Tek olması gereken kan mı?
Bazı Hristiyanlar, kilisenin köşetaşı inanç ilkesinin “kan dökülmeden bağışlama olmaz” olduğunu öğrendiklerinde şaşırmaktadırlar. Yahudi Kutsal Yazıları’nda bulunmayan bu Hristiyan inanç ilkesi İbraniler 9:22’de bulunmaktadır.
Hristiyan İncileri’nde İbraniler 9:22’a dipnot olarak Levililer 17:11 ayeti referans olarak verilmektedir. Oysa, sözde bu referans Tora’ya dayanmaz ve sonraki Yahudi peygamberler tarafından da açıkça geçersiz ilan edilmektedir.
Öncelikle, referans gösterilen ayet ile karşılaştıralım:
Levililer 17:10-11 | İbraniler 9:22 |
İsrail halkından ya da aralarında yaşayan yabancılardan kim kan yerse, ona öfkeyle bakacağım ve halkımın arasından atacağım. Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Ben onu size sunakta canlarınıza kefaret etmek için verdim; çünkü candan ötürü kefaret eden kandır.
(כִּֽי־הַדָּ֥ם ה֖וּא בַּנֶּ֥פֶשׁ יְכַפֵּֽר) | Ve Kutsal Yasa uyarınca hemen her şey kanla temiz kılınır, kan dökülmeden bağışlama olmaz. |
İbraniler Kitabı’nın yazarı, kan dökülmeden bağışlama olmayacağına dair başlıca Hristiyan doktrinini desteklemek için Levililer 17:11’i değiştirmiş ve yanlış aktarmıştır.
Peki, bu mektubun yazarı niçin Tora’nın bu ayetini değiştirmiştir? Çünkü, eğer kan olmadan Tanrı günahları bağışlarsa, bu durumda Kilise’nin kendi inananlarına sunabileceği pek az şey kalır.
Tanah’ta ise tövbe ve dua ile günahların affedildiğine dair ayetler sık bulunur.
Örneğin, Ninova halkı, sadece tövbe ederek affedilmiştir (Yunus 3:10), Kral David, Peygamber Natan’ın önündeki samimi pişmanlığı ile affedilmiştir (2 Samuel 12:13). Hatta, bir kişi bilmeden günah işleyip, günah sunusu sunduğunda bile insan kurban edilmesi asla mümkün değildir. İnsan kurban edilmesi, İsrail’in Tanrısı tarafından nefret edilen, İsrail’in komşuları tarafından uygulanmakta olan bir pagan ritüeliydi.
İbraniler Kitabı tarafından değiştirilen Levililer 7:11 ayeti günahların affı için kan dökülmesi gerektiğini ifade etmez. Kanın günahların affı için şart olduğuna inananlar nadiren Levililer 17:11’in bağlamından haberdardırlar ve buna dikkat etmektedirler. Levililer 17:11, “Çünkü…” ifadesi ile başlamaktadır. Bütün dillerde, eğer bir cümle “çünkü” ile başlıyorsa, daima bir önceki cümleyi açıklıyor demektir. Önceki ayette, Levililer 17:10, kan yemenin yasak olduğu belirtilmektedir. Leviler 17:11 de bu yasağın nedenini açıklamaktadır. Kan, tek bir amacı yerine getirirken kullanılabilir: sunak üzerinde kurban sunulması için. Kanın başka bir amaçla kullanılmasını yasaklamaktadır.
