Tanrı’nın Görüntüsünde Yaratılmak Ne Demektir?
Şabat’ta Yapılması Yasak Olan 39 Melaha’nın Kökeni
Mişna ve Gemara’ya göre hepsi Şabat’ta yasak olan 39 farklı melaha kategorisi vardır. Bu “iş” kategorileri nereden gelmiştir? Vayahel Peraşası’nı (Şemot 35:1–Şemot 38:20) açtığınızda ilk okuduğunuz Moşe’nin Yahudiler’e Şabat’ın tutulmasıyla ilgili verdiği emirdir. “İş, altı gün boyunca yapılabilir; fakat Cumartesi, sizin için kutsal olacaktır. [Bu,] Tanrı Adına, tam bir işten el çekme günüdür. [Bu gün] İçinde melaha yapan, idam edilecektir.” (Şemot 35:2)
Şabat ile ilgili emrin hemen ardından, Moşe tüm halka, Mişkan’ın inşa edileceği malzemeleri getirmelerini söyler. Şabat gününü yerine getirme emri ve Mişkan’ı inşa etme emri yan yanadır ve Bilgelerimiz buradan Şabat’ta yasaklanan işlerin Mişkan’ın inşa edilme biçiminden geldiği sonucunu çıkarmıştır.
Şabat Yasalarını Anlamak
Şabat’ta ne yapmamıza izin verilmediğini anlamak istiyorsak, Mişkan’ı inşa ederken insanların ne yaptığına bakmamız gerekiyor.
İnsanlar malzemeleri boyalarla renklendirdiler, bu nedenle Şabat’ta malzemeleri boyayla boyamak yasaktır. Mişkan’ı inşa ederken insanlar dokumayla meşguldü, bu yüzden Şabat’ta dokuma yasaktır… Ve bu böyle devam eder, ta ki Şabat’ta tamamı yasak olan 39 farklı iş türü tamamlanana kadar. Peki ama neden? Neden Mişkan’ın inşa edilme şekli Şabat’ta yasaklanan iş türünün modeli haline gelmektedir? Şabat’ın Mişkan ile ne ilgisi vardır?
Sanırım bunu düşündüğümüzde, Tanrı’nın yaratışını “durdurduğu” Şabat ile Tanrı’nın bize Mişkan’ı inşa etmemizi emretmeden hemen önce yerine getirmemizi emrettiği Şabat arasındaki bağlantı görmeye başlayacağız. (Gerçekte, Tanrı yaratışını asla durdurmaz. Tüm varoluş, tümüyle Tanrı’nın onları her an tekrar yaratmasına bağlıdır. Tanrı’nın Şabat’ta “durması” ve yaratımı “tamamlaması” varoluşu olması gerektiği şekliyle, istediği biçimde “çok iyi” yaratması demektir.)
Şabat’ın ne anlama geldiği konusunda daha fazla bilgi için:
Tanrı İnsanı Kendi Görüntüsünde Yarattığında
İlk Şabat’ı düşünelim. Tanrı dünyayı altı günde yarattıktan sonra yedinci günde yaratımı durdurmuştu. Tanrı’nın dünyayı o altı günde yaratmasının önemi neydi? Bu yaratma eylemi mevcut durumu nasıl değiştirdi?
[İlginçtir, Şemot 20:11, 31:17 ayetlerine bakarsanız, “ki şeşet yamim” “altı gün ile” demektedir. “altı gün-de” dememektedir. Ayetin düz yorumunda “be-şeşet” gibi okunur ki “altı gün-de” diye açıklanır. Düz okuma ise şöyle demektedir: “Tanrı’nın gökleri ve yeryüzünü altı gün ile yaptığına….” (Şemot 31:17)]
Yaratılıştan önce hiçbir şey yoktu, yaratılıştan sonra ise her şey var oldu! Ama bu, yalnızca insanlığın bakış açısından doğrudur. Tanrı’nın bakış açısından bu doğru değildir. Tanrı açısından yaratılış Tanrı’da hiçbir değişiklik yaratmamıştır, ne eksilme ne de artma. Tanrı’nın bakış açısından, yaratılış bir “başkasına” yer açmaktır. Tanrı’nın varoluşta kendisinden başka bir şeye, bir başkasına yer açması fikrine “tsimtsum” adı verilir; deyim yerindeyse, Tanrı’nın Işığı’nın kısıtlanmasıdır. Tanrı bunu neden yapmıştır? Tanrı bunu iyilik nedeniyle yapmıştır.
Bu süreç çocuk sahibi olma sürecine benzer. Tüm vücudunuz, tüm organlarınız, her biri hayatınızı devam ettirmek için oradadır. Bir organ ise sizin için değil bir başkası için oradadır. Bu da rahimdir. Rahimin amacı bir başkasını yaratmaktır. Yaratmak istediğiniz varlığı beslemek için mükemmel şekilde ayarlanmış bir ortamdır. Bir başkasını yaratmak için bedeninizde bir boşluk oluşturulmuştur ve o başkası bu boşlukta var olur. Bu nedenle “rahim” kelimesi İbranice “merhametli” anlamındaki aynı kelimeden gelir.
Peki Tanrı bunu neden yapmıştır? Tanrı neden bir başkasına yer açmak için Kendi Işığı’nı daraltmıştır?
Tselem Elokim: Tanrı İnsanı Neden Kendi Görüntüsünde Yarattı?
