Yahya’nın öğrencileri ayrılırken İsa halka Yahya’dan söz etmeye başladı. “Çöle ne görmeye gittiniz?” dedi. “Rüzgarda sallanan bir kamış mı?
Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı? Oysa pahalı giysi giyenler, kral saraylarında bulunur.
Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür.
‘İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; O önden gidip senin yolunu hazırlayacak’ diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir.
Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Vaftizci Yahya’dan daha üstün biri çıkmamıştır. Bununla birlikte, Göklerin Egemenliği’nde en küçük olan ondan üstündür.
Vaftizci Yahya’nın ortaya çıktığı günden bu yana Göklerin Egemenliği zorlanıyor, zorlu kişiler onu ele geçirmeye çalışıyor.
Yahya’ya dek bütün peygamberlerle Kutsal Yasa, olacakları önceden bildirdiler.
Eğer bunu kabul etmek isterseniz, gelecek olan İlyas odur.
Kulağı olan, işitsin!
Matta 11:7-15
Size şunu söyleyeyim, İlyas zaten geldi, ama onu tanımadılar, ona yapmadıklarını bırakmadılar. Aynı şekilde İnsanoğlu da onların elinden acı çekecektir.”
O zaman öğrenciler İsa’nın kendilerine Vaftizci Yahya’dan söz ettiğini anladılar.
Matta 17:12-13
Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz dinlemeyenleri doğru kişilerin anlayışına yöneltmek ve Rab için hazırlanmış bir halk yetiştirmek üzere, İlyas’ın ruhu ve gücüyle Rab’bin önünden gidecektir.
Luka 1:17
[Rab’bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce size Peygamber İlyas’ı göndereceğim. O babaların yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürecek.]
Hristiyan İncili’nde Malaki 4:5-6
Onlar da kendisine, “Öyleyse sen kimsin? İlyas mısın?” diye sordular. O da, “Değilim” dedi. “Sen beklediğimiz peygamber misin?” sorusuna, “Hayır” yanıtını verdi.
Yuhanna 1:21
Matta ve Luka kitapları, Yahya’nın İlyas Peygamber’in (Eliyahu HaNavi) ruhunu taşıdığını, O’nun İlyas olduğunu söylemekteyken, Yuhanna Kitabı, Yahya’nın İlyas Peygamber olmadığını söylemektedir. Yuhanna kitabı ile diğer kitaplar arasındaki bu zıtlığın nedeni nedir?
Sanırım okuyucuların çoğu için bu çok şaşırtıcı bir sorudur. İlk olarak, biraz arka plan: Yahudi Kutsal Kitabı’ndaki son peygamber Malaki’dir. “Sefer Malaki”, Malaki Kitabı’nın sonunda, son kurtuluş, Mesih dönemi ve İsraeloğulları’nın Tora’ya dönecekleri, babalarının yüreklerini çocuklarına, çocukların yüreklerini babalarına döndürüleceği ve İlyas Peygamber’in gelip nihai kurtuluşun habercisi olacağı anlatılır.
Hristiyanlar, Malaki Kitabı’nda bahsedilen ve Mesih dönemi öncesinde ortaya çıkacak olan İlyas Peygamber’in sözde mesih İsa’dan önce ortaya çıktığına inanırlar. İlyas Peygamber’in ruhu kimde ortaya çıkmıştır? Bu sorunun cevabı, bazı insanların istediği kadar basit değildir, çünkü; yanıt değişkendir. Cevap, Hristiyan İncili’nde hangi kitaba baktığınıza bağlıdır!
Matta Kitabı 11. ve 17. bölümlerde İsa, öğrencilerine günahların ortadan kaldırılması için Yarden Nehri’nde insanları vaftiz eden Vaftizci Yahya’nın, İlyas olduğunu söyler. Yahya’nın görevi, insanları İsa’ya çağırmak ve onlara İsa’ya dönmelerini söylemektir. Kronolojik olarak ilk İncil olan Markos (ve sonra Matta ve ve Luka’da da Yahya öne çıkan bir figürdür) İsa’nın Yahya tarafından vaftiz edilmesi ile başlar. Vaftizci Yahya’nın Josephus’un da belirttiği gibi gerçek bir tarihsel figür olması da son derece olasıdır. Bu yüzden Matta’nın Vaftizci Yahya’yı, sözde mesih İsa’nın gelişini haber veren ve onu tanıtan kişi olarak tanımlaması çok mantıklı olacaktır. O kadar ki Luka, İsa ve Yahya’yı kuzenleri yaparak onu İsa’ya bağlamak isteyecektir. Bu ilişkiyi tüm Hristiyan İncili’nde başka bir yerde bulamayız. Böylece Vaftizci Yahya, İsa’nın sözde görevinin başlangıcında çok belirgindir.