Günah Sunusu |
Çoğu insan, Günah Sunusu’nun çoğu günaha kefaret olmadığını öğrenince şaşırmaktadır. Hristiyan İncili kan sunusunun her günahı affettiğini söylese de (İbraniler 9:22) gerçekte günah sunusu insanın en az kötü olan günahına, bilmeden yapmış olduğu hatalara kefaret olabilir. Levililer 4.Bölüm’ü kendiniz okuyun! Bu sunu, küstah, cüretkar günahkarların günahlarına kefaret olamaz. Yalnızca yürekten gelen pişmanlık ve tövbe ile Tanrı’dan af dileyen kişinin bilerek işlediği günahlar affedilebilir. |
Levililer 4:1-2
Rab, Musa’ya şöyle dedi: “İsrail halkına söyle: ‘Biri buyruklarımdan birinde yasakladığım bir şeyi yapar, bilmeden günah işlerse; meshedilmiş kâhin… |
Sayılar 15:24-31
ve bu günah bilmeden işlendiyse…Bütün İsrail topluluğu da aranızda yaşayan yabancılar da bağışlanacaktır. Çünkü halk bilmeyerek bu günahı işledi….Fakat, Yerli ya da yabancı biri bilerek günah işlerse, Rab’be saygısızlık etmiştir. Bu kişi halkının arasından atılmalı |
Levililer 17:11, günahın affedilmesinin tek yolunun kan dökülmesi olduğunu söylememektedir. Bu ayet şunu söylemektedir: Bir günah sunusu sunulduğunda, sununun uygun olabilmesi için kan ile ilgili her ritüel uygun biçimde yerine getirilmelidir (Avodas hadam’ ın dört ayrı ritüeli için: hayvanı kesmek, kanı toplamak, kanı taşımak ve kanı sunak üzerine serpmek).
Ancak, az sayıdaki günah işleyen kişiler bu günah sunusundan istifade edebilir. Çünkü bu sunu, emirlere uymamanın en küçük kısmını kapsamaktadır: Bilmeden yapılan hataları (Levililer 4)
Günahlar için sunulan başka bir sunu ise suç sunusudur (Levililer 5). Tora tarafından açıkça tarif edilen kapsam içerisinde, kişinin bilerek ya da bilmeyerek işlemiş olduğu günahı itiraf etmesi ve pişmanlığı durumunda eylemin ağırlığını azaltır ve günahın affı için suç sunusu sunabilir.
Hatta, bu sunu için yoksul bir kişi tahıl sunabilir. Tahıl sunusu ise elbette kan içermez. Bu suç sunusu yalnızca günahı itiraf etmenin ve pişmanlığın büyüklüğünü göstermekle kalmaz, aynı zamanda kurbanın ancak sadece işlenen günahın itiraf edilmesi ve günahtan pişman olunması ile ağırlığının azalması durumunda günahın affedilmesine yardımcı olabileceğini gösterir.
Yom Kippur’da sunulan kurban , Kohen Gadol tarafından kura ile belirlenerek, birincisinin Tanrı için seçildiği, sembolik olarak İsrail halkının günahlarını taşıyan ikincisinin ise meskun edilmemiş alana salıverildiği kurbandır. Günahları taşıyan kurban sunakta kurban edilmez, serbest bırakılır.(Levililer 16:7-22)
“Tanrı için” ayrılan kurban ise Mabet’in aklanması içindir, halkın günahlarının aklanması için değildir. Yani, Yom Kippur’da uygulanan kurban, başkalarının günahına kefaret olsun ya da başkalarının günahının yerine geçsin diye yapılan bir kurban değildir. Bu kurban, ruhsal saflığa sahip olmamaları nedeniyle Mabet’i kirletmeleri sonucunda pişmanlık duyarak tövbe edenler içindir.
Bir önceki yıl içerisinde, saf değilken, Tapınağa girerek kurban sunan kişinin tövbe etmesi ve saf halde iken Yom Kippur’da onun adına kurban sunulması gerekir. Bu kurban, Tapınak dışında işlenen herhangi bir günah ile ilgili değildir.
“Tanrı için” ayrılan bu kurban, örneğin Şabat’ı ihlal eden, başkasına zarar veren bir kişinin günahını aklamaz. Bu, sadece Tapınağın kutsallığını ihlal eden günahlar içindir (Levililer 16:16). Tövbe ve “ruhlarını alçaltmak” ise tüm diğer günahların affı içindir (Levililer 16:30-31). Dolayısıyla, Levililer Kitabı’nda tarif edilen Yom Kippur kurbanı, Tapınak yokken amacına hizmet edemez.