Çünkü bir planı vardı; bir tür rahim içeren bir plan. Tanrı, ilişki kurabileceği, özgür iradeye sahip bir varlık, bir çocuk, ayrı bir varlık yaratmak istiyordu. Ama insan dediğimiz o varlık, Tanrı’nın dünyasında var olamazdı; kendine ait bir dünyası olması gerekiyordu. İnsanın var olabilmesi için Tanrı’nın hiçbirine ihtiyaç duymadığı yepyeni bir çevreye ihtiyacı vardı. Böylece “altı gün” dediğimiz süreçle bu ortamı yaratmaya başladı.
Tanrı, bir anda evrende var olacak her şeyi var etmiş ve sonra altı gününü onu biçimlendirmek, Kendi iradesine göre şekillendirmek, ayırmak, Kendi iradesine göre olayların gelişmesine izin vermek, potansiyellerini ortaya çıkarmakla kullanmıştı. Tanrı bu sürece “melaha” adını verdi: Ne istediğinize zihninizle karar verme ve sonra bunu gerçekleştirmek için harekete geçme süreci. İnsan da çevresini kendi isteklerine göre değiştirebilir. İnsan da melaha uygulayıcısıdır.
İnsan, melaha dediğimiz bu süreci kullanarak yalnızca kendi ortamını değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda insan, bir çevre yaratabilmesi açısından gerçekten Tanrı’ya benzer. Aslına bakılırsa insanın kaderi, Tanrı’nın yaptığının benzerini yapmak, yaratılışta O’na paydaş olmaktır.
Tanrı, evreni yaratırken Kendisi için gerekli olmayan, ama insan için bir ev yapmak üzere bu eve özel yasalar koymuştur.
Şimdi, insan kendisi için gerekli olmayan ama Tanrı için bir ev yapmak üzere bu eve özel yasalara uyacaktır.
Tanrı’nın evinde, tumah ve tahara, saflık ve safsızlık yasaları vardır. İnsan açısından gerekli olmayan kodeş ve hol yasaları vardır, bunların Tanrı’nın alemiyle ilgisi vardır. Ama biz bu yasalara uyuyoruz çünkü Tanrı’yı önemsiyoruz ve bu evin Tanrı için olmasını istiyoruz.
Tanrı’nın dünyamızın işleyişini sağlamak için fizik yasalarını uyguladığı gibi, biz de Tanrı’nın evinin işleyişini sağlamak için bu Tanrısal yasaları uyguluyoruz.
Ve biz o eve Mişkan diyoruz. Ve biz Mişkan’ı yaratırken, Tanrı diyor ki “Biliyor musun, herkesin bilmediği bir sırrı açıklayayım sana küçük yaratıcı! Buna “dinlenme denir”. Sen de benim gibi Şabat’ı yerine getirmelisin.”
Neden Şabat’ta Melaha’dan Kaçınıyoruz?
Tanrı, o küçük evi (evreni) yaratırken yaptığı tüm melahaları durdurup, dinlenmişti. O halde Tanrı’nın evini (Mişkan) yaratmak için yaptığımız tüm melahalardan vazgeçerek dinleneceğiz. Çünkü küçük yaratıcı, Büyük Yaratıcı gibidir. O’nun görüntüsündedir.
Tora’ya baktığımızda Mişkan’ı, Çadır’ı kim inşa etmektedir? Adı nedir? Adı Betsalel‘dir. Betsalel mi? İbranice “Tanrı’nın görüntüsü” nasıl denir? “B’tselem Elokim” (Bereşit 1:27). Aynı kelime! Btsl-el, Betsalel, insanlığın Tanrı gibi olma konusundaki engin potansiyelini fark eden kişidir. Kolektif potansiyelimize ulaşmamızda hepimizi temsil eder. O, bir bakıma insanlığımızın farkına varmak için bizim aracımızdır.
Betsalel’in yanında kim Mişkan’ı, Çadır’ı inşa etmektedir? Adı nedir? Aoliav! Aoli: Çadır Av: Baba, Baba’nın Çadırı! Tanrı’nın görüntüsü insan, B’tselem Elokim (Betsalel), Aoliav (Baba’nın Çadırı’nı) inşa etmektedir! Ve tüm insanlık Tanrı’nın çocuklarıdır (Devarim 14:1) [Tora’daki kelimelerin gelişigüzel olduğuna, anlamsız isimlerle dolu olduğunu iddia edenlere yazıklar olsun!]
İnsanlık haftanın 6 günü Tanrı’nın evi Mişkan’ın yapımı için uğraşacak ama 7.gün Şabat’ta bu faaliyeti durdurup, evi olduğu gibi kabul edecektir.
Mişkan, yapısı itibariyle İsraeloğulları’nın Sinay deneyiminin bir kopyasıdır. Sinay deneyimini sürekli kılmak için yapılmıştır. Mişkan kelimesi, Türkçe’deki “mesken, sakin, sükunet” kelimeleri ile aynı köke sahiptir. Aynı köke sahip Şekina’nın (Tanrı’nın Mevcudiyeti) meskenidir.
Bugün, Mişkan yapımı devam etmektedir. Tanrı’nın mevcudiyetinin kendisini gösterebileceği mabetin yapımı yani tüm dünyanın O’nun niteliklerinin fiziksel dışavurumu olacağı, tüm dünyanın O’nun şekinası ile dolacağı, tüm dünyayı bir mabete dönüştürme çalışması devam etmektedir. Bu nedenle 6 gün bu dünyayı bir mabete çevirme çalışmamız devam edecek ve 7.günü olduğu şekliyle kutsayacağız, Şabat’ı tutacağız. Tüm dünya bir mabete dönüştüğünde, tüm dünya bir Sinay deneyimine dönüşecek, her diz O’nun önünde diz çökecek, O’nun İsmi Bir olacaktır. Çabucak gelsin!
Kutsal Kitabınızı bilin!
Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.
Kaynak: Rabbi David Fohrman ve çeşitli kitaplar.