yaratılış anlatısında, Yaratıcı, yaratılışı tam yedi kez “iyi” ve hatta “çok iyi” olarak niteler.
Bununla birlikte, yaratılış anlatısının sonunda şu sonuca varılır: Bunların tümü, “yapmak” için yaratılmıştır. Yani, yaratılışın içinde yaşayanların onun geliştirmesi için.
Tanrı, yedinci günle, yapmış olduğu işi tamamladı ve yedinci günde, yapmış olduğu tüm işini bıraktı. Tanrı yedinci günü mübarek kıldı ve onu kutsal ilan etti; çünkü Tanrı, yapmak üzere yaratmış olduğu tüm işini, bu günde bırakmıştı.(Yaratılış 2:2-3)
Gerçekten de, ilk insanların yaratılışını anlatan anlatı bize Eden Bahçesi’ne neden yerleştirildiğimizi söylemektedir: “işlemek ve korumak için” (Yaratılış 2:15).
Yaratıcı’nın dünyamıza ve onu geliştirme çalışmalarımıza değer vermesi, Tanah ve rabbinik yazılar boyunca ortaya çıkan bir motiftir.
Örneğin, Peygamber Yeşaya, “Üzerinde yaşanmasın diye değil, yaşansın diye, Dünyayı yaratıp biçimlendiren” der (Yeşaya 45:18).
Savaşın ve fetihin yüceltildiği bir çağda yaşayan Yeşaya, gelecek dönemi şöyle anlatır, “İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri, Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar. Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, Savaş eğitimi yapmayacaklar artık” (Yeşaya 2:4).
Eski bir Midraş şöyle öğretir, “Tanrı, yaratmış olduğu her şeyi, geliştirilsin diye yarattı” (Midraş Rabba, Yaratılış 11:6).
Ve bunun gibi, Talmud dönemi rabbileri, manevi ya da entelektüel olarak ne kadar yetenekli olursa olsun, tüm insanları ortak iyiliğe katkıda bulunmaya teşvik etmektedir. Bunun anlamı, yuvalar ve aileler inşa etmek, adalet, bütünlük ve barış ile sürdürülen yardımseverlik ve merhamet eylemleriyle dolu bir sivil toplum yaratmak anlamına gelmektedir (Avot 1:18).
“Tikkun olam” terimi, Mişna’da toplumu geliştirmek için konan sosyal yasaların arkasındaki dürtü, neden olarak kullanılır (Gittin, Bölüm 4)
Günde üç kez yapılan günlük duaların sonunda yaptığımız “Aleinu” duası, daha iyi bir gelecek umudumuzdan bahsetmektedir. Aynı zamanda, her toplu duamızda defalarca tekrarlanan Kadiş duamız da öyle. Her ikisi de kıyamet sonrası bir geleceği değil, dünyanın son ve kesin tikkununu ve en üst düzeydeki ihtişam ile dolu bir geleceği tarif etmektedir.
Tikkun Olam, Kabala’da Nasıl Tanımlanır?
Kabala, Yahudiliğin geleneksel teolojisidir. Tora’nın tanımladığı Yahudiliğin tüm pratik uygulamalarını içsel anlam ve amaçları ile aydınlatır.
Kabalistler, Tora’nın sadece kendimizi değil, tüm evrensel düzeni de geliştirebilmemiz için verildiğini öğretir. Büyük Kabalist, “Ari” olarak bilinen Rabbi Isaac Luria’nın yazılarında buna hem tikkun hem de birur denir. “Birur” kötülükten iyiyi seçme eylemidir. Mişna, Şabat 7:2
Ari, var olan her şeyin ve yapabileceğiniz her etkinliğin bir ilahi kıvılcım içerdiğini açıklamıştır. Görevimiz, bu ilahi kıvılcımları bulmak, onları seçmek ve Tora’yı rehberimiz olarak kullanarak, onları asıl, daha yüksek amaçlarına yeniden bağlamaktır.
Bu kıvılcımları nasıl buluruz? Sadece günlük faaliyetleri yaparak, ancak daha yüksek, ilahi bir anlam ortaya koyan bir şekilde.