Tuhaf biçimde, Hristiyan İncil’i İsa’yı Pesah (Paskalya) kuzusu ile özdeşleştirmiştir (1 Kor. 5:7: …Çünkü Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi.) Paskalya kurbanının ise günah ve aklanma ile ilgisi yoktur. Tam aksine, kuzu eski Mısır’da tapınma aracıdır. Yahudilerin Mısırlı yöneticilere başkaldırarak, gerçek Tanrı’yı kutsamak için bu Mısırlı tanrıları kurban etmesi, Yahudilerin kurtarılmaya değer olduklarını göstermiştir.
Hristiyan teolojisine göre bu mümkün olmayan bir sonuçtur. Kilise’ye göre insan, bir arabulucu olmadan ruhsal olarak kayıp ve ümitsizdir. Tüm mektuplarında Pavlus (Paul), insanın kendi eylemleri ile kurtulmasının mümkün olmadığını hararetli biçimde yazmıştır.(Efesliler 2:8-9, Titus 3:5, Galatyalılar 2:16…)
İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.
Efesliler 2:8-9
Bunu doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi merhametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla ve Kurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimize bol bol döktüğü Kutsal Ruh’un yenilemesiyle yaptı.
Titus 3:5-6
Bunun için biz de Yasa’nın gereklerini yaparak değil, Mesih’e iman ederek aklanalım diye Mesih İsa’ya iman ettik. Çünkü hiç kimse Yasa’nın gereklerini yaparak aklanmaz.
Galatyalılar 2:16
Öyle ya, eğer insan kendini kurtarabilir ve Tanrı’ya doğrudan tövbe edebilirse, İsa’ya neden ihtiyaç olsun ki?
Yahudi Kutsal Yazıları’na göre günahtan aklanma sadece kan sunusu ile mi mümkündür?
Mezmurlar 40:7 (6) | İbraniler 10:5 |
Kurbandan, sunudan hoşnut olmadın, Ama kulaklarımı açtın. Yakmalık sunu, günah sunusu da istemedin. | Kurban ve sunu istemedin, Ama bana bir beden hazırladın. Yakmalık sunudan ve günah sunusundan Hoşnut olmadın. |
Kilise, temelini onun merkezi doktrini olan yalnızca kan sunusunun günahı aklayabileceği ve insan ile Tanrı’yı uzlaştırabileceği üzerine kurmuştur. Bu öğretiye göre, İsa’nın ölümü yalnızca ona inananların günahlarını kapatmıştır. Hristiyan İncili’ne göre geri kalan günahkar insanların ise kurtuluşa ulaşması mümkün değildir.
Hristiyan doğuştan günahkar olma “Total Depravity” doktrini Augustinus’un Asli Günah kavramından çıkmıştır. İnsan’ın Düşüşü’nün bir sonucu olarak, her insan dünyaya bu günahın tutsağı olarak doğar ve kendi kurtuluşunu kendisi kazanamaz. Bu doktrini destekleyen Hristiyan İncili ayetlerine örnek olarak Markos 7:21-23, Yuhanna 3:19, 6:44, Romalılar 3:10-11, 8:7-8, 1 Korintliler 2:14, Efesliler 2:1-3’dir.
Her insan bu dünyaya günahkar olarak geldiği için, Çarmıh olmadan kurtuluş ümidi yoktur. Markos 16:16, Yuhanna 3:14-16, 14:16, Elçilerin İşleri 14:2, 2 Korintliler 5:21, 1 Petrus 2:24, 3:18, 1 Yuhanna 2:23
İman edip vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hüküm giyecek.