Vaftizci Yahya’nın Matta Kitabı’ndaki konuşması, Markos Kitabı’nda bulduğumuzdan çok daha ayrıntılıdır ve beklenen de budur. Ayrıntılı Yahya açıklamaları sinoptik incillerde bulunmaktayken Yuhanna Kitabı’nda bulunmaz. “Sinoptik” kelimesi, “sin” ve “optik” kelimelerinden oluşur ve “bir” veya “tek görüş” anlamına gelir. Yuhanna Kitabı, İsa’nın mesihliği, oğulluğu, görevi ile Yahudi Kutsal Kitabı arasındaki ilişki gibi konularla ilgilenmez. Yahudi Kutsal Metinleri’nde yapılan öngörülerin İsa tarafından sözde yerine getirildiğini iddia eden örnekler sadece Matta Kitabı’nda bulunur. Bu örneklerin on bir tanesini Matta Kitabı’nda görürüz ama diğer incillerde bulamayız. Yuhanna Kitabı’nda sinoptik incillerde bulamadığımız çok şey bulunur ve Yuhanna, tarihsel olarak ilk üç incilde çok önemli olan birçok insanın rolünü azaltmaya çalışmaktadır.
Örneğin, İsa’nın annesi Meryem’in ismi Yuhanna Kitabı’nda asla geçmez. Oysa, Matta, ve Luka incillerinde özellikle de Luka’da Meryem çok öne çıkmaktadır ve yüceltilmektedir. Yuhanna’da ise çok yüksek bir kristoloji ile, Yuhanna Kitabı’nın “prolog” adı verilen ilk on sekiz pasajında ve diğer üç sinoptik incilden çok daha yüksek bir İsa tasviri ile karşılaşırız. Unutmayalım ki Yuhanna, dört kanonik incilden tarihsel olarak en son yazılanıdır. Yuhanna Kitabı, muhtemelen M.S. 95 yılı civarında, Hristiyanların İsa’nın çarmıha gerildiğine inandıkları zamandan altmış beş yıl sonra yazılmıştır. Markos Kitabı, 25 yaş daha genç, muhtemelen M.S. 70 yılı civarında, İkinci Tapınağın yıkılma döneminde yazılmıştır. Matta ve Luka yaklaşık 15 yıl sonra 80-85 yıllarında yazılmıştır. Yani Yuhanna, Matta ve Luka’dan yaklaşık 10 yıl sonra yazılmıştır.
Mesele şudur ki, bu dört kanonik incili tarihsel sıra ile incelersek, İsa’nın giderek daha yüksek bir konuma yerleştirilmesini, daha önemli hale gelmesini aşama aşama görebiliriz. Oğulluğu, zaman ilerledikçe, yeni yazılan kitaplarda daha erken bir aşamada ortaya çıkmaya başlar. Bu nedenle Markos Kitabı’nda, İsa ile yetişkin döneminde tanışırız.
Tarihsel olarak ilk kanonik incil olan Markos Kitabı’nın yazarı, İsa’ya hamile kalınması, Bakire’den doğum, İsa’nın doğumunda sözde gerçekleşen mucizeler, İsa’nın doğduğu şehir ile ilgili vaat vb. konular hakkında hiçbir şey yazmamıştır. Hristiyanlar için son derece önemli olan bu konuları Markos neden yazmaya değer görmemiştir? Çünkü; Markos’a göre İsa’ya nasıl hamile kalındığı, İsa’nın doğumu konusunda benzersiz, özel bir durum yoktur. Bu nedenle de bu konulardan hiç bahsetmemiştir. Markos, görece erken döneme ait bir kitaptır ve henüz İsa ile ilgili sonradan geliştirilecek kristoloji erken aşamadadır.
Markos’un ortaya koyduğu kristoloji, İngilizce’de “adoptionist” olarak tanımlanan, daha aşağı düzeyde bir kristolojidir, İsa’nın oğulluğunu vaftiz, diriliş veya yükselişi ile kazandığını kabul eder. Yani, İsa bakireden doğmamıştır ama öyle yüce bir insan olur ki, vaftizinde Tanrı tarafından “oğul” olarak kabul edilir ve İsa’ya doğrudan ikinci tekil şahıs ile hitap edilerek, bu durum ona “sen benim oğlumsun” diyerek haber verilir.
