Safed şehri bir depremle yıkıldı ve Yahudi hayatının kısa ve öz rönesansı sona erdi.
Bununla birlikte, kısa sürede üretilen edebi eserler Yahudi dünyasına yayıldı. Dünyaca kabul edilen Yahudi Yasa Kuralları (Shulchan Aruch) Rabi Joseph Karo tarafından yazılmıştı ve Rabi Moses Isserles’ın (Krakow, Polonya Hahambaşısı) Aşkenazi veya Avrupalı Yahudi gelenekleri ile yaptığı açıklamalar ile daha da geliştirildi. İlginçtir ki, Tora’nın açık olan kısmını ortaya koyan Yahudi Yasa Kuralları’nı yazan Rabi Karo ile mistik geleneği açıklayan Arizal, birlikte ortaya koydukları bütüncül sentezi işaret edecek biçimde Safed’deki Yahudi mezarlığında birbirlerine çok yakın gömülmüştür.
Bir Kabalist, Yahudi Yasa Kuralları’nın rehberliğinde davranır ve yasaları sayan bir kişi de Kabala ile ilham alır ve ruhsal aleme girer.
Zaman geçtikçe, Yahudilerin büyük kısmı Avrupa’da çoğaldı. Yer değiştiren toplum Kabala’yı beraberinde götürdü ve önde gelen Yahudilerin birçoğu metnin öğretilerinde çok tecrübeli idi. Arizal, mistik geleneğin öğretilmesine izin verse de yazıların karmaşıklığı ve toplumun genel olarak cehaleti yüzünden, Kabala’nın büyük kısmı küçük, seçkin çevrelerde kaldı. Kabala, bu zaman zarfında karşıtlar kazandı çünkü bazıları okült güçlerini ilan etmeye başlamıştı. Bu başıbozukluklar uzaklaştırılmış ve bazı durumlarda topluluk dışına itilmişlerdi.
Belki de en kötü şöhretli durum Kabalistik güçlere sahip olduğunu ve Maşiah olduğunu iddia eden Sabetay Sevi olayıydı. İslam’a yaptığı nihai dönüşüm, Kabala’nın sadece Talmud çalışmasında ustalaşmış gerçek alimler ile sınırlandırılması durumunu daha da ikna eden bir çürüme ile sonuçlandı.
Bir dizi yıkıcı katliam, geniş ölçüde yerinden etme ve manevi düşüş nedeniyle Yahudi cemaatinde gittikçe açılan bir ayrılık gelişti. Yahudiler esasen iki sınıfa ayrıldı: Bilginler ve cahiller (“Amei Haaretz” denilen küçültücü bir terim ile adlandırılan- kelime anlamı “toprağın insanları”dır. )
Eğitimsiz bu sınıf samimi ve dindar olsa da, çoğunlukla okuma yazmayı bilmeyen ve ezoterik veya bilimsel çalışmalara değil, hayatta kalmak için günlük mücadeleye odaklanmış çiftçiler veya esnaflardan oluşuyordu. Tıbbi terminolojiye göre, o dönemde Yahudi halkı bitkindi denebilir- Yahudi ruhu sadece hayatta kalma çabasının yükü altında kaldığını söylemek doğru olacaktır. Gezgin Yahudi bir deyim haline gelmiş ve sürgün sıkıntısı (Galut) gündelik bir gerçeklik olmuştu. Bitkin bir kişiyi canlandırmak için, onlara ruhunu derinden uyandıracak, keskin kokulu bir tuz vermek gerekir. Bir mesel ile anlatmak gerekirse:
Bir zamanlar tek oğlu olan bir kral vardı. Bu oğul, kralın göz bebeğiydi ve en iyi geleneğin içinde yetiştirildi. Bir gün, oğlu ölümcül şekilde hastalandı ve ülkenin tüm hekimleri kendisini tedavi etmek için çağrıldı, ancak başarıya ulaşamadılar.
Sonunda, bir doktor garip bir çare önerdi: “Birisi kıymetli bir mücevher alsın, ezsin ve suyla karıştırsın ve ardından prensin dudaklarına damlatsın, belki bu onu iyileştirebilir.” Kral, “Böyle bir taş nerede bulunabilir?” diye sordu. “Majestelerinin tacının taşı böyle bir mücevherdir. Çocuğunu kurtarmak için onu çıkarıp, ezmeye hazır mısın?” diye yanıtladı Doktor. “Elbette, bu benim çocuğum!” dedi Kral ve ilaç başarılı bir şekilde uygulandı.
Örnekte, çocuk manevi olarak bitkin Yahudi halkını temsil ederken, tacın mücevheri Tora’nın en derin öğretilerini temsil eder ve hiçbir şeye benzemez biçimde ruha dokunabilir. Yahudi halkını kurtarmak için taç mücevherini yerinden çıkarmak, ezmek ve zayıf ve bitkin çocuğun emebileceği küçük damlalar halinde “paketleyerek” çocuğu canlandırmak için Yukarı’dan izin verilmiştir.
