• 3594
    0

    Yeşaya 53:10 –  İsa, uzun bir yaşam sürdü mü? Yeşaya’nın 53. bölümü, Yeşaya Kitabı’nın dört ünlü “Kul Ezgileri”nın sonuncusudur. Yeşeya 41-53 bölümleri, çarpıcı Son Günler’e ait peygamberlik ve İsrail’in çocukları için teselli ile dolu dört teskin edici “Kul Ezgileri”dir. Peygamber, tereddütsüz biçimde, Tanrı’nın sadık, inançlı kalanlarının görkemli kurtuluşunu ortaya koyarak onları teselli etmektedir. Peygamber, Tanrı’nın ...
  • 4045
    4

    Matta Kitabı’nın yazarı Yeşaya 7:14’ten alıntı yapıyormuş gibi yaparken, ayeti baştan yazmış, böylece metnin İsa’nın bakireden doğumunu önceden haber veriyormuş gibi görünmesini sağlamıştır. Bu yöntemler ham olsa da, kasti ve tasarlanmış yöntemlerdir.   Bu önemli bir soruyu ortaya çıkarmaktadır: Matta ve Luka kitaplarının yazarlarını Meryem’in bir erkek tarafından dokunulmadığı ve İsa’ya hamile kaldığı inancını desteklemeye iten ...
  • 4496
    0

    Misyonerler sıklıkla şu soru ile karşılaşırlar: Eğer Yeşaya, bir erkek tarafından dokunulmamış bir kadının mucizevi biçimde hamile kalışına dair peygamberlikte bulunduysa, niçin İbranice בתולה (betulah) kelimesini – ki bu kelime hem Kutsal Kitap İbranicesinde, hem de modern İbranicede bakirelik anlamına gelen tek, açık, belirli kelimedir – kullanmamıştır?   Bununla birlikte, bizzat Yeşaya, betulah kelimesini kitabında birçok yerde ...
  • 2679
    0

    Hristiyan misyonerlerine göre, Matta İbranice עַלְמָ֗ה (almah) kelimesini “bakire” olarak tercüme ederken Yeşaya Kitabı’nın Septuaginta çevirisine atıf yapıyordu! Söz konusu misyonerlere göre, Yahudi din adamları 2200 yıl önce, Septuaginta adı verilen İbranice Kutsal Metinler’in Yunanca tercümesini yaparken, Yeşaya 7:14’te “bakire” kelimesinin karşılığı olan παρθένος  (“parthenos”) kelimesini kullanmışlardır.  Bu nedenle, orijinal “almah” kelimesi de “bakire” olarak anlaşılmalıdır. Onlara ...
  • 2314
    0

    Misyonerler, bir anne ve babadan olan sıradan bir doğumun Yeşaya 7:14’te bahsedilen “bir belirti” olamayacağını sıklıkla dile getirirler.  Neticede, normal bir doğum nasıl bir belirti olabilir ki diye sorarlar. Ancak, bir erkek tarafından dokunulmamış bir bakireden mucizevi şekilde doğumun bir işaret olabileceğini iddia ederler. Bu iddia doğru mudur? Kutsal Kitap’taki işaret kavramı, bir doğaüstü olayı, ...
  • 3383
    0

    Dualarımız boyunca Tanrı’ya sesleniriz. O’na direkt olarak hitap ettiğimizde her duaya “Baruh Ata Ad. Kutsalsın Sen” sözleriyle başlarız. Birkat Amazon’da olduğu gibi İsimler’ine başvuracağımızda “Merhametli Olan” deriz. Bazen Aşre’de “ve Senin Adını sonsuza kadar kutsuyorum”dendiği gibi Tanrı’ya “Senin Adın” diye hitap ederiz. Bazı zamanlarda Amida’nın üçüncü kutsamasında olduğu gibi Tanrı ve O’nun İsimleri’ni beraber kullanırız: ...
  • 2499
    0

    Rambam, tefilanın Tora’nın emri olduğunun kanıtı olarak Talmud’u (Ta’anit 2a) gösterir (Dua Kuralları 1,1), Talmud, –ve tüm kalbinizle O’na hizmet etmek (Devarim 11:13) şu şekilde yorumlar: “‘Kalbin hizmeti’ni ne oluşturur? Dua etmek. Bu pasaj ortaya koyar ki dua etmek, mekanik olarak kelimeleri söylemekten yani “dudak hizmeti”nden çok daha fazlasıdır. Aslında bu, ilk ve en önemli ...
  • 3730
    0

    Tora der ki (Şemot 20:8-11): Şabat gününü, onu kutsal ilan etmek üzere hatırla. Altı gün boyunca çalış ve tüm işlerini yap; fakat Cumartesi günü şabat’tır; Tanrın Aşem’indir. Hiçbir melaha yapmamalısın – sen, oğlun ve kızın, kölen ve cariyen, hayvanın, şehirlerindeki Ger [– hiçbiriniz]. Çünkü Tanrı, altı gün boyunca gökleri, yeryüzünü, denizi ve [her birinin] içindekileri ...
  • 2288
    0

    İnsan, kendisini ve dünyayı mükemmelleştirmek için yaratıldı. Mükemmellik, Tanrı’ya asıl Mükemmellik’e yakın olmaktır. İnsan, bunu dünyada karşılaştığı her şeyde Tanrı’nın iradesini yerine getirerek başarabilir. Tanrı’nın varlığının saklı olduğu bir dünyada insan, ödülü olan dünyayı amaç değil, araç olarak görmelidir. İnsanı ve dünyasını Tanrı’ya odaklandırmak ve yöneltmek için duaya ihtiyaç vardır. Tefila emri, gerektiğinde dilek ve ...
  • 2674
    0

    Tora, Tanrı’yı “Göklerdeki Babamız” olarak görür. Bir baba çocuğunu sever ve ona, talep etse de etmese de, onun için iyi olanı verir. Tanrı baba gibi ise, o halde dua etmek niye? Her durumda bizim için iyi olanı verecektir? Kesinlikle gerçek olan, dua ile değişenin Tanrı”nın “fikri” veya “isteği” olmadığıdır. Dua ile değişen, biziz! Tüm kutsamalarımızın ...