Sonraki inciller Matta ve Luka’da ise, İsa’nın Tanrı’nın oğlu oluşu, Kutsal Ruh’un Meryem’in üzerine gelmesi ile hamile kalması sonunda gerçekleşir ve bir önceki incil olan Markos’a göre daha yüksek bir kristolojiye ulaşılır. Aşama aşama İsa yükseltilmektedir.
Matta ve Luka’da artık İsa vaftizinde değil, yaşamının daha erken bir döneminde; ona gebe kalınmasında ve doğumunda Tanrı’nın oğlu olmaktadır. Yuhanna ise bunların hiçbiriyle ilgilenmez. Yuhanna’da İsa bize “logos” olarak tanıtılır. Yuhanna, kitabına açıkça Yaratılış Kitabı 1.Bölüm ile benzerlik kurarak başlar. Yuhanna’nın ne yapmaya çalıştığı açıktır. Kimin hakkında konuştuğunu on dördüncü pasaja kadar söylemez ve on dördüncü ve on yedinci pasajlar arasında kimden bahsettiğini açıklar. Artık İsa hakkında konuştuğunu açıkça görürüz.
Yuhanna, kristolojisini bir adım daha ileriye taşımıştır: Yuhanna’ya göre İsa, Markos gibi vaftizi sırasında değil, Matta ve Luka gibi ona gebe kalınmasında değil, sonsuz geçmişte Tanrı’nın oğlu olmuştur. Bu çok, çok yüksek bir kristolojidir. Hristiyan İncili’nin başka herhangi bir yerinde bu kadar yüksek bir kristoloji yer almaz. Bu nedenle, daha önceki incillerde yer alan İlyas Peygamber gibi bir teolojik donanım da burada yer almaz. Yuhanna’ya göre, İsa o kadar yüksek, Hristiyan dini o zamana kadar o kadar gelişmiştir ki, Bakire’den doğacak bir İsa’ya ihtiyacımız yoktur.
Artık, bir ara aşama olarak kitaplara dahil edilmesi gereken tümüyle pagan “bakireden doğum” doktrini değil, annesi, hatta annesinin adı bile gereksizdir. O kadar ki, önceki Luka Kitabı’nda mümkün olan en yüksek konuma oturtulan Meryem’in adına bile ihtiyaç kalmamıştır. Onu ilk kez sadece İsa’nın annesi olarak tanırız.
İsa’nın annesinden, Kana’da bir düğünde gerçekleşen mucize ile birlikte bahsedilir. İsa ona şöyle söyler: “Kadın, benden sana ne?” (2:4) (Hristiyan Türkçe Yeni Çeviri’de bu konunun nasıl gizlenmeye çalışıldığına dikkat edin.) Meryem’in önemi, konumu çok zayıflatılır. O artık sadece “İsa’nın annesi”dir. İsa, “Kadın, benden sana ne?” dediğinde bu, artık İsa’nın dünyaya gelişinin annesi sayesinde olmadığı, annesinin bu kristolojide yeri olmadığı anlamına gelir.
Yuhanna Kitabı’nda artık kendisine ihtiyaç duyulmayan tek kişi İsa’nın annesi değildir. Artık, ne Markos’taki gibi vaftizinde “oğul” olacağı, ne de tarihsel olarak bağlantı kurulacak, hatta kuzen olduğu iddia edilecek Yahya’ya ihtiyaç vardır. Yuhanna Kitabı’nda, Vaftizci Yahya İsa’yı vaftiz bile etmez. İsa, Yuhanna Kitabı’nda vaftiz edilmez! Bunun size çok garip geldiğini biliyorum. Gerçekten mi? Evet, gerçekten. Ve bu nedenle, Yuhanna 1:21’de Vaftizci Yahya’ya kim olduğunu ve görevini sorduklarında , “Sen İlyas mısın? Sen o peygamber misin?” dediklerinde, “Hayır, ben o peygamber değilim” der.
Burada Matta, Yuhanna ile tamamen çatışır. [Hristiyan yorumcuların, kanonik inciller arasındaki çelişkileri açıklamak için yaptıkları icatlara dikkat ediniz] Yuhanna Kitabı’nda, sadece insanların önemi azaltılmakla kalmaz, sinoptik incillerde aşama aşama dahil edilen bir çok olay da yer almaz. Örneğin, İsa’nın transfigürasyonu (görünümünün değişmesi) bulunmaz. Transfigürasyon, Markos, Matta ve Luka’da göze çarpar. Petrus, Yakup ve Yuhanna, İsa’ya eşlik ederek dağa çıktıklarında İsa, İlyas ve Musa ile buluşur. Bu hikayeyi Yuhanna Kitabı’nda artık göremeyiz. Neden? Sinoptik incillerde transfigürasyonun bulunmasının nedeni İsa’nın ne kadar önemli olduğunu bize göstermektir. İsa, Yahudi Kutsal Kitabı’ndaki en önemli peygamberlerle karşılaşır ve bu nedenle bu olay, İsa’ya Yahudi Kutsal Metinleri’nde bulunan peygamberlik sözlerinin yerine getirdiğine dair bir onay mührü verir. Yahudi peygamberler, İsa’yı kabul etmektedir. İsa’nın Yahudi peygamberler tarafından onaylanması, İsa’nın yükseltilmesi için bir basamak olarak gereklidir.
