Tora, karşılığı ölüm cezası olan birçok günahtan bahseder: Ensest ilişki, hayvanlarla ilişkiye girme, Şabat’ı ihlal etme, anne ve babasına karşı asi olma, putperestlik, cinayet, evli bir kadınla ilişkiye girme gibi. Ancak, söz konusu ölüm cezaları neredeyse hiç uygulanmamıştır. Yasa’nın Tekrarı Kitabı 19.Bölüm, Mişna Makkot 1:10, Talmud Makkot 7b bölümlerinde açıklanan delil kurallarına bakıldığında delil kurallarının son derece yüksek standarta sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca, bu karar sadece Tapınak Tepesi’nde, Yüksek Mahkeme’nin (Sanhedrin) yetkisi dahilindedir. Bu şartlar, ölüm cezasının uygulanmasını neredeyse imkansız hale getirmektedir.
Delil Kuralları
Delil kurallarının bazıları şunlardır:
Suça bizzat şahitlik eden iki tanık gerekmektedir. Suçlanan kişinin, örneğin Şabat kurallarını ihlal ettiği görülmüş ise, her iki tanık da birbirini görmüş olmalı, suçlanan kişiyi işlemek üzere olduğu günahın bir ölüm cezasını gerektirecek kadar ciddi bir suç olduğu konusunda ve yaptığı eylemin sonuçları konusunda uyarmalı; suçlanan kişi yaptığı eylemin sonuçlarını bildiğini, Tora’nın bu konuda ölüm cezasını gerektirdiğinden haberdar olduğunu, buna rağmen yapmaya devam edeceğini belirterek, aynı suçu işlemeye devam etmelidir. Eğer, tanıkların yalan söylediği ortaya çıkarsa, bu durumda, tanıklar ölüm cezasına çarptırılacaktır.
Örnek bir vaka olarak, bir kişi Tora’ya göre ölüm cezasını gerektiren bir eylemde bulunurken, iki kişi gelir o kişiye gerekli uyarıda bulunur ve günahı işleyen kişi eylemini durdurursa, dosya kapanır.
İki tanığın tanıklıklarının geçerli olabilmesi için şu şartlara sahip olmalılardır:
[1] Tora’nın emirlerini yerine getirdikleri bilinen, Yazılı ve Sözlü Tora’yı bilen yetişkin Yahudi erkekler olmalıdır.
[2] Tanıklar işlenen suç sırasında birbirlerini görmüş olmalıdır.
[3] Suçlanan kişiye gerekli uyarının yapılmış ve suçlanan kişinin de zorunlu olan yanıtı vermiş olduğundan emin olabilmek için, tanıkların herhangi bir konuşma veya işitme eksikliği bulunmamalıdır.
[4] Tanıklar, birbirini ve suçlanan kişiyi tanımıyor olmalıdır, birbirleriyle veya suçlanan kişiyle hiçbir ilişkileri bulunmamalıdır.
[5] Mahkeme (Bet Din) her tanığı ayrı ayrı incelemek zorundadır ve tanıklıklarında en küçük bir noktada, göz rengi gibi çok küçük bir konuda bile çelişki bulunursa, tanıklıklar kabul edilmez.
[6] İki tanığın tanıklığı tamamen aynı olursa da tanıklıkları geçerli değildir. Çünkü bu, gizli anlaşma veya danışıklı iş anlamına gelebilir. İki farklı insan, hiçbir olayı tamamen aynı biçimde göremez. Özdeş iki tanıklık geçersizdir.
[7] Bet Din’de en az 23 hakim bulunmak zorundadır.
[8] Karar, oybirliği ile alınamaz. Bet Din, oybirliğiyle sanığın suçlu olduğuna karar verirse, sanık serbest bırakılır! Bunun nedeni, mahkemedeki hiçbir hakim sanığın suçsuzluğuna dair bir sebep, hafifletici neden vb. bulamamışsa, bu durum o mahkemede bir şeyin yanlış olduğunu gösterir.
[9] Suça şahitlik eden tanıklar, mahkeme tarafından ölüm cezasını uygulamakla görevlendirilir.
Onu öldürmek için onun üstünde ilk önce şahitlerin eli olmalıdır; tüm halkın eli ise daha sonra. Arandan kötülüğü yok etmelisin.
Yasa’nın Tekrarı 17:7
Tanık ifadeleriyle sanığı ölüme mahkum eden şahitlerin ilk taşları atma zorunluluğu, onları bir yaşamı söndürme sorumluluğunu taşımaya hazır olup olmadıklarını tekrar düşünmeye zorlar. Topluluğun katılımı ise tüm İsraillilerin bu sorumluluğu paylaşmasını sağlar. Kan herkesin elindedir; hiç kimse ölüm cezasına karşı duygusuzlaşamaz.
Bu durum Talmud’da derinleşir. İnsana dayalı adalet sistemlerinin yanlış yapılabilme imkanı ve yanlış hüküm giymiş bireylerin infazının kabul edilemez olduğu gerekçesiyle, ölüm cezası etkin bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Tabiri caizse, ölüm cezası, Tanrı’nın eline bırakılmıştır. Bakınız: Sanhedrin 37a – b, Ketubot 30a – b
Uygulamada, … bu cezalara neredeyse hiçbir zaman başvurulmamıştır ve amaçları esas olarak caydırıcı olmak ve cezası olarak sunuldukları günahların ciddiyetini vurgulamaktır. Tora’nın suçlanan kişileri korumak için gerekli kıldığı delil kuralları ve diğer tedbirler, bu cezaları fiilen uygulamayı imkansız hale getirmiştir. Yargı ceza sistemi, en yüksek ahlak ve dindarlık ortamında uygulanmadıkça acımasızca ve barbarca olabilir. Yahudi halkı arasında bu standartlar düştüğünde, Sanhedrin … bu ceza sistemini gönüllü olarak kaldırmıştır.