Bu nedenle Her Şeye Gücü Yeten, Rabi İsrail Ben Eliezer’in, Baal Shem Tov olarak da bilinen kutsal ruhunu dünyaya gönderdi. Babası Eliezer ölmeden hemen önce küçük İsrail’e, “Herhangi bir varlıktan değil, sadece Aşem’den kork, kardeşin Yahudi’yi tüm yüreğinle sev” dedi. Bu son istek ve vasiyet, Baal Shem Tov’un yaşam felsefesinin – içkin ve yakın Yaratıcı’nın sürekli farkındalığı ve Ahavat Yisrael’in “kardeş Yahudi sevgisi” temeli olmuştur. Baal Shem Tov, beş yaşında babasını kaybetmiş ve kardeşlerini daha iyi yapma amacı taşıyan gizli kabalistlerden oluşan Nistarim adlı bir grup tarafından büyütülmüştü. Baal Şhem Tov, Nistarim’in tanınmış lideri olduğunda ve şöhreti yayılmaya başladı.
Mezibuz kasabasına yerleşti, fakat sık sık Yahudi cemaatlerini dolaşarak Hasidizm iksiri ile ruhları uyandırdı. Tora’nın açık olan bölümlerinde derin bir bilgin olarak, çevresinde toplamış olduğu diğer parlak Tora bilginlerine Tora’nın en derin kısımlarını öğretti. Ruhlarını ateşledi ve Aşem’e sınırsız sevinç ve şevkle hizmet ettiler. Bilginleri aydınlatırken Baal Shem Tov, aynı zamanda sıradan halkı eğlendirip, özgüvenlerini oluştururken, ruhlarını yükseltti.
Çoğunlukla mucize yaratan biri olarak tanındı ve binlerce kişi tavsiye ve kutsamalar için kendisine akın etti. Bugün Baal Shem Tov’un mucizevi bir şekilde bir kasabayı göksel bir karardan kurtardığı ya da çocuksuz bir çifti kutsadığı gibi birçok mucizevi olayı anlatan hikayelerini içeren kitaplar bulunmaktadır.
Tanınmadığı bir kasabaya vardığında ve şehir meydanına gider, etrafına halkı toplar ve Aşem’in onları ne kadar sevdiğini basit fakat anlamlı ifadelerle anlatırdı. Geçmişi, dine riayeti veya dini bilgisi ne olursa olsun “Bir yahudinin bir yahudiyi sevmesinin önemi”nden, Ahavat Yisrael’den ve her bir Yahudinin Aşem’in değerli bir çocuğu olmasından bahsetti. Hem kozmik hem de mikrokozmik düzeyde, kalp ve samimiyetle gerçekleştirilen her bir eylemin öneminden bahsetti. Herkesten Aşem’e teşekkür etmesini, Baruh Aşem demesini teşvik etmiştir.
Baal Shem Tov ritüelleri ruh, sevinç ve samimiyet ile dolduran bir hareket yaratmayı başarmıştır.
Öğrencilerine, sürekli devam eden, yokluktan yaratılış ve cansız nesneler için de geçerli olan İlahi yönetimin bilgisini aşıladı. Kendisi hiç kitap yazmamış da olsa, öğretileri başta Mezritch Maggid’i Rabi Dovber olmak üzere öğrencileri tarafından korunmuştur. Baal Shem Tov’dan sonra da hasidik hareketin lideri olmuştur.
Bununla birlikte, en önemli olay, bir Roş Aşana’da gerçekleşti. Baal Shem Tov Kabala’yı ruhun göksel alemlere yükselmesini deneyimlemek için kullandı. Burada Maşiah’la karşılaştı. Baal Shem Tov, “Ne zaman geleceksiniz?” diye sordu. Maşiah, “Öğretileriniz yaygınlaştığında” diye yanıtladı. Bu, Baal Shem Tov’a, mistik geleneğin dünyayı doldurması için yayılma zamanı geldiğini belirtti. Maşiah döneminin başlayabilmesi için Tora’nın iç boyutunun yaygınlaşması gerekiyordu.
Bu nedenle, mümkün olan en geniş çapta “Tora’nın İç Boyutu” nun (Pnimiyut HaTorah) ortaya çıkması için İlahi iznin iki nedenden dolayı verildiğini söyleyebiliriz: Birincisi, bitkin Yahudi kitleleri canlandırmak ve ikincisi, dünyayı Maşiah’ın gelişi için hazırlamak. Bu noktalar, bu öğretilerin neden daha önce ortaya çıkmadığı sorusuna cevap vermektedir.
Birçok kişi, Hassidizmin yeni bir oluşum olduğunu ve Yahudi halkının bundan önce binlerce yıldır hayatta kaldıklarını iddia etmekte ve bu nedenle onun gerekliliğini sorgulamaktadır. Bu inanışa karşıt, sürgünün karanlığından ötürü karanlık güçlerle savaşmak için çok güçlü bir panzehir gerektiği ve gelecekteki Maşiah’ın kurtarışının yakınlığı nedeniyle, Yahudi halkının Maşiah’ın gelişi için hazırlanmak ve onun öğretilerini tadarak Maşiah’ın gelişi yaklaştırmak olduğu fikridir. Baal Shem Tov ve Maggid bu süreci başlattı, ancak ChaBaD hareketinin kurucusu Liadi’den Rabi Schneur Zalman’ın öğretileri ile tamamen yeni bir ivme kazandı.
KİTABI OKU
Rabbi Nissan Dovid Dubov