Tarihsel olarak Yuhanna Kitabı’na ulaştığımızda, Yuhanna’nın İsa’sının artık bir transfigürasyona ihtiyacı yoktur: “M.S. 95’te yazıyorum. Size kanıtlamak için Musa’ya veya başka bir peygamberin onayına ihtiyacım yok.”
Yuhanna Kitabı’nda İsa’nın çölde denenmesi de artık bulunmaz. Artık buna ihtiyaç yoktur. Yuhanna daha da ileri gider. Yuhanna’nın İsa’nın Beytlehem şehrinde doğduğuna inanıp inanmadığı açık değildir. Çünkü, Yunanna yedinci bölümde şu ilginç diyalog geçer: Yahudiler, “İsa nasıl Mesih olabilir? Beytlehem’de doğmadı” der.
Yoksa Yuhanna, Matta Kitabı’nı okumadı mı? Luka Kitabı’nı okumadı mı? Açıkçası elbette okumadı! Yuhanna Kitabı’nın yazarı Matta kitabını okumuş olsaydı, çarmıha gerilme ve diriliş anlatısını asla yazmazdı. Örneğin, Yuhanna 20. bölüm ve Matta’nın diriliş hikayesi birbiriyle tamamen çelişmektedir. 1. yüzyıl, insanların kitaplara kolayca erişebildiği bir dönem değildi ve çoğunluk okuma yazma bilmiyordu. İşte Hristiyan incillerinin yazıldığı dönem, bu dönemdi. Yuhanna’nın sinoptik incillerden çok farklı bir kitap olması sizi şaşırtabilir. Yuhanna Kitabı’nda bulduğumuz şeylerin kabaca yüzde 90’ı sinoptik incillerde bulunmaz.
Yuhanna Kitabı’nın yazarı birisinin vaftiz edilmesi ile ilgilenmez. Neden? Çünkü; bugün İsrael’e hacca giden Hristiyanlar Yarden Nehri’ne gider ve bir papaz yeni Hristiyanlığa geçmiş kişileri Yarden Nehri’nde suya batırır. Buradaki anahtar, vaftiz eden kişinin vaftiz edilen kişiden ruhsal olarak üstün olmasıdır. Yuhanna Kitabı’nda en yüksek kristolojiye ulaşmış, “logos” İsa’nın Yahya tarafından vaftiz etmesi elbette kabul edilemezdi.
Yuhanna Kitabı’nın yazarı İsa’yı ne Markos gibi vaftizinde ne de Matta ve Luka gibi gebe kalındığı ve doğumunda Tanrı’nın Oğlu olarak bize sunar. Yuhanna, ta başlangıçta, dünyanın yaratılmasından önce İsa’yı Tanrı’nın Oğlu olarak sunar. O logostur. Söz’dür. Logos kavramı, İskenderiye’de yaygın olarak kullanılan bir terimdi ve şüphesiz Yuhanna ve Pavlus ipuçlarını buradan alacaklardır.
Birinci yüzyılda farklı Hristiyan toplulukları vardı ve Hristiyanlık farklı inançlara sahip gruplarla gelişiyordu. Matta ve Luka kitaplarını kim yazdıysa, önlerinde Markos Kitabı’nın bulunduğuna dair bir soru işareti yoktur. Neden? Çünkü, Markos Kitabı’nın neredeyse tamamı Matta ve Luka’da ortaya çıkmaktadır. Matta ve Luka’nın kendi yazdıklarını bu kaynaklara dayandırdığını ama henüz orijinal kaynağın bulunamadığı biliyoruz. Ama aynı kaynaktan kopyalıyorlardı. Ve sonra kendi topluluklarında gelişen orijinal kaynaklarını oluşturdular, birbirinden çok farklı, çok ayrı.