Markos 16:16
Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. Öyle ki, O’na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
Yuhanna 3:14-16
İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez
Yuhanna 14:6
Ama inanmayan Yahudiler, öteki uluslardan olanları kardeşlere karşı kışkırtarak zihinlerini bulandırdılar.
Elçilerin İşleri 14:2
Tanrı, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı’nın doğruluğu olalım.
2 Korintliler 5:21
Bizler günah karşısında ölelim, doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O’nun yaralarıyla şifa buldunuz.
1 Petrus 2:24
Nitekim Mesih de bizleri Tanrı’ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü. Bedence öldürüldü, ama ruhça diriltildi.
1 Petrus 3:18
Oğul’u yadsıyanda Baba da yoktur; Oğul’u açıkça kabul edende Baba da vardır.
1 Yuhanna 2:23
Bu öğreti, Yahudi Kutsal Yazıları’na tamamen aykırıdır. İnsan iyi ve kötü arasında özgürce seçim yapma hakkına sahiptir (Yasanın tekrarı 30:15-19).
Gör! Bugün önüne yaşamı ve iyiyi, ölümü ve kötüyü yerleştirdim.
[Şöyle] Ki, sana bugün, Tanrın Aşem’i sevmeni, [böylece] O’nun Yolları’nda yürümeni ve Emirleri’ni, Hükümleri’ni ve Kanunları’nı gözetmeni emretmekteyim ve [bunu yaparsan,] yaşayacaksın, çoğalacaksın ve Tanrın Aşem seni, miras almak üzere gelmekte olduğun Ülke’de mübarek kılacak.
Ama kalbini [başka yöne] çevirir ve dinlemezsen, [doğru yoldan] uzaklaşarak başkalarının ilahlarına eğilip onlara taparsan,
size bugün [açıkça] söylüyorum ki şüphesiz yok olacaksınız, onu miras almak için Yarden’i geçmek üzere olduğun toprağın üzerindeki günleriniz uzun olmayacak.
Gökleri ve yeryüzünü bugün size karşı şahit gösteriyorum: Yaşamı ve ölümü koydum önüne – berahayı ve laneti. Ve [sen,] yaşayabilmen için – hem sen hem de soyun – yaşamı seç!
Yasanın tekrarı 30:15-19
Eğer özgür irade olmasaydı, Avraam, Kalev, Yoşiya ve Daniel’in erdemliliği geçerli ve mümkün olmazdı.
Sadece kan sunusunun günahı aklayabileceği görüşünün en büyük düşmanı İsrail’in peygamberleridir. Mezmurlar Kitabı, Peygamber Yeşaya, Mika, Hoşea ve Yeremya günahkarları günahlarını aklamak için kurbanlara güvenmemesi konusunda uyarmaktadır. Aksine, günahlarını kabul ve pişmanlığa, tövbeye çağırmaktadırlar. Gerçekten tövbe edenlerin affedileceği Tanrı tarafından söylenmektedir.
Kral David, Mezmurlar’da günah sunularına dayanmanın yersizliğini o kadar açık biçimde ifade etmiştir ki, Hristiyan İncili’nin öğretisine tamamen aykırı olan bu ayetleri İbraniler Kitabı’nın yazarı değiştirmek zorunda kalmıştır.
Kurbandan, sunudan hoşnut olmadın, Ama kulaklarımı açtın. Yakmalık sunu, günah sunusu da istemedin. (Mezmurlar 40:6) ayetindeki “ama kulaklarımı açtın” sözü yerine İsa’nın sözde kurban edilmesinin ayete dayanan temeli olması için “ama bana bir beden hazırladın” sözünü eklemiştir. Yahudi Kutsal Yazıları’nınTanrı Sözü’nün üzerinde oynamalar yaparak, İsa’nın çarmıhta kurban olarak sunulmasına destek sunmaya çalışmıştır.
Kendiniz bakın!
Tövbe
Tanrı, Kral David’in Batşeva ile ilgili günahı ile ilgili samimi pişmanlığını ve tövbesini kabul etmiştir. Bu olay Mezmurlar Kitabı’ndaki sonraki mesajları da etkilemişti.