Rabbi Aryeh Kaplan, Yahudi Düşüncesi’nin El Kitabı (Handbook of Jewish Thought), Cilt 2, sayfalar. 170-71
Gemara, bize cinayetlerin artması nedeniyle Sanhedrin’in gönüllü olarak ölüm cezasını kaldırdığını aktarır. Normalde, cinayetler arttıkça ölüm cezasının da artırılması beklenir. Ama bunun tersi olmuştur. Neden? Ölüm cezası, cinayetin nadir işlendiği toplumlarda; tümüyle inanç ilkelerine bağlı, dindar toplumda uygulanabilir. Çünkü o toplum insan hayatının değerini kavrayabilmiştir.
Rabbi Eliezer Zobin
Mişna’ya göre, yedi yılda bir – veya Rabbi Eleazar ben Azarya’ya göre yetmiş yılda bir, bir kişiyi ölüme mahkum eden bir Yüksek Mahkeme kana susamıştır.
Yedi yılda bir insanı ölüm cezasına çarptıran bir Sanhedrin’e “katil” denir. Rabbi Eliezer ben Azariya, “70 yılda bir” dedi. Rabbi Tarfon ve Rabbi Akiva, “Eğer Sanhedrin’de olsaydık, hiçbir ölüm cezası geçemezdi” dedi.
Mişna Makkot 1:10
Tora’nın Amacı Nedir?
Bu koşullar doğal olarak şu soruyu doğurur:
Tora, bir yandan birçok günahın karşılığı olarak ölüm cezasını getirmekte, bir yandan da bir kişiyi ölüme mahkum etmeyi neredeyse imkansız şartlara bağlamaktadır. Öyle ki Sanhedrin’in var olduğu dönemde, ölüm cezası son derece nadir uygulanmıştır. O halde, “Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu” diyeceğimiz bir biçimde, Tora, abesle iştigal mi etmektedir? Gereksiz sözlerle, zaten gerçekleşmeyecek olan korkunç ölüm yöntemleri ile insanları dehşete düşürecek, vahşi, zorba, barbarca ölüm manzaraları mı resmetmektedir? İnsanları korkutarak, dini bir baskı ve otorite aracı haline mi getirmeye çalışmaktadır? Tora’nın amacı nedir veya aslına bakarsak bir amacı var mıdır?
Bir benzetme
Sigara satın almaya gittiğinizde, sigara paketlerinin üzerinde sigara içmeniz halinde karşılacağınız neticeleri tarif eden yazılı ve görsel uyarılar; “Sigara içmek öldürür,” “Sigara içme kansere neden olur,” “Sigara içmek ayakta kangrene neden olur,” vb. yazılar, hastaların bakmaktan bile çekineceğiniz son derece ürkütücü fotoğrafları bulunur. Niçin sigara paketlerinin üzerine bu türde görsel uyarılar yerleştirilmektedir? Amaç, insanları sigara içmenin ne kadar ciddi ve tehlikeli olduğu konusunda uyarmaktır. Çeşitli renkler ve grafik tasarımlar aracılığı ile oluşturulan çekiciliğin ve yanıltıcı özelliğin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Devlet, ölmenizi değil, sigara içmeyi bırakıp, yaşamanızı istemektedir.
Benzer biçimde, ev aletleri satan bir mağazaya gittiniz ve büyük bir balta satın aldınız. Ancak, bu defa baltanın üzerinde, “Başınıza balta ile vurmak öldürür,” “Balta ile başınıza vurmak beyninize zarar verir” gibi yazılı uyarılar ya da sizi uyarmak için “başına balta ile vurulmuş” bir insanın fotoğrafı bulunmaz. Oysa, başınıza balta ile vurmak, sigara içmekten çok daha tehlikeli ve öldürücüdür. O halde, neden baltanın üzerinde uyarıcı metinler ve fotoğraflar bulunmaz ama sigara paketinin üzerinde bulunur?
Yanıt, barizdir. Bunun nedeni, sigaranın ölümcül oluşunun baltanın ölümcül olması kadar açık ve derhal olmamasıdır. Baltanın öldürücülüğü hemen ortaya çıkabilirken, sigara içerek bedeninize aldığınız yüzlerce toksik ve kanserojen madde apaçık ortada değildir ve neticeleri derhal ortaya çıkmayabilir.
Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.
Ezekiel 18:23
Tora bize şu mesajı vermektedir:
“Şu an sana çok açık gelmeyebilir ama ‘renkler, grafik tasarımlar’ aracılığı ile sana çekici gelen, yanıltıcı özellikler ile örtülü bu eylem, örneğin Şabat’ı ihlal etmen, aslında seni manevi olarak öldürmektedir. İşte sana büyük resim…” (Örneğin, manevi ölüm ile günah işleyene verilen ‘karet’ cezası ile ilgili ilişki için araştırınız: Çölde Sayım 15:29-31)
Tora, neticeleri derhal ve apaçık olmayan, bizi manevi ölüme götüren ama bize çekici gelebilecek birçok eylemin aslında ne kadar ciddi ve tehlikeli olduğunu kavramamız için mümkün olan en sarsıcı, dikkat çekici, caydırıcı ve ciddi uyarıyı; ölüm uyarısını yapmaktadır. Çünkü Tora, günahkarların ölmesini istemez, kötü yollarından dönüp, yaşamasını ister.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.