Yuhanna Kitabı’nda en yüksek kristolojiye ulaşmış, “logos” İsa, o kadar yüksek bir varlık olmuştu ki, sadece Meryem’e, Yahya’ya değil, artık çarmıhı taşımasına yardımcı olması için Simon’a bile ihtiyaç duymuyordu. Çok, çok yukarıdaydı. Bu nedenle, Vaftizci Yahya’nın, İlyas Peygamber’in görevini üstlenmesine de gerek yoktu. Bununla ilgilenmesi gerekmiyordu. Transfigürasyon? Hayır,buna da artık gerek yoktu.
Yuhanna için Meryem bir sorundu, çünkü İsa’nın annesinin konumunu indirgemek zorundaydı. Ebedi bir varlığın dünyaya gelmesi için bir anneye gereksinimi olamazdı. O’nun önemi azaltılmalıydı. İsa şöyle demeliydi: “Kadın, benden sana ne?” (2:4). Bugün, Hristiyan yorumcular, İsa’nın annesiyle neden bu şekilde konuştuğunu açıklamak için bin dereden su getirmektedir. Ama İsa, annesine saygısızca “Kadın, benden sana ne?” der. Bu sözün amacı açıktır: “Ben, senin aracılığınla Tanrı’nın Oğlu olmadım! Sen benim kanalım değilsin.” Luka söz konusu olduğunda ise Meryem, İsa’nın onun aracılığıyla Tanrı’nın oğlu haline geldiği, Kutsal Ruh’un üzerine geldiği her şeydir. Ve bu nedenle İsa, Tanrı’nın oğludur. Yuhanna ise bunun bir parçası değildir. Bu nedenle Yuhanna, Vaftizci Yahya’nın İlyas olduğunu reddeder ve Yahya’nın rolünü azaltır.
Yuhanna’da İsa ilahidir. Ancak her yönden tam yetkinlikte bir Tanrı anlamında ilahi değildir. Yuhanna Kitabı’nın yazarı açısından İsa en yüksek kristolojiye sahip olsa da, hala her bakımdan Baba’ya bağlıdır. Yuhanna Kitabı’nın yazarı İsa’yı ilahi bir varlık olarak görüyor olsa da İsa, bugünkü geleneksel manada yeri ve gökleri yaratan Tanrı anlamına gelmiyordu. İsa hala belirtileri Baba’dan, Tanrı’dan alıyordu. Kendiliğinden hiçbir şey yapamaz, amacı kendi istediğini değil, onu Gönderen’in istediğini yapmaktır (5:30), onu Gönderen, ona tanıklık eden Baba’dır (8:18). İsa’nın Tanrı’sı ve sizin Tanrınız’a geri dönmesi gerekmektedir (20:17). Yani Yuhanna’ya göre İsa hala Baba değildir ama Meryem ona yaklaşamaz bile.
İsa’nın Baba ile aynı öze sahip ve bir olduğu teolojisi (Homoousion) ise bir sonraki aşamada gerçekleşecektir. Bu teoloji, ikinci ve üçüncü yüzyılda geliştirilir ve dördüncü yüzyılda resmi bir Hristiyan ortodoksluğu haline gelir. İmparator Konstantin tarafından M.S. 325’de İznik Konsili ve 381’de Theodosius tarafından Konstantinopolis Konsili’nde resmi olarak ilan edilir.
İsa, tarihsel olarak Markos’tan Matta ve Luka’ya ve sonra Yuhanna’ya doğru giderek geliştirilerek daha yüksek bir kristolojiye sahip olur. Yuhanna’da artık açılış grubuna ihtiyacı yoktur, artık Beatles’tir, Led Zeppelin’dir. İsminin yanına kimseyi koymaya ihtiyacı yoktur; Meryem, Yahya, Şimon, Yahudi Peygamberleri..Hiç kimse.. Bu yüzden Matta 11. ve 17. Bölüm’de Vaftizci Yahya’nın İlyas olduğu söylenirken, Yuhanna söz konusu olduğunda, Yuhanna 1:21’de ise Yahya artık kendisinin İlyas olmadığını söyler.
Ama İsa’nın, Hristiyan dünyasındaki durumu bu noktada da, Yuhanna İncili’ndeki noktada da kalmayacaktır, ileride ortodoks inanç olarak ilan edilmek üzere, Theodosius’u, Tertullian’ı ve Origen’i geçerken daha da yükselecektir.
Ve son olarak, İskenderiye’den Arius ve diğerleri olacaktır ve onların başını da İznik Konsili’nde ezeceklerdir.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, kimse inancınızı ve Tanrı ile olan bağlantınızı çalamaz.
Kaynak: Rabbi Tovia Singer