Evet, sen o işi gizlice yaptın, ama ben bunu bütün İsrail halkının gözü önünde güpegündüz yapacağım!’ ” Davut, “Rab’be karşı günah işledim” dedi. Natan, “Rab günahını bağışladı, ölmeyeceksin” diye karşılık verdi.
2 Samuel 12:12-13
Kral David, kan sunusunun günahları aklamayacağını kavramıştı. Bu nedenle Mezmurlar 51’de Tanrı’nın alçakgönüllü tövbeye kurbandan daha çok değer verdiğini belirtmektedir. Bu ayetler, Kilisenin temel doktrini ile tümüyle terstir.
Çünkü sen kurbandan hoşlanmazsın, Yoksa sunardım sana, yakmalık sunudan hoşnut kalmazsın. Senin kabul ettiğin kurban, alçakgönüllü bir ruhtur, Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.
Mezmurlar 51:16-17
İçten Bağlılık ve Teslimiyet Kurban’dan daha iyidir.
İbraniler 9:22’e göre sadece kan sunusu günahları affettirebilecek iken Samuel Peygamber aksini söylemektedir:
Samuel şöyle karşılık verdi: “Rab kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakmalık sunulardan, kurbanlardan hoşlanır mı? İşte söz dinlemek kurbandan, sözü önemsemek de koçların yağlarından daha iyidir.
1 Samuel 15:22
İbraniler Kitabı, hayvanların kurban edilmesinin İsa’nın kurban edilmesinin habercisi olduğunu belirtmektedir (İbraniler 5, İbraniler 10:1-6) Oysa, Mika Kitabı da Tanrı’ya teslimiyetin kurbandan daha yüce olduğunu yazmaktadır.
Rab’bin önüne ne ile çıkayım, Yüce Tanrı’ya nasıl tapınayım? O’nun önüne yakmalık sunuyla mı, Bir yaşında danayla mı çıkayım?
Binlerce koç sunsam, Zeytinyağından on binlerce dere akıtsam, Rab hoşnut kalır mı? Suçuma karşılık ilk oğlumu, İşlediğim günah için bedenimin ürününü versem olur mu?
Ey insanlar, Rab iyi olanı size bildirdi; Adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız Rab sizden ne istedi?
Mika 6:6-8
Dualar Kurbanların Yerine Geçmiştir
Peygamber Hoşea da yürekten duanın kurban yerine geçeceğini İsrail halkına bildirmektedir.
Hristiyan çevirisi NIV’ın (New Internation Version) çevirmenleri Hoşea 14:2 ayetinin sonundaki “boğalar yerine dudaklarımızın kurbanını sunalım” ayetindeki mesajı kendi teolojileri için sorun oluşturabilir gördükleri için ayeti “dudaklarımızın meyvelerini sunalım” olarak değiştirmişlerdir.
Türkçe Yeni Çeviri’de “boğalar yerine” sözleri kaldırılmıştır.
Kendiniz bakın!
Tanrın Rab’be dön, ey İsrail, Çünkü suçlarından ötürü tökezledin. Dualarla gidin, Rab’be dönün, O’na, “Bağışla bütün suçlarımızı” deyin, “Lütfet, kabul et bizi, boğalar yerine dudaklarımızın kurbanını sunalım.”
Hoşea 14:1-2
Kral Süleyman, Gelecekteki Sürgüne Gidecek Kuşakların Dua ile Affedilmesi İçin Yalvarmaktadır
Birinci Tapınağın açılışında Kral Süleyman, gelecekteki kuşaklara ilişkin peygamberlikte bulunarak, günah işleyip sürgüne gönderildiklerinde pişmanlık duyarak, tövbe ederlerse (günahlarından dönerlerse) affedileceklerini söylemektedir.
