Önceki yazılarımızda, bir yandan Yaratılış hikayesi diğer yandan Tufan sonrası hikaye arasındaki benzerliklere bakıyorduk. Yaratılış hikayesindeki olayların Tufan’dan sonraki dünyadaki olayların her birine karşılık geldiğini görmüştük. Baktığımız son benzerlik ise altıncı gündü. Altıncı günde insan ve hayvanlar yaratılmış, Tanrı insanı ve hayvanları kutsamıştı. Bu olayların her birine bakmış ve Noah’ın gemiden ayrılışında benzerlerini bulmuştuk. Bu benzerlikler dokuzuncu bölüm yedinci ayete kadar devam etmişti. Peki, bu paralellikler ne kadar ileri gitmektedir?
Yaratılış hikayesinde, altıncı günden bir sonraki olay Şabat’tır. Şabat, Tanrı’nın yaratma eylemini durdurduğu yedinci gündü.
Gökyüzü ve yeryüzü, ve onların tüm öğeleri [böylece] tamamlandı.
Tanrı, yedinci günle, yapmış olduğu işi tamamladı ve yedinci günde, yapmış olduğu tüm işini bıraktı.
Tanrı yedinci günü mübarek kıldı ve onu kutsal ilan etti; çünkü Tanrı, yapmak üzere yaratmış olduğu tüm işini, bu günde bırakmıştı.
(Yaratılış 2:1-3)
Soru şu, Tufan sonrası dünyada bir Şabat olayı var mı? Kelimenin tam anlamıyla bir Şabat değil, ama Şabat’a karşılık gelen bir olay? Eğer karşılık gelen benzer bir olay varsa, tam da önceki benzerliklerin bittiği dokuzuncu bölüm yedinci ayetten hemen sonra başlamalıdır. Şabat’ı Tufan sonrası bir olaya bağlayan dil benzerlikleri var mı bakalım.
“Ben de İşte Bizzat sizinle ve sizden sonraki kuşaklarınızla bir antlaşma yapıyorum.
[Bu antlaşma aynı zamanda] Sizinle birlikte bulunan ve gemiden tüm çıkanlar – gerek kuş, gerek çiftlik hayvanları, gerekse de yeryüzünün tüm vahşi hayvanları olsun – tüm canlı türleri ve yeryüzünün tüm hayvanları [için de geçerlidir].
Sizinle [şu] antlaşmamı gerçekleştiriyorum: Bir daha asla tufan sularından [dolayı] tüm vücutlar [yaşamdan] koparılmayacak. Yeryüzünü yok edecek bir tufan, bir daha olmayacak”.
Tanrı [şöyle] dedi: “Sonsuza kadar her nesil için, Benimle, sizin aranıza ve sizinle birlikte tüm canlı türleri arasına verdiğim işaret şudur:
Gökkuşağım’ı bulut içine yerleştirdim ve o, Benimle yeryüzü arasındaki antlaşmanın işareti olacaktır. Yeryüzüne bulutlar getireceğim zaman, gökkuşağı bulutlar arasında görülecek.
O zaman sizinle ve her vücuttaki canlı türüyle olan antlaşmamı hatırlayacağım. Ve su bir daha hiçbir zaman tüm vücutları yok etmek için tufana dönüşmeyecek.
Gökkuşağı bulutların arasında olacak ve Ben onu görerek, Tanrı ile, yeryüzünde bulunan her vücuttaki tüm canlı türleri arasındaki ebedi antlaşmayı hatırlayacağım”.
Tanrı, Noah’a “Benimle yeryüzündeki tüm vücutlar arasında yapmış olduğum antlaşmanın işareti budur” dedi.
(Yaratılış 9: 9-17)
Tufan sonrası dünyada, hayvanlar ve insanlar gemiden ayrıldıktan sonra, Tanrı, Noah’ı kutsadıktan sonra – ki bu, daha önce bahsettiğimiz gibi, Yaratılış hikayesindeki altıncı günün kutsamasına paraleldir – sıradaki olay “gökkuşağı antlaşması”dır. Tanrı, Noah’a Tufan’dan sonra gökkuşağını gösterir ve der ki, “bu gökkuşağı, bir daha asla başka bir Tufan olmayacağına, dünyayı bir daha asla tümüyle yok etmeyeceğime dair bir işarettir.”
Tanrı, insanlarla ve tüm canlılarla bir antlaşma yapar ve bir daha dünyayı yok etmeyeceğine söz verir. Aradığımızı, Şabat’ın karşılığını bu ayetlerde bulduk mu? Sanırım hayır! “Gökkuşağı antlaşması” ile Yaratılış Kitabı ikinci bölümün ilk üç ayetinde anlatılan Şabat’ı birbirine bağlayan bir dil benzerliği yok gibi görünüyor. Acaba benzerlikler sona mı erdi?
Ancak bize sunulan bir yol daha var. Tufan sonrası dünyadaki Gökkuşağı Antlaşması’nda bize Şabat’ı hatırlatan dilsel işaretler var, ama bu işaretler bizi Yaratılış hikayesine değil, Çıkış Kitabı’na getiriyor! Söz konusu dil benzerlikleri bizi Çıkış Kitabı’na, Bölüm 31’e götürür.