Ari, yemek yeme örneğini vermiştir. Sadece aç midenizi doldurmak için yiyebilirsiniz. Ya da yemeğinizdeki besin maddelerinden enerji elde etmek ve daha sonra bu enerjiyi yaşamdaki ilahi görevinizi yerine getirmeye yönlendirmek için de yiyebilirsiniz.
Artık birur ve tikkun yapıyorsunuz — iyiyi kötülükten ayırıp, iyiliği gerçek, asıl yerine yeniden bağlıyorsunuz.
Benzer şekilde, sadece servet biriktirmek için iş yapabilirsiniz. Ya da aynı işi elde ettiğiniz gelirin belirli bir oranını yardım amaçlı kullanabilirsiniz. İşin kendisi, iyi için bir araç olabilir. Bu, aynı zamanda birur ve tikkun’dur. İşinizin ve ona bağlı her şeyin gerçek anlamını ve daha yüksek amacını ortaya koyuyorsunuz.
Tikkun Olam Modern Dünyayı Nasıl Etkilemiştir?
Ari’nin tikkun açıklaması Yahudi dünyası üzerinde ve ötesinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bazı akademisyenler, 17. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan modern sosyal ilerleme fikrinin, kabalistik metinlerin aydın sınıflar arasında popülerleşmesinden, tikkun fikrinden ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir. Bakınız, örneği Allison Coudert, Leibniz ve Kabala, 1995; 17.yüzyılda Kabala’nın Etkisi, 1999.
Rabbi İsrail Baal Şem Tov ve öğrencileri Ari’nin öğretilerini her Yahudi’nin uygulaması için uyarlamıştır. Bunun sadece kabalistlerin alanı olmadığını öğretmiştir. Her Yahudi, her bir mitsva ile, İlahi güç onu nereye götürürse, dünyayı onarmakta, iyileştirmekte ve arındırmaktadır.
Çağımızda, Rebbe, Rabbi Menachem M. Schneerson, tikkun olam’ı her insanın görevi olarak tanımlamıştır. Bize, en küçük bir eylemin dahi, dünyaya yaratılışından bu yana aradığı iyileşmeyi getirebileceğini söylemiştir.
Tikkun olam, genellikle sosyal adalet ve çevre bilinci eylemlerini tanımlamak için kullanılır. Bunlar kesinlikle önemlidir, çünkü hepimiz adaletsizliğe karşı sorumluyuzdur. “Sessiz kalmak,” Talmud’a göre “rıza” anlamına gelir (Yevamot 87b)
Tikkun olam sadece politik aktivistler ve çevreciler için değildir. Günlük yaşamımızda tikkun olam yapmanın sayısız yolu vardır.
Mişna, her insanın bir dünya olduğunu öğretir (Sanhedrin 4:5) O dünyada (insanın kendisinde) yapılan herhangi bir tikkun, dünyanın geri kalanında yankılanır. Her tikkun eylemi, her şeyi değiştirme potansiyeline sahiptir.
Duada da hem dış dünyada hem de kendimizdeki ilahi kıvılcımları keşfederiz. Tora çalışarak ve günlük yaşamımızda bu ilahi bilgeliği eyleme geçirerek, oradaki gizli ilahi kıvılcımları açığa çıkarırız. Bugün, “tikkun olam”ın en anlamlı biçimlerinden biri, bir Cuma gecesi ailenizle oturmak ve Şabat mumlarının parlayan ışığında bir kiduş ile bu muhteşem dünyanın yaratılmasını kutlamaktır. Tora’nın tarif ettiği her mitsva, “tikkun olam”da çok önemli bir unsurdur.
Ama burada bitmez. Bir insanın hayatının her yönünün, hatta en sıradan görünenlerin bile, amacı vardır ve tikkun olam için bir fırsat sağlar.
Dünyayı barışçıl, uyumlu bir şekilde birleştirerek, bağlantılar kurarak değer yaratırız. Nasıl yemek yediğiniz ve ne yediğiniz, başkalarına nasıl davrandığınız, ailenize ve arkadaşlarınıza verdiğiniz sözler, tüm bunlar, dünyayı yaratılma amacı olan son ve en üst düzey durumuna yakınlaştıran tikkun olam araçlarıdır.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.
Kaynak: Tzvi Freeman