Kral Süleyman, gelecekteki kuşakların bağışlanması için çarmıha gerilmiş bir mesihi kabul etmeleri ya da iman etmeleri gibi bir şarttan bahsetmemektedir.
Eğer Hristiyan İncili’nin yazarlarının iddia ettiği gibi, Tanrı’nın insanlığı kurtarma planı Mesih’in çarmıhta kurban edilmesi ve dirilmesi üzerine ise, niçin Kral Süleyman, yaşamış en bilge kişi, hiçbir yerde kurtuluş için bu şartlardan bahsetmemiştir?
Kral Süleyman’ın öğretisi, pişmanlık ve tövbe ile bağışlanma olamayacağını ısrarla belirten Pavlus’un öğretileri ile tamamen zıttır.
Sana karşı günah işlediklerinde –günah işlemeyen tek kişi yoktur– sen öfkelenip onları yakın ya da uzak bir ülkeye tutsak olarak götürecek düşmanlarının eline teslim edersen, onlar da tutsak oldukları ülkede pişmanlık duyup günahlarından döner, ‘Günah işledik, yoldan sapıp kötülük yaptık’ diyerek sana yakarırlarsa, tutsak oldukları ülkede candan ve yürekten sana dönerlerse, atalarına verdiğin ülkelerine, seçtiğin kente ve adına yaptırdığım tapınağına yönelip dua ederlerse, göklerden, oturduğun yerden dualarına, yakarışlarına kulak ver, onları kurtar. Sana karşı günah işlemiş olan halkını ve işledikleri bütün suçları bağışla. Düşmanlarının onlara acımasını sağla.
1 Krallar 8:46-50
Aynı şekilde Yasanın tekrarı 4:26-31 ve 2 Tarihler 6:36-39 ayetlerinde de pişmanlık duyup, yollarından Tanrı’ya dönerlerse bağışlanacakları belirtilmiştir.
Hezekiel Başkasının Yerine Yapılan Kefaret (Vicarious Atonement) Kavramını Yıkıyor
Hristiyan teolojisine göre günahsız, masum Mesih günahkar insanlık için kurban olarak kendini sunmuş, günahsız Mesih’in kanı günahlara kefaret olmuştur. Peygamber Hezekiel, Hristiyan teolojisinin bu temelini mahkum etmektedir: “ Doğru kişiler, günahkar kişilerin günahı için ölemez!” Kimse bir başkasının günahı için ölemez. Kim günah işlerse, karşılığını alacak da O’dur.
Rab bana şöyle seslendi: “İsrail için, ‘Babalar koruk yedi, Çocukların dişleri kamaştı’ diyorsunuz. Bu deyişle ne demek istiyorsunuz? “Varlığım hakkı için diyor Egemen Rab, İsrail’de artık bu deyişi ağzınıza almayacaksınız. Her yaşayan can benimdir. Babanın canı da, çocuğun canı da benimdir. Ölecek olan, günah işleyen candır.
Hezekiel 18:1-4
“Ama siz, ‘Oğul neden babasının işlediği suçlardan sorumlu tutulmasın?’ dersiniz. Bu oğul adil ve doğru olanı yapmış, bütün kurallarımı dikkatle izlemiştir. Böyle biri kesinlikle yaşayacaktır.
Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz. Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır.
“Kötü kişi işlediği bütün günahlardan döner, buyruklarıma uyar, adil ve doğru olanı yaparsa, kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir.
İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı anılmayacaktır. Doğruluğu sayesinde yaşayacaktır.
Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Egemen Rab böyle diyor.
Hezekiel 18:19-23
Tanrı, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı’nın doğruluğu olalım.
2 Korintliler 5:21
Hezekiel, meşhur 18. bölüm’de günah, günahın karşılığı, bağışlanma gibi kavramlardan bahsederken, ne kan sunusu, ne çarmıh, ne Mesih’in kurban edilmesi ile ilgili tek kelime etmemektedir.