Çıkış Kitabı 31. Bölüm, 13 – 17. ayetlere bakmanızı ve bu ayetleri Yaratılış 9. Bölüm’de bulunan gökkuşağı antlaşması (9 – 17 ayetler) ile karşılaştırmanızı istiyorum.
Yaratılış 9. Bölüm (9 – 17) | Çıkış 31. Bölüm (13 -17) |
9] “Ben de İşte Bizzat sizinle ve sizden sonraki kuşaklarınızla bir antlaşma yapıyorum. | 13] “Sana gelince; Bene- Yisrael’e konuş ve [şöyle] söyle: Yine de, Şabatlarım’ı gözetmelisiniz. Zira [Şabat], sizi Benim – Aşem’in – kutsal kıldığımın bilinmesi için, nesilleriniz boyunca, sizinle aramda bir işarettir. |
10] [Bu antlaşma aynı zamanda] Sizinle birlikte bulunan ve gemiden tüm çıkanlar – gerek kuş, gerek çiftlik hayvanları, gerekse de yeryüzünün tüm vahşi hayvanları olsun – tüm canlı türleri ve yeryüzünün tüm hayvanları [için de geçerlidir]. | 14] Şabat’ı korumalısınız – çünkü o sizin için kutsaldır ve onun [kutsiyetini] ihlal eden, kesinlikle idam edilecektir – çünkü [Şabat günü] içinde her kim melaha yaparsa, o can, halkının içinden kesilip atılacaktır. |
11] Sizinle [şu] antlaşmamı gerçekleştiriyorum: Bir daha asla tufan sularından [dolayı] tüm vücutlar [yaşamdan] koparılmayacak. Yeryüzünü yok edecek bir tufan, bir daha olmayacak”. | 15] Altı gün boyunca iş yapılabilir; fakat Cumartesi, tam bir işten el çekme günüdür – Tanrı Adına kutsaldır. Şabat günü melaha yapan herkes kesinlikle idam edilecektir. |
12] Tanrı [şöyle] dedi: “Sonsuza kadar her nesil için, Benimle, sizin aranıza ve sizinle birlikte tüm canlı türleri arasına verdiğim işaret şudur: | 16] “Bene-Yisrael, Şabat’ı nesilleri boyunca ebedi bir antlaşma şeklinde uygulayarak Şabat’ı gözetsinler. |
13] Gökkuşağım’ı bulut içine yerleştirdim ve o, Benimle yeryüzü arasındaki antlaşmanın işareti olacaktır. | 17] [Çünkü] O, Bene-Yisrael ile aramda, Tanrı’nın gökleri ve yeryüzünü altı günde yaptığına, yedinci günde ise işi bırakıp dinlendiğine dair ebedi bir işarettir.” |
14] Yeryüzüne bulutlar getireceğim zaman, gökkuşağı bulutlar arasında görülecek. | |
15] O zaman sizinle ve her vücuttaki canlı türüyle olan antlaşmamı hatırlayacağım. Ve su bir daha hiçbir zaman tüm vücutları yok etmek için tufana dönüşmeyecek. | |
16] Gökkuşağı bulutların arasında olacak ve Ben onu görerek, Tanrı ile, yeryüzünde bulunan her vücuttaki tüm canlı türleri arasındaki ebedi antlaşmayı hatırlayacağım”. | |
17] Tanrı, Noah’a “Benimle yeryüzündeki tüm vücutlar arasında yapmış olduğum antlaşmanın işareti budur” dedi. |
Tekrar edilen kelimeler “antlaşma” için “brit“, “işaret” için “ot“, “nesiller boyu” için “L’dorot Olam“, “sizinle Ben’im aramda” için “Beini U’bein” ve “sonsuza kadar” için “L’olam“, “kesmek” için “venichratah” kelimeleridir. Türkçe ve İngilizce tercümeleri okuyorsanız, bu kelimeleri fark edemeyebilirsiniz. Ama, metnin orijinalini İbranice okuyanlar için aynı kelimelerin tekrar ettiği kolayca görülebilir.
Mısır’dan Çıkış 31. Bölüm’de İsraeloğullarına Şabat’ı yerine getirmeleri emrinin verildiğini görürüz. Bu bölümde kullanılan kelimelere bakarsanız “Gökkuşağı Antlaşması”nı tanımlamak için kullanılan kelimelerle çok sayıda benzerlik bulunduğunu görürsünüz. Gökkuşağı Antlaşması, Şabat benzeri bir olay gibi görünmektedir. Öyle görünüyor ki, Mısır’dan Çıkış 31. Bölüm’de İsraellilere Şabat’ı tutmaları emredildiğinde, gökkuşağı antlaşmasının yankılarını tekrar tekrar duyuyoruz.
Şabat’ın Noah’ın dünyasındaki yansıması bir gökkuşağıdır, neden? Bu ne anlama geliyor? Gökkuşağının Şabat ile ne ilgisi var? Eğer bunu çözebilirsek, Şabat’ın ve gökkuşağının, ikisinin neyle ilgili olduğuna dair daha derin bir anlayış elde edebiliriz.
Sonraki yazımızda bunun hakkında konuşmaya başlayacağız. Katılmanızı bekliyorum.
Sonraki Yazı: Bulutlarda Bir Yay
Kaynak: Rabbi David Fohrman