Elokim’in [1] gökleri ve yeryüzünü [2] yaratmasının [3] başlangıcında,
Yeryüzü Tohu ve Bohu [4] idi, derinliklerin [5] yüzeyinde karanlık [6],
Elokim’in rüzgarı suların yüzeyinin üzerinde hareket ediyordu[7],
Elokim dedi ki [8], “Işık olacak!” [9] ve ışık oldu[10].
Elokim bu ışığı gözlemledi [11] ve iyi olduğunu gördü,
Elokim ışık ve karanlığı birbirinden ayırdı.
(Bereşit 1:1-4)
[1] Elokim, tüm kuvvetlerin kendisinden çıktığı tek bir varlığı ifade eder. Kuvvetlerin kendi iradesi yoktur, daha yüksek bir nedenin eserlerinden daha fazlası değillerdir. Bununla birlikte, Elokim ilk nedendir, Elokim’in eylemlerini belirleyecek kendisinden önce gelen bir neden yoktur. Elokim, bu nedenle hangi olayların olacağını ve olmayacağını özgürce belirleyen birincil bilinçli varlıktır. Hiçbir güç, gereklilik ya da sebep, Elokim’in şu veya bu biçimde yaratmasına ya da bir şey yaratmasına neden olmamıştır.
[2] “Başlangıçta, Elokim gökleri ve yeri yarattı”okuyuşuna göre, yaratılışın ilk anında, gökler ve yer, boyut ve biçime sahip değildi ve tek bir noktada toplanmıştı (Ramban). Bu, on yaratış sözünden ilki sayılır. Kabala açısından, hokmah (bilgelik / kavram) sefirasının bir yansımasıdır.
[3] Bu kelimeler ya burada Raşi tarafından çevrildiği gibi daha uzun bir ifadenin başlangıcı olarak, yani; “gökleri ve yeryüzünü yaratışının başlangıcında” ya da Ramban tarafından çevrildiği gibi kendi başına bir kelime olarak, yani; “Başlangıçta Elokim gökleri ve yeryüzünü yarattı” olarak okunabilir.
Her iki okuyuşta da Tora, dünyanın nasıl var olduğunu anlatmaz. Bunun yerine, yaratılış anlatısı, yaratılışın ilk durumu ile başlar.
Zamanın ilk anının yaratılması hakkında konuşmak mümkün değildir, çünkü ondan önce bir an yoktur ve bu yüzden tarif edilecek bir süreç yoktur. Elokim de zaman içindeki yaratılıştan önce düşünülemez, çünkü O, uzay-zaman içinde değildir. Elokim daha ziyade bu nokta ile uzay-zamanın başlangıcını oluşturur.
[4] Tohu, tamamen biçimsizlik durumunun başlangıç halini ifade eder. Bohu, dört temel özelliğin oluşturulduğu ara haldir (Ramban). Bunlar ateş, hava, su ve topraktır. Bu dört unsur, bildiğimiz anlamlarda ya da madde veya malzeme değil, daha sonra ortaya çıkacak maddelerin potansiyel özellikleridir. Bu özellikler ve bu özelliklerin kombinasyonları yoluyla tüm madde halleri oluşturulacaktır. Bununla birlikte, maddenin kendisi henüz oluşmamıştır.
Bununla birlikte, maddenin dört farklı halde bulunabileceğine dikkat edilmelidir: katı, sıvı, gaz ve plazma. Evren’de dört temel kuvvet bulunur: yerçekimi, elektromanyetizma, zayıf nükleer kuvvet ve güçlü nükleer kuvvet. Kadim insanlar ayrıca biyosferi dört alana ayırmışlardı: domem (dilsiz, sessiz), flora, fauna ve “konuşanlar” (insanlar).
[5] “Derinlikler”, dünyanın/toprağın suyu muhafaza ettiği çanak anlamına gelir. Böylece, su ve toprak özelliklerinin her ikisi de belirtilmiştir (Ramban).
[6] Özde karanlık olan, ateş özelliğidir. Gözlemlediğimiz ateş, ateşin temel özelliği ile diğer üç unsur arasındaki etkileşimin bir sonucudur. Ateş, dünya atmosferinin ötesindeki alanın ana özelliğidir (Ramban).
[7] Havanın uygun konumu ateşin üzeridir ve bu nedenle hava unsuru Elokim ile diğer özelliklerden daha fazla ilişkilidir. Havanın suni olarak ateşin altına yerleştirilmesinin nedeni, havanın suyun üzerinde hareket etmesi içindir (Ramban).
[8] Veya “diledi” (Ramban). Ancak bu, pasif bir dilek beyanı değil, gerçek bir olayın oluşması için koyulan iradedir. Bu aynı zamanda “söyledi” kelimesinin anlamıdır. Nasıl ki bir insan için konuşmak, bir insanın düşüncelerinin ve dileklerinin gerçek dünyada ifade edilmesi ya da gerçeğe dönüşmesi ise, Elokim de söyleyerek Kendi dünya kavramını gerçeğe dönüştürür.
Elokim’in bakış açısından, sadece Kendi irade ifadeleri/sözleri ile başlatılan olaylar vardır. Özerk-bağımsız nesneler yoktur. Nasıl ki Elokim uzay-zamanın dışındadır, bu olayları başlatan sözleri de zamanın dışındadır. Yaratılmış olanların bakış açısına göre, varoluşun her anı İlahi irade ifadesiyle/İlahi sözler ile boşluktan sürekli yeniden yaratılır.
[9] Zohar’a göre bu, dünyanın aracılığı ile yaratılmış olduğu on ifadeden ilkidir. Bu, ilk ayeti “gökleri ve yeryüzünü yaratışının başlangıcında” olarak okuyanların da görüşü olmalıdır. Talmud, “Başlangıçta, Tanrı yarattı…” ifadesinin, ilk yaratış ifadesi olduğunu belirtse de, fiili yaratımın belirli eylemsellik ifadeleriyle başladığı göz önüne alındığında, bu ifadenin genel, her şeyi kapsayan bir amaç ifadesi olarak anlaşılması gereklidir.
[10] Işık maddenin ilk aşamasıdır, ilk gerçek yaratılış.
[11] Yaratıcı’nın yaratılış eylemini aşan yönü artık anlatıya dahil olmaktadır. Elokim, Kendi bilincinin ortaya koyduğunu gözlemlemek için bir adım geri atar. Daha sonra Kendi gözlemine uygun olarak ilerleyerek bu yüksek yönünü yaratılışın içine çeker.
Kaynak: Tzvi Freeman