Pavlus, Romalılar 6:23’te “günahın ücretinin ölüm”, yani; insanlığın günahlarının geri döndürülemez karşığının ruhsal ölüm olduğunu iddia etmektedir. Kilise’nin iddia ettiği gibi, Çarmıh dışında insanın günahlarının aklanması için yapabileceği birşey yoktur.
Protestanlığın Beş Sola’sından, İlkesi’nden biri olan Sola Fide’ye göre (Sade ve Yalnızca İman ile Aklanma), aklanma ve cennet; sevap ile kazanılan bir hak değil, Mesih’in tüm günahların bedelini ödediğine dayanarak yalnız iman karşılığında verilen ve yalnız Rab’bin lütfu olarak alınan bir armağandır.
İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır.
Efesliler 2:8
Protestan Westminster İman Açıklaması’na göre, “İman, böylece Mesih’in ve O’nun doğruluğunu almak ve dayanmak, aklanmak için tek gerekli olan şeydir.” (Genevan 11)
İnsanın “asli günah” nedeniyle günahlı olarak doğduğu, kendi eylemleri ile kurtulamayacağı ve yalnız Mesih’e iman yoluyla kurtuluşun olabileceğini belirten merkezi Kilise doktrini, Yahudi Kutsal Metinleri’nin hiçbir yerinde bulunmaz.
Kendiniz bakın!
Aksine, bu Hristiyanlık doktrini İsrail’in peygamberleri tarafından açıkça reddedilir. Hezekiel’in açıkça yazdığı gibi:
“Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.”
Hezekiel 18:23
Hayırseverlik günahları aklar
Yahudi Kutsal Metinleri, aç kişileri doyurmanın, çıplakları giydirmenin, yoksullara yardımda bulunmanın günahları sildiğini açıkça belirtmesine rağmen, Kilise inanırları bundan habersiz görünmektedir.
Hoşea 6:6 ve Özdeyişler 21:3 ayetleri açıkça Tanrı’nın kurban yerine hayırseverliği tercih ettiğini belirtmektedir. Hristiyan misyonerleri niçin yoksullara yardımın günahları sileceğini öğretmemektedir? Çünkü, Tanrı günahları hayırseverlik ile affediyorsa o zaman İsa’ya pek ihtiyaç olmayacaktır.
Haksızca kazanılan servetin yararı yoktur, Ama hayırseverlik ölümden kurtarır.
Özdeyişler 10:2
Gazap günü servet işe yaramaz, Oysa hayırseverlik ölümden kurtarır.
Özdeyişler 11:4
Sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır, Rab korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.
Özdeyişler 16:6
Rab kendisine kurban sunulmasından çok, hayırseverlik ve adaletin yerine getirilmesini ister.
Özdeyişler 21:3
Çünkü ben kurbandan değil, iyilikten hoşlanırım, Yakmalık sunulardan çok beni tanımanızı isterim.
Hoşea 6:6
Bu yüzden, ey kral, öğüdümü benimse: Hayırseverlik yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç, böylece rahatın uzun sürer.
Daniel 4:27
Hayırseverlikle bağışlanan para hiçbir zaman bizim değildir. Servet, para gibi bize verilen maddi kaynaklar daima Tanrı’ya aittir ve bize Tanrı tarafından emanet edilmiştir ki bizim tarafımızdan amacına uygun biçimde kullanılsın. Bu nedenle, onu hakeden ve ihtiyacı olan kişilere ulaştırmak sizin sorumluluğunuzdur. İhtiyacı olana bu maddi kaynakları ulaştırmanın ruhsal ödülü o kadar büyüktür ki, veren değil alan kişi aslında veren kişiye iyilikte bulunuyordur.
Yeremya Peygamber Kan Sunularının Kendilerini Kurtaracağını Sananları Uyarmaktadır
Birinci Tapınağın yıkılmasından önce kendi kötü davranışlarını düzeltmek yerine Tapınak’ta sunulan kan sunularının kendilerini kurtaracağını, Tanrı’nın öfkesinin giderileceğini ve günahlarının aklanacağını sananları Yeremya Peygamber uyarmaktadır. Kurbanlara güvenmek yerine yaşamlarını düzeltmelerini önermektedir.
İsrail’in Tanrısı, Her Şeye Egemen Rab diyor ki: Yaşantınızı ve uygulamalarınızı düzeltin. O zaman burada kalmanızı sağlarım. “Rab’bin Tapınağı, Rab’bin Tapınağı, Rab’bin Tapınağı buradadır!” gibi aldatıcı sözlere güvenmeyin. Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır, yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz, sizi yıkıma götüren başka ilahların ardınca gitmezseniz, burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarım.
Yeremya 7:3-7
İsrail’in Tanrısı, Her Şeye Egemen Rab diyor ki, ‘Yakmalık sunularınızı öbür kurbanlarınıza ekleyin de et yiyin. Çünkü atalarınızı Mısır’dan çıkardığımda, yakmalık sunularla kurbanlar hakkında onlara seslenip buyruk vermedim.Onlara şunu buyurdum: Sözümü dinlerseniz, ben sizin Tanrınız, siz de benim halkım olursunuz. İyilik bulmanız için her konuda size buyurduğum yolda yürüyün.
Yeremya 7:21-23
Hristiyan Teolojisine Göre Tanrı’nın Ninova Halkını Bağışlaması Mümkün Değildir
Yukarıda belirtilmiş olduğu gibi Kilise’nin doktrinine göre kimse kendi eylemleri ile kurtuluşa ulaşamaz. Yalnızca çarmıhta kendisini insanlığın günahları için sunmuş Mesih’in kanı ve O’na olan iman ile, Mesih’in tüm günahların bedelini ödediğine dayanan iman karşılığında aklanabilir.
Yunus Peygamber, Ninova halkına gelip, kırk gün içerisinde kentin yıkılacağını söylediğinde halk Peygamber’in sözlerine inanmış, oruç tutarak tövbe etmişlerdi. Halkın kötü davranışlarından vazgeçerek, tövbe ettiklerini gören Tanrı Ninova halkını bağışlamıştır.
Yunus kente girip dolaşmaya başladı. Bir gün geçince, “Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!” diye ilan etti. Ninova halkı Tanrı’ya inandı. Oruç ilan ederek büyüğünden küçüğüne hepsi çula sarındı. Ninova Kralı olanları duyunca, tahtından kalkıp kaftanını çıkardı; çula sarınarak küle oturdu. Ardından Ninova’da şu buyruğu yayımladı: “Kral ve soyluların buyruğudur: Hiçbir insan ya da hayvan –ister sığır, ister davar olsun– ağzına bir şey koymayacak, otlamayacak, içmeyecek. Bütün insanlar ve hayvanlar çula sarınsın. Herkes var gücüyle Tanrı’ya yakararak kötü yoldan, zorbalıktan vazgeçsin. Belki o zaman Tanrı fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız.” Tanrı Ninovalılar’ın yaptıklarını, kötü yoldan döndüklerini görünce, onlara acıdı, yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.
Yunus 3:4-10
Ninova halkı Tanrı tarafından bağışlanmıştır ancak Ninova halkının ne Mesih’in kanı, ne Oğul Tanrı’ya iman, ne çarmıh, ne Mesih’in tüm günahların bedelini ödediğine dayanan iman ile ilgisi olmamıştır ve bunlara ihtiyacı da olmamıştır. Pişmanlık ve tövbe bağışlanmalarını sağlamıştır. Bu aklanma Hristiyan teolojisine tamamen zıttır.
Kutsal Kitabınızı bilin!
Eğer Kutsal Kitabınızı bilirseniz, hiç kimse Tanrı’ya olan inancınızı ve O’nunla olan bağlantınızı çalamayacaktır.